R.Hakan Kırkoğlu

R.Hakan Kırkoğlu

pembenar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Günümüzde bir hurafeye dönüştürülmeye çalışılan astrolojinin bu engizisyonvari infaz karşısında daha tarafsız ve çok yönlü bir bakış açısına ihtiyacı var.

İnsan merakının ve hayal gücünün bir ürünü olan astroloji aynı zamanda kültürel bir fenomendir. Uygarlıklar geliştirmiş oldukları evren anlayışını insanı merkeze alarak gökyüzüne taşıdılar. İnsanın her durumunu, kahramanlığını ve alçaklığını, fedakarlığını ve yıkıcılığını değişik hikayelerle gökyüzünde hikayeleştirdiler.

Günümüzde hakim paradigma olan ve kökleri 17. yüzyılda Rene Descartes’ın madde ile ruhu birbirinden ayırmasıyla gelişen materyalist bilimsel anlayış karşısında bir hurafeye dönüştürülmeye çalışılan astrolojinin bu engizisyonvari infaz karşısında daha tarafsız ve çok yönlü bir bakış açısına ihtiyacı var. Öncelikle astrolojiye karşı bu düşmanca tutumun arkasındaki nedenlere bakmak gerek.

Haberin Devamı

Yeni bir örnek

Astroloji düşmanlığını son derece çarpıtıcı, yeterli araştırmayı yapmamış ve önyargılı tutumunu bile gör(e)memekte ısrarla devam ettiren bir tutumla karşı karşıyayız. Bunun en son örneği Tevfik Uyar’ın “Astroloji’nin Bilimle İmtihanı” kitabı. Öncelikle kitap o kadar önyargılı ve seçici bir formatta yazılmış ki adının hak ettiği derinliği ve kapsamı taşıyamıyor. Tahmin edebileceğiniz gibi, herhangi bir konuda anlamlı bir eleştiri yapabilmek için, öncelikle o konu hakkında çok yönlü ve kapsayıcı bir kaynak araştırması yapmanız, konunun mümkün tüm cephelerine nüfuz edebilmeniz gerekir. Halbuki daha en başta, kitabın kaynakçasına baktığınızda, son derece seçici, gelişigüzel olduğunu, astroloji alanında yapılmış çalışmalara yer vermediğini görüyorsunuz. Tevfik arkadaşımızın kitabının sonuna doğru sanki günah çıkartırcasına birtakım kabullenmelerde olduğunu görsek de bunun son derece kozmetik olduğu gözlerden kaçmıyor.

Söz konusu kitap sadece yetersiz bir kaynak taramasıyla kalmıyor, aynı zamanda tarihsel örneklerinde de sayısız çarpıtmalara giderek bilim tarihini de keyfi ve yüzeysel yorumlarla süslüyor. Örneğin Prof. Dr. Aydın Sayılı’nın “Observatory in Islam” kitabında açık bir şekilde yazmasına rağmen, Semerkant Gözlemevi’nin kurucusu Uluğ Bey’in öldürülmesini eksik ve seçici biçimde yorumluyor.

Haberin Devamı

En kritik nokta

Kitapta astroloji üzerine yapılan değerlendirmelerde yine seçici bir tutum görülürken, astroloji sadece gazetelerde popüler kültür içinde yer alan yazarların alaycı eleştirisi üzerinden genelleştirilmelerle yıpratılmaya çalışılmış. Bu seçici tutum o kadar bariz ki klişeleşmiş astroloji karşıtı argümanların, (ekinoksların kayması, 13. burç gibi) bu konuda astrologların gerçekte neler dediğine bakmaksızın ele alındığını görüyoruz.

İşin en kritik noktası ise astrolojinin bir toplum düşmanı ve yok edilmesi gereken bir zihniyet olarak dile getirilmesi. Bu tek tipleştirici, totaliter ve her şeyi sadece kendisinin bildiğini iddia eden katı materyalist tutumun (ki günümüzde esasında akademik alanda eleştirilmekle birlikte) ne kadar tehlikeli olduğunu açıklamaya bile gerek yok. Zira her şeyi sadece materyalist bir planda, madde ile ruhu birbirinden tamamen ayırarak açıklamanın yetersiz olduğunun neyse ki fazlasıyla farkındayız.