Sadece beyazperdede yer almış en güzel kadından söz edilmediği ortada. O nedenle, ışığıyla, güzelliğiyle, oyunculuğuyla parlayan Yeşilçam yıldızları bugünün dizi oyuncularından daha çok hak ediyor bu unvanı

Milliyet.com.tr’nin ilgiyle izlenen anketinin ilk ayağı sonuçlandı malumunuz. Türkan Şoray, 100 bini aşkın kişinin oy kullandığı ankette ‘En Güzel aktris’ seçildi. Onu çok az bir oy farkıyla takip eden oyuncunun adı ise Tuba Büyüküstün. Arkasından sırasıyla Gülşen Bubikoğlu, Beren Saat ve Filiz Akın geliyor. Enteresan bir tablo.
GÜZEL AKTRiS NE DEMEKTürkan Şoray’ın birinciliğine kimsenin itirazı olamaz da, ben açıkçası Tuba Büyüküstün fan kulübü üyelerinin (eğer varsa) organize olup oy bombardımanı yaptığını bile düşündüm. Şaka bir yana; Büyüküstün’ün güzelliği, kimi dizi ve sinema filmlerinde rol almış olması önemli elbette. Öte yandan, hani Gülşen Bubikoğlu’ndan, Filiz Akın’dan daha çok oy alması şaşırtıcı. Belki bizim anlayamadığımız bir bağ var izleyicisiyle arasında...
Beren Saat’in potaya girmesine rağmen beklediğimden daha az oy aldığını da söyleyeyim. Hani bu televizyon popülaritesiyle birinci çıksa şaşırmazdım. Yine de Filiz Akın’dan güzel bulunuyor olması tuhafmış. Kimse alınmasın ama bana hâlâ annesinin elbiseleriyle dolaşan küçük bir kız çocuğu gibi görünüyor. Hem de Aşk-ı Memnu’nun çılgın sahnelerine rağmen.
Tüm bunlar bir yana, insanlar oy verirken işin sinema yıldızlığı tarafını esas alamıyorlar tabii. ‘En güzel aktris’ dendiği zaman, bir şekilde ekranda ya da beyazperdede yer almış en güzel kadından söz edilmiyor aslında. Işığıyla, güzelliğiyle, oyunculuğuyla Türkan Şoray, Filiz Akın, Gülşen Bubikoğlu, Hülya Koçyiğit gibi Yeşilçam’ın parlayan yıldızları, o nedenle bugünün dizi oyuncularından daha çok hak ediyor olabilir bu unvanı.

Haberin Devamı

Hülya Avşar bile yok
Tuba Büyüküstün, Beren Saat gibi popülerliğini TV dizilerine borçlu kadın oyuncuların buradan çıkarmaları gereken en önemli ders ise şu: Türk sinemasının döneminde çok popüler olmuş birçok güzel kadını bu listede yok. Mesela en güzel aktris dediğiniz zaman Hülya Avşar gibi güzel bir kadın ve iyi bir sinema oyuncusunun burada oy almaması ne kadar tuhaf. Keza Nurgül Yeşilçay için de aynen öyle...
Reyting getiren dizilerde, reklam filmlerinde oynayarak bir ikon olunmayacağı kesin. Yani çocuklarımızın, torunlarımızın oy vereceği anketler için bugünün güzel dizi oyuncularının şimdiden düşünmeye başlaması lazım.

Haberin Devamı

GÜZEL AKTRiS NE DEMEKAranan jön bulunmuştur
Bu arada erkekler cephesindeki durum o kadar şaşırtıcı değil. Sonuçları yarın açıklanacak ‘Tüm zamanların en yakışıklı jönü’ anketinde Tarık Akan birinciliği kaptırmayacak gibi görünüyor. Arkasından gelen Cüneyt Arkın, Kenan İmirzalıoğlu ve Kadir İnanır çok yakın puanlarla sıralanıyorlar, o nedenle her an her şey olabilir. İlk beşin sonundaki Kıvanç Tatlıtuğ ise son dakikalarda bir mucize olmazsa orada kalacak.
İşte bu noktada şunu söylemek lazım. Kenan İmirzalıoğlu, ‘o Yeşilçam jönleri içinde ne işi var’ diye düşündürmüyor insana. TV dizileri ile edindiği popülerlik tamam ama sinema oyuncusu olarak da kendini hızla geliştirdi. Efendiliği de cabası. Türk sineması yıllarca yeni jönünü aradı. Ama işin Tolga Savacı, Hakan Ural işi olmadığının en önemli kanıtı Kenan İmirzalıoğlu, duruşu ve oyunculuğu... Behlül Ağabey’imizin işi ise biraz daha zor. Eğer oyunculuğuna yatırım yapar, doğru projelerde yer alırsa, niye olmasın.

Haberin Devamı

NOT DEFTERİ
* Var mısın Yok musun?’un yeni bölümleri başladı. Bir yandan da Survivor son demlerini yaşıyor. Var mısın Yok musun?’daki yeni yarışmacıları gördükçe, bugün Survivor’da birbirini yiyen arkadaşların ‘Var mısın Yok musun?’ halleri geliyor gözümün önüne. Herkesin birbirine destek olduğu, ağabeylik yaptığı bir ortam. Gülücüklerin, duygusal anların havada uçuştuğu bir programdı. Sonra Survivor’da aynı insanların delirdiğine şahit olduk. Ödül için mi, yoksa bozulan sinirler sebebiyle mi bilemiyorum. Ama ayakta kalmanın tek yolu diğerlerini yok etmek olmasa gerek. Şimdi Survivor’a katılanlar topluca Evcilik Oyunu’na katılsınlar, bir de orada görelim durumu.
* 80’lerin ortasında Unkapanı’ndan arabesk çığlıklar yükselirken plak formatında basılan ve sınırlı sayıda üretilen ve tabii pek satmayan bir Hümeyra işi: ‘Benim Şarkılarım’. Plak haliyle bir koleksiyoner ürünü belki ama şimdi dijital ortama aktarılmış CD formatıyla da o güzel şarkıları keşfetmek için ısrarla tavsiye edilir.
* Cihangir’i bilmeyen birine Cihangir Caddesi dediğinizde Akarsu Caddesi’ni anlıyor. Hani şu kafelerin, barların, lokantaların sıralandığı Cihangir’in meşhur caddesi. Oysa o cadde Cihangir’e değil Firuzağa’ya yakın. Adını semtin kendisinden kalan Cihangir Caddesi ise iki yıl öncesine kadar otoparkı, elektrikçisi, marketi bakkalı; sessiz sakin bir caddeydi. Şimdi Akarsu Caddesi’yle yarışacak noktaya geldi. Kaktüs, Baykuş, Baykuş yerine açılan Cozy Lounge, onun yanına açılan Homeroom, Kaktüs’ün hemen yanında Fol, sonra Ermeni Lokantası Jash... Hatta çok özel CD’ler satan bir müzik dükkanı bile var caddenin artık.