Zenginliği göstermenin bir vesilesi olmuş havai fişek atmak.
Yani en büyük fişeklerden, en fazla sayıda ve çeşitlilikte atmak ve mümkünse attıkça atmak, uzattıkça uzatmak çok ‘havalı’...
Kendi adıma havai fişek gösterisi gördüğümde, sinkaftan başka bir şey gelmiyor aklıma. Sinirli bir anıma denk geldiyse eğer, içimden yine o meşhur ‘bir gün İstanbul’dan gitmek’ hayali geçiyor.
Şimdi sevinmem gerekiyor değil mi? 1 Temmuz itibarıyla, İstanbul’da havai fişek kullanımına ‘sınırlama’ getiriliyormuş.
İstanbul Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, ‘gürültü kirliliği’ gerekçesiyle, “İl sınırları içinde; resmi ve dini bayramlar, yerel milli günler, resmi kurum ve kuruluşların açılış törenleri haricinde, vatandaşın dinlenmeye çekildiği saatlerde, mahalle aralarında yapılan düğün, asker uğurlaması gibi organizasyonlarda izinsiz havai fişek atımı yapılmayacak” kararı aldı.
Öte yandan, vatandaş gerekli resmi izini aldığı takdirde, saat 22.00’ye kadar ‘sessiz havai fişek’ atımı yapabilecek.
Konuyla ilgili denetimleri kolluk kuvvetleri yapacak. Aykırı davrananlar Kabahatlar Kanunu hükümlerince idari para cezasına çarptırılacak.

Haberin Devamı

Görgüsüz fişek yasak tanımaz

Son yıllarda İstanbul’da neredeyse havai fişek atmayanı dövüyorlar. Düğünler, açılışlar, davetler, partiler, organizasyonlar; özellikle yaz aylarında havai fişek popülasyonu tavan yapıyor

Devlet görgüsüz mü?
Vay kardeşim, düzenlemeye gel!
Sırayla gidelim... Öncelikle, sanki bunca yıldır başına buyruk havai fişek gösterileri bu kentin önemli bir sorunu değilmişçesine sessiz kalan sayın müdürlüğün, geç de olsa kılını kıpırdatmasına bir sevinelim.
Ancak sadece gürültü kirliliğine mi sebep oluyor havai fişekler? Kamu huzurunu bozmuyor mu? Hava kirliliğine sebep olmuyor mu?
Hepsini geçtim; belki binlerce evcil ya da yabani hayvanın ölümüne sebep olmuyor mu? Mesela içgüdüsel olarak ışığa uçan kaç martı yanarak ölüyor, kanadı kopuyor haberiniz var mı sayın müdürüm? Her gösteride kaç güvercinin kalp krizi geçirip öldüğünden, sokak hayvanlarının psikolojisinin nasıl bozulduğundan haberdar mısınız?
“Ee, sınırlama getirdik ya, ne diye gerekçesine takılıyorsun?” deme sayın müdürüm...
Resmi ve dini bayramlarda, yerel ve milli günlerde, resmi kurum ve kuruluşların açılış törenlerinde de atılmasın o fişekler. Devlet baba tekeline almasın bu görgüsüzlüğü... Dünyada birçok örneği var bu uygulamanın, incelensin.

Zengine o ceza sökmez
Gelelim şu ‘sessiz havai fişek’ meselesine... Bunca yıldır eğlence sektörü içinde farklı şekillerde bulunmuş biri olarak söylüyorum; ben hayatımda ‘sessiz havai fişek’ diye bir şey duymadım. Çünkü ‘sessiz havai fişek’ diye bir şey yoktur. Sadece boyutu daha küçük olanlar vardır. Diğer bir deyişle, daha az ses çıkartırlar, daha az yükselirler...
Ama hayvanlara zarar vermeye devam eder bu fişekler. Bu nedenle olayı sadece ‘gürültü kirliliği’ boyutuyla okumak sağlıklı bir yaklaşım değildir.
Ve son olarak işin denetim boyutu...
Masala göre; mahalle aralarında yapılan düğünlerde, asker uğurlama eğlencelerinde; kimi dar gelirli vatandaşlarımız hava fişek atıp gürültü kirliliği yaratıyormuş. Yeni düzenlemeyle bunun önüne geçilmiş.
Bundan böyle o vatandaşlar, saat 22.00’ye kadar, o da izin almak suretiyle, ‘sessiz havai fişek’ atabileceklermiş. Aykırı davranan olursa, polis gidecekmiş kapılarına, para cezası kesecekmiş.
Ben mahalle arasındaki gariban düğününde ya da Otogar’da asker uğurlanırken havai fişek atıldığını da görmedim. Görenler vardır belki. Ancak havai fişek pahalı bir şeydir ve genellikle ‘bütçe’ ister. O bütçeler de büyük organizasyonlarda, açılışlarda, partilerde, yüksek gelirli vatandaşlarımızın düğünlerinde olur.
Yani o bütçeyle iş yapan adama senin Kabahatlar Kanunu’ndaki üç kuruşluk ceza vız gelir tırıs gider sayın müdürüm. Zaten kolluk kuvveti de kimsenin yasak masak dinlemediğini görüp bir süre sonra usulen ve nadiren gitmeye başlar ceza kesmeye...
Olacağı budur.

Haberin Devamı