Cem Yılmaz’ın ‘Pek Yakında’ filmini, ilk haftanın sonunda 462 bin kişi izledi.
Bunu gören Şahan Gökbakar sosyal medya hesabından “Recep İvedik 3 günde 1.7 milyon gişe yapmıştı... Hiçbir başarı cezasız kalmaz... Yaptığım tiplemeyle benim entelektüel durumumu, zekâ seviyemi değerlendirdiler... Benim tek amacım gülmek, güldürmek...” yazdı ve kendince dalga geçti Cem Yılmaz’la.
‘Pek Yakında’yı izledim. Belki daha kısa bir film olabilirmiş. Ancak Cem Yılmaz’ın o kendine has, hüzünlü mizahını sevmemek; Türk sinemasının naif yanına göz kırpan halinden, ustalara saygısından, zekâsından etkilenmemek ne mümkün...
Şahan Gökbakar’ın filmlerine tepeden bakan biri de değilim. Bir film sadece kafa boşaltmak, sinirleri gevşetmek için izlenebilir. Sinema değerini tartışmadan önce...
Asıl ilgimi çeken nokta ise şu:
Gökbakar, onca gişe başarısına rağmen kafasındaki Cem Yılmaz meselesini çözemedi henüz. ‘Recep İvedik’ filmlerine yapılan her türlü eleştiriyi de şahsına yapılmış sayıyor.
Yani hem bir sanat olarak sinema, hem de Cem Yılmaz ile kavgası fena halde kişisel.

ŞAHAN GÖKBAKAR’A TAVSİYELER...
1- ‘Recep İvedik’ filmlerinin mizah anlayışı ortalama bir zekâya hitap ediyor. Bir gişe filminin böyle olmasında şaşılacak ya da gocunulacak bir şey yok.
2- Kimse Şahan Gökbakar’ın entelektüel seviyesini ‘Recep İvedik’e göre ölçmüyor. Ancak ‘Recep İvedik’ tiplemesini yaratan adamın “Ben ilkokuldan beri hiç kitap okumadım” demesi ve bununla övünmesi bir ölçü olabilir.
3- Gökbakar’ın gülmek, güldürmek istemesi güzel bir şey. Zaten yaptığı şey tam da bu kadar!
Bu bilgiyle barışırsa en çok kendi rahat eder.
4- Şahan Gökbakar sinemasını Cem Yılmaz sinemasıyla kıyaslamak; Nuri Bilge Ceylan sinemasıyla kıyaslamaktan çok da farklı değil. Şahan, yapabileceğinin en iyisini yapmaya odaklansa sonuç daha güzel olur.

Haberin Devamı

SELFIE’NİN ÖĞRETTİĞİ

Önceleri fotoğraf makinesini kurarak çekiyorduk. Cep telefonlarının ön kamerası yokken aynalar yetişti imdada. Şimdi iş ‘selfie çubuğu’na kadar gitti.
Belki birkaç yıl öncesine kadar dünyanın bilmediği bir kelimeydi. Ama geçen yıl Oxford Sözlüğü’ne girdi, yılın kelimesi seçildi ‘selfie’.
Anlaşılan Türk Dil Kurumu; ‘selfie’nin yanında ‘özçekim’in kabul edilmesi için izlediği yöntemi geliştirmeli, çeşitlendirmeli. Yarışta kelimenin gerisine düşmemeli.
Konuşurken; araya Osmanlıca katmanın entelektüellik, İngilizce katmanın modernlik, Arapça katmanın muhafazakârlık sayıldığı ülkemizde; hem de dijital çağda; Türkçe’yi korumak, geliştirmek için kelime ‘önermek’ yetmiyor.

Haberin Devamı