Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Basın bültenleri ‘mutlu başlangıçları’ anlatır genelde. Halil Ergün İtalya’nın en önemli yönetmenlerinden Renzo Martinelli’nin büyük bir projesinde yer almak üzere teklif almış. 2. Viyana Kuşatması’ndaki tartışmalı rolüyle tarihe geçen Kırım Hanı Murat Giray’ı canlandırması istenmiş. Ergün, rolün farklı şekillerde ele alınabilecek bir karakter olmasından endişe duymuş ve teklifi geri çevirmiş. Bu durumda ne demek gerekiyor? “Helal olsun, kabul etmedi” ya da “Büyük bir şans kaçırmış...” Yani sonuçta, Ergün oynamak istememiş, oynamamış. Her oynanmayan rolün haberi yapılsa...



ENTEL TİYATROCUYDU ŞİMDİ ÇOK ÜNLÜ OLDU

Bu bir eleştiri değil, saptama: Orhan Alkaya tiyatro camiasının yakından tandığı, bildiği bir isimdi. Türkçesi ‘entel tiyatrocu’lardan biriydi. Kendi özel hayatı kendineydi. Sahneye çıktığı için aslında ‘topluma da malolmuş’ bir isimdi. Ama kimse Orhan Alkaya’nın özeliyle ilgilenmiyordu.
Ne zaman en çok izlenen dizinin (Öyle Bir Geçer Zaman Ki) balıkçısı oldu. Dizi zaman içinde daha bir parladı ve balıkçının rolü daha bir öne çıktı. O zaman başka şeyler de öne çıkmaya başladı.
‘Psikolojik taciz şiddet’ başlığı altında toplananlar doğru ya da yanlış önemli değil, tiyatro kulislerinin arasında kalacaktı. Daha önce geçmişe dair ne varsa kaldığı gibi. Şimdi öyle değil. Ne varsa Alkaya’ya dair onlar artık büyük gözaltında. Şöhret işte böyle bir şey. Bu onun elinde olan bir durum değil. Diziye başlarken 3-5 kazanıp rolün hakkını vermek gibi sıradan bir derdi varken, şimdi balıkçının büyük teknesinde büyük denizlerde dalgalara karşı durmak zorunda Alkaya.


DOĞAN ÖZ CİNAYETİ ‘faili meçhul’de

Tarih 24 Mart 1978, saat 08.30, yer Ankara. Adliye’ye gitmek üzere evinden çıkan Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, otoparktaki eski model Anadol aracına bindiğinde kurşun yağmuruna tutuldu. Altı kurşunla öldürülen Öz, 44 yaşındaydı.
‘Faili Meçhul’de bu cinayetin arkasında kalanlar ele alınıyor. (TRT HABER / 23.00)

BİLİMKURGU KLASİĞİ FİLM


Kanaltürk’te ‘Zaman Makinesi’ filmi var. H.G. Wells’in klasik bilimkurgu romanından beyazperdeye uyarlanan filmde, Memento ile yıldızı parlayan Guy Pearce’e, pop yıldızı Samantha Mumba, Orlanda Jones ve Oscar ödüllü aktör Jeremy Irons eşlik ediyor. Türün meraklıları kaçırmasın. (19.50)

ZAMANI BELİRLEYEN EZAN

Türkmax, Reha Erdem filmleri gösterisine devam ediyor. Sırada ‘Beş Vakit’ var. Sert bir coğrafyada yüksek kayalıkların üzerine kurulmuş küçük köyün sakinleri, tıpkı toprak ve su gibi doğanın bir parçası olmuşcasına sakin ve doğal bir yaşam sürmektedir. Tüm hayatları, mevsimlerin, toprağın, suyun, havanın ritmine göre şekillenir. Besin kaynakları da, toprağın ve besledikleri az sayıdaki hayvanın onlara verdiğinden ibarettir, daha fazlasından değil. Zamanı belirlemelerini sağlayan tek şey ise her gün beş vakit okunan ezandır.
Reha Erdem’den yine bol ödüllü film. Ağır bir akış sergilediği söyleniyor. Çekirdek çitleyerek izlenesi bir isim değil. Onun sinemasını merak edenler için de güzel bir fırsat. (20.10)