Madende kazalar niye oluyormuş? Maden işçisinin sağa sola borcu olduğu için..
Hoppala ne alakası var?
İşçinin kafası borcuyla meşgul olduğundan konsantrasyon problemi yaşaması muhtemelmiş.. Bu da büyük riskmiş..
Ne yapacağız?
Borcu olan işçiyi işten atınca sorun çözülecek..
*
Yok artık daha neler diyeceksiniz, deyin.. İsterseniz yuh artık daha neler de diyebilirsiniz..
Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) genelge yayınladı.. Ücretindeki haczi bir yıl içinde kapatamayan işçi işten çıkarılacakmış..
Adam maaşına sanki zevk için haciz koyduruyor..
Adam geçinememiş ki, adama aldığı para yetmemiş ki, borç almış ödeyememiş ki maaşına haciz gelmiş..
*
Sonra.. Haciz gelenlerin kafası başka yerde de gelmeyenlerin değil mi? Kiminin kredi kartı borcu var, kimi ayı nasıl çıkaracağını düşünüyor, kimi çocuğuna yeni ayakkabı derdinde, kimi evlendirecek kızının çeyizinde..
Madene inip de kafası başka yere takık olmayan bi Allah’ın kulu var mıdır?
Adamın parası pulu yerinde.. Gül gibi geçinip gidiyor.. Ekmek elden su gölden yaşıyor..
Ama her sabah yerin dibine iniyor..
Madene inmeden, o riske atılmadan yaşayamıyor..
Böyle biri var mıdır?
Zengin maden işçisi!..
*
Borcunu bir yıl içinde ödedin ödedin, ödemedin kapının önüne konulursun genelgesi aslında ölüm fermanı gibi..
Genelgenin tercümesi şu..
Maden kazasında ölme, aşağıda ölme, başımızı belaya sokma, bizi maddi zarara uğratma, yukarıda öl, evinde öl, açlıktan öl!..
Madencilerimizin hali budur..
Mahalle havasından Nişantaşı havasına
İstanbul’un temposuna kendimizi öyle bir kaptırmışız ki, öyle bir koşuşturma halindeyiz ki çevremizde olan biteni göremiyoruz..
Yaşadığımız mahalleler değişti.. İlişkiler değişti, alışkanlıklar değişti..
Üç-beş yıl uğramadığımız semte gidince hayretler içinde kalıyoruz.. Yeşilköy öyle..
10 yıl oturdum.. Altı yedi yıldır başka yerdeyim.. Yolum fazla düşmemişti..
Gittim..
Aman Allah.. Eskiler gitmiş, yerine ünlü markalar gelmiş..
Mahalle havasının yerini Nişantaşı havası almış..
*
Seyfettin Gürsel, Radikal’deki yazısında kendi mahallesini anlatmıştı..
Anadoluhisarı’nı..
“Bu semtte yaşamaya başladığımız 30 yıl önce camii kavşağındaki ahşap binanın altında ‘sinekli bakkal’ diye adlandırdığımız bakkal vardı.
Oradan boğaz yoluna inen sokakta bir yorgancı çalışırdı. Önce onlar kapattı. Aynı sokakta bir ciltçi, hemen yanında kundura tamircisi, onun ardından da terzi kapandı.
Terzinin terk ettiği dükkanı bir kadın tadilatçı olarak çalıştırdı ama o da kapattı. Dere boyundaki kızıl Serçe Sokak’taki bakkal da kapattı (..)
Bir de kalaycımız vardı. Epey direndi ama sonunda o da kapattı.
Yerine perdeci açıldı 5-6 yıl sonra o da kapattı. Otobüs durağının arkasındaki yufkacı oldukça uzun ömürlü oldu. Ama 2 yıl önce o da kapıya kilit vurdu. Yanında elektronik alet tamircisi vardı, kapandı (..)
Cadde üzerinde elbise tamircisi, yanında tuhafiyeci vardı. Hepsi kapandı (..)
Daha anılacak esnaf zayiatı var ama bu kadar yeter.”
*
Geçenlerde bi öğle vakti Beyoğlu’na çıktım.. Vaktim var, karnım aç.. Aklıma Hacı Baba geldi..
Çeşit çeşit zeytinyağlıları, sıcak yemekleriyle kelimenin tam anlamıyla Osmanlı mutfağıdır..
Kiliseye bakan balkonunu çok severim.. Öğle rakısı için idealdir..
Uzun zamandır uğramamıştım, hızlı adımlarla yöneldim, önüne geldim, durdum..
Aaaa..
Kapanmış.. Ben kendimi bildim bileli (Hacı Baba adıyla 1950’den beri) Hacı Baba oradaydı..
Beyoğlu’nun simgelerindendi.. Kapanmış..
Yerine Hatay sofrası gelmiş..
YÖK rezaleti
RedHack, YÖK’ün sitesini hacklemiş 60 bine yakın belgeyi almış..
Her gün bir iki tane patlatıyorlar..
Yolsuzluk mu, usulsüzlük mü ne ararsan var.. Transatlantik gezisi bile var.. Mesela İstanbul Üniversitesi Rektörü’nün iki ayrı sabıka kaydı olduğuna dair belgeler var..
En fecisi şu..
YÖK, mezhep fişlemesi yapmış..
Eski YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan döneminde olmuş.. Hani o zamanlar özgürlükçü başkan diye yere göğe konulamıyordu ya..
O..
İnönü Üniversitesi eski Rektörü Hilmioğlu’nun anne tarafından Alevi olduğu, Alevi ve solcu insanları göreve getirdiği iddiasıyla ceza soruşturması yaptırmış..
Sahte isimli bir ihbar mektubu üzerine..
*
Eskiden böyleydi, insanlar fişleniyordu diye bağırıp çağıranlara dikkat edin.. İleride çoğu fişleyen çıkacak..
Bu dönemin fişçileri de diyebiliriz..
