SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Bu Basen Bu Göbek Neden Gitmiyor?

Elma armut derken, vücut şeklinden bahsediyorum. Çünkü yağlar vücudumuzda depolandıkları bölgelere göre vücudumuzu şekillendirir. Bazen ne kadar kilo verirsem vereyim onlar gitmiyor diyorsunuz ya işte o durum bu sebeplerden kaynaklanıyor. Her zaman bölgesel zayıflama dediğimiz bu durumlara özgü bir diyet olmadığını söylüyoruz. Evet o bölgeyi tek başına yok edecek bir çözüm yok lakin o bölgelerdeki en azından büyümeyi engelleyici hatta zayıflamayı destekleyici beslenme kuralları mevcut. Ülkemizde en belirgin 2 vücut tipi vardır elma ve armut olarak tanımlanırlar.

Elma Vücut Tipi

Genel dikkat karın bölgesine çekilir. Sağlık açısından en riskli olan da budur, çünkü bel bölgesi kalınlaşması kardiyovasküler hastalıklar ve organ yağlanması açısından risk demektir. Bu bölgelerde büyümeye yol açan temel besinler; şekerli ve nişastalı besinler, içecekler, kafein… Elmalar bunları çok tüketir ve sonrasında bu tüketimlere bağlı gün ortasında ve öğle yemeğinden sonra tatlı isteği ve enerjisizlik oluşur. Bu durumlara karşı koymak zor olduğundan böyle beslenenlerde insülin direnci oluşur. Sonrasında da insülin direncine bağlı zor kilo verme gelir elbette… Bu durumlarda en önemli nokta kan şekeri dengesini belli seviyelerde tutmak için düzgün bir beslenme gerekir. Bu grup daha çok proteinden zengin; başlıca yumurta, et, tavuk, balık…sağlıklı yağlardan zengin; avokado, kuruyemiş, zeytinyağı… yiyecekler ile beslenmenize yer verin. Ve en önemlisi de bunlara ek yeşil yapraklı sebzeler başta olmak üzere sebze tüketimin arttırın. Kısa ve öz basit karbonhidratlardan uzak durarak glisemik indeksi düşük beslenmek en önemli anahtarınız olacaktır.

Armut Vücut Tipi

Genel dikkat kalça ve basen bölgesine çekilir. Yani üst kısım ince yapıdadır. Sağlık açısından dediğim gibi elma gibi risk oluşturmaz. Organ yağlanması yoktur deri altı yağlanması mevcuttur. En çok bu bölgeyi eritmek zordur. İnce kısımlar gittikçe incelirken, kalın kısımlar aynı kalmaktadır. Bu vücut tipinde vücutta östrojen miktarı yüksektir işte bu yüzden östrojen salınımını arttıran besinlerden uzak durmak iyi gelecektir. Bölgesel yağlanmayı destekleyen yüksek yağlı süt ürünleri ve yüksek kalorili tatlılar genel olarak beslenmede bulunur. Bunlara bağlı olarak akşam yemek sonunda ve gece sonunda olağandışı bir açlık oluşur. Ve bu tüketimlere bağlı olarak açlık hep olduğu için bu olmaması gereken açlığa yenik düşülür ve bölgesel yağlanma desteklenmiş olur. Beslenmede azaltılması gerekenler çok yüksek yağlı süt ve ürünleri, ilaç ve hormon içerdiğini düşündüğünüz işlenmiş et ürünleri, kafein, alkol, soya, adaçayı, keten tohumu gibi… beslenmenizde yüksek lifli meyve ve sebzelere, yulaf, karabuğdaya yer açın… Yağ oranı düşük, yüksek proteinli gıdalar, light süt ürünleri tüketin… işte bunların hepsine dikkat ederek beslendiğinizde bölgesel büyüme engellenip ufak da olsa azalmalar başlayacaktır.

Bu beslenme kurallarına dikkat ederseniz gitmeyen bölgesel yağlarınız gidecektir.

https://www.instagram.com/birbuketdiyet/

https://www.facebook.com/DiyetisyenBuket/?pnref=story

Yazının devamı...

Çok mu Zayıf Olalım?

Hayır, her zaman idealde olmalıyız.

Bu konuyu bu dönem daha çok konuşuyor olsak da aslında toplumda çok fazla görülen bir problem Anoreksiya; yani çok az yemek yeme veya hiç yememe…

Evet obezite yani aşırı kiloluluk günümüzün en büyük problemi gibi görünebilir fakat dediğim gibi az da olsa anoreksiya yani aşırı zayıflık da büyük problem...

Fazla kilolarımız varsa kurtulmalıyız fakat nasıl olursa olsun şeklinde değil, sağlıklı bir şekilde kurtulmayı amaçlamalıyız. Dünya sağlık örgütünün kilo verme miktarı ile ilgili uygun gördüğü rakamlar ayda 2-4 kg arasındadır. Genelde az kilo verince mutsuz olan hastalarıma bu işin olması gerekeninin böyle olduğunu anlatırken muhakkak bu miktara değiniyorum. Uzun süreli hızlı ve fazla kilo kaybını tercih etmiyorum. Özellikle çocuk, genç ve çok yaşlı bireylerin kilo vermede daha yavaş ilerlemesinde büyük yararlar var. Çocuk ve gençlerde benim uyguladığım; olması gereken doğru beslenme alışkanlığını ve enerji harcaması için düzenli yapabilecekleri bir fiziksel aktiviteyi hayatlarına katmak oluyor. Çünkü özellikle bu grupta hızlı kilo verme geri dönüşü olmayan hormonal dengesizlikler ile birlikte büyüme ve gelişme geriliklerine neden oluyor. Çok yaşlılarda ise hayat tablosu çok hızlı kötüleşip, ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor.

Kilolarından hızlı bir şekilde kurtulmak isteyenler egzersize de yükleniyorlar. Aşırı bilinçsiz ve özellikle de yanlış beslenmenin eşlik ettiği egzersizler; kalp ritim bozukluklarına, kalp krizlerine neden olabiliyor. Özellikle kısa süreli zayıflama ve egzersiz kamplarındaki ölümler de bundan kaynaklanır.

Çok düşük kalorili ve yüksek protein içeren diyetler aşırı egzersiz ile birleşince vücut ketoz duruma girerek hızlı kilo verebiliyor. Ne yazık ki bu ketoz durumuna aşırı egzersiz eklendiğinde kalp krizi kaçınılmaz oluyor.

Yüksek proteinli beslenme programlarında karbonhidrata neredeyse hiç yer verilmediği için ‘’hipoglisemi atakları’’ görülebiliyor. Hipoglisemi dediğimiz kan şekeri düşüklüğü durumunun uzun süre devam etmesi sonucunda komaya kadar götüren nörolojik problemler de görülmektedir.

Eksik beslenme ve aşırı egzersiz sonucu bozulan elektrolit dengesi ‘’hipotansiyon atakları’’ na neden olmaktadır. Hipotansiyon dediğimiz ani tansiyon düşmeleri ciddi sonuçlar doğurur.

Hızlı kilo kaybı amaçlayan kişiler fazla miktarda laksatif dediğimiz bağırsak boşaltıcı ve diüretik dediğimiz idrar söktürücü kullandıkları için potasyum seviyeleri ciddi oranda düşmeye başlar. Çok düşük potasyum kalp ritim bozukluğu ve ani ölümlerle ilişkili bulunmuştur.

İnternet ve dergilerde gördüğünüz programları özellikle de uzun süreli kendi başınıza uygulamayın. Size haftada 8 kg, günde 1 kg vermeyi vaat eden diyetlerden her zaman uzak durun! Böyle diyetler ne matematiğe ne de vücudunuza uygun!

Kilo takip programları tıbbi ve klinik gözlem ile düzenlenmeli ve size uygun olmalıdır.

https://www.instagram.com/birbuketdiyet/

https://www.facebook.com/DiyetisyenBuket/?pnref=story

Yazının devamı...

Artık Kalori Saymadan Zayıflayın!

Kalori saymanın yanlış ve tehlikeli bir yöntem olduğu bir çok çalışmada ortaya çıkmıştır. Önemli olan kaloriler değil, besin değerleri yani o kalorileri hangi besinlerden aldığınızdır. 100 kkal içeren bir süt ile 100 kkal içeren bir baklava aynı şey değildir. İkisi arasındaki en önemli fark sindirimleridir. Kalori sayarak zayıflamaya kalktığınızda tek yönlü beslenmeye başlarsınız ki bu durumda da vücudunuza ihtiyacı olan besinleri vermemiş olursunuz. Vücudunuza her zaman ihtiyaç duyduğu besinleri vererek doğal ve sağlıklı beslenmeye çalışmalısınız. Beslenme yeterli dengeli ve kaliteli olmalıdır.

Peki zayıflama işini kalori sayarak yapmayacaksak, nasıl yapacağız, işte en önemli noktalar; sizler için 10 önemli madde:

Et, süt, tahıl, sebze, meyve ve yağ gruplarımız… yediğniz yemeklerin kalorilerini bilmenin bir anlamı olmaz, lakin hangi besin grubunu tükettiğinizi bilmek sizin için daha önemlidir.

Kalori hesabı denilince insanlar günlük ihtiyaçlarının tamamını sevdikleri tek bir yiyecekten bile kullanmak isteyebiliyor. Diyelim ki günlük ihtiyacınız 1700 kkal ve siz tüm gün sadece 1700 kkal lik yaş pasta yiyip başka bir şey yemiyorsunuz. İşte bu noktada sağlıklı beslenme gibi bir durum söz konusu bile olmuyor. Günlük ihtiyacınızda yediklerinizin çoğunu sağlıklı besinlerden sağlarsanız otomatik olarak aşırı ve sağlıksız yemek yemenin önüne geçen bir düzene sahip olursunuz.

Hızlı yemek yemenin tokluk oluşturmada geç kaldığını biliyoruz. Yavaş yer iyi çiğnersek 10 dakika boyunca daha az yemek yemiş oluruz ve böylelikle tokluk sinyalimiz beyne ulaşmış olur. Bu duruma alışmak için yapılabilecek en önemli şey her lokmadan sonra çatalı bıçağı bırakmak olacaktır.

Özellikle besin grubu açısından yetersiz ve dengesiz paket yiyeceklerden ev ve ofislere kesinlikle almayınız. Atıştırma ihtiyacınızı sağlıklı besinlerden yana kullanın. Taze ve kuru meyveler, kavrulmamış çerezler, grissiniler.. hiçbir yiyecek sınırsız değildir bunu unutmayın, sağlıklı dahi olsa..

Aynı kaloride ceviz ve cips için ikisi de yağlı grupta diye düşünmeyin, ceviz sağlıklı yağ omega 3 ten zengin iken aynı kalorideki trans yağ içeren cips sağlığınızı tehdit etmekte ve üstüne bir de kilo almanıza destek olmaktadır.

Kalorisi, şekeri azaltılmış çok masum görünen diyet ürünleri de sınırsız grupta değildir unutmayın. Bu ürünlerin hangi besin değerine göre azaldığı önemlidir. Şekersiz ve düşük kalorili diye fazla miktarda tüketeceğiniz yiyecekler ile yağ alımınız fazlasıyla artabilir.

Özellikle kalori sayma yöntemini uygulanabilir bulanların çoğunun en sevdiği gruptur. Gün boyu sadece tatlı yesem bana yeter başka şey istemem diyenlerin olmazsa olmazıdır. İşte bu noktada vücudunuza sadece tek bir şey almış olursunuz ve bunun sonunda da vücudunuza büyük zarar verirsiniz.

Tatlı krizlerinin çoğu zaman asıl sebebi gün içerisinde yeterli beslenmemiş olmamız ve vücudumuzun gereken enerjiyi alamamış olmasıdır. Diğer bir sebep ise tüketmeye fazlasıyla alışmış olmanızdır. Şeker gibi basit karbonhidrat içeren gıdalara beslenmenizde haftada 1 ve ölçülü olacak şekilde yer vermeniz daha doğru olacaktır. Özellikle şekersiz yaşamaya başlamaya karar verdiğiniz başlangıçta tatlı krizlerine karşı koyabilmek adına günde 2-3 porsiyon mevsim meyvesi tüketmeye özen gösterin.

Yapılan bir çok araştırmada proteinlerin daha doyurucu olduğu görülüyor. Diyetlerde ise ihtiyacınız olan tokluk proteinli besinlerden sağlanmalıdır. Diyete başlamaya karar veren insanların yaptığı en büyük hata protein tüketmekten kaçıp fazlasıyla sebze tüketmektir. Ve sonucunda kısa süren diyet denemeleri ve başarısız sonuçlar ortaya çıkar. Proteinlerin termik etkisi ile metabolizmanız daha hızlı çalışırken daha fazla doygunluk hissedersiniz. Burada bahsedilen protein diyetleri değil,sizin kilonuza yaşınıza ve sağlık durumunuza göre almanız gereken yeterli protein içeren besin gruplarından zengin bir diyet söz konusudur.

Özellikle dışarıda daha çok yemek yiyorsanız porsiyonları düşürmeye başlayın, çoğu yerde yarım porsiyon yiyerek bile doyabilirsiniz çünkü dışarıda doysak da doymasak da önümüze ne gelirse tamamını yiyoruz. O yüzden bu işe seçici olmayla başlayın, her yemeğin yanında gelen pilav patates grubunu veya ekmekleri tüketmeyin ve en önemlisi bunu önünüze gelmeden değiştirerek engelleyin.

Evde ise önce küçük miktarlar ile yemeğe oturun, her şeyi yedikten sonra eğer hala doymadıysanız tekrar alırsınız. Evde en önemli nokta sofraya salatasız oturmamak olmalıdır. Koca bir tabak salatayı rahatlıkla yiyebileceğinizi unutmayın.

Liften zengin yani posalı gıdalar sistemimizde daha iyi kullanılır ve de lifler bedenimizde istenmeyen maddelerin atımına destek olur. Ayrıca en yardımcı noktaları, sindirilmeleri için içerdiklerinden daha fazla kalori harcanmasına neden olurlar.

Lifler doğrudan besleyici değildir fakat kilo almanızı bir miktar engellediğini bile söyleyebiliriz. Bunu midede kapladıkları fazla yer ile doyurucu olmaları ve bu sayede daha az yemek yemenizi sağlayarak yaparlar. Özellikle yaz aylarında miktarı düşünmeden rahat rahat tüketebileceğiniz salatalık kurtarıcınız olacaktır.

Çünkü ne kadar çok su o kadar tokluk... Su tüketimi iştah kontrolünü sağlaması bakımından çok önemlidir. Düzenli su içmeye başlarsak bu alışkanlık zamanla oturacaktır. Su tadını sevmiyorsanız limon, nane, karpuz gibi meyve ve sebzelerle daha keyifli hale getirebilirsiniz. Suyun sıcak veya soğuk olmasının ise bir önemi yok önceliğiniz su içmek olduğundan yeter ki su için. Ayrıca şunu da bilin ki su içerek besinlerin termik etkisini arttırarak daha fazla enerji harcamış olursunuz.

Hem kilolardan kolay kurtulmak hem de kurtulurken fiziğinizi korumak için egzersiz şarttır. Kendinize her zaman severek bıkmadan yapmayı tercih edeceğiniz bir egzersiz bulmaya çalışın. Bu yürüme koşma yüzme gibi egzersizler olabileceği gibi dans gibi egzersizler de olabilir. Hayat koşturması içerisinde kendinize zaman ayırarak hem stresli yaşamdan biraz olsun uzak kalmış olursunuz hem de salgılanan endorfin sebebiyle daha mutlu hissedersiniz.

İşte sadece bu kurallara uyarak kalori saymadan sağlıklı zayıflayabilirsiniz.

https://www.instagram.com/birbuketdiyet/

https://www.facebook.com/DiyetisyenBuket/?pnref=story

Yazının devamı...

Yeni yıl detoksu

Kış bu yıl çok soğuk başladı ve böyle de geçecek deniyor. üşüyen ve havalardan sıkılan metabolizmalar çareyi tatlı gıdalarda aramaya başladı. Böyle giderse kış sonunda yaza kilo alarak girmemiz muhtemel. Daha da önemlisi bu kadar şekerli gıdanın peşinden gelmesi beklenen hastalıklar. İşte tam da bu yüzden yeni yıla böyle girmemek lazım derken, şeker detoksu fikri geldi, aa en güzeli kökten çözüm dedik, sonra instagram da takipçiler sonra hastanede danışanlar derken hepimizin buna ihtiyacı olduğunu fark ettim. 9 aralık itibariyle kocaman bir grup olarak 21 gün şeker detoksu yapmaya karar verdim…

Şekerin özellikle kanserli hücreleri beslediği, bir sürü sağlık problemine neden olduğu her yerde söyleniyor. Sadece obezite değil, en hafifi bu olsa gerek. Yaşlanmada da öncülük ediyor, biz kadınlar için işte can alıcı nokta, şeker yaşlandırıyor hanımlar!

Detoks vücudu toksinlerden arındırmak anlamına gelmektedir. Dönem dönem vücudu toksinlerden arındırmak gerekir. Kış ağırlığını üzerimizden atıp canlanmamıza da yarayacak, çok tatlı tüketenlerde kilo vermeye de...

Neden 21 gün peki?

Çünkü alışkanlıklar 20 günde oluşmaktadır. 20 gün bir şeyi yaptığınızda 21. Gün o sizin alışkanlığınız oluyor. 21. günde alışkanlık kazanmış oluyorsunuz. Zihnin yeni durumu kabul etme, eskiyi unutma süresi 21 gün. Olaya 21 gün dayanayım 22.gün şöyle bol şerbetli bir tatlı yiyeyim diye bakmayın ne olur. Şekerin öncelikle sağlığınızı gerçekten tehdit ettiğini, sizi bir uyuşturucu gibi ele geçirdiğini kabullenin. Çünkü durum tam olarak böyle. Araştırmalar şekerin beyindeki mutluluk hormonlarını harekete geçirdiğini söylüyor ve beyindeki bu hareketler ilaç bağımlılıklarındakine benzermiş. Süreci rahat geçireceğiniz gibi olumlama cümleleri kurun kendinize ve de bu detoksu yaptığınızı yakınınızdaki herkese söyleyin, diğerlerinin izlediğini bilmek sizi daha disipline edecektir.

Ne yemiyoruz?

Rafine yani saf şeker ve bunların eklendiği yiyecek ve içecekler. Ambalajlı ürünlere de dikkat ediyoruz, muhakkak etiket okuyoruz, göreceksiniz o kadar çok şeyin içinde şeker var ki… Lezzet katsın, bağımlılık yapsın, raf ömrü uzasın diye her şeyde var.

Mesela hazır soslar (barbekü, ketçap, mayonez, hardal, soya…), meyveli yoğurtlar, krakerler(tuzlularda bile), kahvaltılık gevrekler-müsliler, sakızlar, gazlı içecekler…

Tatlandırıcılı gıdaları tüketmiyoruz, çünkü o tatlı tadını da unutmamız lazım ki bu ürünleri tatlı tadlarından tercih ediyoruz.

Beyaz ekmek, pirinç ve beyaz hamur ürünlerini tüketmiyoruz. Tam tahıllı unlardan yapılmış ekmekler, bulgur…tüketebiliriz.

Bal ve pekmez serbest, güvendiğiniz markalar olsun aman içine şeker eklenmişler olmasın. Onda da canınızın en tatlı istediği zamanlara saklayın, gün içinde 2 tatlı kaşığını geçmeyin, dediğim gibi hiç tüketmezseniz daha bir güzel olur.

Nasıl geçecek 21 gün ?

Gün içinde daha iyi hissetmek ve şekerin eksikliğini hissetmememiz için güne çok güzel bir kahvaltı ile başlamak şart. Kahvaltıda tatlı bir şeyler arayanlar kuru veya taze meyve tüketebilirler.

Aralarda meyve tüketin, tatlı isteğiniz olduğunda kuru meyveleri tercih edin. Özellikle hurma çok iyi gelecektir.

Gazlı içecek tüketmeyi alışkanlık haline getirmiş olanlar maden suyu ve limon ikilisini deneyebilirsiniz.

Öğünlerde muhakkak yoğurt ve salata da yemeye çalışın, ne kadar iyi doyarsanız o kadar az tatlı isteğiniz olur.

Uykusuz kalmayın. Uykusuzluk yorgunluk yapar ve bu da enerji açığı oluşturur ve tatlı isteğiniz olur.

Susuz kalmayın. Hep diyoruz susuzluk açlıkla karıştırılır ve aç olunca ilk yenmek istenen şekerli enerji veren yiyeceklerdir.

Muhakkak kendi yüzünüzü, vücudunuzu, tartıda kilonuzu fotoğraf olarak kaydedin. 21 gün sonra karşılaştırmada neyin vücudunuza iyi geldiğini göreceksiniz.

Heyecanla yorumlarınızı katılımlarınızı bekliyorum…

Dyt.Buket YAVUZ KOÇOĞLU

https://www.instagram.com/birbuketdiyet/

https://www.facebook.com/DiyetisyenBuket/?pnref=story

Yazının devamı...

Diyet motivasyonunuzu mu kaybettiniz?

2016 ya girerken kendinize verdiğiniz o kilo hedefini tutturamadınız belki ve 2017 ye girmeden olabildiğince yaklaşmak için son bir buçuk ayı kontrollü devam ettirmek istiyorsunuz. Farkındayım çünkü yeniyıla kadar şu kadar kilo vermem lazım diyenler doldu taştı. Zaman aldığınız kararları ertelemeden sağlıklı formda görünen vücuda kavuşmak için en uygun zamandır.

Oturun madde madde neden kilo vermek istediğinizi yazın. Ciddi, gerçek, içten... sürekli yanınızda gezdirin, ne zaman okumanız gerektiğini zaten anladınız.

O 'yine olmayacak' desin dursun. Birkaç kere başarısız olmak hiç başaramayacağınız anlamına gelmez. Bakın başarısız insanlara, zaten en başında yapamayacaklarına inanır ve sürekli endişe, bahaneler üretirler. Hedefinize ulaşmak için kötü tecrübeler ve olumsuz düşüncelerden uzaklaşın.

Her şeyi bildiğinizi düşünmeyin, ne kadar bilirseniz bilin konunun uzmanı olmadığınız için bir takım hatalar yapmanız mümkün. Bunu kabullenmek istemeyebilirsiniz lakin ikide bir başa dönmenizin sebebi bu olabilir. Mükemmel olmaya çalışmayın, bir uzmandan size beslenme ile ilgili bilgi vermesini isteyin. Diğer türlü bu sona varamayan diyetler kendinize güveninizi de alır götürür. Diyette her şeyin bir oluru vardır; miktarı,sıklığı,saati size göre ayarlanabilir, direnmeyin.

Önce mutluluğu arayın, korkmayın o çok uzaklarda değil; bi sinemada, bi kitapta, bi gezide...ne kadar güzel hayatın tadını çıkarıp mutlu olursanız o kadar rahat ve güzel zayıflar hedefinize ulaşırsınız.

Madem yemek yemeyi bu kadar seviyoruz tadına vara vara yemek varken neden oldu bittiye getiriyoruz. Yemek süreniz 10 dakika ise 20 dakikaya çıkarmaya başlayın. Bu şekilde yemeklerin daha keyifli ve lezzetli olduğunu fark edeceksiniz.

Yemek üzerine anlam yüklemeyin. Herhangi bir duygunuzu bastırmak veya açığa çıkarmak yemek ile olmamalı. Yemek istediğinizde gerçekten aç olup olmadığınızı kontrol edin ve biraz bekleyin. Aç değilseniz işte o yaşadığınız içinde bulunduğunuz duygu ile başa çıkmanın yollarını arayın.

Diyet değil sağlıklı dengeli beslenme, yeni hayat felsefeniz olarak görün. İkramlara karşı, soranlara karşı diyetteyim demek yerine sağlıklı dengeli beslenmeye çalışıyorum deyin, yine kendinize inanarak. Bunun bir sonunun olmadığını ikide bir başa dönmemek için unutmayın. O yüzden aralarda sevdiğiniz şeyleri tüketmeyi isteyin. Hedeflere küçük küçük ilerleyin, aceleye gerek yok, öğrenmeye odaklanın ve kendinize güvenin!

Gözünüzle gün içinde tüm yediğiniz şeyleri gün saat yer olarak görüp değerlendirme yapmanız hataları daha çabuk fark edip önlem almanızı sağlar. Diğer türlü insan kendini kandıran uyanık bir varlıktır, gün içinde ufak ufak çok kaçamak yapar ama hiç birini saymaz.

Sürekli vakit geçirdiğiniz, kaçamaklarınızın yaratıcısı, sizin gibi pazartesi diyete başlayıp salı bırakan ile..araştırmalar grup halinde yapılan diyetlerin motivasyonunun daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Birine karşı sorumluluk duygusuna sahip olmak kendi kendinize yaptığınızdan çok farklı oluyor. Karşınızdaki diyetisyenin emeğini boşa çıkarmama ve sorumluluk duygusuyla canla başla çabaladığınızı görüyorum, mutluluk verici.

Suyu alışkanlık haline getirene kadar düzenli saya saya gerekirse telefonunuza su alarmları kurarak tüketin. Beslenme günlüğü tutar gibi suyu da not edin. Tadına varınca zaten içmeden duramayacaksınız. Unutmayın susuzluk açlık ile karıştırılan bir duygudur. Belki de çoğu zaman aç değil susuzsunuzdur.

Sürekli tartılmak motivasyonunuzu kırabilir. Çünkü vücut ağırlığı dönemsel veya bir önceki gün yenilen bir şeyin ödemi ile hemen etkilenir. Haftada bir aç karnına tuvaletten çıktıktan sonra hep aynı minimum kıyafetle tartılın.

Bu sağlıklı yaşam adımlarında daha kararlı ve emin ilerlemenizi sağlayacak...

Dyt.Buket YAVUZ KOÇOĞLU

https://instagram.com/birbuketdiyet/

Yazının devamı...

NE İLK NE SON BAHAR BU, AMAN DİKKAT !

O çok sevdiğimiz sıcak yaz mevsimi gitti ve çoğumuzun pek de hoşlanmadığı sonbahar, yağmurlu havaların gelmesiyle resmen başladı. Bu mevsim geçişinde bizi grip, bronşit, soğuk algınlığı gibi hastalıklar pusuda bekler. İşte bu geçişi sağlıklı bir şekilde atlatmak ve bütün kışı zinde geçirmek için beslenme şekli büyük önem taşır. Çünkü beslenmenize dikkat ederek bağışıklık sisteminizi güçlendirip hastalıklara yakalanma ihtimalinizi azaltır veya kolaylıkla atlatırsınız.

Sonbaharın bu yağmurlu havaları kimileri için mutsuzluk sebebi olur. Bu mutsuzluğu yenmek için ise daha fazla şekerli gıda üketimine yönelinir. Normal beslenme düzeninden bu mutsuzluk sebebiyle uzaklaşılmış olur. Sonbahar mutsuzluğunu kontrol altına almak için özellikle B grubu vitaminlerden zengin beslenilmelidir. Tam tahıllar, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, et ve süt ürünleri...en önemlisi de mutsuz olmak yerine her mevsimin gelip geçtiğini unutmadan o mevsimin de güzelliklerini görüp yaşamaktır.

Mevsim geçişlerinde özellikle vitamin ve minerallerden zengin yiyeceklerle beslenmek gerekir. Özellikle antioksidanlar vücudun bağışıklık sistemini güçlendirirler. Bu mevsimin en önemli antioksidan kaynakları;

A vitamini: yeşil yapraklı sebzeler,havuç, bal kabağı, yumurta, balık

C vitamini: kuşburnu, maydadoz, yeşil biber, karalahana, karnabahar, limon, mandalina, greyfurt

E vitamini: badem, ceviz, fındık gibi yağlı tohumlar, bitkisel yağlar

Magnezyum: badem, ceviz, fıdık, fıstık, muz, kurubaklagiller, tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler

Selenyum: deniz ürünleri, et ürünleri, sarımsak

Çinko: badem, ceviz, kurubaklagiller, bulgur, süt, yumurta, balık, et

bu antioksidan kaynaklarına beslenmenizde mutlaka yer açın... örneğin kahvaltınızda yumurtanızın yanında maydanoz ve yeşil biber, tam tahıllı ekmeğiniz bulunsun. Ara öğünlerinizde meyvenizin yanına küçük avuç badem ceviz tüketin...

Her zaman o mevsime ait meyve ve sebzeyi tüketmeye çalışın, çünkü o mevsimin meyvesi sebzesi sizi o mevsimin hastalıklarına karşı koruyacak içeriklere sahiptir.

Hareketsizliğe beslenme veya mevsim geçişine bağlı olarak oluşan bağırsak problelerini en aza indrmek için muhakkak probiyotik gıdalara beslenmenizde yer açın. Yoğurt, kefir, turşu önemli probiyotik kaynaklarındandır. Ayrıca probiyotikler bağışıklık sisteminin gülendirilmesinde de büyük öenem sahiptir.

Bu mevsim içinizin ısınmasına ve de en önemlisi bağışıklık sisteminize baharatlar ile destek olmak gerekir. Özellikle zencefil, zerdeçal, kekik, karabiber... yemeklerinize, çaylarınıza muhakkak eklemelisiniz.

En önemli nokta da her mevsim olduğu gibi bu mevsim de değişmemesi gereken su tüketimidir. Havaların soğumasıyla daha çok sıcak içeceklere yönelim başlıyor ve su unutuluyor. Ayrıca bu dönem havalar soğuduğu için de susuzluk fark edilmiyor. Özellikle çay ve kahve tarzı içecekler suyun yerini tutmadığı gibi vücuttan su atımına sebep olarak vücutta daha fazla su ihtiyacı oluştururlar. Eğer bu mevsimde daha fazla bu içeceklerden tüketmeye başladıysanız daha fazla su içmeniz gerektiğini unutmayın. Günde minimum 1.5 litre su tüketimi olmalıdır. Çay kahve tüketimi ve de egzersiz varsa bu miktarı arttırmalısınız.

Yeterli uyku alınmadığında veya mevsimin getirdiği yorgunluk ve halsizlik sebebiyle konsantrasyon ve performans düşüklüğü gibi durumlar yaşanabilir. Bu durumlarda genellikle enerjiyi yiyeceklerle karşılama ihtiyacı duyulur ve özellikle karbonhidrattan zengin yiyecekler tüketilir ve yine dengeli beslenemeyen vücudun bağışıklık sistemi düşer. O yüzden yeterli ve düzenli uyumaya da ayrıca dikkat edilmelidir. Ayrıca bu mevsim özellikle ara öğünlerde küçük avuç badem, fıdık, mandalina gibi meyveler tercih edilmelidir. Haftada 2 kere balık, 1 kere de kurubaklagil tüketerek vücudunuzu toparlayıp performansınızı arttırabilirsiniz.

Havalar hep yağmurlu olmayacak elbette arada güneş yine yüzünü gösterecektir. İşte böyle güneşli havalarda yazın depoladığımız D vitamini seviyelerimizi dengede tutmak için muhakkak güneşten faydalanmalısınız. Sadece yüz ve ön kolları 15 20 dakika güneşlendirilmesi yeterlidir.

Küçük ama etkili bu uyarıları dikkate alarak kontrolü elden bırakmadığınız keyifli ve zinde bir sonbahar dilerim...

Dyt.Buket YAVUZ KOÇOĞLU

https://instagram.com/birbuketdiyet/

Yazının devamı...

Pek çok ünlünün de yaptırdığı Pinnertest nedir ?

Belki de yaptırmayan ünlü kalmadı diyebiliriz...

Her zaman diyorum, herkes aynı değildir bu yüzden herkese her besin iyi gelmez siz kendiniz kendinizi tanıyacaksınız. Bazen öyle sağlık problemleriniz oluyor ki siz bile çözemiyorsunuz size hangi besinin iyi gelip gelmediğini...

İşte belki de size zarar veren belki de hiç ummadığınız, hatta çok sağlıklı; böyle faydaları var diye yediğiniz bir besindir...

Bazı besinleri tükettikten sonra belki de çoğunlukla; kronik yorgunluk, depresyon, migren, baş ağrıları, bağırsak ve mide problemleri, egzama ve deri hastalıkları, romatizma ve eklem hastalıkları, kilo vermede zorluk, astım atakları, uyku bozuklukları, sürekli nezle olma gibi sağlık problemleri olabilir. Bu sağlık problemlerinin neden kaynaklandığını kendi kendinize anlamamız neredeyse çok zordur. Bu test ile vücudunuzun hangi besini zor sindirdiğini öğrenmiş olursunuz.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun yarısında gıda intoleransı bulunmaktadır. Pek çok kişi yaşadığı bu sağlık problemlerin kaynağını bilmediği için çözüm bulmakta zorlanmaktadır. Çözüm aslında çok kolay saptanabilmekte...

Peki bu besinler hangileri nasıl bileceğiz?

Sadece parmak ucundan alınan bir damla kan ile size ve vücudunuza iyi gelmeyen hatta bazen zarar veren gıdalar tespit edilir. Bu test ile dünya üzerinde görülen 200 besin ve içecek incelenir ve 2 hafta içinde raporlanır.

Bu rapor sonucunda hangi besinlere intoleransınız var ise biz diyetisyenler o besinleri belirli zamanlarda alternatif besinler ile değiştirerek beslenme programları planlıyoruz. Bu besinler bir süre tüketilmiyor ve sonucunda bu gıda intoleransının tetiklediği sağlık problemlerinde kişide iyileşme ve hatta varsa kiloda düşüşler gözlemliyoruz.

Kim bilir sorun sizin için belki de hergün severek yediğiniz brokolidedir :)

Dyt.Buket YAVUZ KOÇOĞLU

https://instagram.com/birbuketdiyet/

Yazının devamı...

Diyetiniz de Tatile çıkmasın, Yazın bu hataları yapmayın!

Yaz aylarında uzayan günler ile birlikte aktivitelerimiz artarken beslenme düzenlerimizde, öğün saatlerimizde değişiklikler olur. Havalar ısındıkça da bizi daha serin tutan sıvı içeriği yüksek gıdalara ağırlık vermeye başlarız. Hatta o kadar bu gıdalara yöneliriz ki beslenmemiz tek tip beslenmeye döner. Genellikle de bu tek tip beslenmede sizin de bildiğiniz gibi aşırı meyve, şekerli meşrubatlar ve dondurmalar bulunur. Bu beslenme bozukluğu durumlarını yaşamamak için dikkat edilmesi gerekenler ise şöyle;

Az Uyumayın !

Havalar sıcak olunca uyumak zorlaşabilir, ayakta gezip de iyice uykunuzu kaçırıp sonra da geç yatıp metabolizmanızı bozmayın. Araştırmalar gösteriyor ki az uyuyanlar daha fazla kilo alma riski taşıyor.

Kahvaltıyı Atlamayın !

Kahvaltılar da havaların ısınmasıyla ya canınız bir şey istemediği için ya da geceyi ayakta geçirip başka şeyler atıştırıldığı için çok fazla atlanıyor. Evet, bazen canınız bir şey istemeyebilir ama kahvaltıyı atlamak yerine kahvaltıya farklı alternatifler getirin. Her zaman dediğimiz gibi güne enerjik ve hareketli bir metabolizma ile başlamanın olmazsa olmazı kahvaltılardır.

Akşam Yemeğini Çok Geç Yapıp Miktarı Abartmayın !

Gün boyunca sıcaktan kavrulan vücudunuzun o hiçbir şey istemez hali güneşin gitmesiyle bitiyor ve birden akşam ne yerse yesin doymayan hali geliyor. Bu durum aslında çok normaldir. Yaz sonunda ise bütün gün aç kaldım nasıl aldım bu kiloları diyorsunuz, demeyin, sebep bu. Azar azar da olsa metabolizmanızı çalıştıracak düzgün öğünler yapmaya çalışın.

Fast Food yiyeceklere yönelmeyin !

Yazın sıcaklardan yemek yapmaya üşenilip sürekli kızartmalar, hamur işleri tüketilmeye başlanır. Bunlar pratik olabilir ancak sağlık açısından zararlıdır ve kilo almanıza sebep olurlar. Ne yediğinizin sağlığınız açısından önemli olduğunu unutmadan beslenmenize gereken önemi verin, güzel sağlıklı yemekler hazırlayın.

Asitli ve şekerli içeceklerden uzak durun !

Özellikle su içme alışkanlığı olmayan kişilerin yaz mevsiminde yaptığı en büyük hata asitli içecekleri çokça tüketmeleridir. Biliyoruz ki içeceklerden alınan sıvılar hiçbir zaman suyun yerine geçmiyor.

Aşırı kafein tüketmeyin !

Aşırı kafein tüketimi vücudunuzdan suyun atılmasını sağlar. Özellikle yaz aylarında sıvı gereksinimi artan vücuda bunu yaparsanız vücudunuz daha fazla susuz kalır. O yüzden çay, kahve, yeşil çay gibi kafeinli içecekleri içtiğinizde yeteri kadar su içtiğinizden emin olun. Bu içeceklerdeki miktara dikkat etmenizi gerektiren bir diğer sebep ise bu içeceklerin susuzluğu bastırmasıdır. Susuzluk bastırılınca da vücudun su ihtiyacını karşılayamazsınız.

Sonuç olarak susamayı beklemeyin !

Unutmayın yaz aylarında terleyen vücudumuz, daha fazla suya ihtiyaç duyar, siz her gün en az 2 litre su için ve de sadece içtiğiniz suyun su yerine geçtiğini unutmayın.

Her gün her saat dondurma, demeyin !

Eveeet yazın en masum en serinleten tatlısı biliyoruz. Yazın gelmesiyle diyetlerde sürekli sorulur oldu ama dondurma diye. Dondurmada önemli olan hangi dondurmayı ne miktarda ve de en önemlisi ne sıklıkta yediğiniz… Haftada en çok 3 kere , günde 1 veya 2 top taze sütten yapılmış dondurma tüketilebilir. Paket olup çok fazla şeker yağ içeren dondurmalardan uzak durun. Dondurma ile ilgili yapılan bir diğer hata da tüm gün çok fazla miktarda sadece dondurma tüketmektir. Tek tip beslenmek, kalori aşımı olmasa bile besin yetersizliğine sebep olacağından sağlıklı değildir.

Yazı Karpuz Peynirle geçirmeyin !

Bu ikiliyi kan şekeri dengesini kurması ve doygunluk vermesi sebebiyle sağlıklı buluyorum. Fakat yazın bunaltıcı sıcaklarında zevkle yendiğinden porsiyon kontrolü problemleri çıkarabilmektedir. Özellikle hem hızlı hem doyurucu olması bakımından sık sık bu ikilinin başına oturmak tek tip beslenmeye dönüşür. Kontrolü kaybetmek bu sağlıklı ikilinin de size kilo aldırmasına neden olur.

Çok yüzüyoruz bir şey olmaz demeyin !

Çünkü birkaç dakikada yediğiniz kalorili bir yiyeceğin yakılması 1-2 saatlik bir egzersiz ile mümkündür. Böyle düşününce yüzmenize bu kadar güvenemezsiniz değil mi?

İşte bütün bunlara dikkat edersek daha canlı dolu dolu sağlık açısından kendimizi daha iyi hissettiğimiz bir yaz geçirmiş oluruz.

İyi tatiller…

http://instagram.com/birbuketdiyet

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.