SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Cinsel Baskı ve Cinsel Korkular

Cinsellik hayatın zevk veren bir alanı olarak değerlendirilebilir. Ancak cinsellikle ilgili hissedilen baskı ve korkular, kişinin yaşamını ve özellikle de cinsel yaşamını oldukça etkiler. Cinsel baskı ve korkuların nedenleri kişinin çevreden edindiği bazen doğru bazen yanlış bilgilerdir. Bu bilgilerin bazısı tamamen yanlıştır. Bazısı ise kişinin yaşadığı; ancak bugün, tedavilerle ortadan kaldırılabilen sorunlardır.

Bu korku ve baskılar şunlardır:

İlk gece korkusu

Birçok kişinin cinsellikle ilgili bilgi kaynağı, arkadaşları ve çevresidir. Kadınlar ilk cinsel birleşmede; kanamanın şiddetli olacağı ve durdurulmasının zor olacağı, cinsel birleşme sonucu aşırı bir ağrı olacağı ve üç gün oturamayacağı, cinsel birleşme esnasında kenetlenme olabileceği bu nedenle doktora gitmek durumunda kalınabileceğini duyarlar. Bu korkular nedeniyle cinsel birleşmeden kaçınırlar. Oysa ki bunların tamamı yanlış bilgilerdir. Bu kişilerde Vajinusmus (birleşememe) sorunu ortaya çıkabilir.

Penis büyüklüğü

Bazı erkekler kendi penislerinin ya çok küçük ya da olduğundan daha büyük olduğunu düşünerek cinsellikten kaçınabilirler. Böyle durumlarda bir Üroloji uzmanına başvurarak durum hakkında bilgi edinebilirler.

Sertleşme problemleri

Erkeklerin bazısı bir kez sertleşme sorunu yaşadıklarında bunun kalıcı olabileceğini düşünerek ve hatta erkekliğinin bittiğini düşünerek cinsellikten uzaklaşabilirler. Böyle bir sorun yaşandığında, bir cinsel terapiste giderek tedavi olabilirler. Bunun tedavisi mümkündür.

Cinsellik konuşma korkusu

Çiftlerin birçoğu uzun yıllar birlikte olmalarına rağmen cinsellik esnasında istediklerini ya da istemediklerini ifade etmek konusunda oldukça zorlanırlar. Toplumda cinselliği konuşmanın ayıp sayılacağı hatta kadınların bu konuda konuşmalarının başka anlamlara çekilebileceği ile ilgili korkuları olabilir. Bu sorun ileride cinsel isteksizliğe neden olabilir.

Kadının cinselliği başlatması

Birçok kadın cinsel isteği olduğu halde; karşı tarafın kendini aşırı istekli, hafif kadın olarak değerlendirebileceği korkusuyla cinselliği başlatmaktan korkarlar.

Cinsellikle ilgili aşağılamalar veya aşırı sert eleştiriler

Çiftlerden birisi cinsellikte aşırı eleştirel davranırsa diğerinin kendine güveni sarsılabilir. Her cinsel ilişki sırasında bir baskı hisseder ve sonunda korkuları gelişir. Bunların sonucu olarak cinsellikte baskı oluşur.

Bedenini beğenmeme

Bedenini beğenmeyen ve bu konuda korku yaşayan kişiler cinsellikten uzaklaşabilirler. Bir kısmı ise aşırı karanlık ortam dışında cinsellik yaşayamazlar.

Çocuk yapma baskısı

Çiftin uğraşıları soncunda çocuklarının olmaması onları baskı altında bırakır. Cinselliklerinin temel nedeni çocuk haline gelir. Bir süre sonra cinsellik zevk alınan bir alan olmaktan çıkar. Mecburi bir iş haline dönüşür. Sonuçta çift cinsellikten uzaklaşır.

Hastalıklar ve cinsellik

Kişiler yaşın ilerlemesi ve bazı kronik hastalıklar (tansiyon, kalp, şeker hastalıkları) sonucu cinsellikten uzaklaşabilirler. Cinselliğin bu hastalıkları artırabileceği ile ilgili, yanlış bir korku yaşamalarına sebep olabilir.

Ayıp ayıp..

Çocukların ve gençlerin cinsellikle ilgili soru sormaları veya konuşmaları ayıp olarak değerlendirilir. Hatta bazı aileler ciddi bir tepki verebilirler. Oysaki; onlarla bunu anlayabilecekleri ölçüde konuşmak ve bilgilendirmek gerekir. Bu bilgi isteğini aile karşılamazsa yanlış bir yerden eksik ya da hatalı bilgi edinebilir. Bu konular, gençlerde ve çocuklarda baskı oluşturur. Yetişkin olduklarında bu baskı hissi nedeniyle cinsellikten soğuyabilirler.

Bu yaştan sonra cinsellik mi olur?

Yaşlılığın ve menapozun cinselliği engellediğine dair yanlış bir bilgi vardır. Hatta bu nedenle bazı insanlar yaşlanmaktan korkar. Belki yaşlılıkla birlikte cinsellik yaşama sıklığı azalır ancak cinsel istek hiçbir zaman azalmaz.

Yazının devamı...

Cinsellik ve Gençler

Cinsellikte Gençleri Bekleyen Tehlikelere Dikkat

Ülkemizde 15-24 yaş arası gençliğin nüfusu 13 milyon civarındadır. Gençlik dönemi; bir yandan üretkenliğin fazla olduğu aynı zamanda birçok tehlikeye açık olan bir dönemdir. Gençler deneyim sahibi olmadıklarından birçok konuyu deneme yanılma yoluyla öğrenmektedirler. Cinsellik gibi toplumda tabu olarak kabul edilen konularda ise başvuracakları kaynak son derece sınırlıdır. Gençlik döneminde cinsellik ailenin pek de ilgilenmediği ya da bu konuda konuşmaktan çekindiği bir konudur. Aileler, durup dururken bu konuyu konuşarak gençlerin kafasını karıştırmak istememektedirler. Bazen bu eksik ve yanlış bilgiler gençlerin kafalarını karıştırmakta ve hatalı davranışlar yapmalarına neden olabilmektedirler. Gençleri cinsellikle ilgili bekleyen 11 tehlike şunlardır:

1. Bilgi eksikliği ve yanlış bilgi

Ülkemizde gençler cinsel bilgiyi arkadaş ve internetten edinmektedirler. Gençlerin bilgi aldığı arkadaşları çoğu aynı yaşta olduğu için, bu bilgiler eksik veya yanlıştır. Gençlik yıllarında ve daha sonra bu bilgiler kişinin cinsel yaşamını olumsuz yönde etkiler. Bazen gereksiz korkular oluşurken bazense yoğun suçluluk duyguları oluşur. Bunun yanında internetten alınan bilgilerde ne yazık ki birçok internet bilgisi gibi kirli ve gerçekten uzak olabilmektedir.

2. Rastgele cinsellik

Gençlik yılları her konuda olduğu gibi cinsellik konusunda da keşif dönemidir. Bu dönemde meraktan dolayı rastgele ilişkilerde bulunmak gencin yaşamına daha sonra utanç ve suçluluk olarak yansımaktadırlar. Hatta gençlerin istismar edilmesine bile neden olabilmektedir. Özellikle aile ilişkilerinin azaldığı ve kontrolün daha güç olduğu büyük şehirlerde bu durumlar daha sık olarak yaşanmaktadır.

3. Aileden korkma

Birçok kişi gençlik döneminde çeşitli oranlarda cinsel deneyimler yaşamaktadırlar. Bunu kabul etsek de etmesek de gerçek değişmiyor. Bazen bu deneyimler; özellikle genç kızlarda, aile korkusundan dolayı evden kaçma davranışına neden olabilmektedir. Oysaki ailesinden korkan gençleri dışarıda daha büyük tehlikeler beklemektedir. Bu kişiler daha çok istismara uğramaktadırlar.

4. Tehlikeli deneyimler

Gençlik döneminde birçok genç kötü koşullarda, sokaklarda, parklarda cinsellik yaşamaktadırlar. Bu durum kişinin mahremiyet duygusuna zarar vermektedirler. Uygun olmayan ortamlarda para karşılığı olan cinsellik hem sağlık yönünden risk içerirken, hem de hırsızlık ve tehdit gibi durumlara neden olabilmektedir.

5. Gençlik hataları

Gençlik döneminde kişiler aşırı duygusallık ve yoğun hislerle hareket ederler. Kendilerini kontrol etmekte zorlanırlar. Çoğu zaman nerede ve ne zaman duracaklarını bilemezler. Erken ve korumasız cinsellik nedeniyle oldukça olumsuz durumlarla karşılaşabilirler. Yoğun duygular nedeniyle davranışlar düşünmeden yapılabilir.

6. Alkol ve uyuşturucu madde kullanımın yarattığı sorunlar

Ülkemiz için artık ciddi sorun olmaya başlayan erken dönemde alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, cinsel davranışlarda da risk oluşturur. Alkol ve uyuşturucu maddeler kişinin kendini denetlemesini engeller. Kişiler kendilerini koruyamayabilir. Hiç

yaşamak istemedikleri bir kişi ile cinsellik yaşamasına neden olabilir.

7. Genç yaşta yapılan evlilikler

Gençler erken cinsel deneyimler nedeniyle ailelerin zoruyla erkenden evlenmek durumunda kalabilirler. Zorla ve rızasız yapılan bu evlilikler genelde sorunlu ilerler. Bazen sadece merak nedeniyle yaşanan durumlar geleceklerine mal olabilmektedir. Gençlerin ailelerinin bu davranışına maruz kalmamak için cinsel yaşantılarına daha fazla özen göstermeleri gerekir.

8. Cinsel yolla bulaşabilecek hastalıklar

Gençler çoğunlukla riskleri görmekte zorlanabilirler. Rastgele ilişkiler sonucunda cinsel yoldan bulaşan birçok hastalıkla karşılaşabilirler. Hepatit, AİDS gibi yaşam boyu süren ve hatta öldürücü olabilen hastalıklar gibi, belsoğukluğu, genital siğil, mantar enfeksiyonları gibi uzun ve zahmetli hastalıklarla uğraşmak durumunda kalabilirler. Bu tip hastalıklardan korunmak için gençler prezervatif kullanmalıdırlar.

9. Hamilelik

Korunmasız cinsellik sonucu istenmeyen hamilelik oluşabilir. Bu istenmeyen hamilelik sonucu gençlerin hayatı alt üst olur. Bu nedenle ya evlenmek durumunda kalırlar ya da kötü şartlarda yasal olmayan kürtaj yaptırmak zorunda kalabilirler. Çoğunlukla uygunsuz şartlarda yapılan kürtaj hayati bir risk taşıdığı gibi bir sürü sağlık sorununa da neden olabilmektedir.

10. İnternet ve pornografi

Gençler için internet oldukça etkili bir bilgi kaynağıdır. İnternet sitelerinde oldukça tuhaf ve gerçekdışı pornografi ve filmlerle karşılaşılabilmektedir. Gençler bazen burada gördüklerinden iğrenmelerinden dolayı gelecekte sağlıklı bir cinsellikten kaçınır hale gelebilirler. Bununla birlikte burada gördüklerini doğal karşılayıp denemek isteyebilirler. Ailelerin bu konuyu abartmadan onlarla konuşmaları ve doğru yönlendirmeleri uygun olabilir.

11. Fuhuş

Birçok aile genç kızlarının yaptığı cinsel davranışları aşırı cezalandırmaktadırlar. Aileler gençlik döneminin birçok riskli davranışı içerebileceğini bilmeleri gerekir. Bu dönemde hatalı davranan çocuklarını kaybetmek yerine kazanmaya çalışmaları önemlidir. Unutulmamalıdır ki aile tarafından reddedilen ve aşırı cezalandırılan genç kızlar fuhuş çeteleri için bir fırsat olabilmektedirler.

Birçok aile, gençlik döneminde cinselliği reddeder. Ancak şu unutulmamalıdır ki bunu reddetseler bile bu dönemde cinsellik çoğu zaman yaşanmaktadır. Kötü sonuçlar oluşmaması için gençlere cinsellik hakkında bilgi vermek önemlidir.

Yazının devamı...

Kadınların Cinsellikle İlgili Yanlış Bilgileri

Cinsellik, yaşamın vazgeçilmez unsurlarındandır. Ancak cinsellik konusunda ne kadar bilgiliyiz? Birçok kadın cinsellik hakkında konuşmaz. Bilgiler ya yakınlarından ya da çeşitli (internet, kitaplar) bilgi kaynaklarından olur. Ne yazık ki bu bilgilerin içine yalan yanlış bilgiler eklenmiştir ve birçok kadın bu bilgileri gerçek olduğunu düşünerek hareket eder.

Kadınların cinsellik konusunda yanlış bildikleri 10 konu:


Yapılan bir araştırmada erkekler günde 19 kez cinsellik düşünürken kadınlar ise günde 10 kez düşündükleri bulunmuştur. Kadınlar da erkeklerden çok da farklı değiller. Ayrıca erkler de kadınlar gibi, cinselliğe kendilerini hazır hissettiklerinde girerler.


Kadınlar arasında yanlış olan bu bilgi, çiftlerin cinsel hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Aksine pekçok erkek cinselliği hep kendisinin başlatmasından şikâyet eder.


Nasıl ki erkeklerin mastürbasyon yapması doğal ve sağlıklı ise, kadınların ki de doğal ve sağlıklı bir davranıştır.


Cinsellikte kadının isteklerini belirtmesi, cinselliğin iki taraf açısından daha doyumlu olmasını sağlar.


İlk cinsel birleşme aşırı ağrılı olduğu, kadınlar arasında bir abartılı bir konudur. Sağlıklı ve stressiz bir ortamda yaşanan ilk cinsel deneyim ürkütücü bir durum değildir. Aşırı bir acı olacağı ise tamamen yanlıştır.


Birçok kadın, sevişme süresinin veya cinsel birleşme süresinin kısalığı nedeniyle orgazm olamaz. Bu sorunlar ortadan kalktığında, orgazm olamamanın önünde çoğunlukla bir engel kalmaz.


Cinsellik esnasında konuşmak doğallığı bozmaz aksine kişilerin birbirine yakınlığını artırır. Ancak tabi ki cinsellikle ilgili ve yumuşak tarzda konuşulmalıdır.


Aslında; erkekte erken boşalma sorunu yoksa, bir cinsel ilişki sırasında erkek bir kez orgazm olabilirken, kadın birden fazla orgazm olabilir.


Çok az cinsel ilişkide, aynı anda orgazm olmak olasıdır. Yani nadir yaşanan bir durumdur.


Çoğunlukla ilk gebeliklerde kadınlar, bu korkuyla cinsellikten sakınabilirler. Oysaki; sağlıklı ve normal bir gebelikte son dört haftaya kadar cinsellik bebeğe zarar vermez.

Yazının devamı...

Erkeklerde Sertleşme Bozukluğuna Dikkat

Sertleşme bozukluğu nedir?

Sertleşme bozukluğu, cinsellik esnasında cinsel birleşmeyi sağlayacak veya devam ettirecek kadar peniste sertleşmenin olamaması ya da sertleşmenin olup kaybolmasıdır. Doğal olarak cinsel birleşmede boşalmayla birlikte sertlik ortadan kalkar. Tekrar sertleşmenin oluşması ilk 24 saat içinde meydana gelirse, bu bir sorun olarak değerlendirilmez. Cinsel sorunlar arasında kişileri en çok tedaviye getiren nedendir.

Hangi yaşlarda sorun olarak değerlendirilmelidir?

40 yaşından sonra sertleşme problemi daha sık görülür. Ancak kalp-damar hastalıkları ve şeker hastalığı gibi nedenler sertleşme kaybına neden olabilmektedir. Genç yaşlarda sertleşme problemi neredeyse tamamı psikolojiktir. Ancak 40 yaş sonrası sertleşme problemlerinde de psikolojik sorunlar önemli yer tutmaktadır. Erkeklerin %10-20’sinde sertleşme bozukluğu görülmektedir.

Sertleşme bozukluğunun nedenleri nelerdir?

Ağır kalp-damar hastalıkları ve şeker hastalıkları dışında çoğunlukla sebep psikolojiktir. Psikolojik nedenlerin arasında en sık görüleni endişe bozukluklarıdır. Bunun dışında stresli yaşam, alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı, eşle problemler, eşini beğenmeme, kişinin eşi dışında başka ilişkilerinin olması, yoğun çalışma temposu, eşin hamileliği, eşin emzirmesi, eşin fazla baskıcı tutumu da önemli nedenler arasındadır.

Sertleşme bozukluğunda ilaç kullanılır mı?

Bugün en sık olarak eczanelerde reçetesiz satılan bazı ilaçlar kullanılmaktadır (içeriğinde sildenafil, tadalafil, verdanafil olan ilaçlar). Bu ilaçların, baş ağrısı, yüzde kızarma, hazımsızlık ve görme bulanıklığı gibi yan etkileri vardır. Kalp ilacı kullanan ya da kalp problemi olan kişilerde bu ilaçlar riskli olabilir. Bu ilaçlarla ilgili bazı yanlış bilgiler vardır; bu ilaçlar herkeste sertleşme sağlamayabilir, sertleşme sorunu olmayanlarda performans artırmaz, daha fazla sertleşme yapmaz.

Sertleşme bozukluğunun tedavisi var mıdır?

Sertleşme bozukluğu problemi yaşayanlar öncelikle üroloji hekimine başvurmalıdırlar. Eğer sertleşme sorunun psikolojik olduğu tespit edilirse deneyimli bir psikiyatrist ya da deneyimli bir psikoloğa başvurulmalıdır. Kişiye öncelikle cinsellikle ilgili bilgi verilir. Tedavi genelde 8-12 seans sürer ve ilaç kullanılmaz. Çift olarak tedaviye gidilmesi tedavinin başarısını yükseltir.

Kişinin isteğine göre, terapide yaş sınırı yoktur.

Sertleşme bozukluklarının başka tedavi yöntemleri var mıdır?

Sertleşme probleminin nedeni psikolojik değilse, vakum yöntemi (penis içine vakum yerleştirme), penil protez (penis içine yarı sert çubuk yerleştirme), penil enjeksiyon (penis içine papaverin gibi bazı ilaçların iğne yardımıyla yapılması), hormon tedavileri (testesteron) uygulanabilmektedir. Ancak bu uygulamaların kararı üroloji hekimiyle birlikte, onun önerisi doğrultusunda verilmelidir.

Yazının devamı...

Sarılmak Mutluluk Veriyor

Sarılmak Ruhsal Durumu Değiştiriyor

Son dönemlerde insanlarda mutluluk ve güven ile ilgili tıbbi araştırmalar yoğunlaşmıştır. Yalnızlığın, bireyselliğin ön planda olduğu günümüzde neden mutlu değiliz ve neyi eksik yapıyoruzu açıklamak gerekliliği doğmuştur. Bilim, bu duyguları sağlayan hormon olarak OKSİTOSİN’i işaret etmiştir.

Peki, nedir bu Oksitosin? Bu hormon esasen beyinde üretilen bir hormondur. En çok üremeyle ilişkilidir. Doğum ve doğum sonrasında yüksek miktarda salınır. Ancak diğer dönemlerde de kadın ve erkekte beyinden salgılanmaktadır. Doğumdan sonra annelik davranışını sağlayan bir hormondur. Diğer zamanlarda ise güven, eşler arasında bağlılık, aşk, sosyalleşme, karşı tarafı anlama ve endişelerin yatışmasını sağlamaktadır. Eksikliğinde kendini beğenme, güvensizlik, toplumdan uzaklaşma, psikolojik rahatsızlıklar, yalan eğilimi artmaktadır.

Günlük hayatta Oksitosin salgılanmasını artıran en kolay yöntem sarılmaktır. Yorgunluk, yoğunluk, günlük stresler, yalnızlık, güvensizlik, kavgalar, çatışmalar, birbirine zaman ayırmama, ekonomik sorunlar gibi nedenlerle sarılmayı unutmuşuz gibi görünüyor.

Sarılırsak, kucaklaşırsak ve birbirimize dokunursak Oksitosin hormonu salgılanır. Bu denli kolay bir yöntemle Oksitosin bize 20 ilginç fayda sağlar:

1. En kolay mutluluk sağlama yoludur.

2. Güvende hissederiz. Hayatla daha kolay baş ederiz.

3. Güven veririz. Arkadaşımızın, eşimizin, çocuğumuzun kendisini daha güvende hissetmesini sağlarız. Onların kendine güvenlerini artırırız.

4. İletişimimiz daha iyi olur, karşımızdakini anlamak ya da anlaşılmamız kolaylaşır.

5. Endişelerimiz azalır. Karşımızdakinin endişelerini yatıştırırız.

6. Daha sosyal oluruz. Toplum içinde kendimizi daha rahat hissederiz.

7. Daha az gergin oluruz. Stresle daha rahat baş ederiz.

8. Rahat uyuruz ve daha iyi hislerle uyanırız. Yeni güne daha hazır başlarız.

9. Yakınlarımızı karşı daha koruyucu oluruz.

10. Daha şefkatli oluruz.

11. Rahat hissederiz.

12. Arkadaşımıza eşimize çocuğumuza bağlılığımız artar. Sadakati artırır.

13. İlişkilerimizi daha samimi ve yalandan uzak yaşamamızı sağlar.

14. Hamileliğin daha rahat geçmesini sağlar.

15. Annenin doğum sonu depresyonunu engeller, lohusalık dönemini rahat geçirmesini sağlar. Süt gelişini kolaylaştırır.

16. Eşimizle yaşadığımız cinsellik daha kaliteli olur.

17. Eşimizi daha çekici bulmamızı sağlar.

18. İlişkilerimizde bizi kavga, çatışma ve tartışmalardan korur.

19. Âşık olmanızı, aşkı korumanızı sağlar. Aşk acısını hafifletir.

20. Belki de çağımızın en büyük sorunu depresyona karşı koruyucudur. En basit, en kalıcı ve en kolay şekilde günlük yaşam stresleriyle baş etmemizi sağlar. Uzun, yorucu psikolojik/psikiyatrik tedavi sürelerini kısaltır.

Yazının devamı...

Her Gün Cinsellik

Hergün Cinsellik Yaşamak Yararlı mıdır? Sakıncalı mıdır?

Çiftlerin yaşadığı cinsel ilişki sıklığı her zaman ilgi çeken bir konu olmuştur. Hatta bu konu çiftler arasında çatışma konusu bile olabilir. Araştırmalarda çiftlerin genel ortalama cinsellik sıklığı haftada 2-3 kez olduğu görülmüştür. Evliliklerde cinsellik sıklığı eşler için yaşamları boyunca tartışma konusu olarak devam eder ve asla çözülmez. Esasen çiftin cinsellik sıklığı her ikisinin ortak kararı olmalıdır. Bazı çiftler hemen her gün cinsellik yaşarken bazıları çok daha seyrek olarak yaşamaktadır. Çiftlerin birçoğu cinsellik konusunda birbirleriyle konuşmamaktadır. Cinsellik alnındaki isteklerini dile getirmemekte, karşı tarafın tahminlerine hatta yalan yanlış, arkadaşlarından öğrendikleri kadar cinsel bilgilerle hareket etmektedirler. Eğer çiftin cinsel ilişki sıklığı sorun haline gelmişse bir cinsel terapistten yardım almaları uygun olacaktır.

İlişkinin ilk dönemlerinde çoğunlukla her gün cinsellik yaşanmaktadır, sonrasında yavaş yavaş sıklığı düşer. Bazı çiftlerde ise her gün cinsellik devam edebilir.

Her gün cinselliğin yararları:

1. Her gün cinsellik, erkeklerde erken boşalma sorununu zaman içinde azaltmaktadır.

2. Kadınlarda her gün cinsellik orgazm olma ihtimalini artırır ve orgazm olmaya kadar geçen zamanı kısaltır.

3. Çiftin birbirine olan duygusal ilgisini artırır.

4. Cinsellik kalp hastalıklarına karşı koruyucudur.

5. Cinsellik bağışıklık sistemini güçlendirir.

6. Düzenli cinsellik migren sorunun oluşmasını engeller.

7. Cinsellik oldukça enerji harcatır. Bu sayede formunuzu korumanıza yardımcı olabilir.

8. Cinsellik sonrası salgılanan hormon olan prolaktin ve cinsellik esansında salgılanan oksitosin vücudun gevşemesini ve mutluluk düzeyini artırır.

9. Kişinin strese karşı dayanıklılığını artırır. Sorunlarla daha iyi başa çıkabilir.

10. Kadınlarda adet sancılarının azalmasını sağlar.

11. Güven duygusunu artırır.

12. Prostat kanseri riskini azaltır.

13. Sık cinsellik cinsellikle ilgili kaygıları azaltır.

14. Özgüveni artırır.

15. Partnerinizin sizi daha çekici algılamasına neden olur.

16. Partnerinizle cinselliği daha rahat konuşmanızı sağlar.

17. Uykunuzun daha kaliteli olmasını sağlar.

18. Şefkat duygusunu artırır.

19. Eğer sorun yoksa, gebelikte yaşanan cinsellik kadının hamilelikte eşinin kendisini beğenmesiyle ilgili kaygılarını azaltır.

20. Evliliğin genel sorunları üzerinde olumlu etkileri vardır.

Her gün cinselliğin sakıncaları:

1. Eşlerden birinin bu konuda isteksiz olması, aralarındaki çatışmayı artırır.

2. Aşırı cinsellik çiftin sosyal yaşamını sınırlandırabilir.

3. Aşırı cinsel istek durumlarında uygunsuz partner ilişkileri artabilir. Bu da çeşitli cinsellikle bulaşan hastalıklara yakalanma riskini artırır.

4. Eşlerden birinin aşırı cinsel isteği, diğerinde cinsel isteksizlik riskini oluşturabilir.

5. Bazı çiftler için bir sorun çözme yöntemi şekline dönüşebilir. Bu durum sorunun çözümünün ertelenmesine neden olabilir.

6. Kadının adet dönemlerinde tartışmalara neden olabilir.

7. Cinselliğin olamadığı günlerde kişiler sıkıntı yaşayabilirler.

8. Bazı kişilerde yorgunluğa neden olabilir.

9. Cinselliğin sıklıkla gece yaşanmasından dolayı, zaman zaman uyku sorunu yaşanmasına neden olabilir.

10. Doğal olarak, zaman zaman cinsel sorun yaşayabilirler. Bu durum çiftte ciddi hayal kırıklığı yaratabilir.

Cinsellikte önemli olan çiftin sorunları konuşabilmesidir. Bu sayede sorun olan ve çözülemeyen durumlarda yardım almaları ve mutlu bir cinsellik yaşamaları daha kolaylaşabilecektir.

Yazının devamı...

Cinsellikte Çekinme

Cinsellik hem çok konuşulan, hem de en çok çekinilen konuların başında gelir. Aslında hayatın vazgeçilmez ve doğal bir alanıdır. Doğduğumuz andan itibaren, cinsel durumumuza göre kız erkek diye tanımlanırız. Ergenlikle birlikte fiziksel görünümümüz ve bununla birlikte cinsellikle ilgili istekler, arzular ortaya çıkar. Hayatın geri kalanında cinsellik artık olmazsa olmaz haline gelir. Ancak cinsellikte çekinme çoğu zaman sorun olmaya devam eder.

Cinsellikte çekinmenin nedenleri:

1. Kişinin çevreden aldığı cinsellikle ilgili bilgiler yetersizse, ilişkisinde çekingen olmaya devam edecektir.

2. Çevreden duyulan aşırı abartılı cinsellikle ilgili bilgiler. Cinsellikle ilgili konuşmalarda insanlar, genelde olup biten durumları abartma eğilimindedir.

3. Sağlıklı cinsellikle ilgili bilgilere ulaşmada zorluk, arkadaş ve aile gibi bilgi kaynaklarının bilgilerinin de kulaktan dolma olması.

4. Cinsellik alanının mahremiyeti nedeniyle soru sormanın zor olması.

5. Eşler uzun süre birlikte olsalar da, karşı tarafın yanlış anlayacağını düşünerek cinsellikle ilgili soru sormaktan çekinirler.

6. Kendilerine güven sorunu yaşayan insanlar doğal olarak cinsel alanda da bu sorunu yaşayacak ve çekinecektir.

7. Komik duruma düşmek, cahil gibi gözükme korkusu nedeniyle çekinerek uzak dururlar.

8. Cinsel sorunların diğer sağlık sorunlarından farkı olmamasına rağmen; kişiler soruna katlanmalarına rağmen, yardım almakta zorlanırlar.

Cinsellikte çekinmenin ortadan kalkması ve kişilerin kendilerinden daha emin hareket etmeleri; ancak doğru ve gerçek bilgilere sahip olma ve partneriyle daha açık olarak konuşabilmeyle mümkündür.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.