YAZ SICAK GEÇECEK...
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı, referandumdan evet çıkarsa, Anayasa değişikliği yürürlüğe girdiği gün Ak Parti’ye üye olacak.
Bu demektir ki, yaz aylarında, Ak Parti olağanüstü kongreye gidecek, genel başkan değişecek.
Sonuçların evet çıkması durumunda CHP’de de olağanüstü kurultay sesleri yükselecek.
Kılıçdaroğlu, sonucun evet çıkması durumunda, genel başkanlık tartışmasının açılmasına gerek olmadığını söylüyor ama parti tabanını ne kadar tutabilir, kimler genel başkan adayı olur, kaç delege kurultay imzası verir, işin o kısmı çok belli değil.
Sandıktan “Evet” çıkarsa 2019’a kadar genel seçim olmayacağı beklentisi var ama o da kesin değil.
Geçiş döneminin gidişatına göre karar verilecek.
Sandıktan hayır sonucu çıkarsa, Türkiye erken genel seçim için geri sayıma başlayacak.
Erken seçim takvimi aynı zamanda MHP’de olağanüstü kurultay tartışmalarının da geleceğini şekillendirecek.
Türkiye Büyük Millet Meclisi açısından durum daha da karmaşık.
Sandıktan evet çıkarsa, Ak Parti, uyum yasalarının hızlı bir şekilde çıkarılabilmesi için yaz aylarında Meclis’i çalıştırabilir.
Sandıktan hayır çıkarsa, Meclis’in erken seçim kararı alması gerekecek.
Mevcut vekiller, milletvekilliğinden emeklilik hakkını kasımda kazanacaklar.
O zaman erken genel seçim tarihi en erken 1 Kasım olabilir.
Daha öncesi için Meclis’ten bir karar çıkar mı, o da bir miktar heyecan yaratacaktır.
Ankara haberciliğinin klasik lafları vardır, masaya yatırıldı, düğmeye basıldı gibi.
Sıcak yaz da bu kavramlardan biridir ve belli ki bu yaz sonuç ne olursa olsun Ankara için sıcak geçecek.
PARMAK İZİ BÜROKRASİSİ
Pasaport başvurusunda devlet parmak izimi alıyor.
Yeni Kimlik Kartı alırken de bir kez daha parmak izi veriyorum.
Ehliyet yenileme işlemi sırasında da yine parmak izi alınıyor.
Tamamı İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan üç sistem için 3 kere parmak izi vermenin vatandaşa fiziki zorluğu yok ama zaman maliyeti var.
Her seferinde işlemlerin en uzun süren kısmı parmak izi alınması.
Ortak bir veri tabanından parmak izleri çekilse, her gün, söz konusu hizmetleri alan vatandaşların işleri daha çabuk bitecek, daha fazla vatandaşın işi görülecek ve verimlilik de artacak.
Bunu düşünmek için alim olmaya gerek yok ama uygulamak için sanırım bir talimat gerekecek.
KISKANIRIM SENİ BEN....
Biz PKK terörünün Türkiye, Irak ve Suriye’de tüm türevleriyle mücadele ederken, İspanya’da Bask Bölgesi’nin bağımsızlığı için 43 yıldır silahlı mücadele eden ETA silah bırakma kararı aldı. Madrid Hükümeti, “Bu yetmez, halktan özür dileyin ve dağılın” çağrısı yaptı.
Biz, her biri binlerce sayfa olan 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi davalarıyla uğraşırken, Kanada’da mahkemeler, iş yerlerinin çalışanlarını yüksek topuklu giymeye zorlayamayacaklarını, Almanya’da mahkemeler, kiracının tuvalette ayakta çiş yapma hakkı olduğu ve mermer zemin için tazminat ödeme yükümlülüğü olmadığına hükmetti.
Biz, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve bölgemizde yeni sınırlar çizilme çabalarını konuşurken, İngilizler, jeolojik olarak Avrupa kıtasından 450 bin yıl önce kopmaya başladıklarını ve 150 bin yıl önce yaşanan dev bir taşkının kopmayı tamamladığını konuşuyorlar.
Biz, her sıkışıklıkta hep alt sınıftan insanları işsiz bırakırken, BP, şirketin en tepesindeki CEO’nun maaşını yüzde 40 düşürdü.
UMUDUMUZ BU FOTOĞRAF
Biri Evet, diğeri Hayır propagandası yapan iki kişi.
Siyasi düşünceleri taban tabana zıt yani.
Ama belli ki tanışıyorlar bir yerlerden.
Belki aynı memleketten gelmişler İstanbul’a, belki aynı mahallede oturuyorlar.
Yani yol bozuksa ikisinin de yolu bozuk, elektrikler kesildiğinde ikisi de karanlıkta kalıyor.
Belki de aynı iş yerinde çalışıyorlar ya da çalıştılar bir dönem.
Patron ya da ustabaşına birlikte kızdılar, birbirlerine yakın maaşlar aldılar, yoksulluksa, aynı dertleri çektiler.
Fotoğrafa bakınca çok mümkün gibi gözükmüyor ama belki de birlikte askerlik yaptılar.
Ne fark eder, bu iki isimsiz insan ne güzel duruyor fotoğrafta.
Belfast’ta tam 4 asır boyunca aynı mahallede oturmadı Katolik ve Protestanlar.
Çocukları aynı okula gitmedi.
Katolikler, katılmak istedikleri İrlanda Cumhuriyeti’nin yeşiline boyadılar her yanı, Protestanlar kaldırım taşlarını bile bağlı kalmak istedikleri İngiltere’nin bayrak rengine çevirdiler.
Çok insan öldü, çok saldırı oldu ama şimdi birlikte çalışıyor, birlikte yaşıyorlar.
Fotoğraftaki insanlar, 16 Nisan’a kadar değil, asıl 16 Nisan’dan sonrası için ders olmalı hepimize.
Anlayışsız ev sahibinden, oturacak yer bulunmayan metrobüse, çocuğun okul taksitlerinden, işsizliğe, terör sorunundan, hayat pahalılığına kadar bir sürü ortak derdimiz yani konuşacak, birlikte çözüm arayacak çok şeyimiz var bizim.
O yüzden bu fotoğraf Türkiye’dir ve öyle kalmalıdır...