Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çarşamba sabahı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ü dinlemek üzere TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısına gittim. Haliç Kongre Merkezi’nin dış fuayesinde hangi TÜSİAD üyesiyle karşılaşsam ekşi bir yüz ve hükümetin ekonomi politikalarına karşı güvensizlik duygusu hâkimdi.
Ergün’ün mesaisinin büyük bölümünü harcadığı yeni sanayi stratejisinin öneminden söz edecek oldum; “bütüncül politikalar izlenmedikçe işe yaramaz...” türünden yanıtlar geldi.

Moraller bozuk
Sorun, tabii ki 70 milyar doları geçen, devasa cari açığımız. Moraller fevkalade bozuk. Eh kolay değil; 3 ayda
% 20 devalüasyon olmuş. Büyük patronlar, yüksek miktarlarda döviz açığıyla yakalanmışlar. Örneğin Koç’ta Tüpraş’ın
3 milyar dolar, Tofaş Oto’nun 1.4 milyar dolar döviz borcu var. Zorlu Enerji 1.9 milyar dolarla, Aksa Enerji ve Akfen Holding 1.4’er milyar dolarla yakalanmış durumdalar. Rekor, 4.6 milyar dolarla bir kamu kuruluşunda; medar-ı iftiharımız THY. Onu
4.5 milyar dolarla Türk Telekom izliyor. (Bakınız 25 eylül, Milliyet)
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, etrafını çeviren gazetecilere karamsar bir ses tonuyla “Dolar yarın kaç lira olacak derseniz, söylemem çok zor; fevkalade belirsiz bir dönemden geçiyoruz” diyor...

‘Endişe’nin seviyesi
İlk konuşmayı yapan YİK Başkanı Erkut Yücaoğlu, dünya ekonomisinin 2000’li yılların parlak dönemine uzun zaman dönemeyeceğini, Avrupa ülkelerinin toplam borcunun
6.5 trilyon dolar olduğunu vurguladıktan sonra özetle şu mesajı verdi:
“Bütçe yönetimimiz başarılı. Büyüme hızlı. İşsizlik bile kriz öncesi seviyesine düştü, ama cari açık rekor düzeyde. Yapısal reformlar halledilmiş değil. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçenlerde
1 dolarlık ihracat için 82 cent ithalat yapıyoruz dedi. Sizleri üzmek istemem ama, endişe seviyemizi realist bir şekilde artırmak zorundayız.”
Başkan Ümit Boyner’in konuşmasında da yüksek cari açığın yarattığı derin kaygı vardı: “Avrupa bankaları krize girdiği için likidite bulma zorluğu ortaya çıkarsa, gemiyi yüzdürmemiz mümkün olmayabilir. Sakin ve derin tartışmalara ihtiyacımız var.
Her açık, nasıl finanse edilirse edilsin sorundur veya bir gün karşımıza sorun olarak çıkacaktır. Euro krizinden de ders alarak, bir tür mali kural anlayışı benimsenmeli; mikro reformlar ivedilikle yapılmalı.”

Bu konuşmalar üzerine
Sanayi Bakanı Ergün’ün büyük patronlara ne mesajlar verdiğini pazar günü yazacağım.
Müdahale büyük, ama...
Büyük patronlar bu kaygılarını dile getirirken, aynı saatlerde Ankara’da ekonomi yönetimi dolara eşi-benzeri görülmemiş müdahalede bulunuyordu. Merkez Bankası bir yandan rekor düzeyde döviz satarken, diğer yandan bankaların yabancı mevduata ayırmaları gereken zorunlu karşılık oranları indiriliyor; bu arada banka rezervlerini artıracak bir başka önlem alınıyordu. Ancak
3 koldan müdahaleye karşın dolarda 4 kuruşluk düşüş sağlanabilmişti. Müdahale büyük, etkisi küçük olmuştu.

3. Richard buluşması
Aynı akşam Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray’ın 3. Richard oyunu vesilesiyle verdiği davet, sabahki TÜSİAD toplantısının devamı gibiydi. Sabah kimi gördüysem, akşam Muhsin Ertuğrul’daydı. Ergün’ün konuşması büyük patronları bir nebze bile ferahlatamamış olmalı ki, oyun öncesindeki kokteyl bölümünde hararetli tartışmalar devam etti. Bir tiyatro oyununda iş dünyasının kremasını böylesine toplayabilen Timuray’ı kutlarım.
3. Richard, Vodafone Red sponsorluğunda İstanbul Kültür Sanat Vakfı İKSV’nin işbirliğiyle ünlü oyuncu Kevin Spacey’in başrolde, ünlü sinema yönetmeni Sam Mendes’in sahneye koyduğu, müthiş etkileyici bir oyun. Spacey, perde açılır açılmaz seyircileri avucunun içine alıyor ve hiç bırakmıyor.