Yeni mekanlar, kimi özel tavsiyeler, yaz organizasyonları, caddelerden haberler ve biraz da maga-zihin...

Haberin Devamı

GÜNDEM TURU


* ‘Ses... Bir... Ki...Üç’... Özlenen müzik ve sohbet programı... Neden özlenen? Çünkü hem adam gibi canlı performans yapılabilen, hem de geyik muhabbetine girmeden müzik konuşulabilen o kadar az program var ki. Hele büyük kanallarda... Rock’n roll, aktivist ve güzel insan Aylin Aslım’ın sunucu performansı da Leman dergisi efsanelerinden Mehmet Çağçağ’ın olaylara farklı açıdan bakan yorumları da iştahımızı kabartıyor. Bir de eski Roll tayfasından tanıdığımız müzik insanı Merve Erol’un yazdığı metinler var ki; sırf onlar bile işin farkını ortaya koyuyor. Canlı performanslarda ses çatır çatır geliyor da, şu sohbet sırasında stüdyodan gelen rahatsız edici dip ses yok mu?... Gerçi o Habertürk TV’nin genel sorunu. Pazar geceleri 01.00’de...
* Bir süredir Beyoğlu Indigo’da bir yarışma var. ‘Ballantines İle Sahne Şirketlerin’. Ne oluyor orada? İçinde müzik yapma heves olan; kimi büyük şirketlerin kimi çalışanları kurdukları gruplarla kıyasıya yarışıyorlar. Aralarında lise grubu düzeyinde olanlar da var, bugün herhangi bir barda performans gösterebilecek güçte olanlar da. Ama asıl ilginç olan şu: Her gün sıkıcı kıyafetler giyip powerpoint sunumları yapan, toplantıdan toplantıya koşup mecburen yarı İngilizce konuşan bu arkadaşların gözlerindeki müzik aşkına şahitlik edebilmek! Ben de jüriyim çünkü...
* Kaktüs Kahvesi’nin sembol isimlerinden Ertuğrul Şenol ve Altan Kablantepe’nin açtıkları ‘21’ adlı mekan samimiyetiyle kısa sürede yol aldı. Eski yıllarda Pan Cafe adıyla işletilirken de samimiyetiyle gönüllere taht kurmuştu mekan. Pan Cafe’nin kapanmasından sonra ayağımızı kesmiştik. Ama şimdi, Altan ve Ertuğrul sayesinde o ev ortamı yeniden yakalandı. Eski Kaktüs müşterilerinden 21’e yatay geçiş yapanların sayısının arttığı da kulağımıza gelenler arasında.
* Koca bir gençliği yedim bitirdim. Bunca yıllık hayatımda şöyle ağız tadıyla eğlendiğim, sokaklarda dans ettiğim bir 19 Mayıs hatırlamıyorum. İşin kötüsü benden sonrakilerin de bu tadı yakalayabileceklerine hiç inanmıyorum. Bu nasıl gençlik bayramı? Nasıl coşku? Asık suratlar, protokoller, rutin...
* İstanbul’dan bir Marienne Faithful geçti. Ama ne geçiş... Şahit olunması gereken büyülü bir konserdi.
* Biz kaç kişiyiz? Kaç kişi olduğumuzun hiç önemi yok. Neye ve niye tepki gösterdiğimiz önemli. Güzel bir pazar günü, olaysız biçimde Taksim Meydanı’ndan Tünel’e kadar yolları kapladığımız için değil, azımsandığımız için üzülüyoruz. Sesimizin duyulacağını biliyoruz. Ama inatla duymak istemeyenler olduğu için üzülüyoruz. Bizim için standart, aile, çocuk ya da her ne paketi layık görüyorsanız görün; filtrelerde hangi kelimeler yasaklıdır; hangi sitelere erişim engellidir; her nasıl takdir ediyorsanız edin. Bizim fikrimizi almadığınız, yerimize karar verdiğiniz ve neyin ne olduğunu açıklama zahmetine dahi girmediğiniz için kızıyoruz. İnternetime dokunma!
* Kaybedenler Kulübü’nün soundtrack albümünde ‘My Woman’ diye bir parça var. Uzun zamandır dinlediğim en iyi şarkı diyebilirim. Yaratıcılarının isimlerini de vereyim; Gülce, Can ve Erdem. Gerisini de size bırakayım; Youtube orada...
* Taksim Sıraselviler’de kulüp coşkusu... ‘Lush’ bünyesinde yenilenen iki yeni mekan: ‘Dada’ ve ‘S14’. Gidip yerinde incelemeniz gerek.
* Partikolik.com... Pek yakında. Mekanları dolaşıp eğlenceli fotoğraflar çekecekler. Sonra site üzerinden indirebileceksiniz. E bunu yeni bir şey değil ki; eskiden Partipix, Tillate falan vardı değil mi? Partikolik’in en önemli özelliği şimdiden Çapamarka mekanlarıyla, Reina’yla, Lux’le anlaşmaya varmış olmaları. Bu mekanlara fotoğraf makinesiyle girmek her babayiğidin harcı değildir.
* Albümler satmıyor diye ağlayan müzik sektörü, yaptığı single’ları da neredeyse albüm fiyatına satmaya kalkınca boyunun ölçüsünü almıştı. Nihayet akıllanmaya başladılar; 1 single 1 lira. Bedavadan biraz daha pahalı. İnternetle mücadele etmenin başka yolu yok çünkü.
* 46 dergisinin yeni sayısının konsepti ‘Smiley Edition’. Yani, gülünüz güldürünüz sayısı. Ama huylu huyundan vazgeçer mi? Fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut yine 1-2 kanlı çekim attırmış araya. Yakında raflarda.
* ‘Üsküdar’a Giderken’... Zekası, oyunculukları, sürati ve samimiyetiyle kendinden çok konuşturacak yeni komedi dizimiz. Kimi skeç programlarını saymazsak, Avrupa Yakası’ndan beri gülemiyordum.