Haberin Devamı

"Yarasa" benzetmesi medyada öne çıktı ama asıl konuşmanın içeriği çok önemli...Büyükanıt, "kalıp düşünceler"i eleştiriyor, Harbiyelilere şöyle sesleniyor:"Meslek yaşantınız boyunca her şeyi sorgulayın. Sorgulama, değişimin ve gelişimin ilk basamağıdır."Peki "Kemalizm"i sorgulamak?!Büyükanıt, Kemalizm veya Atatürkçülük yerine "Atatürkçü düşünce sistemi" terimini kullanıyor. Atatürkün "hiçbir dogma ve kalıplaşmış miras bırakmadığını" söyleyerek şu sonuca varıyor:"Bilim ve aklın rehberliğinde kendini sürekli yenileyen Atatürk ilkeleri, sonsuza dek kendini yenilemek ve geliştirmek gücüne sahip bir düşünce sistemidir."***SAYIN Büyükanıtın Kemalizm veya Atatürkçülük gibi terimleşmiş ifadeler yerine "Atatürkçü düşünce sistemi" demesinin sebebi, felsefi bir tercih midir, bilmiyorum."Atatürkçü düşünce sistemi" kavramını Org. Özkök de kullanıyor. Benim tespitime göre, 1987den beri resmi askeri yayınlarda bu kavram geçiyor.Acaba "Tek Parti" devrini, o devrin siyasi ve ideolojik yapısını çağrıştıran "Kemalizm" veya "Atatürkçülük" gibi terimler yerine, "Atatürkçü düşünce sistemi" demekle Büyükanıt daha çok geleceğe dönük ve daha uzlaştırıcı bir "düşünce sistemi"ni mi amaçlıyor?Sayın Orgeneral adına bir şey diyemem ama başka yol yok gibi gözüküyor.Kemalizm ve Atatürkçülük terimlerine dayalı kavgaları, darbeleri, istikrarsızlıkları düşünün. Demokrasiye geçişimizi, NATOya girişimizi "karşı devrim" sayan Kemalizm yorumunu, bu yorumların mahkeme kararlarını bile etkilediğini düşünün!Türkiyenin bugün geldiği sosyal ve ekonomik düzey, dışa açılma, orta sınıflaşma gibi temel dinamikler karşısında öyle bir Atatürkçülük veya Kemalizm sürdürülebilir mi?!***AVRUPA Birliğini Sayın Büyükanıt, Atatürkün muasırlaşma projesinin gereği olarak görür. Emekli General Suat İlhana veya Atatürkçü Başsavcı Vural Savaşa göre ise, AB üyeliği Atatürkçülüğe ihanettir!Atatürkçü deyince ilk akla gelen isimlerin şiddetle karşı çıktığı "piyasa ekonomisi, dışa açılma, entegrasyon, küreselleşme, hukukun liberalleşmesi, yabancı sermaye" gibi politikaları kurumsal olarak ordu da destekliyor; zamanımızda modernleşmenin başka modeli de yok zaten!Peki Atatürkçü ordu Kemalizmin geleneksel yorumuna bağlı kalarak bu tutumunu sürdürebilir mi?!Murat Yetkin dünkü yazısına "Kemalizmin reform ihtiyacı" başlığını koymuş. Yenilenmeyen bir Kemalizm de elbette çağın gerisinde kalır. "Kendini sürekli yenileyen düşünce sistemi" olması için kendini değişen çağın ve değişen toplumun verilerine ve değerlerine açması gerekir.Dikkatinizi çekiyor mu? Türkiyenin ulaştığı orta sınıflaşma ve dışa açılma düzeyi Kemalizmi de, İslamı da, devleti de, özgürlüğü de, hukuku da yeniden yorumlamayı gerektiriyor.Türkiyeyi Ortadoğu sosyolojisinde "müstesna" yapan, işte bu gerçekten hayranlık verici dinamizmidir. t.akyol@milliyet.com.tr KARA Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt, Atatürk ilkelerini bugün çağdaşlamaya engel olarak görenleri, ışıktan rahatsız olan "yarasa"ya benzetiyor.