Rıdvan Dilmen

Rıdvan Dilmen

rdilmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Benim bildiğim maçlar 90 dakika oynanır. Ama maç 16. dakikada bitti. Fenerbahçe için kader, Beşiktaş için kazandığı takdirde büyük kredi elde edeceği bir derbiydi. Ve 16. dakikada Fenerbahçe’nin işi çok zorlaştı. Beşiktaş da kalan 16 maçta en az iki mağlubiyet kredisi kazandı. Rakip sayısını da ikiye indirdi.
Hava şartları ve saha kısacası herşey Fenerbahçe’nin aleyhineydi. Özellikle bu tür maçlarda 75 dakika 10 kişi oynamak oyunun sonlarında fizik olarak futbolcuları düşürür. Ve öyle de oldu. Lucescu da Ümraniye’den çıkarken yaptığı hesapları 16. dakikada Fatih’in atılmasından sonra değiştirdi. Hemen Ahmet Dursun’u aldı, rakibin eksik avantajını ikinci forvete sokarak kullandı. İlk yarı sonunda Oğuz hoca üçlüye dönerek orta sahadan bir oyuncu çıkararak oyunun tamamen rakibin kontrolüne geçmesini sağladı. İkinci yarıda da tek ciddi pozisyon bulamadılar. Buna karşılık Beşiktaş rölanti oynayarak kolay bir üç puan aldı.
Bu maç oyun olarak fazla eleştirilemez. Ancak gelecek için her iki takımın da kendini sorgulaması gerekir. Fenerbahçe’nin bu kadrosu üçlü oynayamaz, hele on kişi iken hiç oynayamaz. Beşiktaş da kendini sorgulamalı. Bu ağır sahada eksik kalan rakibine karşı en azından daha ciddi oynamalı. Son yarım saat en az 4-5 oyuncu topuk pasları, çapraz paslar yaparak gayri ciddi bir görüntü sergilediler. Maçın özeti aslında Fenerbahçe sahada iyi mücadele etti (başka da şansı yoktu). Beşiktaş ise yürüye yürüye Fenerbahçe’yi yendi. Tümer hariç...
Hakem Ali Aydın’ın bu tür sahalarda biraz daha sabırlı kart göstermesi gerekir. Kırmızı karta evet, ama maçın tansiyonunu düşürmek için çok erken gösterdiği kartlar bence ucuz. Bir de ilk yarıda Kaan Dobra’ya yapılan pozisyona penaltı çalmalıydı.
Bir de böylesine muhteşem bir stadın ne kadar yağmur yağarsa yağsın böyle su toplaması görevlilerin düşünmesi gereken bir soru.