Yeni yıldan beklentileriniz ne? Önünüzde 2 tam gün var. Enine - boyuna düşünün ve madde madde not edip saklayın. Bilgisayara değil de kağıda yazın ki bir yıl süreyle hiç dönüp bakmayın. Gelecek yıl tam bugün, yeni bir yıla adım atmanın mahmurluğu içinde açıp okuduğunuzda, "Bir yıl önceki ben bu muydum?" diye çok şaşırabilirsiniz. Hele birkaç yıl üstüste aynı antremanı yaptığınızda ve yazdıklarınızı sakladığınızda, üzerine felsefe bile yapabileceğiniz ilginç bir yolculuk çıkabilir karşınıza...Size yeni yıl beklentileriyle değil ama, yeni yıl dilekleriyle ilgili küçük bir örnek verebilirim. Gazeteci olmanın avantajı! Geçmiş yılbaşlarında siz okurlarıma bakın ne dileklerde bulunmuşum: 90lı yılların başlarında sağlık, mutluluk ve başarı dilekleriyle bitiriyormuşum yazılarımı...Bu değişmez üçlüden başarı, birkaç yıl sonrda yok olmuş. Herhalde mutlu olmak için ille de başarının şart olmadığını, insanların başarılı olmadan da mutluluğu yakalayabileceklerini farkettiğimden...2000e geldiğimizde sağlık ve mutluluğa barış ve huzur da eklenmiş. Herhalde dünyanın süpergücünün en acımasız saldırılara hazırlandığını sezdiğimden...2000li yılların birinde sağlığın dışındaki yeni yıl dileğini okurlarıma bırakmışım: "Kendiniz için ne dileyeceğinizi en iyi siz bilirsiniz" diyerek...Bu yıl ise ilk kez eğlenceyi de kattım yeni yıl dileklerime... Aslında ben 20li yaşlarımdan beri kolay gülebilen, küçücük olaylarla bile doyasıya eğlenebilen nadir şanslı insanlardan biriyim. Ama her nedense kendimdeki bu beceriyi bugüne kadar, sevdiklerime ve okurlarıma yeni yıl dileği olarak ifade etmeyi akıl etmemişim. Oysa ki Türkiyede de dünyada da eğlenmenin dozu, son yıllarda şaşırtıcı biçimde artıyor. Sanmayın ki sadece bizim millet, televizyonların karşısında sabahtan akşama göbek atıp oynuyor. Bizimkiler gibi cebinde parası olmayan televizyon başında oynuyor, cebinde parası olan eğlence yerlerini aşındırıyor. Geleceğin umut vaadeden sektörleriyle ilgili en ciddi araştırmaların ortak bulgusu eğlence sektörü. Bu sektörde cirolar, katlanarak artıyor. Milliyet TIRıyla Anadoluyu dolaşırken de küçük kentlerde fabrikaların birer ikişer kapanıp, eğlence yerlerinin beşer onar açıldığını hayretle tespit etmiştik. İşini kaybedenin eğlence yerine gidecek hali yok herhalde, ama giden birileri bulunuyor ki her gün bir yenisi açılıyor. Üstelik de çoğuna Laila - Reina benzeri isimler konuyor.Tsunami ertesinde Güney Asyadaki eğlencenin devamı ise ürkütücü. Dünkü gazetelerde dikkatinizi çekti mi? 140 bin kişinin can verdiği (o da şimdilik) Güney Asya sahillerini, daha cesetler bile toplanmadan eğlenmeye gelenler doldurmuş. Yılbaşı tatilini buralarda geçirmeyi planlayanları, 9 şiddetindeki depremin artçı şokları ve yeni bir tsumani olasılığı bile engelleyememiş. Bir yanda gözü yaşlı insanlar, öte yandan hiç bir şey olmamış gibi güneşlenenler, dansedenler...Bu insanların haline, olsa olsa acıyabiliriz! mtamer@milliyet.com.tr 2005in bu ilk gününde sizlere çok klasik bir soru:
Özay Şendir
Şehidini bırakmayan ordu...
7 Temmuz 2025
Tunca Bengin
Ateşkes diyeceğine katile dur de...
7 Temmuz 2025
Cem Kılıç
Unutulan aylık 5 yıla kadar alınabiliyor
7 Temmuz 2025
Didem Özel Tümer
Hızlı hafta, kritik temmuz, sıcak yaz
7 Temmuz 2025
Abdullah Karakuş
Vatikan mesajları ve Papa’nın Türkiye ziyareti
7 Temmuz 2025