Yazarlar Nükleer tırmanma

Nükleer tırmanma

30.05.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Nükleer tırmanma

Nükleer tırmanma

       Pakistan'ın denemeleri Hindistan'ınkiler gibi sürpriz olmadı; "geliyorum" diye diye geldi. Time dergisi son sayısında Pakistan'ın askeri nükleer programının baş sorumlusu Abdülkadir Han 'ın, "Yemeğin ısmarlanmasını bekleyen ahçılar gibiyiz" dediğini yazıyordu. CIA, iki gün önce ABD hükümetine Pakistan'ın her an deneme yapabileceğini haber vermişti. Clinton yönetimi Navaz Şerif hükümetini caydırmak için "hem sopa, hem de havuç" politikasının her türlüsünü denemişti. Ama Pakistan, Hindistan'ın meydan okumasına cevap vermekten geri kalmadı. Adam başına milli gelirin 500 doların altında olduğu ve (tıpkı Hindistan gibi) pekçok bakımdan acınacak bir durumda olan Pakistan'da aklı selim bakalım ne zaman galip gelecek...
       Bunun herhalde ilk şartı aklı selimin önce Hindistan'da galip gelmesi... Bunun işaretleri ortaya çıkmaya başlamamış değil. Tam da Pakistan'ın bombayı patlattığı günün sabahında The New York Times, birkaç gün öncesine kadar denemelerin sokaklarda dansedilerek kutlandığı, yoklamalara göre halkın yüzde 91'inin denemeleri desteklediği Hindistan'da havanın değişmekte, muhalefetin sesinin yükselmekte olduğunu yazıyordu.
       Hindu köktendincilerinin başında olduğu koalisyon hükümeti parlamentoda şiddetli eleştirilere uğradı. Bir önceki hükümetin İçişleri Bakanı, "Nükleer denemeler Hindistan için kuşkusuz büyük başarı. Ama bu ülkede insanlara içme suyu ve elektrik enerjisi sağlamaktan aciz olduğumuz da bir gerçek," diyordu.
       Muhalefetin öteki sözcüleri hükümeti, denemeleri haklı göstermek için Pakistan ve Çin'in ülkeyi tehdit ettiği yalanını uydurmakla... Mohandas K. Gandi 'nin şiddete başvurmama geleneğine hıyanet etmekle... Hindistan'ın dünyadan tecrit edilmesine yol açmakla... neden olduğu yaptırımlar yüzünden ülkeyi ekonomik bir felakete sürüklemekle... saldırgan beyanlarda bulunarak Pakistan'la savaşı tahrik etmekle suçluyordu.
       Bu arada başkent Yeni Delhi 'nin elektrik verilemeyen bölgelerinde halk santrallara saldırdı, tesisleri tahrip edip çalışanları dayaktan geçirdi; Hindu köktendincilerinin partisi Baratiya Janata Partisi 'nin yerel teşkilat binasını yakıp yıktı. Bu saldırılar, Dünya Bankası 'nın elektrik enerjisi şebekesinin islah edilmesi amacıyla Hindistan'a vereceği 865 milyon dolarlık kredinin askıya alındığının açıklanmasından önce meydana geldi.
       Doğrusu Hindistan, bir demokrasi olarak kaldığı sürece, "aklını başına toplama" ihtimali bulunan bir ülke. Denemelerin sonunda Hindu köktendincilerin başında olduğu hükümetin başını yemesi olasılığı az değil. Ancak Güney Asya'yı nereye götüreceği belli olmayan bu nükleer tırmanmayı başlatan taraf da kuşku yok ki Hindistan.
       Nükleer tırmanmanın ortaya koyduğu bir gerçek, ABD'nin ya da Clinton yönetiminin bu krizi önlemede tam bir başarısızlığa uğraması. Uygulanmaya konan ekonomik yaptırımların ne süreyle uygulanabileceği ve ne ölçüde etkili olacağı da şimdiden tartışılmakta.
       ABD'nin istemeyerek Hindistan'ın nükleer silah programını ilerletmesine yardımcı olduğu da ortaya çıktı. 1995'te Amerikan Büyükelçisi'nin casus uydulardan çekilen fotoğrafları Hint yetkililerine göstererek, denemelerden vazgeçilmesini sağladığı; ancak bu fotoğraflardan alınan dersle, Hintlilerin sonraki hazırlıklarını uydulardan gizlemeyi başardıkları Amerikan basınında yer aldı.
       Nükleer tırmanma ile ortaya çıkan başka bir gerçek ise, Hindistan hükümetinin hiç değilse bir açıdan haklı olduğu: Eğer insanlığı yeryüzünden silme tehdidini taşıyan nükleer silahların yayılması gerçekten önlenecekse, ABD, Britanya, Fransa, Rusya, Çin 'in (ve İsrail 'in) de ellerindeki nükleer silahları ortadan kaldırmaya razı olmaları şart.


Yazara E-Posta: salpay@phoenix.princeton.edu