Urfa’nın gerçek yemeklerini tatmak istiyorsanız, herkesin önerdiği bir adrese gitmeniz gerek. Gündüzleri a’la carte olarak çalışan Cevahir Konuk Evi, akşamları da sıra gecelerine ev sahipliği yapıyor. Bu bölgede sıra geceleri, insanların sosyalleştiği, sohbet ettiği, müzik dinlediği ve şarkılara eşlik edip, bilenlerin enstrüman çaldığı toplantılar halinde yapılıyor. Tabii bu vesileyle yerel yemekler de yeniyor, ileri gelen kişilerin konuşmaları dinleniyor. Mekan, 800 misafiri ağırlayabiliyor. Özel odaları ve ana salonuyla genellikle bölgede bu şekilde çalışan tüm mekanlar, eski Urfa evlerinin içinde yer alıyor. Burası ise bir otoparkta inşa edilmiş ama eskitilmiş bir görünüm verilmiş.
Sıra gecesine gelip oturan misafirler eğer yabancı ise, tümü öğretmenlerden oluşan müzisyen grubunun şefi tarafından hem Urfa gecelerinin tarihi hem de akışıyla ilgili bilgilendiriliyor. Urfa’daki tek öğle yemeğimi, Cevahir Konuk Evi’nde yedim. Mekanın sahibi ve yaratıcısı eczacı Asuman Yazmacı, Urfalı ve gerçek bir Urfa turizm gönüllüsü. Kendini, misafirlere şehrin gerçek özelliklerini göstermeye adamış.
Başlangıçta masaya, unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerden biri olan borani sunuluyor. Pazı kökleri, börülce, nohut ve kuzu etiyle yapılan koyu çorba kıvamında nefis bir tat geliyor. Arkasından önce lebeni (sıcak aylar için tercih edilebilecek soğuk yoğurtlu bir çorba) , sonra narlı bostana ve yanında içli köfteyle fındık lahmacun geliyor. Eğer çiğ köfte tercih ederseniz, 45 dakika önceden haber vermek ve en az 5 kişi olmak şartıyla size özel olarak hazırlanabiliyor.
Önceden sipariş verilirse
Kebap bölümünde Urfa kebabını tercih ettim. Ayrıca fıstıklı ve Cevahir Konak Kebabı’nı da tattım. Kebaplar bölümünde menüde rastladığım patates tava, beni şaşırttı. Urfa geleneklerine son derece bağlı olan Asuman Hanım’ın bu tipte garnitürleri orijinalleriyle değiştirmesinin doğru olacağına inanıyorum.
Şef, saatler önce sipariş edilmesi kaydıyla kuzu kaburga ve iç pilavlı kuzu incik hazırlıyor. Bunların dışında çeşitli yörelerin birçok spesiyal kebabı da mevcut. Kebaplar, yanında ayran ve isteyenlere gavurdağı salatasıyla sunuluyor. Bir de bölgeye özel taş fırından çıkan lezzetler var. Bunların başlıcaları fırın beyti, Cevahir pidesi ve birçok çeşitte başka pide diyebiliriz. Tatlılara gelince, yine önceden sipariş edilmesi şartıyla peynirli kadayıf (künefe), bölgeye has krep, ceviz, sadeyağ ve şeker şurubuyla yapılan şıllık tatlısı tadılmalı.
Tabii bir de Urfa’ya kadar gidince ya kahvaltıda ya da yemeklerden sonra kaymaklı katmer, mutlaka denenmeli. Aslında Şanlıurfa’da başta Eyyübiye Belediye Başkanı olmak üzere bir avuç turizm gönüllüsü, şehrin gerçek tarihini ve yüzünü misafirlere göstermek için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Turizm Bakanlığı’nın Güneydoğu Anadolu’nun farklı özelliklerini dünyaya tanıtmak için bir proje yapmasının zamanı geldi de geçiyor diye düşünüyorum.
