Yazarlar Uğur Mumcu sarışın mıydı?

Uğur Mumcu sarışın mıydı?

29.07.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Uğur Mumcu sarışın mıydı?

Uğur Mumcu sarışın mıydı

Yavuz Donat

MECLİS Başkanı Mustafa Kalemli'nin odasında dün "yeni bir masa" gördük.
Daha doğrusu "eski bir masa" ancak, Başkan'ın odasına daha yeni konulmuş.
- Hangi antikacıdan Sayın Başkan?
Kalemli güldü:
- İsmet Paşa'nın masası.
TBMM Başkanı bir süredir "Meclis'in mallarını" arayıp, duruyor.
Arama sırasında, İkinci Cumhurbaşkanı İnönü'nün masasını bulmuş.
* * *
MUSTAFA Kalemli geçen yıl "Başbakan Mesut Yılmaz'a" bir yazı yazmıştı:
- Özelleştirilen KİT'lerdeki "sanat eserlerinin" TBMM'ye gönderilmesinin sağlanmasını rica...
Mesut Bey bu yazıyı "ilgili KİT'lere" gönderdi.
KİT yöneticileri "kızdılar, bozuldular."
Bu sırada Yılmaz'ın Başbakanlığı sona erdi.
Ve "koltuğa" Prof. Erbakan geldi.
Kalemli bir yazı da "Başbakan Necmettin Erbakan'a" yazdı.
Ancak onbir ay boyunca, hükümetten "yanıt" gelmedi.
Dün TBMM Başkanı yine "yazı yazıyordu."
Yazı "eskiden yazdığı yazı."
Adresi ise "Başbakan Mesut Yılmaz."
Bakalım bu kez sonuç ne olacak?
* * *
KİT'lerde paha biçilmez sanat eserleri var.
Kalemli:
- Bunlar, milletin hazinesidir. Kaybolmamalı.
Başkan doğru söylüyor...
Ama çoğu "çoktan kaybolmuş."
* * *
SAHİ, saraylarımız ne durumda?
Meclis Başkanı bir süredir "saraylara ait eşyalar" üzerinde çalışıyordu.
Hepsini, resmi kayıtlardan "kalem, kalem" çıkarmış.
Ama "pek çoğu" yerinde yok.
Nerede bunlar?
"Yetkililerin" yanıtı:
- Şurada... Burada... Dışişleri'nde... Başbakanlık'ta
Dün baktık, Kalemli'nin önünde bir koca dosya.
Ve Başkan "mektup imzalamakla" meşgul.
Örneğin Dışişleri'ne:
- ........ Milli Sarayların koleksiyonundan gönderilmiş olan eşyaların, bugünkü durumları konusunda kaygı duyulmakta ve bunların müze saray konumundaki milli saraylarımıza geri kazandırılarak, koruma altına alınması planlanmıştır.
Kalemli'nin yazısının altında bir de "çizelge" var.
Çizelgede neler yok ki?
"Üzeri krem Hereke kumaşı kaplı iskemle."
"Yaldızlı, lakeli, siyah somaki taşlı orta masası."
Kalemli "sağa, sola" yazı yazıyor.
"Meclis'in malını" arıyor.
Bakalım, bulabilecek mi?
* * *
DÜN Kalemli ile bahse girmeyi düşündük...
Ama sonra vazgeçtik.
Girseydik, şöyle diyecektik:
- Sayın Başkan siz yazdığınız yazıları "ivedi olarak" gönderiyorsunuz. Ayrıca son parafrafta da, "gereğinin ivedilikle yapılmasını" istiyorsunuz. Bu yazılara hangi sürede yanıt geleceğini sanıyorsunuz?
Başkan, muhtemeldir "bir ayda... İki ayda" diye konuşacaktı.
Biz de "çok beklersiniz... Altı ayda bile yanıt zor gelir" diyecektik.
Ve muhtemelen "bahsi" kazanacaktık.
* * *
KALEMLİ ile "bir başka konuda" daha bahse girebiliriz.
Diyelim ki Başkan "aradığı eşyaların" bir kısmını buldu.
Ama ya buldukları "sahteyse."
Diyeceksiniz ki "devlette böyle laubalilik olur mu?"
Olur, olur bal gibi olur.
* * *
KALEMLİ'nin masasında bir kitap vardı...
"Birisi" göndermiş. "Karadeniz Fıkraları."
Başkan'a dedik ki "biz size birşey anlatalım da gülün... Fıkra gibi."
Meclis'te malum "Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu" kuruldu.
Komisyon "belgelere" dalmış.
Bir raporda deniliyor ki "Uğur Mumcu sarışındı."
Bir başka raporda ise "saçları beyazdı."
Komisyonun kafası karışmış.
Otopsi raporunda imzası bulunan bir "yetkili" çağrılmış.
- Arkadaş, Mumcu esmerdi... Saçı da siyahtı... Rapordaki bu "renk değişikliği" nedir?
"Yetkili"
yanıt vermiş:
- Her ne kadar raporda imzam varsa da... Beni otopsiye sokmadılar.
Kalemli ile güldük.
Acaba bu laubaliliğe ağlamalı mıydık?
Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr

Yazarlar