Askeri müdahalelerin, koalisyonlarda kaybedilen yılların bir sebebi; Türkiyede iktidarın düzenli seçimlerde merkez sağ ve merkez sol arasında el değiştirememesidir.İngilterede Muhafazakarlar 16 yıl iktidarda kalıyor; bu 16 yıl içinde İşçi Partisi çok sürünüyor; sonunda parti ideolojisinde ve kadrosunda yeni şartlara göre değişiklik yapıyor ve Tony Blairin "Üçüncü Yol"u ile sol, iki seçimdir iktidardadır. Perişanlık sırası Muhafazakarlardadır.Almanya ve Fransada da benzer tablolar...***BİZ bu tür sağlıklı nöbetleşmeyi yapamıyoruz. Tarihsel olarak bizde solun devlet denilen "kurumsal iktidar"la bütünleşmiş olması, buna karşılık sağın geniş halk kitlelerini temsil etmesi hem dengesizlik yaratıyor; hem "atanmışlar"la "seçilmişler" arasında adeta genetik bir sürtüşmeye yol açıyor.DP, AP, ANAP ve şimdi AKPnin temsil ettiği "seçilmiş iktidar" ile ordu, yargı dahil, "kurumsal iktidar" arasındaki gerilimler...Örneklerden bir tanesi: 1970lerde Ecevit "Türkiyede yargı devrimcilerin elindedir" diye siyaset yaparken, AP ile yargı arasında kavgalar yaşanıyordu!Türkiyenin "yöneten demokrasi"ye kavuşması için, "kurumsal iktidar"ın "tarafsız" (nötr) hale gelmesi, solun da devlete değil halka dayanarak sağ ile rekabet edebilir bir tabana ulaşması gerekiyor.CHP bu bakımdan bütün Türkiye için önemli...***CHP bütün tarihinde bir defa halktan "seçilmiş iktidar" sayılabilecek oranda oy aldı: 1970lerde Ecevitin önderliğindeki "Ortanın Solu" hareketi! Aydın hareketi olarak başladı, Tek Parti mirasıyla hesaplaştı. Getirdiği yeni kavramlar ve kadrolar partinin halk nazarındaki "devletlu" imajını değiştirdi, yüzde 42 oy aldı.CHP büyüdükçe sivil ve toplumsal; küçüldükçe resmi ve kurumsal bir parti olur. CHP şimdi resmi ve kurumsal reflekslerle "büyüyememe" sorununu derinleştiriyor: İstanbul belediye seçimlerinin "Atatürkçülükle karşıtları arasında geçeceği" şeklindeki korkunç iddia! (Birleştirici olması gereken kavramları ayırımcı hale getirmek!)Baykalın "Anadolu solu" kavramı ne oldu?!Kemal Dervişin önerdiği "sosyal liberal sentez, Kemalizmle sosyal demokrasinin sentezi" gibi ufuk açıcı kavramlara gösterilen öfke?!"Ortanın solu" işlenmiş bir sol yenilenme hareketiydi, şimdi tek ciddi katılımlı tartışma yok, kavramlara öfke var!CHP kavram dağarcığını daralttıkça, geniş kitlelerden daha da koparak resmi ve kurumsal bir alan darlığına sıkışacağını görmüyor galiba!Kişiliğine ve birikimine çok saygı duyduğum Erol Tuncerin adaylığı, CHPde gerçek "sosyal demokrasi"ye dönüşmek için bir dinamizm getirirse bundan bütün Türkiye çok şey kazanır. t.akyol@milliyet.com.tr MODERN toplumlarda siyaset esas itibariyle merkez sağ (muhafazakar, liberal) ve merkez sol (sosyalist, sosyal demokrat) akımlara dayanıyor. Türkiyede ise "sosyal demokrat" solun zayıflığı, "yöneten demokrasi" konusunda öyle bir zaaf yaratıyor ki, tümüyle Türkiye zarar görüyor.