Epey zamandır kimselere röportaj vermiyordu Gülben Ergen... O epey zaman süresince de ben kendisiyle röportaj yapmayı çok istiyordum! Beni kırmadı sağ olsun, kariyerinden aile yaşantısına, aşka kadar sorduğum her şeyi de tüm içtenliğiyle yanıtladı.
Röportaj için Bodrum’da buluştuk. Ergen uzaktan bana doğru yürürken bir bakakaldım önce! Öyle hoş, havalı bir yürüyüşü var ki... Hani ünlü sanatçı Gülben Ergen olduğunu bilmeseniz de dönüp bakarsınız illaki, öyle bir aurası var. Yan yana geldiğimizde bir daha bakakaldım! Zaten çok beğendiğim bir kadındır ama yüzünde gram makyaj yokken güzelliği ayrı olay! Sadece fiziksel güzellikten bahsetmiyorum, adeta ışık saçıyor etrafa, gözlerinin içi parlıyor.
Ve öylece bakakalmışken ağzımdan şunlar çıktı ilk olarak: “Hani bakıyorum, inceliyorum en ufak bir estetiğiniz de yok, çok belli, nasıl bu kadar güzel olabiliyorsunuz?” O tatlı gülümsemesiyle teşekkür etti ve anlatmaya başladı. “Estetik yaptırmanın ötesinde öyle sağlam arınma metodları var ki. İyi düşünmek, kimsenin kuyusunu kazmamak, başkalarını yargılamamak gibi. Sonra yüze nemlendirici ve cilt bakımları... Doğa müthiş nimetler sunuyor. Sürdüğünü ye, yediğini sür felsefesini ciddiye alıyorum. Zaman zaman raw beslenirim, hayvansal gıdaları az tüketirim, bol su içerim ve şükrederim” dedi.
Önemli olan ruhunu süslemek...
Dışını değil, içini süslemeye çalıştığını anlattı. Dinledikçe ona çok hak verdim çünkü ne kadar estetik yaptırırsan yaptır, insanın içi dışına vuruyor ve bundan kaçış yok. Senin enerjin, senin ruhun ne kadar güzelse, sen de o kadar güzelsin.
Röportajda anlattıkları, hayata karşı bakışı, yalnız ama güçlü bir kadın olarak dimdik duruşundan etkilendim. Sanatıyla, sosyal sorumluluk projeleriyle, elinin uzandığı herkese yardıma koşmasıyla hem çok aramızda oluşundan, hem de oğullarıyla kurduğu şirin dünyasında her şeyden uzak yaşayışından etkilendim. Her zaman beğenerek izlediğim bu özel kadını yakından tanıyınca çok sevdim. Hatta o kadar ki günlerdir arkadaşlarıma anlatıp duruyorum! Kolay kolay da insan sevmem bu arada söylemesi ayıp!
Bodrum’da olduğumuz için fotoğrafçımız yoktu, anneme tutturdum “Lütfen gel sen çek” diye, fotoğraflarımızı da Ruhat Mengi çekti. Anlayacağınız çok havalıyım! İkimiz de çizgili giyinmişiz tesadüfen, hiç dert etmedi, “Değiştirmeyelim, böyle şeker oldu” dedi, çizgili çizgili poz verdik anneme! Tatlı sohbetimiz için sizi yarın Milliyet
Cadde sayfalarına beklerim dostlar!
