Süreyya Üzmez

Süreyya Üzmez

s_uzmez@yahoo.com twitter.com/sureyyauzmez

Tüm Yazıları

Öğrencilik yıllarımda okulumun önünden Beykoz istikametine giden otobüslere
binip, Kanlıca’da yoğurt yemek en büyük zevklerimdendi. Ama yıllar sonra buranın sadece yoğurt yenen bir köy olmadığını fark ettim.

Kanlıca, imparatorluğun sayfiye alanıdır. Akıntıları baş döndürür. Suya dikkatlice baktığınız zaman, başınızın döndüğünü ve sanki dünyanın ayağınızın altından kaydığını hissedersiniz. En deneyimli gemi kaptanlarına saç-baş yoldurtmuş, gemi personeline cehennem azabı yaşatmış, gemileri yalıların içine kadar sokmuş akıntılardır bunlar. Gözünüzü denize diktiğinizde, Kanlıca önlerinde sürüklenen bir çöpe bile kıyıdan en fazla beş dakika bakabilirsiniz. Kanlıca akıntıları bir başkadır, çok hızlıdır, girdaplar yapar.

Haberin Devamı

KANLICA’NIN YOĞURDU MU GELİNCİK BALIĞI MI

Sepetlerle gelincik avı

Gelincik balığı dini nedenlerle Musevi vatandaşlarımızın çok rağbet ettiği bir balıktır. Bir zamanlar kıyıda sepetle avlanırdı. Anadolu Hisarı’ndaki Dere Kahvesi’nde kırılan çağanoz, midye ve biraz ekmek, gelincik sepetlerinin içine atılır daha sonra bunlar akşam saatlerinde kıyıya bırakılırdı. Gelincik balıkları gündüz yakalanmaz. Mezgit ve bakalorya ile de yakın akraba olan gelincik balığını, küçükken taşlıkların yanında izmarit ve kupes avlarken bol miktarda tutardım. Derisi kaygan olduğu için elimden kaçırırdım. O zamanlar lezzetinin kıymetini ve de nasıl pişirileceğini bilmediğimden, denize geri bırakırdım. 1950’lerde İstanbul Balık Hali’ne yılda 13 bin ton gelincik balığı gelirmiş. Ben size bu balığı tanıtmak için geçtiğimiz hafta her gece balık halinde arattım. Ancak birkaç kilo bulabildim.

Balık hali müdürü Karekin Deveciyan, gelincik balıklarının açık arttırmaya konulmadığını çünkü bu balığın her kilosundan sabit vergi alındığını anlatıyor.

Eti lezzetli olan gelincik balığı çabuk bozulduğu için yakalanır yakalanmaz içinde deniz suyu bulunan kovalara bırakılır.

Denizin içinde renk cümbüşü gibi tabiatın tüm güzel renklerini üzerinde barındıran gelinciklerin ölünce rengi solar.

Abdülhamit’in favorisi

Sultan Abdülhamit’in en sevdiği balığın tereyağında kızartılmış gelincik balığı olduğu söylenir. Museviler, ‘gaya’ adını verdikleri bu balığı ekşi erik sosuyla özel bir şekilde pişirip yerler. Kırmızı eriğin olgunlaşmamış hali olan ekşi erik, yaz başında bol bulunduğu için bu dönemde pişirilmesi daha yaygındır. Pilakisi ve kızartması da oldukça lezzetlidir.

Haberin Devamı

Kanlıca’da gelincik balıklarının bolluğuna rastlayacağımız günü iple çekiyorum. 50 yıl sonra bolluk içinde geçirdiğimiz uskumrulu bir yıl hayaline kavuştuk. Orkinoslarda yüzde 500 artış yakaladık. Kuantumda her zaman her şey kötü gitmez. Güzel günler de göreceğiz. Ama hak etmemiz için deniz canlılarına yaşam alanlarını tertemiz olarak teslim etmeliyiz.

FISTIKLI TUNA

KANLICA’NIN YOĞURDU MU GELİNCİK BALIĞI MI

Yapılışı: Fırça yardımıyla tunanın her tarafına bal sürüp fıstığa bulayın. Yağsız tavada her tarafını 20’şer saniye pişirin. Afiyet olsun.