Bu ne diyeceksiniz? Halimiz.. Özenle oluşturduğumuz sadaka toplumunun yapısı!..
Vallahi ben söylemiyorum.. Başbakanlık söylüyor.. Yıllardır dağıtılan avantanın sonucuymuş..
Hani AKP iktidara geldikten sonra, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş yardım kampanyası başlattı ya.. Yüz binlerce aileye milyonlarca, tonlarca kömür dağıttı..
Buğday dağıttı, un dağıttı, pirinç dağıttı, şeker dağıttı..
Yetmedi.. Soba dağıttı..
Yetmedi.. Çekyat, vantilatör, ütü, tost makinesi dağıttı..
Yetmedi.. Bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, buzdolabı dağıttı..
Sonra ne oldu?
Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün yaptığı araştırmaya göre, bu avantaları ala ala, maço karakterli, saldırgan, pişkin, tehditkâr, tacizkâr, kurnaz, aç gözlü tipler olup çıkmışız..
Çoğunun nasıl olsa avantalar geldiğinden iş bulmak diye bir derdi yokmuş.. Tembel tembel oturuyorlarmış..
O kadar alışmışlar ki kendilerine hak olarak görüyorlarmış..
Yardım aldıkları gün..
Dua, Allah razı olsun..
Yardım aksarsa..
Beddua, Allah belanızı versin..
Peki, işsizlik, yoksulluk, çaresizlik dışındaki yardım almalarının en büyük sebebi neymiş!..
Sıkı durun.. Rapora göre; Başbakan Erdoğan’ın televizyonda yaptığı konuşmalar..
Sadaka ekonomisinin yarattığı avuç açan toplumun hali özetle budur..
Başbakanlık’tan duyurulur..
Apo liderdi noter oldu
Öcalan’ın İmralı’dan bütün örgütü yönettiği, Güneydoğu’ya hâkim olduğu, stratejik planlar yaptığı, hücresinde bütün gelişmeleri izleyip anında emirler yağdırdığı efsaneymiş..
PKK’nın eylemsizlik kararı bu gerçeği ortaya koydu.. Gerçi zaten biliniyordu, Apo’nun PKK’yı idare etmediği, simge olarak kullandığı, işlevsiz noter muamelesi yaptığını biliyorduk..
PKK’nın dağ kadroları karar alıyor, Öcalan’ın direktifiymiş gibi lanse ediyordu..
Önderin kararı deyince akan sular duruyordu..
Militanlar susuyordu, BDP’liler de, vekiller de, belediye başkanları da..
Kimse ‘önder’e karşı çıkmaya cesaret edemiyordu..
Aslında tiyatro oynanıyordu..
* * *
Örgütte şahinler, güvercinler çatışması, çekişmesi olduğu için dişini gösteren Apo’ya istediğini söyletiyordu..
Bu sebepledir ki..
Bir bakıyorsun ‘saldırın, ortalığı yıkın; askerlere polislere saldırın.. Şiddeti kent merkezlerine taşıyın’ diyor..
Bir bakıyorsun ‘silahları susturun, bu çare değildir’ diye demeçler veriyor..
İki ay arayla..
Son eylemsizlik kararına bakalım..
Demokratik Toplum Kongresi çağrı yaptı, dağ kadrosu katıldı ama Apo’nun kararı gibi gösterilmesi gerekiyordu..
Avukatlar adaya gitmek için gemi beklerken ateşkes kararı Apo’nun haberi yokken medyaya sızdı..
Gemi kalkmasaydı ne olacaktı?
Hiç..
Sıkışınca İmralı’nın iradesi diye topu adaya atmayın..
Evet diyene kol kanat hayır diyene MANYAK!..
Sezen Aksu, ‘evet’ oyu vereceğini açıklayınca acayip eleştirildi..
Hedef tahtası yapıldı..
Bunu gören Avrupalı Bakanımız, Başmüzakerecimiz hemen uyarmış; Avrupa müktesebatını hatırlatmıştı..
Herkes fikrini söylemekte serbesttir; evet diyene kimsenin hakaret etme hakkı yoktur..
* * *
Avrupalı Bakanımız önceki gün partisinin ilçe teşkilatıyla bir araya gelince galiba gaza gelmiş.. Vermiş veriştirmiş
Hayır diyenin aklından zoru vardır, vatan sevgisiyle ilgili sıkıntısı vardır demiş..
Demek ki Avrupa mevzuatına göre, hayır diyene hakaret serbest..
Öyle olmasa entel bakanımız fikrini açıklayana manyak der miydi!.
Paşalar 12 Eylül’de misket mi oynuyordu..
Hükümetin her adımını kutsallaştırmak, ulvi misyon yüklemek, memlekete çok hayırlı sonuçlar doğurduğunu yaymak moda ya..
Bakın hükümetin YAŞ diretmesi sonunda ne olmuş..
1960 model darbeciler dönemi bitmiş.. 27 Mayıs’ta aktif görev alan son kişi de gitmiş.. Demokrat geleneğe sahip yeni nesil komutanlar göreve gelmiş..
İyi de bu yeni komutanlar 12 Eylül’de ne yapmış?
Misket mi oynamışlar?
Fiili görev almamışlar mı? İki yıl askerliğe ara verip 1980 model darbeden sonra yeniden mi dönmüşler?
Yorum iyi de sallamak kötü..
