Sinan Biçici

Sinan Biçici

sinanbicici@hotmail.com

Tüm Yazıları

‘Game of Thrones’, Türkçe adıyla ‘Taht Oyunları’ dizisi sadece dünyada değil, Türkiye’de de fenomen dizilerin başında geliyor. internetten dizi izleyenlerin bir numarası.

Katarlı bir şirkete satılan Digiturk, dizinin yayın haklarını satın alınca internette dizi yayınlayan sitelere uyarı yaptı. Bu siteler de bütün bölümleri hemen yayından kaldırdı. İnternet dünyasında büyük tepkilere yol açtı bu durum.

Ben dizilerin, filmlerin internetten bedava izlenmesine karşıyım. Sonuçta insanların emekleri var ve bu emekler bir anlamda çalınmış oluyor. İnsanlar kolayca ödeyebilecekleri rakamlarla bir sisteme bağlansa hem emek hırsızlığı olmaz, hem de dizi ve film sektöründe büyük gelişmeler olur.

Haberin Devamı

Özellikle ülkemizde dizilerden para kazanılan tek mecra televizyon olduğu için, internete yönelik üretim yapılamıyor. Böyle olunca da uzun süreli diziler, çıldırtan reklam dakikaları, RTÜK sansürü vs. derken beklentileri karşılayamayan, tatsız bir durum çıkıyor karşımıza. Yani internete makul bir ödeme sistemi getirilmesi hem dizi ve film üreten insanlar hem de seyircinin ortak yararına olacak.

Dünyadaki sanatçılar bir dizinin tekrar yayınından, Digiturk gibi başka bir mecrada yayınlanmasından vs. her türlü haklarını alıyorlar. Bizde ise sadece dizinin ilk yayınından alınıyor. Yani ‘Game of Thrones’un Amerikalı senaristi, Digiturk yayınından bile pay alacak, bizimkiler ‘Kiralık Aşk’ın yayınından beş kuruş alamayacak.

Gelelim Digiturk’ün kararına… Eser sahiplerinin emeği açısından bakarsak doğru bir hamle. Şimdi Türkiye’de faaliyet gösteren Digiturk, sadece Amerikalıların haklarını savunmaz herhalde. Türkiye’de üretilen, yayınlanan diziler için onları yaratan senariste, yönetmene, müzik bestecisine, oyuncularına da ödeme yapar.

Şimdiye kadar yapmadı. Bundan sonra da yapmazsa, o zaman biz de internetten dizi izleyenlere bir şey diyemeyiz. Ortada bir hak varsa, ona var buna yok denmez.
Ne diyorsun Digiturk, var mısın yok musun?

VİCDANIN YUMRUKLARI: MUHAMMED ALİ CLAY

İnsanı efsane yapan attığı goller, aldığı madalyalar, kazandığı maçlar, vitrinini süsleyen kupalar değil. Bir boksörü efsane yapan maç bittikten sonraki yumrukları.

Haberin Devamı

Muhammed Ali ile ilgili çok şey söylendi. Tekrar etmeye gerek yok. Sporcular, sanatçılar, siyasetçiler, aydınlar bugün çok ünlü de olsa tatmin olmazlar. Hep kalıcı olmak, hatırlanmak isterler ya hani. Gelecekte hatırlanmak için bugün ne yaptıklarına pek bakmazlar ama.

ABD, kendisinden binlerce kilometre uzakta bulunan Vietnam’la savaştı 50 yıl önce. Kendisinden çok uzakta, çok zayıf ve doğrudan hiçbir kötülüğü olmayan bir ülkede yaptığı bu savaşın izlerini hâlâ silemedi. Muhammed Ali, haksız bulduğu bu savaşa gitmek istemedi. Kendi ülkesinde, siyahlara yapılan insanlık dışı uygulamaları hatırlattı. “Vietnamlılar bana bunları yapmadı. Ben ve benim gibi olanlar bu kötü muameleyi kendi ülkemde gördük” dedi.

O günkü koşullarda savaşa gitmeyi reddettiği için ceza aldı, unvanlarına el konuldu. Ama 50 yıl sonra hâlâ efsane o. ABD ise Vietnam Savaşı’ndan dolayı hâlâ eleştiriliyor.
Dünyada iz bırakmak, hatırlanmak isteyen sanatçılar, sporcular, aydınlar için güzel bir örnek işte. Muhammed Ali yumruklarıyla efsane olmadı. Yumruk gibi çarpan sözleri ve duruşuyla oldu. Aman kariyerime bir şey gelmesin diye doğru bildiğinden şaşsaydı birkaç madalyası, parası fazla olurdu ama eski ve yalnız bir boksör olarak bitirirdi hayatını. Eski bir boksör olarak kalmadı, efsane oldu.

Haberin Devamı

Madalyalarını, unvanlarını geri alanlar kim mi? Bence onları hatırlayan yok!