Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hatta İsviçre bu yüzünden şimdiden karıştı. Nedeni de, Ankara'yı bu hafta ziyaret eden Adalet Bakanı Christoph Blocher'in ülkesinde "Ermeni soykırımı olmadı" diyenleri cezalandırmak için kullanılan yasayı eleştiren sözleri.Blocher, "ırkçılıkla mücadele"yi öngören, İsviçre ceza kanununun 216 sayılı maddesinin Ermeni soykırımı konusunu kapsayacak şekilde yorumlanarak uygulanmasını eleştirerek, bu yasanın başını ağrıttığını söylemişti.Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile görüşmesi sırasında Blocher ayrıca, "Bu yasanın önde gelen bir Türk tarihçisine karşı kullanılabileceğini kimse hayal edemezdi" demişti. Kastettiği tarihçi, tabii ki, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'dur. Fransız Parlamentosu sayesinde, Ermeni soykırımı konusunun hem Türkiye'de, hem de Avrupa'da akademik değil, yasal bir zemine oturtma çabalarını önümüzdeki hafta tekrar hararetle tartışacağız. Bu tartışmalar sırasında olan yine fikir özgürlüğüne olacak. İsviçre Adalet Bakanı'nın bu sözleri ülkesini anında elektriklendirmiş. İçişleri Bakanı Pascal Couchepin bunları "kabul edilemez" bulurken, Cumhurbaşkanı Moritz Leuenberger, kabinenin, Adalet Bakanı'nın sözlerini tartışmak üzere hemen toplanması gerektiğini söylemiş.Basının da boy hedefi yaptığı Blocher'in bu sözleri genel olarak "Türkiye'ye şirin görünme çabası" olarak yorumlanıyormuş. Ancak Blocher de, 216 sayılı maddenin baş ağrıttığını uzun süreyle savunduğunu, bu nedenle, "tutarlı" olduğunu kendisini eleştirenlere anlatmaya çalışıyormuş. Bunu aslında Bakan'ı sert bir şekilde eleştiren ülkenin önde gelen hukukçularından Marcel Niggli de doğruluyor. Basına konuşan Niggli, Blocher'in mensubu olduğu İsviçre Halk Partisi'nin bu yasayı kaldırmak için başından beri çaba gösterdiğini itiraf etmiş.Söz konusu yasa 1994 yılında halkoylamasıyla kabul edilmiş. Amacı ise Yahudi soykırımını inkâr edenleri cezalandırmakmış. Ancak, 301'inci maddenin bizde "esnek" yorumlanmasına benzeyen -ve hukuken tartışmalı olan- bir şekilde Ermeni soykırımı konusuna teşmil edilmiş. Bakan basının boy hedefi İsviçreli kaynaklara göre, Blocher ayrıca, "Benden Türkiye'de fikir özgürlüğünü savunmamı isteyenler, kendi ülkelerinde fikir özgürlüğünün kısıtlanmasını savunuyorlar" diyerek şöyle konuşuyormuş: " 'Türklerle Ermeniler bir araya gelip bu işi görüşsünler' diyoruz. Peki diyelim ki toplantı İsviçre'de yapıldı. O zaman gelen Türkleri 'Ermeni soykırımı olmadı' dedikleri için mahkemeye mi çıkaracağız? Hatırlayalım, Hrant Dink de Türkiye için benzeri bir şey demişti. Bundan da görüleceği gibi, bu konu içeride olduğu kadar dışarıda da "baş ağrıtmaya" başladı. Parsayı ise, tabii ki, "Ermeni propaganda makinesi" topluyor. Çok "baş ağrıtacak" olan bu konuyu burada yine de esprili bir şekilde kapatmak istiyorum. Ülkesindeki tepkiler üzerine, Blocher Cemil Çiçek'e, "Sözlerimden dolayı yedi milyon İsviçreli üzerime geliyor" diye şikâyet etmiş. Çiçek de, klasik hazır cevaplarından birini patlatarak, "Hiç üzülme dostum. Arkanda yetmiş milyon Türk var" diye Blocher'i teselli etmiş. sidiz@milliyet.com.tr 7 milyon ve 70 milyon esprisi