Meral TAMER
Alcatel, ihracatı defterden sildi, çünkü artık her ülkede kendini "evinde" hissediyor. Tayland aksırınca Meksika nezle oluyor. Arçelik artık Türkiye'de istihdam yaratmakla değil, Hindistan'da yatırım projesiyle övünüyor.
6. Ulusal Kalite Kongresi'yle ilgili bu ikinci yazıda öncelikle sizlere, katılabildiğim oturumlardan aklımda kalan şu 3 görüşü peşpeşe sıralamak istiyorum:
1 - "Ekonomik sorunların, devletin müdahalesiyle çözülebildiği dönemler geride kaldı. Artık dünyanın öbür ucundaki finans piyasasını yönetenler bile, sizin ülkenizdeki ekonomik sorunların nasıl çözüleceğinde belirleyici olabiliyor." (TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan)
2 - "Bizim ağzımızdan artık İHRACAT diye bir söz duyamazsınız. Çünkü iş yaptığımız ülkelerin hepsinde kendimizi "evimizde" hissediyoruz. Biz tüm dünyada yerel hale gelmeyi başardık. Küresel rekabette en önemli 3 nokta, şirketlerin asli işlerine dönmeleri, çok hızlı hareket edebilir duruma gelmeleri ve coğrafi yakınlığın öneminin bilincine varmalarıdır." (Alcatel Yönetim Kurulu Başkanı Serge Tchuruk)
3 - "İlk kez enflasyonun yok olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bunun nedeni de küresel rekabetin fiyatları sürekli aşağı çekmesi. Demek ki artık oyunun adı,
kaliteden feragat etmeden maliyetleri sürekli düşürmek. Dünyada daha önceki hiçbir dönemde bu kadar olanak olmamıştı..." (Davos ekibinden Prof. Stephane Garelli)
Bu 3 cümle bana göre Türkiye'de enflasyonu yüzde 50'ye düşürmek isteyen Başbakan Mesut Yılmaz'ın işinin ne kadar zor olduğunu da gözler önüne seriyor, Mercedes, Bosch ve Renault gibi Avrupalı devlerin neden yıllarca çekimser kaldıktan sonra ardarda Türkiye'yi üretim üssü olarak seçtiklerini de... Tayland aksırdığında Meksika'nın nezle olabildiği bir dünyada yaşadığımızı da!
Pek çok ülke ve şirket için ihracat hala çok önemli hedeflerden ya da övünç kaynaklarından biri. Ama ne diyor Alcatel'in Başkanı Tchuruk? Biz artık ihracat diye bir kavramı kullanmıyoruz. Her yerde "evimizdeyiz".
Oysa daha 2 ay önce Stockholm'deki Avrupa Kalite Kongresi'nde izlediğim ABB'nin Başkanı Percy Barnevik ne demişti? "Küresel bir şirket olabilmek için sadece ihracat yeterli değil. Değişik ülkelerde üretim merkezleri kurmak da yetmiyor artık. Yönetim Kurullarınızda farklı kültürlerden profesyoneller bulundurmanız gerek."
Barnevik'in 3 koşuldan biri olarak saydığı ihracatın pabucu da dama atılacak demek yakında. Oysa biz, ekonomide istikrar programımızın başarıya ulaşması için gelecek yıl içte kemerleri sıkıp, dışta ihracata yüklenmeyi hedeflemiyor muyuz?
İhracat yerine pazara coğrafi yakınlık, artık Türk şirketleri tarafından da gözardı edilmeyen bir nokta. Arçelik'in Tunus'tan Polonya'ya, Özbekistan'dan Hindistan'a fabrika kurma projeleri de herhalde aynı amaçlı.
İyi de Arçelik'in ardından başka Türk şirketleri de başka ülkelerde fabrika kurmaya kalkarsa, bizdeki işsizlik sorunu daha da ağırlaşmaz mı?
Sınırların kalktığı dünyada artık önümüzde bambaşka bir dünya var. Yıllar yılı ülkesinde istihdam yaratmakla övünen sanayicinin de paradigma değiştirmesi gerek, politikacının da, işçinin de...
Yazara EmailM.Tamer@milliyet.com.tr