Japonyaya atılan atom bombasının "dokuz bin beş yüz katı" kuvvetinde bir tabiat hadisesi, bu deprem ve tsunamiyi yaratmış.Dünyamızda nasıl bir tabiat dengeleri sisteminde yaşıyoruz? Bu muazzam dengeler sistemindeki küçük bir değişme nelere yol açıyor?! İsterseniz kutuplardaki buzulların erimesine kadar akıl yürütebiliriz.Tsunami felaketinden çarpıcı görüntüler: Ölü ve kayıp sayısı 120 bini geçti.5 milyon kişi, hayatını sürdürmek için bir biçimde yardıma muhtaç!Hasar, uzmanlar tarafından "milyarlarca dolar" diye ifade ediliyor.Bütün bunlara rağmen borsalar fazla etkilenmedi! Hele de Hindistan ekonomisinin kulağı duymadı bu felaketi. Halbuki bizim o korkunç 1999 depremi, ekonomimizde eksi büyümeye sebep olmuştu! 2001 krizinin sebeplerinden biri buydu.H H HBÖYLESİNE büyük bir insani felaketin altından hiçbir millet tek başına kalkamaz. Onun için "uluslararası yardım" çok önemli...Ölü ve kayıpların 5 bin kadarı Avrupalı turistler! Felaket bölgesinin çeşitli ülkelerindeki 75 Türkten hâlâ haber yok.Felaketin çapı milletlerin dayanışmasını gerektirdiği gibi, dünyanın öbür ucunda bu kadar turistin olması da dünyamızın giderek nasıl küçüldüğünü gösteriyor.İnsanların doğduğu yerden başka hiçbir yere gitmeden, görmeden öldüğü çağlar çok gerilerde kaldı. İletişim devrimi de dünyanın her yerindeki olayları evimize taşıyor.Geçmiş bütün devirlerden daha dünyalı bir çağda yaşıyoruz.* * *TSUNAMİ felaketi ekonomik bakımdan asıl turizmde tahribat yarattı. Basında okuduğumuza göre:"Felaket ana sanayi birimlerini ve limanları vurmadı. Etkilenen bölgelerin çoğu marjinal ve turistik bölgelerdir."Bizim 1999 depremi Türkiyenin sanayi bölgesini yerle bir etmişti! Üretim, pazarlama, istihdam ağır bir darbe yemişti.Hindistanın 1 trilyon dolara yaklaşan milli geliri içinde turizmin payı yüzde 5ten ibaret. Toplam milli geliri itibariyle uzak Asyanın diğer devi olan Endonezya ve Malezyada ise turizmin milli gelirdeki payı yüzde 10-14 arasında. Üstelik turizm sektörleri büyük hasar gördü ama yerle bir olmadı.Ekonomi çarkları dönmeye devam ediyor.1997deki finansal kriz Endonezya ekonomisini daha fazla çarpmıştı.Ekonomi, özellikle de ihracat ve ithalat sarsılmadan devam edeceği içindir ki, kırk yılın en büyük felaketi olduğu halde, borsalar çökmedi, paralar kaçmadı!..Milli ekonomiler, güçlü oldukları sektör sayısını ve dünyayla ticaret bağlarını güçlendirdikçe doğal afetler karşısında daha güçlü olabiliyor.Türkiye ekonomik sektörlerin çeşitlenmesi ve dışa açık büyüme konusunda hayli gelişmiş bir ülkedir ama gecikmiştir. Daha alacağımız çok yol var.Kırk yıllık enflasyondan sonra, nihayet 2005te "Yeni Türk Lirası"na adım atacak duruma gelebildik. Milli ekonomimizi daha fazla çeşitlenmiş ve daha dünyalı hale getirerek güçlendirmek aynı zamanda Kıbrısta, Kafkasyada, Brükselde daha güçlenmek demektir.2005 ve Yeni Türk Lirası...Kutlu olsun. t.akyol@milliyet.com.tr TSUNAMİ felaketi 2004 yılına damgasını vurdu. Kırk yıldır karşılaşılan en büyük felaket...