SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Ucuza Sağlıklı Beslenin

Artık herkesin malumu: Devir ekonomi devri. Bir yandan kendi sağlığımızı düşünürken bir yandan da 'cüzdanımızın sağlığını' korumak gerek. Peki, tamam da bunu nasıl yapacağız?

Sırf ekonomik olsun diye bize hiçbir faydası olmayan besinlere mi yöneleceğiz? Kesinlikle hayır!

İşin aslı şu ki, hem ekonomik hem de sağlıklı beslenmek mümkün. Yeter ki bu konuda önemli olan adımları atalım.

Gelin bir bakalım hem ucuz hem de sağlıklı beslenmek için dikkat etmemiz gereken ayrıntılar neler.

Mutfak için strateji belirleyin

Hem ekonomik hem de sağlıklı beslenmek için ilk adım, akıllı bir alışverişten geçer. Bunun için yapılması gereken ise strateji belirlemek. Yani daha alışverişe çıkmadan önce nelere ihtiyacımız olduğunu, hangi besinleri hangileriyle tüketeceğimizi bir liste halinde toparlamak.

Daha da önemlisi, alışveriş için evden çıkmadan önce buzdolabını ve mutfağı sıkıca bir gözden geçirip elimizdeki yiyeceklerin neler olduğunu da kontrol etmek. Bu şekilde gereksiz masraftan da kaçınmak mümkün.

Yemekleri kendiniz pişirin

Dışarıdan hazır yemek alıp tüketmek kolaydır elbette. Ama hiç ekonomik değil! Bu yüzden yiyeceklerinizi evde kendiniz pişirmeye gayret edin.

4 kişilik bir ailenin ev yemekleriyle doyması, sadece iki kişinin dışarıda yemesinden çok daha ucuza gelir bunu sakın unutmayın.

Ayrıca amacımız sadece doymak değil, sağlıklı beslenmek. Evde pişirdiğiniz yemekler için hangi malzemeyi ne kadar kullanacağınızın kontrolü de sizin elinizde olacaktır. Böylece hem siz hem de aileniz katkı maddeleri ya da yapay lezzetlendiriciler eklenmiş yiyeceklerle değil, olabildiğince doğal yiyeceklerle beslenmiş olacak.

Hangi yemekleri pişireceğiniz konusunda haftalık bir plan yaparsanız işiniz kolaylaşır.

Market arabanızı taze sebze ve meyveyle doldurun

Alışveriş için markete gittiğinizde taze sebze ve meyvelerin sergilendiği bölümlerde daha fazla vakit harcayın. Paketlenmiş besinlere çok da iltifat etmeyin.

Taze sebze ve meyveler hem işlenmiş ve ambalajlanmış olanlardan daha ucuz hem de katkı maddelerinden uzak olduğu için daha sağlıklıdır.

Bir başka önemli konu da taze sebze ve meyveleri mevsiminde satın alıp tüketmeniz. Kışın yaz sebzelerini ya da tam tersine yazın kış sebzelerini almak cüzdanınızı daha fazla sarsar.

Üstelik her sebze ve meyvenin vitamin açısından en zengin olduğu dönem kendi mevsimidir.

Öğle yemeğinizi yanınızda taşıyın

Diyelim ki işe gidiyorsunuz, öğle yemeği için de dışarı çıkmanız gerek. İşte bunu yapmayın. Bunun yerine o gün ofiste yiyeceğiniz öğle yemeğini evden çıkmadan kendiniz hazırlayın. Hem size en uygun olan yiyeceği hazırlamış hem de dışarıda sağlıksız bir fast food yemek için harcayacağınız parayı bir kenara koymuş olursunuz.

Pahalı yiyeceklerin yerine ekonomik olanları koyabilirsiniz

Sağlıklı beslenmek, özellikle de fazla kilolardan kurtulmak ya da formunuzu korumak için protein almanız gerekli. En önemli protein kaynağı da ettir. Ama diyelim ki maddi durumunuz düzenli olarak et almanıza izin vermiyor. Bunun da bir çaresi var.

Proteini başka sağlıklı kaynaklardan da edinebilirsiniz. Yani etin yerine başka ve daha ekonomik protein kaynaklarını koyabilirsiniz. Yumurta, nohut, fasulye, mercimek gibi baklagiller tüketebilirsiniz.

Yazının devamı...

Yağ Yakmanın 4 Sırrı

Elbette kilo vermek ve vücudunuzdaki fazlalıkları atmak için çaba göstermeniz gerekiyor. Ancak düzenli bir beslenme ve egzersiz programıyla sizi rahatsız eden fazla kilolardan kurtulabilirsiniz.

Ama, bu işin bir de bazı püf noktaları var. Haydi gelin fazla kilolarınızdan kurtulmanızı, hızla yağ yakmanızı sağlayacak bu üç önemli sırrı sizinle paylaşayım.

Biliyorum, sözü çok uzattım, siz de merakla bekliyorsunuz. O halde başlıyorum hızlı yağ yakmanın 4 sırrı neymiş anlatmaya.

Uzun süre tok hissetmek için lifli besinler tüketin

Lifli besinlerin genel sağlık açısından ne kadar önemli olduğunu artık biliyoruz. Ama sadece bu kadar değil...

Lifli gıdalar aynı zamanda hem sizi gerçekten doyurur, hem de bu tokluk hissini uzun süre korumanızı sağlar. Yani bu besinler kan şekerinizi dengede tutar, böylece olmadık zamanlarda açlık krizlerine girip ne bulduysanız yemek zorunda kalmazsınız.

Lifli gıdaların hem kilo verme hem de kilo koruma konusunda en önemli faydası, sağlayacağı fiziksel ve ruhsal doygunluk hissi sayesinde vücudunuzun beyninize "" sinyalini göndermesine yardımcı olmasıdır.

Sofranızda sağlıklı yağlara yer açın

Kilo vermeye çalışırken yağları tamamen hayatından çıkaranlardan mısınız siz de? Eğer öyleyse çok büyük bir hata yapıyorsunuz demektir. Elbette size kilolarınıza kilo katacak yağlı gıdalar tüketmenizi önermiyorum. Ama, bu ne kadar yanlışsa vücudunuzu yağlardan tamamen mahrum bırakmak da o kadar yanlış.

Peki ne yapmak gerek?

Çok basit, orantılı bir şekilde, sağlıklı yağlar tüketmek. Yani beslenme programına avokado, Hindistan cevizi, zeytinyağı, kuru yemişler eklemek... Elbette, bunları "" diye düşünüp sınırsız bir şekilde tüketmemek gerektiğini de unutmadan!

Yeteri kadar karbonhidrat tüketin

Hayır, şaka değil! Biliyorum, ilk anda bu da size tuhaf geliyor, ama doğru. Hızlı bir şekilde yağ yakmak için yeterli miktarda karbonhidrat da tüketmeniz gerek. Ama elbette karbonhidrat deyince ilk anda aklınıza gelenleri değil.

Kompleks karborhidratlar, yani, kinoa, mercimek, yulaf gibi besinler tüketerek kan şekeri dengenizi koruyabilir, açlık krizlerine bir son verir ve kendinizi uzun süre tok hissedebilirsiniz.

Kilo almanıza neden olan alışkanlıklarınızı değiştirin

Vücudunuzda biriken fazla kilolar, büyük olasılıkla uzun zamandır sürdürdüğünüz bazı zararlı alışkanlıklardan kaynaklanıyordur. Eğer fazla kilolardan kesin olarak kurtulmak ve formda kalmak istiyorsanız bütün bu alışkanlıklara veda etmek zorundasınız.

Hayatınızda yeni bir sayfa açıp, sağlıklı alışkanlıklar geliştirmeniz ve beslenmenizi de buna göre şekillendirmeniz gerekir.

Bu ilk anda çok zor gibi görünse de aslında hiç öyle değil.

Söz gelimi, öğünlerinizi atlayıp bir sonraki öğünde gereğinden çok yiyecek tüketiyorsanız bunu değiştirmek mümkün. Öğün atlamayın, beslenmenize sağlıklı ara öğünler ekleyin. İşte bu kadar basit!

Ya da diyelim ki öğün atlamıyorsunuz ama yemeklerinizi acele acele yiyorsunuz. Bu sizin doymak için çok daha fazla yiyecek tüketmenize neden olur. Bunu önlemek için de yemeğinize odaklanıp, uzun uzun çiğneyerek tüketin yiyeceklerinizi.

Fast food'dan uzak durmak, gazlı içecekler yerine bol bol su tüketmek, şekerden uzaklaşıp hayatınızı düzenli egzersizle tatlandırmak yapabileceğiniz en temel ve sağlıklı değişiklikler.

Bence buna değer. Çünkü işin sonunda fazla kilolardan kurtulmak, formda olmak daha da önemlisi sağlıksız beslenme ve hareketsizlik yüzünden karşılaşabileceğiniz sağlık risklerini en aza indirmek var!

Yazının devamı...

Soğuk Algınlığına Karşı

Kışın en çok karşılaştığımız sorun soğuk algınlığı... Hiç beklenmedik bir anda kendimizi öksürürken bulup yataktan kalkamayacak kadar halsiz hissedebilirriz. Elbette günlük hayatımızı bu kadar etkileyen bir durumda doktora gidip tıbbi yardım alacağız. Ama diğer yandan soğuk algınlığına yakalandığımızı anladığımız ilk anda deneyebileceğimiz bazı detoks içecekleri de var.

Bir yandan evde dinlenirken bir yandan da bağışıklığımızı artırmak için bunları tüketebiliriz. Üstelik hepsinin yapımı da son derece kolay.

İşte soğuk algınlığına karşı direnç kazanmak için hazırlanabilecek detoks içecekleri.

Pancar detoksu

Öncelikle şunu söyleyebilirim: Pancar, içerdiği betanin sayesinde hem güçlü bir antioksidan, hem bir iltihap önleyici. Bunu aynı zamanda C vitamini de alabileceğimiz ıspanak ve elma ile birleştirdiğinizde kelimenin tam anlamıyla bir bağışıklık artırıcıya dönüşüyor.

Gerekli malzemeler

Bir tane orta boy pancar kötü

Bir tane yeşil elma

Bir avuç dolusu temizlenip doğranmış ıspanak

İki tane salatalık

Hazırlanışı: Bütün malzemeyi yıkayıp temizleyin. Elma ve pancarı orta büyüklükte dilimleyin. Bundan sonra yapmanız gereken, tüm bu malzemeyi blendar'a koyup karıştırmak.

Nar ve narenciye detoksu

Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi narenciye ürünleri, yani portakal, limon, greyfurt; bağışıklığı artıran C vitaminini bol miktarda içerir. Narın içerdiği glükoz ise eşsiz bir enerji kaynağı. Bu detoks suyuna katacağınız az miktarda yeşil lahana da hem antioksidan hem de iltihap önleyici.


Gerekli malzemeler

Kabuğundan çıkarılmış yarım narın taneleri

İki tane greyfurt

Bir tane limon

Bir bağ yeşil lahana


Hazırlanışı : Nar taneleri ile yeşil lahanayı blender'da iyice karıştırın. Sonra da iki greyfurt ile bir limonun sularını sıkıp bu karışıma ekleyin. Soğuk algınlığına karşı detoks içeceğiniz hazır.

Balkabağı ile detoks

Bu detoks içeceği de kelimenin tam anlamıyla soğuk algınlığıyla amansızca savaşan malzemeler içeriyor. Balkabağı bol miktarda beta karoten ve yağ asitleri içerir. Bu, etkili bir iltihap önleyicidir. İçeceğinize koyacağınız zencefil, biraz ter atıp soğuk algınlığından kurtulmanıza yardımcı olur. İçeceğe ekleyeceğiniz limon C vitamini kaynağı, zerdeçal ise son derece etkili bir iltihap önleyici.

Gerekli malzemeler

Bir orta boy dilim balkapağı. Kabuğundan ve çekirdeklerinden temizlenmiş, orta boy dilimlenmiş.

İki tane limon

Bir boğum dilimlenmiş zencefil

İki yemek kaşığı zerdeçal

Hazırlanışı : Limon hariç tüm malzemeyi blender'da karıştırın. En son da limonun suyunu içine ekleyin ve karıştırın.

Yazının devamı...

Zeytinyağı ile Limon Suyu

Şimdi şöyle bir düşünün... Zeytinyağı ve limon suyu karışımını en çok nerelerde kullanıyorsunuz? Büyük olasılıkla salatalarınıza sos olarak... Peki bu karışımın salatalarınıza ya da yiyeceklerinize lezzet katmaktan başka özellikleri olduğunu biliyor musunuz?

Belki de ilk akla gelen, kilo vermenize ya da formda kalmanıza yardımcı olduğu gerçeği. Ama sadece bu kadar değil. Gelin bakalım zeytinyağı ile limon suyu karışımını uygun dozda kullanırsanız tepeden tırnağa bedeninizde neler oluyor?

İnatçı göbek yağlarına karşı mücadele eder

Eğer zeytinyağı ile limon suyunu karıştırıp tüketirseniz, bu öncelikle sindirim sisteminizin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Ayrıca daha az yiyecek tüketerek tok hissetmenizi de sağlar. Ama sadece bu kadar değil. Bu karışımın bir diğer özelliği metabolizmanızı hızlandırması ve iltihaplara karşı da sizi dirençli kılması.

Zeytinyağı ve limon suyu karışımının içerdiği sağlıklı yağ asitlerinin bir başka önemli etkisi, özellikle göbek bölgesinde biriken yağların erimesine yardımcı olmak. Elbette size zeytinyağı ve limon suyu karışımını bardak bardak içmenizi önermiyorum. Bu kadarı çok zararlı. Ama bu ikiliyi salatalarınıza ya da başka yiyeceklerinize katarsanız sağlayacağınız faydalardan biri bu.

Erken yaşlanmayı önler

Antioksidanların en önemli özelliklerinden biri erken yaşlanma etkilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olması. İşte zeytinyağı ve limon suyu karışımının faydalarından biri de bu. Bu karışım içerdiği E vitamini sayesinde, cildinizdeki kırışıklıkları ve çizgileri azaltır. Ayrıca sadece dıştan değil içten de daha genç yani daha enerjik hissetmenize yardımcı olur. Bunun nedeni de bu karışımın böbrek, karaciğer ve sindirim sistemine sayısız faydası olması.

Cildiniz ve saçlarınız ışıldar

Zaten biliyorsunuz değil mi? Saçlarınız, cildiniz ve tırnaklarınız da aslında teknik olarak "yaşayan" parçalarınız. Bu yüzden eğer doğru beslenmezseniz onlar da kuruyup kırılıp canlılığını kaybedebilir. Zeytinyağı ve limon karışımı, bedeninizi içten besleyerek saçlarınızın, cildinizin ve tırnaklarınızın daha canlı ve daha sağlıklı görünmesini sağlar.

Kabızlığı önler

Zeytinyağı etkili ve doğal bir laksatif. Limon da iltihap önleyici özellikler taşır. Bu ikisinin bir araya gelerek oluşturduğu karışım ise bağırsak hareketlerinizi düzenler ve kolaylaştırır. Eğer kabızlık sorunu yaşıyorsanız, deneyebileceğiniz doğal çözümlerden biri zeytinyağı ve limon suyu karışımı tüketmektir.

Kolesterolü kontrol eder

Zeytinyağında bulunan sağlıklı yağlar kanınızdaki lipid seviyesini düzenler. Limon da içerdiği C vitamini ve flavonoidler sayesinde aynı işlevi görür. Bütün bunlar da trigliserid ve kötü kolesterol seviyesini düşürür. Böylece kalp ve damar sağlığınızın korunmasına yardımcı olur.

Genel sağlığı korur

Zeytinyağı ve limon suyu karışımı bütün bu faydaların yanı sıra genel sağlığı da korur. Limonun içerdiği antioksidanlar oksidatif stresle savaşır. Zeytinyağı da iltihap önleyici özelliklere sahiptir. Sizi dışarıdan gelecek , sağlığınızla ilgili olumsuz etkilere karşı daha dirençli kılar.

Ne kadar kullanmalı? Abartırsanız neler olur?

Zeytinyağı ve limon suyu karışımının bu kadar faydasını saydık diye hemen bardak bardak tüketmeyin sakın. Her şeyde olduğu gibi bunca faydası olan bu karışımı tüketirken de abartıya kaçmamak, dozunu iyi ayarlamak gerek.

Peki ne kadar kullanabiliriz bu kadar faydası olan zeytinyağı ve limon suyu karışımını?

Size önerim salata ya da yiyeceklerinize yarımşar yemek kaşığı katmanızdır. Yani yarım yemek kaşığı limon suyu, yarım yemek kaşığı zeytinyağı. Ve lütfen bu karışımı içerek tüketmeyin.

Salatanıza katmanız en çok önerilen yöntemdir

Eğer bu dozu aşarsanız bağırsak ve mide problemlerinden diş minenizin zarar görmesine kadar bazı yan etkilerle karşılaşabilirsiniz.

Yazının devamı...

Zayıflatan Alışveriş Sırları

Haydi itiraf edin! Çoğunuz alışverişi seviyorsunuz değil mi? Özellikle de canınız bir şeylere sıkıldığında, kafanızın içinde bazı sorunlar dolanıp durduğunda. Kocaman bir marketin rafları arasında gezinmek, hatta sepetinizi aslında hiç de ihtiyaç duymadığınız abur- cuburla doldurmak sizin de rahatlamanıza yardımcı oluyor büyük olasılıkla. Bu bilinen bir gerçek. Peki ama özellikle de kilo vermek gibi bir amacınız varsa alışveriş konusunda atacağınız adımların ne kadar önemli olduğunu biliyor musunuz? Özellikle de market alışverişinin.

Haydi gelin bugün sizinle kilo vermenize yardımcı olacak bazı market alışverişi sırlarını paylaşayım. Çünkü evinizin kapısından içeriye soktuğunuz her yiyecek, tartıya çıktığınızda göreceğiniz rakamı da etkiler. Hem de sandığınızdan çok daha fazla.

Fazla kilolarınızdan kurtulmak daha da önemlisi sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmek istiyorsanız, alışverişe çıktığınız zaman da aklınızda tutmanız gereken bazı püf noktaları var.

Alışverişe asla aç çıkmayın: İşte bu çok önemli! Hatta ilk önemli madde bu. Alışverişe çıkarken kesinlikle aç olmayın. Ya ana öğününüzü yiyin ya da en azından alışverişe çıkacağınız saati, ara öğün sonrasına denk getirin. Çünkü aç bir mideyle alışverişe çıkarsanız; market raflarındaki besinler sizi çok daha kolay bir şekilde baştan çıkarabilir. Hatta market kasasından geçtikten sonra kendinizi aslında hiç de ihtiyacınız olmayan bir şeyleri yerken bulabilirsiniz. Bu yüzden alışverişe çıktığınızda mideniz, sağlıklı besinlerle dolu olsun.

Önceden bir liste hazırlayın: Bu, sadece alışveriş sırasında sağlıklı besinler satın almak için değil aynı zamanda bütçenizi korumak için de gerekli. Mutfağınızı iyice gözden geçirerek nelere ihtiyacınız olduğunu belirleyin ve bir liste hazırlayın. Hatta bu listeyi hazırlarken hafta boyunca tüketeceğiniz sağlıklı yiyecek kombinasyonlarını da belirleyin. Markette dolaşırken de bu listeye sadık kalın.

Marketin merkezinde değil kenarda gezinin: Yani bir başka deyişle stratejik davranın. Peki ne demek "marketin merkezinde değil çevre kısımlarda gezinmek"? Şöyle anlatayım: Bir büyük markette taze sebze ve meyveler, protein kaynağı et, balık gibi besinler merkeze doğru değil, daha kenara doğru konumlanan reyonlarda bulunur. O yüzden bu bölgeden satın alacağınız besinler çok daha sağlıklıdır. Marketin merkezine doğru ilerlediğinizde aslında çok da elinizi uzatmamanız gereken dondurulmuş ürünlerin konulduğu dev soğutucu dolaplarla karşılaşırsınız.

Etiket okumayı öğrenin: Hem kilo vermek hem de sağlıklı kalmak için alışveriş sırasında dikkat edilmesi gereken ayrıntılardan biri de bu. Satın alacağınız yiyeceklerin etiketlerini okumayı iyice öğrenin. Söz gelimi bir gıda ambalajının üstünde "mısır şurubu kullanılmamıştır" ibaresini görmek o yiyeceğin sağlıklı olduğu anlamına gelmez. O ambalajın içindeki gıdanın tüm içeriğini iyice okumanız gerekli.

Haftada bir alışveriş yapın: Bana kalırsa en iyisi haftalık alışveriş yapmak. Elbette elinizde akıllıca hazırlanmış bir listeyle. Bu şekilde hem daha bilinçli ve sağlıklı beslenmiş hem de ekonominizi daha fazla kontrol altında tutmuş olursunuz.

Çocuklarınızı evde bırakın: Belki böyle ilk anda söylemek çok düşüncesizce gelebilir size. Ama bu önemli bir ayrıntı. Yanınızda çocuklarınız olduğunda bir taraftan onların hazırladığınız liste dışındaki istekleriyle mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz. Diğer taraftan da çocuklarınız markette geçireceğiniz süre içinde kolayca sıkılabileceğinden bir an önce oradan çıkmak için telaşa kapılacaksınız. Oysa sağlıklı bir alışveriş için kafanızın da dinç olması gerektiğini unutmayın.

Alışverişe giderken dar kotunuzu giyin: Bunun nedenini tahmin etmiş olmalısınız. Elbette market alışverişine giderken eşofman altınızı ve spor ayakkabılarınızı giyebilirsiniz. Bu gayet rahat bir tercih. Ama eğer dar kotunuzu giyip yiyecek alışverişine çıkarsanız, bu görünüm için harcadığınız çaba hiç aklınızdan çıkmaz ve sağlıksız besinleri market arabanıza doldurmaktan kaçınırsınız.


Yazının devamı...

Göbek Yağları Böyle Erir

Belki sizin de başınıza gelmiştir... İnatçı göbek yağlarını eritmek bazen gerçekten de "tam zamanlı bir iş gibi" mesai gerektirir. Üstelik istenilen sonucu alamamanın yaratabileceği hayal kırıklığı ve yılgınlık da bir yana.

Oysa düzenli egzersiz dışında çok az bir zaman harcayarak hazırlayacağınız bir smoothie size bu konuda yardımcı olabilir.

Gelin şimdi size inatçı göbek yağlarını eriten ve gayet sağlıklı malzemelerle hazırlanan bir smoothie tarifi vereyim. Üstelik bunu, yatağa gitmeden birkaç saat önce bile tüketebilirsiniz.

Önce smoothie için kullanılan malzemeleri şöyle bir kısaca gözden geçirelim.

Su: Sadece göbek yağlarını eritmek ya da kilo vermek için değil sağlıklı yaşamak için de bol bol su içmelisiniz. Su içmek toksinlerden arındırır, metabolizmayı hızlandırıp yağ yakımını artırır. Hepsinden önemlisi de tokluk hissi sağlar.

Salatalık: Bu benim danışanlarıma sık sık önerdiğim bir yiyecek, özellikle de ara öğün olarak. Yüksek oranda su ve lif içerir. Metabolizmayı hızlandırması da cabası. Çok iyi bir C vitamini kaynağı olan salatalığın en önemli özelliklerinden biri de diüretik yani idrar söktürücü olması. Yani bu da vücudunuzda ödem varsa bundan kurtulmanıza yardımcı olduğu anlamına gelir.

Limon: Çok uzun zamandır kilo verme trendlerinin parlayan yıldızlarından biri limon. Limonun içerdiği bol miktarda C vitamini yağ yakımını hızlandırıyor. Ayrıca tıpkı salatalık gibi idrar söktürücü özelliği de var.

Zencefil: Mutfaklarda sık sık kullanılan zencefil, sadece lezzetli bir baharat değil aynı zamanda kan şekeri dengesini sağlayarak iştahı kontrol etme özelliğine de sahip. Ayrıca sadece göbek yağlarını eritmek isteyenler için değil genel anlamda kilo vermek ya da formda kalmak isteyenler için zencefilin bir başka özelliği daha var: Kortizol hormonunun artışını engelliyor. Şöyle bir hatırlayalım, stres hormonu da denilen kortizol, açlık hissi yaratıp zararlı yiyeceklere yöneltiyor. İşte zencefil, kortizol seviyesinin yükselmesini baskılayarak bunu engelliyor.

Maydanoz ve kişniş: Belki de mutfakklarınızda sık sık kullandığınız malzemeler arasında maydanoz ve kişniş. Her ikisi de vitamin, mineral ve antioksidanlar açısından son derece zengin. Ayrıca şişkinlik, mide bulantısı, bağırsak krampları ve gaz birikmesi gibi sorunların önlenmesine yardımcı oluyor. Bütün bunlara ek olarak da sakinleştirici özelliği de var her ikisinin de.

İnatçı göbek yağlarını eriten smoothie yapımı

Şimdi gelelim faydalarını özetlediğim bu malzemeleri kullanılarak hazırlanacak inatçı göbek yağlarıyla mücadele edden smoothie yapımına.

Hazırlanışı: Gayet kolay! Bütün bu malzemeyi blender'a koyun ve karıştırın. İnatçı göbek yağlarıyla mücadele edip metabolizmanızı hızlandıran smoothie'niz hazır!

Yazının devamı...

Neden Fazla Kilolardan Kurtulmalı?

Hiç düşündünüz mü neden besleme uzmanları ve doktorlar size sağlıklı beslenmeniz ve fazla kilolardan kurtulmanız gerektiğini öğütlüyor? İstediğiniz elbisenin içine girebilmek için mi? Yoksa yaz aylarında plajda rahatça mayo ya da bikini giyebilmek için mi? Belki motivasyon kaynakları arasında bunlar da yer alabilir ama asıl neden bunlar değil.

Tamamen ve kesinlikle sağlığınız için fazla kilolarınızdan kurtulmanız gerek. Bedeninizde bir tür ağırlık olarak taşıdığınız, iskelet sisteminize ve kalbinizden dizlerinize tüm bedeninize yük bindiren fazla kilolardan kurtulmak hem yaşam sürenizi uzatmaya yardımcı olacak hem de yaşam kalitenizi yükseltecek.

Gelin neden fazla kilolardan kurtulmak gerektiğini, eğer fazla kilolara teslim olursak bizi nasıl tehlikelerin beklediğini madde madde sıralayalım:

Kalp sağlığı: Bedeninizdeki fazla kilolar özellikle de bel bölgesinde biriken yağlar trigliserid ve kötü kolesterol seviyesini yükseltir, iyi kolesterolü düşürür. Ayrıca fazla kilolar, kan basıncını yükseltip damar sistemine zarar verir. Bu da kalp sağlığınızı ciddi şekilde tehdit eder.

Kanser riski: Fazla kilolar en çok da obezite; meme, kolon, özefagus, böbrek, pankreas ve tiroid gibi bazı kanserlere yakalanma riskini yükseltir. Yani bir başka deyişle eğer fazla kilonuz varsa kanser açısından bir saatli bombanın üzerinde yaşıyorsunuz demektir.

Diyabet: Yapılan tıbbi araştırmalara göre tip 2 diyabete yakalanma oranı fazla kilolu ve orta yaşlı insanlarda oldukça yüksek. Üstelik cinsiyete bakmaksızın. Özellikle de bel ve göbek çevresinde yağlanma yoğunsa. Bu arada kötü bir haber daha vereyim: Çağımızın yaşam alışkanlıkları ve hareketsizlik nedeniyle çocuklar da aynı tehlike altında.

Depresyon eğilimi: Yapılan araştırmalara göre fazla kilolu kadınlar arasında majör depresyona yakalanma riski normal kiloda olanlara göre daha yüksek. Bunun yanı sıra Amerikan Psikoloji Birliği'nin araştırmalarına göre fazla kilolu kadınlarda kendi canına kıyma eğilimi de daha yüksek.

Fiziksel hareketlerin kısıtlanması: Fazla kiloların en çok zarar verdiği vücut bölümlerinden biri de iskelet sistemi. Aslına bakılırsa burada sürpriz bir durum yok. Bedeninizde taşıdığınız her fazla kilo, iskelet sistemine yüktür. Yürümek gibi basit bir eylem bile zorlukla yapılabilir hale gelir. Ayrıca fazla kilolu kişilerde diz deformasyonları daha yüksek oranda görülür.

Diş eti hastalıkları: Belki daha önce hiç aklınıza gelmedi ama fazla kilolar, ağız sağlığını da olumsuz etkiler. Vücudunuzda biriken her fazla kilo diş eti ve dişleri destekleyen diğer dokularda iltihap oluşmasına daha açık hale getirir.

Doğurganlık azalır: Tıbbi araştırmalara göre fazla kilolu kadınların hamilelik sırasında komplikasyonlarla karşılaşma riski normal kilolu olanlara göre daha yüksek. Ayrıca fazla kilo düşük ihtimalini de artırıyor. Çocuk sahibi olmanın güçleştiği durumlarda gerçekleştirilen tüp bebek uygulamasının fazla kilolu kadınlarda olumsuz sonuç verme ihtimali de düşüyor.

Fazla kilo sadece kadınlarda değil erkeklerde de doğurganlık konusunda sorun yaratıyor. Sperm kalitesinin ve hareketliliğinin azalması, testosteron seviyesinin düşüklüğü erkeklerin bu konuda karşılaştığı güçlükler.

Yaşam kalitesini olumsuz etkiler: Neden fazla kilolardan kurtulmak gerektiğinin bir özeti aslında bu madde. Ardı ardına sıralanan sağlık sorunları ve karşılaşılan riskler hayattan keyif almayı da olumsuz etkiler.

Bana soracak olursanız "" sorusunun cevabı çok basit. Olabildiğince uzun ve sağıklı bir ömür sürmek, yaşadığımız yılların keyfini hem fiziksel hem de ruhsal olarak çıkarabilmek için fazla kilolardan kurtulmak gerek.

Bence bugüne kadar fazla kilolarınızı çok da umursamadıysanız bu konuda bir kez daha düşünün...

Yazının devamı...

Yaşlanmayı Geciktirin!

Japonya'da yaşam ortalamasının en yüksek olduğu bölge Okinawa'nın adını mutlaka duymuşsunuzdur. Peki ya orada yaşayan insanların sırlarından en az birini öğrenmek ister misiniz?

Bunun sırlarından biri sağlıklı beslenmeyse bir diğeri de maça çayı.

Belki sizin de dikkatinizden kaçmamıştır, maça çayı son dönemde sağlıklı beslenme trendleri arasında öne çıkıyor. Öyle ki bazı uluslararası kahve zincirleri müşterilerine maça çayı ya da içine maça çayı karıştırılmış menüler sunuyor. Sadece içecekler değil kimi zaman yiyecekler de üstelik.

Peki nedir bu yemyeşil rengiyle dikkat çeken maça çayı?

Maça çayı aslında bir tür yeşil çay. Ama şöyle; Japonya'da yetiştirilen yeşil çayın hasat zamanından önce gölgede bekletilmesiyle elde ediliyor. Gölgede bekletilmenin sebebi ise daha fazla klorofil üretimi sağlamak. Daha sonra da toz haline getiriliyor ve maça çayı olarak tüketiliyor.


MAÇA ÇAYI VE SAĞLIK FAYDALARI

Gelin isterseniz şimdi de maça çayının sağlık faydalarına bir göz atalım.

Maça çayının bu kadar ilgi görmesi boşa değil elbette. Öncelikle çok etkili bir antioksidan. Bunu da içerdiği yüksek oranda klorofile borçlu.

Bu yoğun klorofil sayesinde çok güçlü bir detoks etkisi sağlıyor. Kanı toksinlerden arındıyor. Vücuttaki iltihaplanmayı önlemeye yardımcı oluyor.

Maça çayı kelimenin tam anlamıyla çok güçlü bir kanser savaşçısı. İçerdiği kateşin adlı güçlü antioksidan sayesinde vücudu hücre deformasyonlarına karşı koruyor.

Bu parlak yeşil renkli çayın etkili olduğu bir başka alan ise yaşlanmayla ilgili. Maça çayı belki de örneğine çok az rastlanır şekilde yaşlanma etkilerini geciktiriyor.

Maça çayının sağlık faydaları sadece bedenin içi ve dışıyla ilgili değil. Aynı zamanda hafızaya da olumlu etkileri var. Dopamin ve serotonin hormonlarının salgılanmasını sağlayan L-theannin maddesini diğer yeşil çaylara oranda beş kat daha fazla içeriyor. Bu sayede de hafızanın güçlü olmasını sağlıyor.

Bunca sağlık faydasını saydığımız maça çayının kilo verme üzerindeki etkilerine gelirsek...

Öncelikle metabolizmayı hızlandırıyor. Ama bu konuda da yeşil çayın epey önünde. Eğer kıyaslamak gerekirse maça çayı, yeşil çaya oranla dört kat daha fazla hızlı çalıştırıyor metabolizmayı. Eğer egzersiz programınıza başlamadan önce maça çayı tüketirseniz her zamankinden daha fazla kalori yakmanız mümkün.

MAÇA ÇAYI NASIL HAZIRLANIR VE BİR GÜNDE NE KADAR TÜKETİLİR?

Maça çayının hazırlanması son derece kolay. Diyelim ki bir çay kupası maça çayı içmek istiyorsunuz. Buna eşit miktarda suyu çaydanlıkta kaynatıp kupanıza alın. Sonra da bir tatlı kaşığı kadar toz haldeki maça çayından ekleyin. İyice karıştırın. Birkaç dakika demlenmesini bekleyin. İşte çayınız hazır!

Fakat sözün burasında bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Bu kadar çok sağlık faydası var diye düşünüp tüketimini abartmayın. Bu, bazı sağlık sorunlarına neden olabilir. O yüzden bana sorarsanız günde en fazda iki kupa dolusu maça çayı tüketmek yeterlidir.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.