CHP yeni bir lider çıkaracak mı? Öngörülebilir gelecekte buna hiç ihtimal vermiyorum. On gün sonraki kurultayda delege ve örgütün ısrarlı ve duygulu kararıyla Baykal’ın davet edileceği kesin... Peki, o kabul edecek mi? Kabul edeceğini düşünüyorum. Basın toplantısında istifasını “Bu bir meydan okumadır” diye tanımlaması bunun bir işareti değil midir?
Daha önemlisi, CHP içinde, 1970’lerdeki Ecevit gibi yükselen bir lider adayı yok.
İşte “Türkiye’nin lider sorunu”nun CHP kanadındaki fotoğrafı budur.
“Sağdaki lider sorunu” ise, lider çıkaramamak değil, kurumlaşmış bir parti kuramamaktır.
CHP yıllardır devam ediyor, kapatıldı, yeniden açıldı ama CHP yenilenemiyor...
Sağ ise DP ve AP’yi yeniden kuramadı. DYP ve ANAP battı. Ama sağ, toplumun nabzını tutan liderler çıkardı: Menderes, Demirel, Özal, Erdoğan.
CHP çizgisinde durgunluk, donukluk... Sağda ise kurumsal istikrarsızlık! Demokrasimizin önemli bir sorunudur bu.
Bu yüzden iki tarafta da lider sultası var; parti içi demokrasi iki tarafta da yok.
Niye böyle?
Cevabın anahtarı Türkiye’nin değişimidir.
Ecevit 1970’lerde CHP’yi yüzde 42’ye yükseltirken “köycülük” yapıyordu, “Kalkınma köyden başlayacak” diyordu, “tarım kentleri” hayali vardı. Kendisi işçi kasketi giyiyor, Rahşan Hanım şalvar çekip tarlada taş topluyordu. Bunların “ekonomik rasyonelite”si yoktu ama nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan “köylü ve işçi” kesimleriyle bütünleşmeyi sağlıyordu.
“Dine saygılı laiklik” sloganı ve Tek Parti dönemine yönelik eleştiriler de CHP ile ahali arasındaki eski duvarları kaldırıyordu.
Netice yüzde 42 oydur!
Bugünkü Türkiye’de ise en önemli sosyolojik dinamik, şehirleşme ile girişimciliğin Anadolu’ya yaygınlaşmasıdır; girişimci orta sınıfın gelişmesidir. Fakat parti içi demokrasi olmadığı için, CHP’nin örgüt yapısında da söyleminde de bu büyük toplumsal değişim yansımıyor; CHP toplumun genelinden izole duruyor.
CHP’nin tarihsel bürokratik ve hiyerarşik yapısı devam ettiği için, toplumsal dinamizm CHP’de karşılık bulmuyor, parti içinde yeni hareketler oluşmuyor, toplumda hareketlenme yaratacak yeni isimler çıkmıyor.
Bakın, CHP’de bir türlü ‘iş’ dili gelişmiyor, ideolojik dil sürüp gidiyor.
Kemal Derviş barınamadı CHP’de!
Baykal’a düşen
Onun için CHP’nin uzun vadeli geleceği açısından, Baykal’ın dönüp dönmemesinden daha önemli olan, bu partide 1970’lerdeki Ortanın Solu hareketi gibi bir açılım, bir yenilenme olup olmayacağıdır.
1970’lerde “Ortanın Solu” CHP’nin oylarını yüzde 33’ten yüzde 42’ye çıkarmış, demek ki sağdan da epey oy çekebilmişti.
Bugün CHP yüzde 25’i görse düğün bayram yapacak!
Baykal’ın yerini dolduracak bir ismin ortaya çıkamayışı partideki bu temel sorunun çok net bir göstergesidir.
Ben Baykal’ın döneceğine inanıyorum. Baykal’ın siyasi hayatının daha yıllarca devam edeceğini ise hiç sanmıyorum. Baykal’ın partisine ve demokrasimize yapacağı hizmet, partisinin ideolojik ve örgütsel kapılarını açmaktır... CHP’yi değişen Türkiye’deki yeni kesimlerle, yeni duyarlıklarla barıştırmaktır... CHP’yi değişen Türkiye ile uyumlu hale getirerek Batılı anlamda bir sosyal demokrat partiye dönüştürmektir.
Baykal’a düşen görev bu değilse nedir?