Dün sabahın erken saatinden itibaren izlemeye başladım... Bir tiyatro oyunuydu. Taksim Meydanı tiyatro oyunu. Yazıyı teslim ettiğim saat 11.05’e kadar izledim. Ondan sonra yaşananlar bu yazıda yer alamıyor.
Bütün televizyon kanallarının kameraları oradaydı, hatta canlı yayın da yaptılar. Bir ‘sol’ parti bayrağının altından birileri polis tarafına taşlar atıyordu. Sonra baktım aynı parti bayrağı altında bir fotoğraf sosyal medyaya düşmüş. Molotof kokteyli atan kişinin belinde silah var!
Tiyatro dedim ya. NTV muhabirinin “Polisle eylemciler arasında ya da gruplar arasında” cümlesi, belki de bu oyunun tarifi.
TV Net kanalında “Sis bombaları atıyorlar. Sanki polis Gezi Parkı eylemcilerine müdahale ediyormuş havası vermek için” dedi muhabir. Tam da sahnelenen tiyatro oyunun sona yaklaşan bölümünden bir sahne gibi...
Bugün TV’den “5 kişi var, orada polis baş edemiyor” sözleri geldi kulağıma. Taksim Gezi’den sesler; “Sinirlerimiz bozuk durumda, destek bekliyoruz” dedi aktivist Güney Ongun telefonda.
Halk TV’ye bağlanan bir başka aktivist Sevgi Yüreklik, “Tiyatro gibi izliyoruz. Parkımıza inanmak, güvenmek istiyoruz” diye seslendi.
Polis Atatürk Kültür Merkezi’ndeki tüm pankartları indirip yerine Atatürk posteri ve Türk bayrağı asmış haberleri kanallarda ses verdi. Fazıl Say’ın babası Ahmet Say: “Bu meydanda toplananların asgari müşterikleri olmuştur bayrak” dedi.
Taksim Gezi’den görüntüler de geldi, Türk bayrakları var. Sanki meydan yeniden kurtarılmış ve vatana millete tekrar emanet edilmiş havası! Bu sefer haber kanallarımız doğru olanı yaptı ve Taksim Meydanı’ndan canlı yayınla olan biteni bizlere ulaştırdı!
GEZİ’DEN ESRA EROL’A SÜRPRİZ
‘Esra Erol da Evlen Benimle’ programında farklı bir evlenme teklifi vardı pazartesi günü. Caner kardeşimiz Seda Hanım’a talip olmuştu. “Öncelikle doğayı ve insanları çok seviyorum. Bu yüzden de yedi günden beri Taksim Gezi Parkı’ndayım. Gece gündüz orada yatıyorum. Birkaç gayrimenkulum var, bunlardan biri Gezi Parkı’ndaki çadırım. En çok onu seviyorum. Her insanın sevgiye ve şefkate ihtiyacı vardır. Gezi Parkı’ndaki insanların da devletin şefkatine ve sevgisine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” dedi.
Esra Erol durumu anladı, “Peki çok teşekkür ediyorum. Adınız da Caner değil herhalde” dedi. Caner, “Hayır adımı soyadımı net bir şekilde verdim” dedi ve devam etti: “Bunlar sorun yaratır mı acaba? Ben her eylemde, her bayramda 19 Mayıs’larda, 29 Ekim’lerde, 23 Nisan’larda meydanlardayım. En ufak bir hak arayışında sokaklardayım” dedikten sonra bunun Seda Hanım açısından bir sorun yaratıp yaratmayacağını sordu. Seda Hanım da “Görüşelim” deyip, son cümlesini söyleyecekti, uzatmadı Esra Erol.
Boşuna demiyorlar, Gezi Parkı çocukları çok zeki ve yaratıcı. Gündüz kuşağında en çok izlenen programa bağlanarak farklı kriterler’ manzumesi sunan Caner, farkını ortaya koydu.
Esra Erol için yapacak fazla bir şey olduğunu zannetmiyorum. Yüklenmemek lazım. Şöyle söylenebilir ‘profesyonel’lik imtihanı böyle bir şey. Öyle bir espri yaparsın ki, o sırada tarihe geçme fırsatın olur. Mesela şimdi örnek ‘erkek tarafından’ olacak ama rahmetli Orhan Boran olsa ne derdi diye düşünmeden edemedim. Nasıl da espriler bulur, nasıl da fıkralar anlatır, olayı kendi açısından bir güzel yumuşatırdı. Böyle bozulmak tabii bana göre biraz ‘amatör’lük, bu kadar yıldır canlı yayın yapan sunucumuza onu hatırlatmak istedim sadece. Aslında Caner’in bulunup stüdyoya çağrılması en büyük espri olur. Bunu yapabilirse ekip, “Helal olsun” der; tüm bu söylediklerimi geri alırım.
NEW YORK’TA BİR BİNA YIKILDI HABERİ İKİ KANAL NASIL VERDİ?
SKYTURK360 kanalında 17.00 bülteninde New York’ta dev binanın dinamitlenerek yıkıldığı haberi vardı. 1996’dan beri öyle duruyormuş. Belediye yıkım kararı almış ve alanın park yapılacağını açıklamış.
Sonra Samanyolu TV’nin ana haber bülteninde denk geldim aynı habere. ‘Çevre düzenlemesi için’ yıkıldığını söylediler. Peki neydi bu çevre düzenlemesi? Bunu açıklamadılar.
Acaba hangi kanal eksik, hangi kanal bütünüyle bu haberi vermişti aklım karıştı?
