11.08.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
ALİN TAŞÇIYAN
Agah Özgüç bir sinema yazarından öte, bir Yeşilçam vakanüvisi... Hem bilgi birikimi hem de koleksiyonculuğu sayesinde bugün Türk sinema tarihine dair neye ihtiyaç duysanız başvurabileceğiniz ilk kaynak. Birçok yönetmen ve oyuncu kaç film çektiğinden emin olamaz, Özgüç’e sorar. Özgüç, somut, temel bilgilere dayanan başvuru kitaplarının rafına renkli bir halka ekledi. Birbirinden ilginç, komik, şaşırtıcı anekdotlardan oluşan “Aykırı Notlar”ını kitaplaştırdı.
Aynı sette 3 film
Çok ilginç anekdotlar var kitapta. Öztürk Serengil’in Ingmar Bergman’ı tanımaması, onun 267 filmde oynadığını duyan Bergman’ın da bu sayı üzerine “Fotoğraf mı çektirmiş?” diye sorması inanılmaz bir olay. Bunu ve benzeri olayları nereden duydunuz?
Bunu Serengil anlattı bana. Sinemacılar ilginç şeyleri anlatıyorlar, onları not alıyorum, not alınca da böyle bir kitap ortaya çıkmış oluyor. Hasan Kazankaya diye bir yapımcı vardı. Aynı sette üç film çekerdi. Serengil aynı anda üç tane filmde oynuyordu. Hatta bir gün bir bakıyor ki yanlış sete gitmiş. Dünyada bu kadar çok renkli sinema yok. Zekâ düzeyinin çok yüksek oluşundan mı geliyor, bilemiyorum.
Elinizde görsel ve yazılı malzeme dışında başka neler var?
Çeşitli aksesuarlar da var elimde. Mesela bardak dağıtmışlar film setlerinde, anahtarlıklar, kalemtıraşlar yapılmış. Gala davetiyeleri var sonra. Yeri gelince sinema aksesuarları sergisi açabilirim. Bir sene önce Fransa’da Yılmaz Güney’in 20. ölüm yıldönümü nedeniyle bir afiş sergisi açtım. Her şeyi toplamışım bitpazarı gibi!
Kitapta İtalyan sinemasından örnekler vermiş, Antonioni’yi, Visconti’yi anmışsınız. Bazı Yeşilçam filmlerinin Fransız sinemasından taklit edildiğini yazmışsınız. Sizce bu kadar renkli insanlardan neden daha yaratıcı bir sinema çıkmadı?
İşin kolayına kaçtıkları için. Amerikan, Fransız filmleriyle yetişen bir kuşak var. Eski yönetmenler hep o kuşaktan geliyor. Bence iki auteur var: Metin Erksan ve Ömer Kavur. Türk sinemasının en yaratıcı sinemacıları. Onlarda bir büyü, bir karizma var.
Bugünkü Türk sinemasında eski kuşaktan en tuttuğum yönetmenlerden biri de Yavuz Turgul. Yeşilçam’da, Ertem Eğilmez gibi toplumu iyi tanıyan bir yönetmenin yanında yetiştiği için Yavuz Turgul o duyarlılığı daha güzel bir şekilde aktarmaya çalışıyor; farkı o esasında. Yavuz Turgul Yeşilçam’ın son yönetmenlerinden. “Eşkıya” aslında eli ayağı düzgün sinemasal açıdan yüksek değeri olan bir kitle filmi. Mesela Zeki Demirkubuz ile Nuri Bilge Ceylan sinemada kendi tarzlarında her şeyi yaptılar. Şimdi onlardan beklenen bir tek şey var, kendi sinemalarını aktarıp bir kitle filmi çekmeleri.