MÜZİK OLSUN GÜZEL OLSUN!
Gerçekten iyi sesler çıkıyor. Öyle ahım şahım olanlar kolay bulunmaz. Jüri üyelerinde ‘eğlendiren dünyanın vatandaşları’ ağırlıklı... Bana göre seçimler yerinde... Mesela Nikki Wild kalkmıyor. Glam rock yapan bir çıksa? Yarışmanın sunucusu Enis Arıkan, şov olayına gayet kıvamında oturdu. Bir parantez orkestraya... Yarışmanın BBC yapımı ‘All Togther Now’... Edindiğim bilgiye göre, onlarda orkestra canlı çalmıyor. Bizde canlı kayıt yapılıyor. Bant çekimi ama o an hem solist söylüyor, hem de orkestra canlı çalıyor. Bu yarışmanın tartışmasız en iyisi Metin Özülkü orkestrası... Ve kayıt masasında oturan ses mühendisi arkadaşımız...
Karşılaştırma yaptım
BBC’deki yarışmadan beş ismin performansını izledim. Bir de Kanal D’nin sitesinde paylaştığı örnekleri bir kere daha izledim. Çok ama çok iyi sesler var onlarda. Victoria adında bir müzik öğretmeni çıktı ‘The Sound Of Music’ yani ‘Neşeli Günler’ müzikal filmindeki ‘CLimb Every Mountain’ şarkısını söyledi. Bir dinleyin derim. Bizde de çok iyi sesler var. Ya da elemeler sonucu bir araya gelecek olan ‘En iyiler topluluğu’ daha keyifli müzik sunacaklardır diye düşünüyorum. Şu bir gerçek ki; şarkı yarışmalarının yabancı hallerindekileriyle bizdeki örneklerini karşılaştırdığınızda bir ‘şarkı söylemek’ farkı ortaya çıkıyor. Müzik derslerinin seçmeli olarak görüldüğü bir eğitim sisteminde, güzel seslerinin
‘kaideyi bozmaması’ doğaldır.
‘ÇUKUR’U İDRİS KOÇOVALI ANLATTI
‘O Anın Hikayesi’nde, Gülay Afşar’ın konuğu Ercan Kesal’dı. “İnsanların kendilerini orada hissettikleri, özdeşleştikleri ve ‘satarsis’ dediğimiz olmazsa olmaz duyguyu yaşadıkları bir dizi” dedi Kesal. Bir de unuttukları duyguları yeniden yaşamak, hatırlamak ‘mahalleyi, dayanışmayı, feda duygusu’na vurgu yaptı... “Ama sonuçta distopik bir dünya... Böyle bir mahalle olabilir mi?” dedi.