Yazarlar Sendikanın varolma yürüyüşü

Sendikanın varolma yürüyüşü

08.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sendikanın varolma yürüyüşü

Sendikanın varolma yürüyüşü

Atilla ÖZSEVER

DİSK, bugün İstanbul'dan Ankara'ya doğru uzun bir yürüyüşe başlıyor. Yürüyüşün ana teması, örgütlenme özgürlüğü. Son iki yılda DİSK'e üye olan 40 bin kişi işten atıldı. Türkiye'de 10 milyon ücretlinin ancak 1 milyonu sendikalı

DEVRİMCİ İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), bugün İstanbul'dan uzun bir yürüyüşe başlıyor. 16 Aralık'da Ankara'da sona erecek yürüyüşün temel konuları; işten çıkarmalar, örgütlenme özgürlüğü, sendikal haklar önündeki engellerin kaldırılması, işsizliğin azaltılması, hayat pahalılığı ve zamlara karşı adil gelir dağılımı, sosyal adalet...
Bugün DİSK Genel Merkezi önünden başlayacak olan yürüyüş, Gebze, Kocaeli, Adapazarı, Bilecik, Eskişehir'den geçerek 16 Aralık'ta Ankara'da son bulacak. Eylemin büyük bir bölümü, yürüyerek gerçekleştirilecek.
"Kendimiz İçin Değil Türkiye İçin Ankara'ya Yürüyoruz" sloganı kullanılan Sendikal Haklar Yürüyüşü bildirisinde şu görüşlere yer verildi:
"Ülkemizdeki sorunlara karşı çözüm, örgütlü toplumun yaratılması yani halkın örgütlü gücüyle siyasete müdahale etmesidir. Ancak örgütlenme önünde ciddi engeller var. Sendikalaşma, Anayasal bir hak olmasına rağmen 12 Eylül hukukunun getirdiği yasaklar ve işverenlerin katı tutumları sonucu fiilen engelleniyor. Yalnızca son iki yılda DİSK'li olmak istedikleri için işten atılan işçilerin sayısı 40 bine yaklaşıyor. Sorunlar var; siyaset tıkanmış, toplum siyasetçilere güvenmiyor; ülke irticacıların, mafyacıların eline teslim olmak üzere! Artık sadece tartışmak, konuşmak, yazmak zamanı geçmiştir; şimdi harekete geçme zamanıdır!"
DİSK'in yürüyüşünde örgütlenme özgürlüğünü temel sorun olarak işleniyor. Türkiye'de sanayi ve hizmetler sektöründe çalışan 10 milyon ücretlinin ancak bir milyonu sendikalı. Sendikalı işçilerin 700 bini kamuda, 300 bini de özel sektörde örgütlü. Resmi rakkamların aksine gerçek sendikalaşma oranı yüzde 10.
Bugün başlayan yürüyüşe DİSK Başkanlar Kurulu, şube ve işyeri temsilcileri ile işten atılanlar katılacak. 8 gün boyunca sürekli yürüyecek ve akşamları konaklayacak olan grup, 200 kişiden oluşuyor. Kartal, Gebze, Kocaeli gibi sanayi merkezlerinde de günübirlik kitlesel işçi katılımları olacak. DİSK'in yürüyüşüne başta İstanbul olmak üzere diğer sanayi bölgelerinde de Türk - İş'e bağlı sendikaların destek vermesi bekleniyor.

BU haftaki şiirimiz de yine Nazım Hikmet'ten... Adresi de, "Nazım Hikmet Seçme Şiirler" (Adam Yayıncılık)... İsmi ise, "Dünyanın En Tuhaf Mahluku"...

Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin
akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi
korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zülum
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak,
alkan içindeysek eğer
ve hala şarabımızı vermek için
üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
-demeğe de dilim varmıyor ama-
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

ANASOL - D Hükümeti, yılbaşında emekli maaşlarına da yüzde 30 zam yapılacağını açıklamıştı. Halen 4.475 olan memur katsayısı, yılbaşında 5.820'ye yükseliyor. Ancak işçi emekli aylıklarında katsayı artışından kaynaklanan zam oranı yüzde 25'i buluyor.
Yalova'dan mektup gönderen, İzmir'den telefonla arayan emekli okurlarımız, kendi maaşlarında yaptıkları hesaplamalarda artışın yüzde 25'de kaldığını belirtiyorlar. Geçen yılki katsayı artışında da emekli aylıkları düşük kalmış, gazetemizin haberi üzerine memur zammı ile eşitlenmişti. SSK emeklilerinin yüzde 30 zam alabilmesi için sadece katsayı değil gösterge rakkamlarının da artması gerekiyor.
Bu konudaki sorumuzu yanıtlayan SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, gösterge rakkamlarında da bir artış yapılacağını söyledi. Hesaplamalara göre, gösterge rakkamlarına da en az 345 puan eklenmesi gerekiyor.

EKONOMİ Servisi'nin borsa ve finans editörü Nedim Şener, askere gitti. Nedim, 8 aylık kısa dönem askerliğine Ankara Mamak Muharebe Okulu'nda başladı. Milliyet'te bugüne kadarki çalışma süresi içinde dürüst, çalışkan ve objektif bir tutum sergileyen arkadaşımız Şener, borsa ve finans haberlerinde çok titiz davrandı ve hiçbir zaman spekülasyona, maniplasyona (yönlendirmeye) yol açmadı. Çeşitli konularda araştırmacı gazetecilik örnekleri verdi.
Görevi gereği finans kesimi ile ilgilenmesine rağmen bir emekçi olarak gelir dağılımı, küreselleşmenin çalışan kesimdeki tahribatı, yoksullaşma gibi sosyal konularda da haber yaptı. Yardımsever tutumu, dayanışmacı tavrı ve esprileriyle arkadaşları tarafından da sevilen Nedim kardeşimizin askerlik görevini başarı ile tamamlayıp en kısa sürede aramıza katılmasını diliyoruz...

SON bir ayda çeşitli sendika toplantılarına katıldım, konuşmalar yaptım. Özellikle işçi tabanının sendikacıları aştığını, daha dinamik olduğunu, sendika yönetimlerinin ise yılgın bir tutum içinde bulunduğunu gözlemledim. İşçiler, Türk - İş'in de ülke gündemin gerisinde kalmasından şikayetçiler.
Kristal - İş Sendikası Topkapı Şubesi'nin 29 Kasım'da Bağcılar'da düzenlediği panelde SSK ve sağlık sorunu tartışıldı. Cumartesi günü olması nedeniyle toplantıya gönüllü olarak katılan Topkapı Şişe Cam Fabrikası işçileri, konuyu kısa sürede kavradılar. İşçilerin SSK yönetimine ağırlık koymasını istediler. Toplantıda Refah Partisi eğilimli işçilerin yanısıra sol eğilimli hatta MHP eğilimli işçiler de vardı. Ancak sorunu sınıf ekseninde koyduğunuz zaman işçilerin hemen hemen hepsi aynı yaklaşımı benimsiyor. İşçiler, emek kesiminin parçalanmaması üzerinde durdular.
Basının, genelde medyanın işçi sorunlarına yeterince yer vermemesinden şikayetçi oldular. SSK hastane hizmetlerinin iyi olmamasından ötürü özel sağlık sigortası konusunda kafaları karışık. Panelde konuşan Dr. Osman Öztürk işçileri bu konuda da aydınlattı. İşçiler, daha fazla seminer, panel yapılmasını istediler, şube yöneticileri de bu talebe sıcak baktı.
Kasım ayı içinde Teksif Bakırköy Şubesi'nde Sümer Holding işçileri ile yaptığım toplantıda da çalışanların daha aktif olduğu dikkati çekiyordu. Sendikacıların işçilerin önünde engel olduğunu öne sürüyorlardı. Petrol - İş'in Ekim ayı sonunda şube ve genel merkez düzeyindeki yöneticilerinin katıldığı seminerde ise, sendikacıların biraz umutsuz ve bezgin olduğu göze çarpıyordu.
Bu arada Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) ailede demokrasi konulu toplantısına da katıldım. Gerek ÖDP gerekse sendika toplantılarındaki ortak özellik, katılanların sorunlarına çözüm için hazır reçete ihtiyacı içinde olmalarıydı. Herkes, panele katılanlardan, öğretim üyelerinden hazır bir reçete istiyor. Oysa reçeteyi de, çözüm önerilerini de, o sorunu yaşayan insanların bulması, en azından çaba harcaması gerekiyor. Bir de bunu aşabilsek...


Yazarlar