Yazarlar Seçim sermayesi

Seçim sermayesi

31.05.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Seçim sermayesi

Seçim sermayesi

Umur Talu

DİYELİM ki, pek erken bir seçim olacak...
Şunu tahmin edebiliriz: Çiller'li bir DYP herhalde artık "Refah'ı durdurmak"tan bahsetmeyecek. Hoş, iktidardaki "uzlaşma" sayesinde Refah'ı nasıl törpüleyip frenlediklerini filan anlatabilir Çiller:
Nasıl, laikliğin de inanç özgürlüğünün de teminatı olduğunu bol bol dinleriz...
Şundan da emin olabiliriz: Cıvık cıvık bir popülizm üstüne milliyetçi bir sos.
Ama hor görmeyelim: Anti - elitist makyajlı, "güç odakları"na bayrak açmış bu tür bir milliyetçi popülizmin Türkiye'de müşterisi pek az değil. Buna hiç ilgisi olmadığı halde bir de "demokrasi" şemsiyesi geçirilirse...
Refah'ın yolsuzluk, kirlilik gibi iktidar öncesi temalarına asılmasının pek anlamı yok. Ancak, iktidar olduğu halde, elindeki "inanç mağduriyeti" sermayesi tükenmek bir yana daha da birikti.
Oradan da yine cıvık cıvık bir popülizmin akacağı muhakkak. Milliyetçi dozlar da barındıran bu "İslami" popülizmin kendi kitlesiyle buluşma, uyuşma, anlaşma ihtimali DYP'ye göre daha yüksek.
İktidarı biterken Refah'ın bol patinajlı "merkez" yolculuğu da bitti sayılır.
Yine "çevre"den saldıracak Refah. "Kenardakiler"in inançlarıyla, dışlanmışlıklarıyla, itilmişlikleriyle, pastadan daha fazla pay isteme arzularıyla...
Göreceğiz, bu popülizmin şemsiyesi de "demokrasi" olacak. Hem de kocaman bir şemsiye!
Hiç hak etmedikleri halde, demokratikleşme gibi temel bir dertleri olmadıkları halde, DYP ve Refah "halkçı" bir demokrasi edebiyatına asılacaklar.
CHP ve DSP'nin, Türkiye'yi "kesen" laiklik çizgisi etrafında at oynatacakları kesin.
O keskinleşmeden CHP, DSP'ye göre daha avantajlı çıkar.
Seçimde saflaşmaların ana ekseni böyle olursa, "mütereddit" ANAP'ın, DYP'den oy kapıp Refah'a da kaptırması gibi, bir "yerinde sayma" manzarası ortaya çıkabilir.
CHP, oturduğu yerde, "Refahyol bezginleri"nin cazibe merkezi olabilme fırsatını yakaladı. Baykal'ın "soldan merkeze" dediği strateji "araziye uyum" çabasının adı olmalı.
Yoksa CHP zaten "merkez"de duruyordu. Fark, kendilerinin "sol"da durduğunu düşünen bazı seçmenlerin, önceliklerini değiştirerek zihinlerinde de soldan merkeze doğru hareketlenmesinde ve DYP'ye, ANAP'a oy vermiş bazı "merkez sağ seçmenleri"nin de, Türkiye'deki saflaşmanın etkisiyle, CHP'nin solda değil merkezde olduğunu keşfetmesinde.
DSP'nin hareket ve söylem alanı, parti yapısına uygun biçimde daha da daralmış gözüküyor. İstikbali de öyle!
. . .
Bunlar çok erken bir seçimin varsayımları. Erken seçim olmayabilir de, belki hiç seçim bile olmayabilir!
. . .
Erbakan'ın biraz haklı olduğu bir nokta var: Türkiye önemli gündem maddelerini gözünün önünden kaybetti. Tabii, önemli ölçüde de sayelerinde!
Seçime, bu iktidar döneminde gerilen, ama kökleri bu ülkenin ruhunda yatan ve giderilmemiş olan bir hesaplaşma - saflaşma ortamında gidilecek gibi görünüyor.
Yine de çok abartmamalı. Çünkü gözden ırak hale gelen diğer "kriz" konuları "gönüllerden ırak değil". Onları yaşayanlar, onlarla bunalanlar hepsini her gün hissediyor.
Demokratikleşme zorunluluğu gibi, Kürt sorunu gibi, TESEV'in Diyarbakır'daki önemli toplantısının gözümüze sokmaya çalıştığı Güneydoğu'nun şiddetlenen yoksulluğu gibi.
Refah'a karşı merkeze sıkışacak "resmi sol"un dışında, Türkiye'nin bir de o gündem maddelerini canlı tutacak "merkez dışı" sol bir söyleme, onları öncelikle dile getirebilecek bir düşünce ve hareket rüzgarına ihtiyacı var.

Yazara Email umur.talu@milliyet.com.tr