Yazarlar Simdi söz Anayasa’nın...

Simdi söz Anayasa’nın...

08.11.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Simdi söz Anayasa’nın...

Simdi söz Anayasa’nın...


Atilla ÖZSEVER

       Yüksek Mahkeme, sosyal güvenlik yasasının öncelikle yürütmenin durdurulması istenen sağlık yardımı ile ilgili beş maddesini görüşecek

       FP ve büyük çoğunluğunu DYP'lilerin oluşturduğu 126 milletvekili sosyal güvenlik yasasının iptali için Anayasa Mahkemesi'ne ayrı ayrı başvurdu. FP'nin başvurusunda yasanın İşsizlik Sigortası ile ilgili bölümü hariç tümünün Anayasa'ya aykırı olduğu iddia edildi. İkinci başvuruda ise, emeklilik yaşı, prim, sağlık ve işsizlik sigortası gibi hükümleri düzenleyen 25'ten fazla maddenin iptali istendi.
       FP, yasanın 33 maddesinin iptalinin yanısıra sağlık yardımı ile ilgili beş madde hakkında da acilen yürütmenin durdurulmasını talep etti. Sağlık yardımından yararlanabilmek için 120 gün prim şartı getiren maddeler ile çalışanlar ve emeklilerin protez araç ve gereçlerine yüzde 20 ve yüzde 10 katkı bedeli ödemesini öngören maddeler öncelikle görüşülecek.
       4 ve 5 Kasım'da yapılan iptal başvuruları, raportörlere sevk edildi. Anayasa Mahkemesi raportörleri, beş gün içinde ilk inceleme raporunu hazırlayıp heyete sunacaklar. Yüksek Mahkeme Heyeti, ilk inceleme sonucuna göre raportörden yürütmenin durdurulması ile ilgili raporu kısa bir sürede hazırlamasını isteyecek. Raportör, duruma göre ek süre talebinde bulunabilecek. Heyet, daha sonra yürütmenin durdurulması ile ilgili talebi görüşüp karara bağlayacak.
       Partilerin Anayasa Mahkemesi'ne başvuru dilekçesinde sendikaların ve KİGEM'in katkısı oldu. Hak - İş Başkanı Salim Uslu'nun çabası ile KİGEM'e bir rapor hazırlatıldı, bu rapor Emek Platformu'nca kamuoyuna sunuldu.
       FP'nin iptalini istediği maddeler özetle şöyle:
       * Sağlık yardımı ile öngörülen 120 gün prim şartı ve katkı bedelleri, Anayasa'nın 2, 5, 56 ve 60. maddelerine açıkça aykırıdır. Yasa, keyfi işten çıkarmaların hala yasal bir düzenlemeye kavuşturulmadığı, sigorta primlerinin zamanında ve tam olarak yatırılmasının sağlanmadığı bir ülkede, çalışanların hakkettiği sağlık yardımını almasını olanaksız hale getirecektir.
       * Emeklilik yaşını 58 -60'a yükselten madde de Anayasa'ya aykırıdır. Şöyle ki; 15 yaşında çırak olarak işe başlayan bir erkek 60 yaşında emekli oluncaya kadar tam 45 yıl çalışmış, 16 bin 425 gün prim ödemiş olacaktır. Halbuki bir başkasının emekliliğe hak kazanabilmesi için 7 bin gün (19 yıl 65 gün) prim ödemesi yeterlidir. Bu uygulama Anayasa'nın 2 ve 10. maddelerine aykıdır.
       * Emeklilik aylığının hesaplanmasında, gösterge - katsayı sistemi terkedilerek yeni bir sistem benimsenmiştir. Eski sisteme göre 5 bin günün karşılığı normal gösterge için yüzde 60 iken yeni sistemde bu oran yüzde 41'e indirilmiştir. En düşük aylık, eski sisteme göre bugün için 84 milyon 280 bin lira iken yeni sistemde yarı yarıya azalarak 42 milyon liraya düşecektir.
       * Emekli iken çalışan serbest avukat ve noterlere aylıklarının yüzde 15'i oranında getirilen sosyal güvenlik destek primi kesintisi, Anayasa'nın 2 ve 10. maddelerine aykırıdır. Memur emeklileri için böyle bir kesinti yoktur.
       * Prim miktarlarını yükselten ve emekli maaşı artışını TÜFE'ye bağlayan maddeler de Anayasa'ya aykırıdır.
       * İtibari hizmet sürelerine sınırlama getirilerek Anayasa'nın 2. maddesindeki "Hukuk Devleti" ilkesine aykırı davranılmıştır.
       * Emeklilik yaşını kademeli olarak arttıran, bir tek gün sebebiyle kadınların emeklilik hakkını üç yıl, erkeklerin iki yıl engelleyen madde de Anayasa'ya aykırıdır. Kadında 50, erkekte 55 yaşla ilgili emeklilik hakkını kademeli geçişte 52 - 56'ya çıkararak aradaki farkı beş yıl yerine dörde indirmek kadınlar açısından da sessiz sedasız bir gasptır.

TÜSİAD Kongresi'nde bir "komünist"

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Kalite Derneği'nin (Kal - Der) ortaklaşa düzenlediği Kalite Kongresi'nde Avrupa Komisyonu eski danışmanı Marc Luyckx, ilginç bir konuşma yaptı. Belçikalı Luyckx, mutluluk kavramının içeriğinin değiştiğini belirterek şunları söyledi:
       "Batı'nın mutluluk kavramı bir krizle karşı karşıya. İki mercedes arabaya sahip olmak, insanın mutluluğunu ikiye katlamıyor. 21. yüzyılda maddiyatla ruhi gelişme birleşecek. İyi bir yaşam için sadece maddiyat önemli olmayacak. Yeni yüzyıldaki güç anlayışı, yaratıcı kişisellik üzerine gelişecek. Bilgi toplumunda yönetim, paranın değil yaratıcılığın yönetimi olacak. Ticari toplumdan paylaşma toplumuna gidiyoruz. Ama nasıl paylaşacağımızı bilemiyoruz. Sanayi toplumunda kar amacı vardı, yirminci yüzyılda toplumsal amaçlar değişecek, bilgelik, insanların ruhsal gelişmesi önem kazanacak."
       Marc Luyckx'in bu sözleri, bir anlamda bundan 150 yıl önce yaşamış sakallı bir filozofun sözlerini hatırlattı. BBC'nin bir anketinde son bin yılın en büyük düşünürü seçilen Karl Marx, insandaki mutsuzluğun sanayi toplumundaki üretim ilişkilerinden kaynaklandığını söylüyordu. Marx, daha fazla kar etmenin, daha fazla kazanma hırsının bireyleri "eşya - insan" haline dönüştürdüğünü, maddi yönden zenginleşseler bile ruhen fakirleştiklerini belirtiyordu. Kapitalist sistemin insanı yabancılaştırdığına dikkat çeken Marx, sömürünün olmadığı bir toplumda kişinin kendini yeniden "yaratabileceğini" ifade ediyordu.
       Belçikalı Luyckx ise, konuşmasının son bölümünde insanı mutlu edecek yeni bir paradigmanın yaratılması için çözümü iş dünyasının politikacılara yardım etmesinde görüyordu. Doğası gereği karı esas amaç kabul eden, bu anlamda insanlardaki mutsuzluğun kaynağını oluşturan sistemin ana figürleri, iş dünyası nasıl olacak da ruhsal yönden hırsı olmayan, mutlu, bilge insanlar yaratacak..?
      

Bayan memura mezarlık görevi Hamza Ezer Antakya
Hatay'ın Samandağ ilçesi Koyunlu Belde Belediyesi'nde muhasebeci, daktilograf, sekreter ve odacı olarak çalışan dört kadın, 18 Nisan'da göreve gelen Başkan Kemal Güzel tarafından mezarlık, yol ve kaldırım temizliğiyle görevlendirildi.
       ANAP'lı Başkan'ın kendilerini yıldırıp istifaya zorlayarak, boşalacak kadroya yandaşlarını almak istediğini iddia eden büro görevlisi ve çaycı Sevsen Uğurel, muhasebe memuru Retibe Münker, santral memuru Alev Girişken ve daktilograf Fatma Beyazgül, uygulamayı "insanlık ayıbı" olarak niteledi.
       Baskı gördüklerini ileri süren 4 kadın işçi, Başkan Güzel'in "Ayrım yapmak, görevini kötüye kullanmak ve yasa ihlali" yaptığı gerekçesiyle Hatay Valiliği'ne de şikayet etti.
       Yıldırma iddialarını reddeden Koyunlu Belediye Başkanı Kemal Güzel ise uygulamaya gerekçe olarak, belediyedeki işçi kadrosunun yetersizliğini gösterip, kadın işçilerinden verilen işleri aksatmadan yürütmelerini istedi.

Aşk Tek Kişiliktir

       Tek kişilik kalabalıktır aşk
       Aşk tek kişiliktir... Kendinin yasasıdır
       Aşkta ikinci kişi, kendinin mayası...
       Herkes kendi sevgisini sever

       Aşk nedir İncil'e göre? Nedir Tevrat'a,
       Zebur'a, Kur'an'a göre?
       ... insandır, insan asolan: İnsana göre.

       Bir bedeni bir kıyısızlığa bırakma
       saati geldiğinde gitmek de bir yalnızlıktır

       Bütün gitmeler yalnızlıktır
       Kalmaya göre.

       Herkes kendine göre bir yalnızlıktır...

       Yılmaz ODABAŞI