Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

A Haber’de ‘Memleket Meselesi’nde İstanbul Şehir Tiyatroları’nın yeni yönetmeliği konuşulurken işler başka yerlere gidiverdi. Tarihmizdeki darbeler ve tiyatro sayfaları açıldı. ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ dizisinin unutulmaz ‘Balıkçı’sını oynayan Orhan Alkaya, konuklardan biriydi. Diğer iki isim Yazarlar Birliği Genel Sekreteri Bünyamin Yılmaz ve yılların oyuncusu Ulvi Alacakaptan’dı. Alkaya, darbeler ve tiyatro oyunlarının geçtiği bölümde şöyle bir başlık attı; “28 Şubat’ta ordudan atılan subaylar, ben 12 Eylül’de tiyatrodan atılırken, subaydılar...”

Haberin Devamı

“Sincan’da biz de oyun oynadık”

Programın moderatörü Erdoğan Aktaş, önceki darbelerin edebiyat, sinema ve tiyatro eserlerinde yer aldığını, ama 28 Şubat’la ilgili bir örneğin olup olmadığını sorunca, Ulvi Alacakpatan bir olay anlattı. Aynı yılın nisan ayında Sincan Belediye Başkan Vekili, Ulvi Alacakaptan’ı aramış. Lale Festivali düzenleyeceklerini, mutlaka bir oyunla katılmalarını istemiş.

Alacakaptan ısrarlar karşısında kabul etmiş ve mayıs ayında oyun için Sincan’a doğru yola çıkılmış. “Aramızda ‘Diş fırçanı aldın mı?’, ‘Pijamanı aldın mı?’ diye espriler yapıyorduk” dedi.

Kudüs Gecesi’nin yapıldığ salonda dekorları kurmaya başladıklarında, iki sivilin gelip kendilerinden oyunun metnini istediklerini söyleyen Alacakpatan, “Vermedim. Bütün hayatım metin vermemekle geçti” dedi. Oyun için ikinci zil çaldığı an, bu sefer emniyet müdürü karşılarına dikilmiş. İstek aynı. Sesler yükselmeye başlamış. Müdür, “Anlayın işte askerler istiyor” deyince Alacakaptan kendini kaybetmiş, “Senin amirlerin jandarma mı?” diye sormuş. Müdür durmuş. Alacakaptan olayı fazla büyütmemek adına bir kopyasının verilmesini kabul etmiş. “Askerlerle dalga geçen bölümler vardı. Metinde yoktu, biz ilave ettik ve o şekilde oynadık” dedi.

“28 Şubat’ın göz yaşları”
Orhan Alkaya bu hikayeye şöyle bir gönderme yaptı; “40 yılın Ulvi Alacakaptan’ı sanki bilmez o metinlerin kaymakamlara, valilere, emniyet müdürlerine sunulup ondan sonra izin alındığını.” Alkaya, bu hikayeyi ‘28 Şubat’ın göz yaşları’ olarak değerlendirdi!

Haberin Devamı



SAĞLIK BAKANI EN ÇOK HANGİ PROGRAMI TAKİP EDİYOR?
Hastanede uğradığı bıçaklı saldırıda hayatını kaybeden Dr. Ersin Arslan’la ilgili ‘5N 1K’da etraflı bir haber yapıldı. Cüneyt Özdemir cümle arasında söyledi: “Bakan programın iyi bir izleyicisi...”


YANLIŞ ANLAMA OLMUŞ
Dün ‘Muhteşem Yüzyıl’da Son Durum’ başlıklı yazımdaki ‘Okay’ın eylülden beri kemoterapi tedavisi gördüğü için diziyi bir ekibin yazdığı’ cümlesi biraz karışık olmuş. Yapım şirketi, “Sanki o tarihten sonra Meral Okay yazmamış, bir ekip senaryoyu kaleme almış anlamı çıkıyor” dedi. Senaryo, başından beri Meral Okay ve belirlenen ekip tarafından yazılıyormuş.


REHBERiM

BU FİLM ÇOK SES GETİRMİŞTİ
Bir gişe memurunun yaşamından kesitler... ‘Gişe Memuru’ filmi, vizyona girmesinden önce çok ses getirmişti. Görüntü yönetiminden kurgusuna, oyunculuktan müziğe işçiliği iyi bir film. (ATV / 23.15)

OLAY PROGRAMDAN CİN TAKİBİ DEVAM
“CIA ve Mossad’ın bu alanda (cinler) çalışmaları var. Ancak metafizik yoluyla istihbarat elde etme konusunda en tecrübeli örgüt Rusların KGB’si... Rusların denizaltılarla cinler aracılığıyla istihbarat sağladığı biliniyor.”
Bu sözler ‘Büyük Takip’ programında geçen aylarda söylendi. Kimi “Skandal”, kimi “Cinli perili program” dedi. Ama sonuçta program adını duyurdu. İstihbarat teşkilat-larının kullandığı yöntemlerdi konu.
Bu haftada ‘benzer’ bir psişik konuya giriyor. Bilinçaltına yollanan gizli mesajlar, küresel güçlerin hedefindeki kişiler gibi başlıkları işliyor. İzleyicinin hangi konulara ilgi göster-diğini anladılar... Ee, haklılar da... (TRT HABER / 21.15)