Muhittin Akbel

Muhittin Akbel

muhittin.akbel@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Özel üniversiteleri ayrı bir yere koyalım. Nasıl ki hali vakti yerinde olanlar, çocuklarını özel ilköğretim okulu veya lisede okutuyorsa, parasını sayar, evladına özel üniversiteden diploma aldırır. Özel ünivesite, gelir kazandıracak formüller bulup hayata geçirebilir. Burada tartışılacak bir durum yok. Sonuçta özel üniversitedir.Fakat devlet üniversitelerine ticarethane gözüyle bakılamaz.
* * *
Dokuz Eylül Üniversitesi ticarete soyunuyor. Rektör Prof. Mehmet Füzün, Alsancak’ta İzmir Sineması’nın karşısındaki rektörlük binasını para kazandıran bir mekan haline getirmeyi planlıyormuş!
Rektörümüzün dediğine göre, bina yıkılacak, yerine ya Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi gibi kültür ve sanat merkezi yapılacak (sanki çok ihtiyaç var!) ya da kent merkezinde olması nedeniyle daha çok para kazandıracağı düşüncesinden hareketle dev bir alışveriş merkezi (aklından geçen budur) inşa edilecek!
Gelişmelerden haberi olmayanlar için kısa bir özet yapalım. Rektörümüzün planlamasına göre, Alsancak’ta, 22 bin metrekarelik alanın 13.5 dönümlük bölümü üzerine kurulu rektörlük binası da yıkılacak.
Eski Hukuk Fakültesi’nin dersliklerini, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi kullanacak.
Alsancak’taki rektörlük binası da, belirttiğim gibi büyük ihtimalle alışveriş merkezi olacak.
Böyle bir şey olabilir mi?
Devlet üniversiteleri, ticarethane değildir. Rektör diyor ki:
“Alsancak’tan taşınınca, rektörlük binası yıkılacak. Kent merkezinde olması sebebiyle, rektörlük binasının yerine yapılacak binayı, büyük bir AVM olarak düşünebiliriz. Buradan ünivesite, kira geliri elde edecek. Böylece üniversitemiz, bir arazisini iyi bir şekilde değerlendirmiş olacak.”
Eğer Alsancak’taki binalar eskidiyse, yenisi yapılabilir.
Fakat gelir getirsin diye AVM yapılamaz. Ancak eğitim amaçlı kullanılacak bir yer olabilir.Orada yeni bir fakülte açarsanız, araziyi işte o zaman en iyi şekilde değerlendirmiş olursunuz.
Fakat illa ki alışveriş merkezi derseniz, orada durun lütfen!
Bir değil, yüz kere, bin kere düşünün derim. Aklınızdan geçeni yaparsanız, kötü örnek olursunuz.
Üniversite kurumuna, üniversite gençliğine zarar verirsiniz.
* * *
Sırtını AK Parti hükümetine dayamış üniversitelerimizden Dokuz Eylül’ün eğitim yuvası olduğu unutulmuş, “Nasıl daha çok para kazanırım” derdine düşülmüş.Yine Dokuz Eylül’den bir örnek.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 90 milyon liralık borcu, yılbaşında 60 milyon liraya inecekmiş! Sevgili rektörümüz, bunu nasıl yaptıklarını anlatırken, övünüyor: “Personelin yarısına döner sermayeden pay vermeyerek bunu başardık.” “İnsanların hakettiği paraya el koyduk” diyemiyor. Hastane ücretlerinin yüzde 50 oranında artırılmasını talep ediyor ayrıca...
Prof. Mehmet Füzün’ün iyi bir cerrah, Başbakan’ın akıl danıştığını, ameliyatında yanında olmasını istediğini bilmesek, kendilerini ekonomi profesörü falan zannedeceğiz.