SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

ZAYIFLAMA HAPLARI

ZAYIFLAMA HAPLARI

Zayıflama hapları sağlık bakanlığından onaylı ve tarım bakanlığından onaylı olmak üzere ikiye ayrılır. Sağlık bakanlığından onaylı ancak doktor gözetiminde kullandırılan 2-3 zayıflama ilacı dışında piyasada yer alan, internette satılan ve insanların kolayca ulaşabildikleri ilaçlar ise tarım bakanlığından onaylı olup insanlar üzerinde denenmeden piyasaya sürülmüş ürünlerdir. Özellikle bitkisel oldukları vurgulandığı için insanlara zararsız olduğunu düşündürmektedir ancak ölümlere kadar uzanabilen çok ciddi yan etkiler oluşturabilmektedir. Bitkisel kaynaklı beslenmeye destek, sağlık koruyucu ve iyileşme sağlayabilen birçok preparat vardır ancak bilinçli bir şekilde kullanılmaları ve tercih edilmeleri gerekmektedir.

Zayıflama haplarından farklı olarak bitkisel ürünler kullanılmadan önce insanlar üzerinde test edilmezler ve dolayısıyla güvenli değillerdir. Bu ürünlerden bazıları toksik maddeler ve polen içerir ki; bu durum bazı kişilerde hastalıklara neden olabilmektedir. Bazılarının içersinde üzerindeki etikette belirtilmeyen steroid ve östrojen gibi maddeler bulunabilmektedir. Bir kısmının içersinde ise arsenik, civa, kurşun ve pestisid gibi zehirli maddeler bulunabilmektedir.

Bitkisel Ürünlerde Dikkat Edilmesi gereken Durumlar;

Bir bitkisel ürünün üzerinde doğal olduğunu belirten bir etiketin bulunması onun güvenli olduğunu göstermez. Bitkisel ürünler bir ilaç gibi düşünülerek, doğru kullanılmadığında veya büyük miktarlarda alındığında ciddi sağlık problemlerine neden olabilmektedir. Hamile kadınlar veya emziren anneler özellikle dikkatli olmalıdırlar. Çünkü bu ürünler ilaç gibi etki gösterebilirler. Bazı bitkisel ürünler ilaç gibi etki gösterdiğinden, kullanılan ilaçlarla etkileşerek, zararlı olabilmektedirler. Birçok bitkisel kaynaklı ürünlerin içerisindeki aktif madde bilinmemektedir. Bu ürünlerin içerisinde onlarca, yüzlerce madde veya bileşik bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucu bitkisel ürünlerin etiketleri üzerinde belirtilen bileşiklerin haricinde daha birçok maddeler tespit edilmiştir. Bazı bitkisel ürünlerin içerisinde metaller, etiketsiz ürünler, mikroorganizmalar ve diğer maddeler bulunmaktadır.

En çok tercih edilen Bitkisel Ürünler;

Sinameki, bitkisel çaylar, papatya türleri, yosun hapları, kondriotin sülfat, ekinezya, efedra, garlik, ginkgo biloba, ginseng, kava, glukozamin, melatonin ve fitoöstrojenlerdir. Sık kullanılan ilaçlardan biri olan sinameki, vücuttaki suyun atılmasını hızlandırıcı etkiler içermektedir. Kullanılan diüretik çaylar bağırsaklarda bulunan “mikrovillus” adı verilen tüycüklerin kısalmasına ve düzleşmesine, dolayısıyla kabızlığa yol açmaktadır. Sinameki kullanıldığı durumlarda besin öğelerinin emilimlerinde sıkıntılar yaşanabilir. Mesela potasyum emilimi azalınca kalp kaslarına olumsuz yönde etki eder. Özellikle en yaygın kullanılan yosun haplarına bakacak olursak; bu hapların içersinde “sibutramin” adlı iştah azaltıcı bir madde bulunmaktadır. Yani aslında yosunla değil de kimyasal bir maddeyle zayıflama etkisi yaratılmaktadır. Bilinçsiz kullanımla ölüme kadar uzana yan etkiler oluşabilmektedir.

Zayıflama hapları ve bitkisel ürünleri, güvenilir olduğundan emin olsanız bile, aşağıdaki sağlık problemi olanlar kullanmamalıdır.

Kanama problemi olanlar

Kanserli hastalar

Şeker hastalığı olanlar

Prostat rahatsızlığı olanlar

Sarası (epilepsi) olanlar

Göz tansiyonu (glokom) olanlar

Kalp hastalığı olanlar

Hipertansiyonu olanlar

Psikiyatrik hastalığı olanlar

Parkinson hastalığı olanlar

Karaciğer hastalığı olanlar

Felçli hastalar

Tiroid hastalığı olanlar

Bağışıklık sistemi yetmezliği olanlar.

Sonuç olarak, sağlıklı ve güvenilir bir şekilde zayıflamak istiyorsak uzman kontrolünde doğru ve dengeli bir beslenme programı ile egzersiz yardımıyla bunu gerçekleştirmeliyiz. Bizi daha çabuk sonuca ulaştırması için sağlığımızı tehdit eden zayıflama haplarından yardım almak yerine kalıcı bir çözüm olan hayat tarzımızı değiştirmeliyiz. Sağlık için kullanılması gereken ilaçları gerektiğinde doktorunuz veya diyetisyeniniz size önerecektir. Bunun dışında kulaktan dolma denenmemiş ürünleri kesinlikle kullanmamalısınız. Kolay yola değil doğru yola sapmak gerekmektedir.

Zayıflama ve sağlıklı beslenme bilgileri ve önerilerimiz için ;

www.slimmingcenterestetik.com

info@slimmingcenterestetik.com

Facebook : slimmingcenterestetik

Diyetisyen Nurdan Çeliktaş

Yazının devamı...

ORUÇ TUTARAK ZAYIFLANABİLİR Mİ ?

Oruç tutarak zayıflanabilir mi?

Uzun süreli açlık; metabolizmamızda yavaşlamaya neden olması ve düzensiz ve yetersiz beslenmeye neden olduğundan özellikle zayıflama diyeti yapan kişileri bir hayli zorlamaktadır. Sağlıklı ve dengeli düzenli bir beslenmenin ardından oruçtutmak metabolizmamızda bir takım değişiklikler yaratması nedeni ile ramazan ayından önce düzenli olarak kilo kaybedebilen kişilerde ramazan ayında kilokaybında daha doğrusu, yağ kaybında ciddi bir zorlanma görülmektedir. Özellikle kişilerin uzun süreli açlıktan sonra kan şekeri düzeyindeki değişiklikler yeme bozukluklarına neden olabilmektedir. Ancak özellikle zayıflama diyeti yapan kişilerramazan ayında oruç tutarken normal zamanda verdikleri hızda kiloları veremese bile en azından kilo korumasını yapmak için diyete ara vermek yerine gene bir takım kurallar doğrultusunda beslenmelerine devam etmelidirler. Bunlardan kısaca bahsetmemiz gerekirse;

· Ramazan ayında, mutlaka sahur yapmalısınız. Sahurda yağlı salçalı yemekler yerine ekmek miktarlarımızı ayarlayarak kahvaltı yapmaya çalışın. En azından sahurda 1 porsiyon meyve ve 1 bardak süt veya yoğurt ‘a yer vermeye çalışın. Yeteri miktarda su tüketmeyi ihmal etmeyin.

· İftarda orucumuzu açtıktan sonra bir anda her şeyi tüketmek yerine 1 kepçe çorba içerek biraz beklemeyi tercih edin ki kan şekeriniz ciddi bir şekilde yükselmesin. Yemeği mümkün olduğu kadar yavaş tüketin.

· Glisemik indeksi yüksek beyaz ekmek, pirinç pilavı, şerbetli tatlılar yerine daha yavaş kan şekerinizi yükseltecek olan, esmer ekmek, bulgur pilavı ve sütlü tatlıları tercih etmeye çalışın.

· İftarla sahur arasında susama hissiniz olmasa bile mümkün olduğu kadar fazla su içmeye çalışın.

· İftardan sonra 1,5-2 saat aralıklara hafif ara öğünler yapmaya çalışın.

· Ramazan ayında, özellikle pişirme yöntemlerine dikkat etmeye çalışın. Kızartma ve hamur işlerinden uzak durup haşlama, ızgara ve fırında yemekleri tercih edin. Çiğ veya pişmiş sebze tüketimine özen gösterin.

· İftardan sonra çok hareketsiz kalmamaya çalışın. Kısa ve orta tempolu yürüyüşler sindirime ve kan şekeri seviyesinin düzenlenmesine yardımcı olacaktır.

· Ramazan ayında beslenme düzeninin değişmesi nedeni ile oluşabilecek kabızlık problemini önleyebilmek için posalı yiyecekler tüketmeye özen gösterin.

Sonuç olarak herhangi bir sağlık problemimiz (şeker hastalığı, reaktif hipoglisemi, tansiyon vb.) yoksa ve oruç tutmak istiyorsak, oruç tutarken de kilo almak istemiyorsak yukarıda bahsettiğimiz gibi bazı temel kurallardan vazgeçmeden beslenmenize devam etmelisiniz.

Zayıflama ve sağlıklı beslenme bilgileri ve önerilerimiz için ;

www.slimmingcenterestetik.com

Facebook : slimmingcenterestetik

Diyetisyen Nurdan Çeliktaş

Yazının devamı...

RAMAZANDA ZAYIFLAMA

Genelde insanlar ramazan ayında hem oruç tutuyor, hem de kilo alıyor. Bunun en önemli sebeplerinde biri de, son yıllarda ülkemizde çok yaygınlaşan ve adet haline gelen ‘Ramazan Davetleri’

Ramazan davetlerinde ki yemek masasında ki aşırı çeşitlilik ve her birinden az da olsa yenmesi kilo alımına sebep oluyor. Oysa oruç tutulmayan normal bir akşam yemeği sofrasında alınan kalori, iftar sofrasında alınan kalorilerin yarısından bile azdır. Bu davetlere sık katılmamak veya davet masasında ki her şeyin tadına bakmamak gerekir.

. Açlık süresinin çok uzun olması.

. Günlük kalori alımının, tamamının sadece akşama saatlerine toplanması.

. İftar sonrası akşam saatlerinin, günün en hareketsiz saatleri olması.

. Aktivitesiz günü geçirmek.

. İftarda ve özellikle iftar davetlerinde çok çeşit ve çok fazla yemek.

. Genelde ramazan ayı boyunca her gün tatlı yemek.

Yaz dönemi öncesinde, diyet yapılarak yeni verilen kiloların geri alınma korkusunun olduğu bu Ramazan döneminde, uzun süre aç kalmaya bağlı beslenme şeklimizin ve saatlerinin değişmesi ve bununla beraber hareketin azalması da kilo almaya sebep oluyor. AslındaRamazanda zayıflama için yapılması gereken her zamankinden çok ta farklı olmamakla beraber beslenmenizde yapacağınız bazı düzenlemeler ile bu dönemi kolaylıkla atlatabilirsiniz. Sağlıklı beslenmenin her tür besinden yeterli ve dengeli bir şekilde tüketimi olduğunu bildiğimize göre Ramazan’ da da bunu sürdürecek, fakat bazı noktalara dikkat edeceğiz.

Yaz aylarına denk gelen ramazanda oruç süresi çok uzun olacağı için, bu bir ay hem oruç tutup, hem de kilo almamak için dikkat edilmesi gereken önemli beslenme kuralları vardır.

. Ramazan ayı boyunca yemeklerde ekmek yerine her gece ramazan pidesi yememek gerekir.

. Ramazan pidesi yenecekse sadece iftarda bir avuç içi büyüklüğünde yenmelidir. Ramazan pidesi tok tutmaz ve kan şekerini hızla yükselterek çabuk acıkmaya sebep olacağından sahur da pide yerine, kepekli tahıllı ekmek tercih edilmelidir.

. İftar yemeklerinde hafif az yağlı, ızgara ve haşlamaların tercih edilmesi gerekir.

. Tatlı ihtiyacının, tatlı yerine meyve yiyerek giderilmesi gerekir.

. Sahurda tok tutucu doğal kepekli tahıl ve lif oranı yüksek ekmekler ve müsli yenilmeli. Beyaz undan yapılmış ekmek, makarna, pilav yenilmemelidir.

. İftardan yarım saat sonra hafif tempoda yarım saat yürüyüş yapmak gerekir.

. İftardan sonra gece boyunca su içmeye dikkat etmek gerekir.

. Bu süreci sağlıklı ve kilo vererek geçirmek istiyorsanız bir diyetisyene başvurarak ‘Ramazan Diyeti’ almanız gerekir.

. Şeker, kalp, tansiyon, böbrek gibi beslenmeyle doğrudan ilişkili hastalığı olanların, ve çok yaşlıların, doktorlarına danışmadan ve onların onayını almadan oruç tutmamaları gerekir.

• Sahurda yağ oranı yüksek ve ağır besinler yerine yumurta, süt ve peynir gibi proteinden yüksek olan ve mide boşalma süresini uzatarak acıkmayı geçiktiren besinler tüketilmelidir.

• Sahura mutlaka kalkılmalıdır. Çünkü, sahura kalkılmadığı takdirde, açlık süresi uzayacağı için, kan şekeri düşecek ve tatlı ihtiyacı çok daha fazla olacaktır. Uzun açlık süresi sonucunda metabolizma yavaşlayacaktır.

• Ramazanda zayıflama için, sahur yemekleri azar azar, iyice çiğneyerek yavaş yenilmelidir. Domates, salatalık gibi çiğ sebzelere mutlaka sahurda yer verilmelidir.

• İftar saatinde yaklaşık 12 saat boş kalan mideye biranda yüklenmek, yemeği hızla yemek sonucunda midede gaz, yanma, bulantı veya kabızlığa yol açar. Yemek yerken arada su içmek ise midenin aşırı derecede şişmesine sebep olur.

• İftar zamanı geldiğinde çorba gibi hafif bir ön yemek yedikten 20 dk gibi kısa bir aradan sonra ana yemeğe geçilmesi uzun süre boş kalan midede tahribata ve hazımsızlığa neden olmaz.

• İftarda yemeklerle birlikte çay veya kahve tüketmek yemeklerden alınan demirin emilimini azaltacağından, bu içecekler mutlaka yemekten bir süre sonra tüketilmelidir.

• İftardan sonra yatmadan önce mutlaka gece öğününün yapılması gerekmektedir. Çünkü,Ramazanda zayıflama için normal günlük 3 öğünün tamamlanması gerekir. Eğer 3 öğün yapılmazsa metabolizma hızı da yavaşlayacak ve kan şekerinin düzenlenmesi zorlaşacaktır.


• Gece öğününde yatmadan önce hazmı kolay, kan şekerini dengesini sağlayan, 1 bardak süt ve 1 porsiyon meyve veya 1 porsiyon sütlü tatlı gibi besinler tercih edilmelidir.

Zayıflama ve sağlıklı beslenme bilgileri ve önerilerimiz için ;

www.slimmingcenterestetik.com

Facebook : slimmingcenterestetik

Diyetisyen Nurdan Çeliktaş

Yazının devamı...

KONTROLLÜ YEMEK YEME

KONTROLLÜ YEMEK YEME

Birçok insan için sağlıklı kiloya ulaşmak ve onu korumak az ve düzenli yemeyi öğrenmekle eş değerdir. Problemin önemli bir parçası da bir porsiyonun ne içerdiği ile ilgili gerçekçi bir fikrin olmamasından ileri gelir. Miktarı fazla öğünler, restoranlardaki büyük menüler, tatillerde gidilen otellerde ki açık büfeler, fast foodlarda indirimli büyük boy menüler veya ücretsiz patates kızartmaları, ikincisi ücretsiz pizzalar gibi son yıllarda normal gibi düşünülmeye başlanmıştır. Buna ek olarak çocukluk dönemimizde öğrendiğimiz 'ikinci tabağı almakta sorun yoktur, tabaktakilerin hepsinin bitmesi gerekir, tatlı bir öğünün tamamlayıcısıdır gibi birtakım yeme alışkanlıkları da zor terk edilir. Fakat zor demek imkânsız değildir.

Tüm bunlarla baş edebilmek ve kontrollü yemek yeme için aşağıdaki stratejilerden faydalanabilirsiniz.

· Midenizi ve beyninizi tok hissetmek konusunda eğitebilirsiniz. Nasıl daha önce çok yemeye alıştıysanız şimdi de az yemekle de doymaya ve tokluk duygusuna alışabilirsiniz.

· Kontrollü yemek yeme için, yemeği tabaklara mutfakta koyun. Servis kaselerini yemek masasına getirmeyin ve mutfakta bırakın. Böylece tabağınızda ki yemeğiniz bitince, tabağınıza ilave yemek koymazsınız.

· Daha küçük bir tabak ya da kase kullanmayı deneyerek az yemeğin çok görünmesini sağlayabilirsiniz.

· Yavaş yiyip ve her bir parçanın tadına varmaya çalışın. Çünkü beyniniz hızlı yediğinizde çok geç olana ve siz çok fazla yiyene kadar tok olduğu sinyalini yani 'doydum' sinyalini alamaz.

· Sağlıklı ve düşük kalorili yiyecekleri öncelikli olarak tercih edin. Örneğin sebze çorbası, salatalar, sebze yemekleri gibi. Yağ oranı düşük bu yiyecekleri istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.

· Kontrollü yemek yeme için, yemek yerken yemeğinize odaklanın. Ne yediğinizin ve ne kadar yediğinizin farkına vararak yiyin. Yemek yerken tv seyretmeyin.

· Tok hissettiğiniz anda hemen yemeği bırakın. Tabağınızı temizlemek zorunda olduğunuzu hissetmeyin.

· Evinizin bir bölümünü yemek için ayırın. Örneğin mutfak masası gibi. Böylece öğünlerinizi oturarak yemiş olursunuz.

· Tabağınızdaki her şeyi bitirdikten sonra hala açsanız taze meyve sebze gibi düşük kalorili şeyler atıştırın.

· Bir restoranda yemek ısmarladığınızda genelde porsiyonlar ihtiyacınızın iki üç katıdır. Kontrollü yemek yeme için, fazlasını bir kap isteyip eve götürebilirsiniz.

Zayıflama ve sağlıklı beslenme bilgileri ve önerilerimiz için ;

www.slimmingcenterestetik.com

Facebook : slimmingcenterestetik

Diyetisyen Nurdan Çeliktaş

Yazının devamı...

KİLO VERMEK Mİ İSTİYORSUNUZ ?

Kilo vermek mi istiyorsunuz ? Öncelikle çok kararlı olmalısınız. Zayıflamaya karar verdiniz. Şimdi durun ve düşünün kaç yıldır fazla kilo sorunu ile yaşıyorsunuz? Benim bu soruyu sorduğum kişilerin genelde yanıtı şöyledir. ‘ kendimi bildim bileli ’ ‘ ergenlik çağımdan beri ’ ‘ ben zaten dört buçuk kilo doğmuşum ’ gibi. Bu kiloları yıllar içinde aldınız. Belki de her yıl kilonuza dört, beş kilo ekleyerek bu günlere geldiniz ve şimdi onbeş veya yirmi kilo fazlanız var. Evet demek ki çok uzun yıllardan beri devam eden bu kilo sorununun, çözümüne de uzun zaman ayırmanız gerekiyor.

Yılların sorunundan, ‘mucize diyetler’bir haftada beş kilo diyeti’ gibi magazin diyetleri ile bir – iki ayda, sağlıklı ve kalıcı olarak kurtulamazsınız. Ayrıca önemli olan fazla kiloları vermek değil, fazla yağları vermektir. Çok düşük kalorili hızlı diyetlerde veya tek çeşit besin grubuna dayalı sadece protein veya karbonhidrat diyetlerinde, kişi yağ değil kas verir. Kas kaybetmek ise metabolizmayı yavaşlatır ve sonrasında tekrar daha hızlı kilo almanıza sebep olur. Doğru ve sağlıklı bir zayıflama diyetinde kaybettiğiniz kilonun yüzde 60, 70’i yağdan olmalıdır. Yağ kaybı size hem sağlık hem de ince bir görüntü sağlar. Dört beş kilo kaybettiğinizde, bir beden küçülmüş olmanız gerekir. Eğer dört beş kilo verdiğinizde, bir beden küçülmediyseniz verdiğiniz kiloya sevinmemelisiniz. Kilo verirken diyetle birlikte fiziksel aktivite yaparsanız yağ kaybı ve dolayısıyla incelmeniz daha fazla olur. Bunun içinde her zaman yapacağınız en kolay ve en ucuz aktivite yürüyüştür. Özellikle sabah ve akşam otuzar dakikalık yürüyüşler metabolizmanızı hızlandırır. Bunu hayatınızın normal akışı içine koyar ve ömür boyu yaparsanız kesinlikle çok faydasını görürsünüz.

Diyete başlayan kişilerin yaptığı bir hatada, diyetle birlikte spor salonuna yazılmaktır. Fakat fazla kilolarını verdikten sonra, iş yoğunluğundan vakit ayıramama gibi veya bazı hayat değişikliği gibi sebeplerle spor salonunu devam etmeyi bırakırlar. İş de o zaman spora alışmış vücut, hızla tekrar kilo almaya başlar. Bu sebeple devam edemeyeceğiniz bir şeye başlamamalısınız. Oysa yürüyüş her mevsim ve her zaman yapacağınız en iyi fiziksel aktivitedir. Gideceğiniz yere evden yarım saat erken çıkarak yürüyerek gitmek, ilk üç katı asansör yerine merdivenden çıkmak, sonrasında asansörle devam etmek gibi günlük hayat içine koyacağınız alışkanlıklar edinmelisiniz.

Evet kararlı ve sabırlısınız, kilo vermek yani fazla yağları vermek istiyorsunuz, o zaman hem yaktığınızdan daha az yemeli, hem de fiziksek aktivitenizi artırmalısınız.

Zayıflama ve sağlıklı beslenme bilgileri ve önerilerimiz için ;

www.slimmingcenterestetik.com

Facebook : slimmingcenterestetik

Instagram : @slimmingcenterestetik

Diyetisyen Nurdan Çeliktaş

Yazının devamı...

DAVET ÖNCESİ BESLENME

DAVET ÖNCESİ BESLENME

Davet, düğün, tatil gibi özel günler öncesinde, birkaç gün içinde karnınızdaki şişkinlikten ve vücuttaki ödemden, kurtulmak ve hızlı incelme ve düz bir karın istiyorsanız dikkat etmeniz gerekenler.

* Rafine karbonhidratlardan kaçının : Beyaz unla yapılmış her şey ,midedeki sıvıyı emer ve karnın şişmesine yol açar. Beyaz un yerine, vücuttaki sıvıyı daha az emen, karnı daha az şişiren kepekli unlardan yapılmış karbonhidratları tüketmeliyiz. Örneğin; Tam tahıllı ekmekler, esmer kabuklu pirinç ve esmer makarna gibi.

* Tuzlu besinlerden kaçının: Karın bölgenizden hızlı incelme ve düz bir karın istiyorsanız, tuz ve içeriğinde ki tuz oranı yüksek besinler suyu tutar ve fazla alındığında, kendinizi şişkin hissetmenize sebep olur. Cips, çerez, turşu gibi tuz oranı yüksek gıdalardan uzak durun. Muz, domates gibi potasyum açısından zengin, su tutulmasını engelleyen gıdaları tercih edin.

* Lif oranı yüksek besinler tüketin : Eğer şişkinliğiniz sebebi kabızlık ise yulaf ekmeği, yulaf gevreği müsli, tüketin ve üstüne mutlaka su için. Lif yani posa oranı yüksek yeşil yapraklı sebzeler ve kabuğuyla yiyebileceğiniz meyveler tüketin.

* Kahve, çay, kolalı içecekler şişkinliğe sebep olur : Kafein içeren içecekler ve gazlı içecekler yerine, düz bir karıniçin,rezene,yeşil çay, nane limon çayı, tercih edin. Bol bol ılık veya oda sıcaklığında su için.

* Yağ ve yağlı besinlerden kaçının. Yağların sindirilmesi vücutta uzun zaman alır. Yağ oranı yüksek et yerine, davet öncesi üç dört gün sebze yemeklerini tercih edin.

* Alkol almak zorundaysanız şarap tercih edin : Bira gibi mayalı içkiler karnınızın şişmesine sebep olur. Bir davette içmek zorunda kalırsanız, mideyi rahatlatıcı özelliği olan, kırmızı şarabı tercih edin.

* Stresliyken yemek yemeyin : Stresli veya heyecanlı iken, yemek yemeyin. Çünkü stres sindirim sistemini yavaşlatır ve karın kasılmalarına sebep olabilir. Eğer mutlaka yemek zorundaysanız, çok yavaş ve iyice çiğneyerek yiyin.

* Sindirimi zor besinleri tüketmekten kaçının : Kuru fasulye, hububat, lahana, karnabahar gibi gaz yapan besinlerden kaçının. Hızlı incelmek ve düz bir karın için davet öncesi üç dört gün sebze ve sebze çorbası tercih etmelisiniz.

* Mayalı ve şeker açısından yüksek besinlerden kaçının: Şeker, meyve suyu, pizza ve mayalı pastahane ürünlerinden uzak durun. Ayrıca hızlı incelme ve zayıflamak için bu tip mayalı, yağlı ve şekerli besinlerden her zaman uzak durmaya çalışın.

* Elma sindirimi kolaylaştır, karnın şişmesine ve gaz oluşmasına engel olur.

* Egzersiz yapın : Hızlı incelme istiyorsanız mutlaka her gün 10- 15 dakika mekik çekin ve karın egzersizleri yapın, sonrasında da 30 dakika tempolu yürüyüş yapın. Evde yere uzanarak yapacağınız yer hareketleri dolaşım ve sindirim sisteminizi hızlandırır. Ayrıca karın kaslarınızı güçlendirerek, düz bir karın sağlar.

Zayıflama ve sağlıklı beslenme bilgileri ve önerilerimiz için ;

www.slimmingcenterestetik.com

Facebook : slimmingcenterestetik

Instagram : @slimmingcenterestetik

Diyetisyen Nurdan Çeliktaş

Yazının devamı...

PALEO TAŞ DEVRİ DİYETİ

Paleo Taş Devri Diyeti

Paleolitik devirde (Taş Devri ) insanların beslenme şekli. Taş devrinde yaşıyor olsaydık hayatta kalabilmek için, hayvanları avlayarak ve bitkileri toplayarak karnımızı doyuracaktık. Gün boyu fiziksel olarak çok aktif olmak ve çok kalori harcamak zorunda olacaktık.

Mağaralarda yaşıyor olsaydık, teknoloji olmasaydı her işi fiziksel güç kullanarak yapsaydık, yemek bulmakta zorlansaydık, obezite diye bir sorun olmazdı. Ama günümüzde teknoloji sayesinde neredeyse bir günü 100 metre bile yürümeden geçiriyoruz.

Taş devri insanının o dönem de ki beslenme tarzı, son yıllarda paleo diyeti adıyla moda bir diyet oldu. Her moda diyet gibi popüler olması, doğru ve sağlıklı bir diyet olması anlamına gelmez.

Ayrıca bir diyeti uygularken vücudumuzun ihtiyacı olan besin öğelerini karşılayıp karşılamadığına dikkat etmek gerekir. Paleo diyetindeki bazı yasaklar bu kurala aykırıdır.

Paleo Taş Devri diyetine uygun beslenmenin prensipleri ;

. Atalarımızın bulabildiği ve yiyebildiği besinleri tüketmeliyiz. İşlemden geçmiş hiç bir besini yememeliyiz.

. Her sebze ve meyve doğal mevsiminde yenmeli. Yaz ve kış sebze ve meyveleri kendi mevsimlerin de yenmeli.

. Yenilen tüm yiyeceklerin en az %60 oranında çiğ yenmeli. Sebzeler çiğ veya çok az buharda pişmiş yenmeli. Etler ise az pişmiş olmalı.

. Üç beyaz şeker, un, tuz kesinlikle yasak. Zorunlu tüketilecekse de çok az tüketilmeli.

. Tüm sebzeler çiğ veya az pişmiş bolca yenebilir. Sadece patates, havuç, bezelye şeker içerdiği için tüketilmemeli.

. Et serbest ve sınırsız, yağ koymadan kendi yağında çok az pişirilecek. Doğal şartlarda beslenmiş hayvanların eti yenecek. Doğal yetiştirilmiş organik tavuk serbest.

. Balık ve balık yağı serbest, ızgara, buğulama pişecek. Çiftlik de yetiştirilmiş balık yasak.

. Ekmek, tüm tahıllar, un ve unlu gıdalar yasak. Çünkü insülin direncini artırıyor. Bu nedenle ekmek ve unlu besinlerin hepsi yasak!

. Meyvelerden içeriğinde şeker fazla olan meyveler yasak. Muz, incir, üzüm, şeftali,

. İçeriğinde şeker az olan meyveler sınırlı günde en fazla 1 porsiyon yenebilir.

. Yumurta serbest, günde 3 yumurta yenebilir. Ama rafadan haşlanmış pişirilecek.

. Baklagiller sadece hafta 2 kez tüketilebilir.

. İşlenmiş etler sosis, salam, sucuk kesinlikle yasak.

. Sakatatlar serbest ( ciğer, beyin, dil vb. serbest )

. Süt doğal olmalı. Marketlerden alınan pastörize uzun ömürlü süt kesinlikle yasak.

. Kefir faydalı ve her gün mutlaka içilmeli. Ama evde kendiniz kefir yapmalısınız.

. Balık ve balık yağı serbest, ızgara, buğulama pişecek.

. Hayvansal yağlar serbest. Tereyağı ve etin yağı yenebilir.

. Zeytin yağı, ceviz, keten tohumu, avokado, hindistan cevizi yenebilir.

. Ayçiçek yağı, misir özü yağı, kanola yağı yasak.

. Kuru yemişler, kavrulmamış ve tuzsuz sınırlı miktarda yenebilir.

. Soğan ve sarımsak güçlü antioksidandır çok tüketilmelidir.

. Meyve suyu, meşrubat, gazlı içecek, enerji içecekleri kesinlikle yasak.

. Kahveler yasak.

. Alkol yasak.

Paleo Taş Devri Diyeti uygularken dikkat edilecek noktalar.

. Sadece acıktıkça yiyin. Sık sık beslenmeyin.

. Tahıl kaynaklı karbonhidratlar yasak.

. Sebze kaynaklı karbonhidratlar serbest

. Düzenli olarak güneşlenin D vitamini için. ( Öğlen saatleri hariç )

. Her şeyi az pişirin ve yarı çiğ yiyin.

. Baklagilleri 2 gün suda bekledin ve bekletirken de suyu 4 kere değiştirin.

. Doğal beslenmiş ve doğada yetişmiş hayvanların etini ve yumurtasını yiyin.

. En az 6 – 8 saat uyuyun.

. Hareketli yaşam tarzı sürdürün. Düzenli egzersiz ve yürüyüş yapın.

Paleo Taş Devri Diyeti ile zayıflamak, insülin direnci olan kişilerde faydalı olabilir. Ama Paleo diyeti herkese uygun bir diyet değildir. Böbrek rahatsızlığınız varsa Paleo Taş Devri Diyeti sağlığınızı bozabilir. Sağlıklı ve doğru beslenerek kilo vermek için, kişinin yaşı, kan değerleri, yaşam tarzı, aktivite durumu çok önemlidir.

Paleo Taş Devri Diyetinin, uygulanması gereken prensipleri :

. Doğal yetişmiş besinlerin yenmesidir.

. Doğal yetişmiş besinlerin kendi mevsimin de yenmesidir.

. Rafine edilmiş ve içine katkı maddesi eklenerek raf ömrü uzatılmış besinlerin yasak olmasıdır.

. Vitamin ve mineral kaybı olmaması için, besinlerin çiğ veya az pişirilerek tüketilmesidir.

Zayıflama ve sağlıklı beslenme bilgileri ve önerilerimiz için ;

www.slimmingcenterestetik.com

Facebook : slimmingcenterestetik

Instagram : @slimmingcenterestetik

Diyetisyen Nurdan Çeliktaş

Yazının devamı...

NEDEN KİLO VEREMİYORUM ?

Fazla kilo problemi olan ve zayıflama diyeti yaparken zorlanan pek çok kişinin sorduğu soru ‘ Neden kilo veremiyorum ?’ dur.

Aşırı kilo almanın veya yavaş kilo vermenin sebepleri şunlar olabilir.

20 yaşına kadar vücut gelişimi sürüyor ve her ay 300 gram alıyoruz. Ama yaşlandıkça aldığımız her fazla kilo yağ olarak alınıyor ve kas grubundan kaybetmeye başlıyoruz. Oysa kaslar vücut için çok önemlidir. Kişinin kası ne kadar fazlaysa, metabolizması o kadar hızlı çalışır ve kalori yakar. 30 yaşından sonra kilo alma hızı artıyor, bir de menopoz dönemine girilince östrojen hormonu azaldığı için ekstra kilolar alınıyor. Bu sebeple yaşlandıkça kasları koruyucu egzersizler yapmak gerekiyor. Ayrıca protein ve kompleks karbonhidratlardan dengeli beslenmek gerekiyor. Yaşı ilerleyen kişiler genelde gençken diyet yapar ve çok rahat kilo verirdim ama şimdi neden kilo veremiyorum, diye sormalarının sebebi budur.


Bilim insanlarının son yıllarda en çok araştırdıkları konu şişmanlığın sebepleri. Yapılan araştırmalar ve deneylerin sonucuna göre ; vücut ağırlığının yüzde 70'i genlerimizden, sadece yüzde 30’u çevre faktörlerinden oluşuyor.

Şişmanlığa yol açan 100 yakın gen var. Her bir genin tek başına, şişmanlık üzerine çok küçük de olsa etkileri olduğu tespit edilmiştir. Bu etkiler çok küçük de olsa bir araya geldiklerinde şişmanlığa yol açmaktadır. Metabolizmayı yavaşlatan genler, iştahı artıran genler, vücuda şeklini veren genler, yağlanma yapan genler gibi. Ailede yakınları şişmanlık sorunu yaşayan çocukların , hem genetik hem de ailenin mutfak ve yaşam kültürü sebebiyle kilolu olması çok normaldir. Bu sebeple bu çocukların anneleri tarafından yetiştirilirken, çok dikkatli ve sağlıklı beslenmeleri ve aktif hareketli olmaları için yönlendirilmeleri gerekmektedir.


Zayıflamak için diyet yapıyorum, spor da yapıyorum. Ama neden kilo veremiyorum ? En çok duyduğumuz şikayetlerden biridir.

Özellikle kadınlarda ortaya çıkan bir durumdur. Kadınlar uzun süren çok stresli ve gergin dönemlerinde, stres faktörleri ne kadar artar ve stresli günleri ne kadar uzun sürerse o kadar çok kilo alıyorlar! Bunun sebebi stres sırasında kortizol hormonu salgılaması artıyor ve bu da enerjinin görevini yapmasını engelliyor! Bu stresli günler uzadıkça vücut, yağ depoluyor. Bu sebeple, böyle dönemlerde stresle başa çıkma yollar geliştirmeli, kendinize vakit ayırmalısınız.


Yapılan araştırmalar, uyku sırasında leptin hormonunun seviyesinin düştüğünü ve bu leptin hormonunun vücutta açlık hissini önlediğini ortaya çıkardı. Tüm geceyi televizyon ve bilgisayar başında hareketsiz geçirenler ve bu yüzden çok geç yatıp az uyuyan kişilerde şişmanlama ve vücudun yağ bağlaması kaçınılmaz oluyor. Gece uyku saatlerinde uyumak yerine, TV veya bilgisayar başında geçiren kişiler, geç saatlerde doğal olarak çok acıkıyor ve gece yarısı mutfağa giderek, akşamdan kalan yemekleri veya tamamen zararlı abur cuburları kontrolsüz olarak yiyor.


Neden kilo veremiyorum ? Sorusunun cevabı bazen kullandığınız ilaçlar da olabilir. Bir çok kadın bazı doğum kontrol ilaçlarının yan etkisiyle kilo veremiyor. Doğum kontrol ilaçlarının da dışında, pek çok ilaçta fazla kiloya sebep olabiliyor. Çok yaygın kullanılan antideprasanlar vücudu hareketsizleştirerek yağlanmaya sebep olabiliyor. Diyabet ilaçlarının da kilo artışına sebep olduğu biliniyor.
Bu yüzden özellikle ilaç kullanan kişilerin tedavi sürelerince mutlaka çok hareketli ve aktif olmaları gerekiyor.

Zayıflama ve sağlıklı beslenme bilgileri ve önerilerimiz için ;

www.slimmingcenterestetik.com

Facebook : slimmingcenterestetik

Instagram : @slimmingcenterestetik

Diyetisyen Nurdan Çeliktaş

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.