SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Para kazanmak için

Para hepimizin yaşamı için önemli bir yerde duruyor. Bazen araç bazen amaç olarak hayatımızda kuvvetli bir rolü var. Hayatın akışı, hayalleri gerçekleştirmek parayla doğrudan ya da dolaylı bağlantılı. Peki ya para kazanmakla ilgili bilinçaltı ne diyor?

Bilinçaltı para ile ilgili çeşitli kayıtlar barındırmış olabilir. Düşünün ki atalarınızın içinde kazanan, kazancını doğru kullanan, iyi yatırımlar yapan ve kazanan bir kişi olarak tüm ilişkilerini doğru yönetenler, parayla barışık olanlar olduğu gibi kazanamayan, kazansa da yönetemeyen, kazandıkça insan ilişkilerini yürütemeyen, parayla kavga edenler de var. DNA’nızda hepsinin bilgisi var ve sizin inançlarınıza yakın olan kayıtlar aktif oluyor.

Anne rahminden itibaren para ile ilgili çok fazla bilgi alırız. İyi ya da kötü, zor ya da kolay, temiz ya da kirli olduğu ile ilgili nice konuşmalar, hikayelere şahit oluruz. Yani paranın hayatımızdaki kimliğiyle ilgili öğrenilmiş bilgilerden kabul ettiklerimiz DNA’daki bilgiyi de çağırır ve paranın yaşamımızdaki yeri belli olur.

Paranın tanımı negatif ise kazanmak ve kazanma yolları da zorlayıcı olabiliyor. Paraya “kolay ve hep benimledir” diyenler doğal akışta para kazanabilirler. Negatif inançlar temizlendikçe paraya yeni bir kimlik atfederek süreci kolaylaştırılabilir.

Para ve kazanmakla ilgili ilişkiyi düzenleyebilmek için;

· Para ile barışıyorum.

· Para ve kazanç yollarımı şifa ile tamamlıyorum.

· Kazanıyorum ve kazancımı kolaylıkla koruyorum.

· Sevgili atalarım, kazanmanın, paranın en kolay halini yaşayan atalarımla bağ kuruyorum.

· İnsan ilişkilerimi ve kazancımı huzurla birleştiriyorum.

· Para huzurlu ve temizdir.

· Kazanmak anlamlıdır.

Bu ve benzeri cümlelerle kendinize bir ses kaydı yapıp bol bol dinleyebilirsiniz. İnançlar dönüşünce yaşamdaki yerleri de dönüşecektir.

Sevgi ve şifayla kalın,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

@ebrudemirhan.ytm

Yazının devamı...

Atalarından mesaj var

Hayatta olmayan atalarımızın enerjisi DNA içindeki kayıtlardan dolayı bizimle olmaya devam eder. Bugün dünyada olmamıza aracı olan tüm ataların hikayeleri, yaşadıkları, yaşamadıkları, yaşayamadıkları nesil devam ettiği için aktif bir şekilde dünyada duruyor. Ruhları bu dünyadan ayrılmış olmasına rağmen yarım kalan ve tamamlanan tüm hikayelerin enerjisi yaşayanlara miras oluyor.

Bu enerjiler hayatımızda görünen ya da görünmeyen etkilere sebep olabiliyor. Tamamlanmış hikayeler sırtımızda destekleyici bir el olabildiği gibi yarım kalan hikayelerin enerjileri yolu zorlaştırabilir. Tüm ata hikayelerini öğrenmek ve bilmek mümkün olmayabilir. Bu konuda Aile Dizimi, Aile Draması gibi tekniklerden destek alabilirsiniz. Atalarla nasıl bağ kurulur sorusunun cevabını “Yaşamın Gizli Sözleşmesi” kitabımda yaşanmış hikayelerle aktardım.

Hayatınızda birçok çabaya rağmen olmayan, tamamlanmayan, ilerlemeyen konular varsa aşağıdaki cümleleri sakin zamanlarınızda içinizden geçirip özgürleşmeyi yapabilirsiniz.

“Sevgili atalarım, varlığınıza saygı duyuyor, hepinizi onurlandırıyorum. Yaşamlarınızda olan, olmayan, olamayan her şeyi affediyorum. Sizin sebep olduğunuz tüm negatif hikayeler için payıma düştüğü oranda af diliyorum. İçinizde hayır dua almayan, ah, beddua alan, lanet okutanlarla bağlarımı kesip hayır dua alanlarla bağ kuruyorum. Yarım kalan enerjilerin varlık alanında tamamlanmasına niyet ediyorum. Yolumu kaderimi ayırıyor, sevgi, saygı, kazanç, sağlık, güven, huzur, kolaylık içinde olmayı seçiyorum. Lütfen beni hayata teslim edin.”

Bu çalışmayı dilediğiniz kadar yapabilirsiniz. Yolunuz açık, yaşamınız, kalbiniz, aklınız aydınlık olsun.

Sevgi ve şifayla,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

Yazının devamı...

Yalnızlıktan kurtulmak

Yaşamın en yorucu duygularından birisidir yalnızlık. Adı yalnızlık olsa da kendisi yalnız kalmaz, beraberinde fazlaca negatif duygu ile hareket eder. Kimi insanı hırslı yaparken kimi içe kapanık kimini sessiz kimini de öfkeli yapar.

Kendi içinde farklılıklar barındıran bir yelpazesi vardır. Yalnız kalmak, yalnız hissetmek, yapayalnız olmak, tek başınalık gibi. Her bir hali kendi içinde duygular, ifadeler belki hastalıklar içerir. Yorucu, güvensiz, yaşamla araya giren birçok duruma sebep olur.

Anne rahminde istenmemek, karşılanamayan cinsiyet beklentileri, aile içi ilişki ve iletişim sorunları, sevgi-şefkat eksikliği gibi kaynakları olabilir. Anne hamilelik sürecinde yoksunluk yaşamız, maddi ya da manevi ihtiyaçları karşılanamamış olabilir. Ceninin bilinçaltı tüm bunları kayıtlayıp yaşamın konuları haline getirmiş olabilir.

Yalnızlık duygusunun ağırlığından kurtulmak için enerji alanının değişmesi gerekir. Enerji alanınızda hangi duygu hakimse evrensel yasalar gereğince benzerini çekmek zorundadır. Enerji alanı temizlemek için sözü değiştirmekle başlayalım.

· Hayattan, insanlardan yardım ve destek alıyorum.

· Yaşamın sevgisi bana yol açıyor.

· Var olduğum her yerde sevgi ve huzurla karşılanıyorum.

· Yaşam bana kucak açıyor, şefkatle destekliyor.

· Yalnızlık bir seçimdir, dilediğim zaman yalnız kalırım dilediğimde hayatı paylaşırım.

· Yaşamımı güvenir, sevgi dolu, destekleyen insanlarla paylaşmayı seçiyorum.

· Her konuda, anlamda ve her yerde destekleniyorum.

Sözünüzden “Yalnızım, çok yalnız hissediyorum” gibi cümleleri çıkartıp yerine yukarıdaki bakış açısı ile kurulmuş cümleleri alarak ve sıklıkla söyleyerek inanç oluşturabilirsiniz. İnançlar kendini gerçekleştirir.

Yaşamı sevgi ve huzurla paylaşmanıza, destek almanıza niyeten,

Sevgiyle,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

Yazının devamı...

Bağımlılığın anne rahmi ile bağı

Bilinçaltı anne rahmine düştüğümüz andan itibaren kaydeder. Sıklıkla duyduklarını ya da yüksek frekansla gelen her şeyi kayıtlar ve yaşamda yerini alacak kodlamalara çevirir. Kodlamaları “İstenmiyorum”, “Sevilmiyorum”, “Yanlış zamanda geldim” gibi ya da “Her şey çok zor olacak”, “Aradığımı bulamayacağım” gibi de yazabilir.

Bağımlılık da anne rahmi sürecine yazılmış olabilir. Güvenli bağlanmanın kurulmaması, annenin ya da babanın bağımlılığının olması ve sıklıkla üzerine konuşulması, kavga edilmesi, anneden gelen besinin yeterli olmaması, yoksunluk yaşanması ve benzeri durumlar bağımlılığın altında yatan sebepler olabilir.

Bağımlılık bir nesneye, maddeye, eyleme sıkılıkla muhtaçlık hissetmek ve irade dışı davranma hali olarak özetlenirse iradenin bozulmasına sebep olan kayıtları bulmak önemlidir. Atalardan kalan negatif miraslar, anne rahmi süreci ya da yaşamda farklı şekillerde kurgulanmış bilgiler bağımlılık için kaynak olabilir.

Bazı bilinçaltı sistemi ilgiyi kendilerinde tutma bağımlılığını “hadi” denilmesi üzerinden kurgular ve yönetir. Bilincin bundan haberi yoktur. Sürekli oyalanır, geç kalır, vakti ayarlayamaz. Çevresindeki herkesin gözü ve dikkati onun üzerinde olur ve bilinçaltı bu durumu ilgi toplamak olarak yorumladığından kişi “hadi” dedirtme bağımlılığından vazgeçemez.

Güven ile arada kurulmayan tüm bağlar yerini bağımlılığa bırakır. Herkes için böyledir. Kendine güven, ebeveyne güven, hayata güven, oluşa – akışa güven, ilahi sisteme güvende boşluklar oluşursa yerini mutlaka bir bağımlılık doldurur. Ki bu boşluklar anne rahminde oluşmaya başlamış olabilir.

Çalışma önerisi;

· Güven ile ilişkimi onarmaya niyet ediyorum.

· Güvende olmanın hafifliğini yaşamaya niyet ediyorum.

· Anne rahminden bugüne, bugünden yaşamın sonuna kadar içimdeki güveni tamamlıyor, özgürleşiyorum.

· Yaşamın sevgisi ve güveni ile besleniyorum.

· Anne rahminden yaşamın sonuna kadar kendimden, ailemden, yaşamdan, insanlardan, ilahi sistemden, akıştan besleniyorum.

· Tamamlanıyorum, özgürleşiyorum.

Her anda, anlamda özgür olmanıza niyeten,

Sevgi ve şifayla,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

Yazının devamı...

Yaşamın ruhuyla uyum

Hayatın içinde olan her şeyin bir enerjisi vardır. Enerji dinamiktir. İçindeki her şey dinamik bir enerjiyle devinirken yaşamın ruhu sürekli beslenir ve çoğalır. Bizler yaşamın içindeki en dinamik varlıklar olarak yaşamın ruhu ile bağ kurarak enerjimizi çoğaltıp varlığımızı besleyebiliriz.

İhtiyacımız olan, aradığımız her şey yaşamın içinde. Onun dinamik ruhuyla uyum, yaşamaya niyet ettiğimiz her şeyin kalbiyle ve enerjisiyle uyum demektir. Hayat içinde iyiden kötüye, vardan yoka, acıdan neşeye her şeyi barındırır. İnsan, yaşamda tarafını seçme özgürlüğüne sahiptir.

Ne ve nasıl yaşayacağımızı seçmenin öncelikli adımı hayatı tüm renkleri ve ritmiyle kabul etmektir. Kaçınmak çekilmeyi getirebilir. “Acı ve kederin varlığını kabul ediyorum ve neşeyi seçiyorum” “Fakirliğin, parasızlığın varlığını kabul ediyorum, kazanmayı ve kazancımı verimli kullanmayı seçiyorum” yaklaşımı seçimlerin zeminini olgunlaştırmaya yardımcı olur.

Tüm kavramlar, erdemler, maddi manevi her şeyin enerjisi vardır. Frekansınızı yaşamaya niyet ettiğiniz olgunun enerjisi ile uyumlarsanız gerçeklik oluşmaya başlar. Yani ikinci adım yaşamaya niyet ettiğiniz gibi hissetmek, düşünmek ve konuşmaktır.

Hak ve sorumluluk yassı gereği her düşünce eylemini bulmak ve dinamik enerjiye dönüşmeli ki yaşamın parçası olsun. Üçüncü adım yaşamaya niyet edilen hale uygun hareket etmektir. Acıdan kurtulmak için neşeye ihtiyaç vardır. Acıtan anıların içinde kaybolduğunuz sürece neşe tarafına geçemezsiniz. Suni de olsa güldürecek şeyler izleyin, okuyun, dinleyin. Zamanla neşe yaşamın bir parçası olur ve neşelendirecek olaylar üretir. Frekansınız ne ise tek gerçeklik odur ve hep kendini gerçekleştirir.

Yaşamın kalbi ve dinamiği ile pozitif bağlar kurmanıza niyet ediyorum.

Sevgi ve şifayla kalın,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

Yazının devamı...

İsimle kader bağı

İsimler birçok anlamda çok önemlidir. Yeni doğana verilen isimler farklı şekillerde anlam taşıyıp hayatı etkileyebilir. İsim kimliktir. Dünyada varlığımızı ifade etmenin en kolay yoludur. “Ben ….” varım demektir.

Kültürümüzde büyüklerin adını koymak onları onurlandırma şeklinde yorumlanır. Tercih edilen de bir yöntemdir. Ata isimleri o atanın DNA’sı da yeni doğana aktarıldığı için bir kader bağı oluşturabilir. Yeni doğan farkında olmadan atanın duygu durumunu ya da yaşadıklarını tekrar ediyor olabilir.

Vefat eden aile bireylerinin isimleri “adı yaşasın” yaklaşımı ile yeni doğana verilebilir. Yeni doğan için hallice büyük bir yük anlamına geliyor olabilir. Hayatı bir şekilde son bulmuş, çocuk, genç, yetişkin ya da yaşlı kişilerle “adı yaşasın” bağlarının kurulması negatif bir kader ortaklığına dönüşebilir. Mutsuzluk, depresyon, işlerin yolunda gitmemesi gibi haller ortaya çıkarabilir.

Devlet büyüklerinin, sanatçıların, futbolcuların da isimleri birçok yeni doğana “onun gibi olsun” diyerek verilmiş olabilir. O kişilerin hayatlarını tam olarak bilemeyiz. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Kendi ç dünyamızı bil anlamak zaman alıyor kaldı ki başkasını tanımak daha da zor olacaktır. Bağımlıkları, korkuları, endişeleri, öfkeleri hakkında hiçbir şey bilmediğimi bir insanın adını çocuğumuza koymak eğer bilinçaltı seviyede kuvvetli bağlar kurulduysa negatif bir hikaye üretebilir.

İsimlerin ortak bilinç anlamları da önemli. Seslenişi güzel olan anlamı zorlayıcı ya da bağlayıcı olan birçok isim var. Sıklıkla kullanılan, anlamı “Yalnız iffetli kadın” olan bir isim anlamı ile kişinin ilişkilerini etkileyebilir.

Tek başına bu kadar güçlü mü isimler? Düşünün ki anlamı, verilme niyetiyle beraber günde defaten size bu isimle sesleniliyor. Tek başına tüm hayatı yönetme gücüne sahip olmamakla birlikte yaşamın ritmini belirlemede bir etken. Pozitif bağlar da kurulabilir. Hatta besleyen, geliştiren bağlar kurulması da oldukça mümkün.

Çalışma önerisi;

· İsminizin bir hikayesi olup olmadığını öğrenin. Herhangi bir kişiye atfen isminiz koyuldu ise o kişiyi hayal edin ve “İsmini ve kaderini sana iade ediyorum. Ben ismimi kendime alıyorum ve kendi kaderimde ilerliyorum. Kaderimi ve adımı senden özgürleştiriyorum” diyebilirsiniz. İçiniz onaylayana kadar bu çalışmayı devam ettirebilirsiniz.

· İsminize yeni anlamlar yükleyin, ses kaydı yapıp her gün dinleyin. Örneğin, “Adımı her duyduğumda şans, sevgi, saygı, bolluk bereket, kazanç, sağlık, ilerlemek, neşe, takdir edilmek, tercih edilmek aktive oluyor.”

Sevgi ve şifayla kalın,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

Yazının devamı...

Sindirimi çözmek

Mide ve sindirim sistemi bedenimiz ve günlük yaşam kalitesi için çok önemlidir. Sindirimin rahat olması günlük yaşamın akışını pozitif etkiler. Hazım sorunu yaşamak ise rutinin sıkıntılı olmasına sebep olabilir.

Mide sadece yediklerimizi değil, duyguları, düşünceleri, inançları da sindirmeye çalışır. Duygu, düşünce ve inançların negatif olması hazmetmeyi zorlaştırır. Bedenimizin en önemli yapı taşı inançlardır. İnandığımız her şey bedenimizin, bilinçaltımızın ve yaşamımızın mülkü haline dönüşür.

Hayatın iyilik getireceğine olan inanç sindirim sistemini rahatlatırken güvensizlik ve kaygılı duygudurumu sindirim sisteminin kesintili çalışmasına sebep olur. Dışarıya çok açık, sözlerden ve davranışlardan hemen etkilenen, alıngan kişilerde hazım sorunları kendini daha kolay gösterebilir.

Bedende her organın en az 3 duygu ve düşünce ile bağlantısı vardır. Mide korkular, ben olamamak ve haksızlıkla birlikte çalışır. Mide ve sindirim sistemini rahatlatmak için tüm bu duygulardan bağımsızlaşmayı beden ve bilinçaltı ile birlikte yönetebilirsiniz. Bu süreç için örnek bakış açısı;

· Yaşamın iyiliği ve güzelliği ile besleniyorum.

· Olanı, olmayanı, olamayanı sindiriyorum.

· Herkesin duygu ve düşüncesini iade ediyorum, ben oluyorum.

· Hazmetmek, sindirmek kolay.

· Kendimi anlamak ve ben olmak kolay.

· Varlığımı, var olmayı sindiriyorum.

Midenizin sevdiği ve sevmediği besinleri ayırmak, sevmediği besinleri damak tadınız seviyorsa zamanla barışmak da bu bakış açısıyla iyi sonuç verecektir.

Sevgi ve şifayla kalın.

 

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

Yazının devamı...

Zenginlikle bağ kurmak

Yaşam çeşitli zorlukları barındırdığı gibi farklı zenginlikleri de barındırır. Seçimlerimiz, atalardan ve büyük geçmişten gelen negatif bağlar, içinde büyüdüğümüz aileler ve ortamlar, olgunlaşmamıza aracı olan kurumlar zenginlikten ne seviyede pay alacağımızı farkında olmadan kodlamış olabilir.

Toplumdan topluma değişmekle birlikte zor olana genellikle kıymet atfedilir. Zoru başarmak, zor olanı almak ve yaşamı taçlandırmak üzerine filmler izler, şarkılar dinleriz. Aşkın zor olanı dünya kayıtlarına geçer, Leyla le Mecnun olur. kolay ve güzel aşklar pek de dile gelmez. Huzuru zoru başararak satın almak anlamlıdır ki huzur kıymetli olsun.

Kolay olana değerini ve yeri birlikte iade edelim. Kolay olan hakkaniyetli kısa yoldur, herkese iyi gelir. Zor için harcadığımız enerjiyi kendimize, yaşamımıza, sevdiklerimize ayırmamıza yardımcı olur. İç sesimizle kendimize soralım, “Zoru seven kim? Ben miyim yoksa başkalarının sesi ile olgunlaşmış bir kodlama mı?” Her kimden, hangi olaydan, içsel olarak hangi ihtiyaçtan geliyorsa hızlıca özgürleşelim.

Zenginliklerle buluşmak için çok çaba sarf edilmesi gerektiği, zenginliği elde etmenin ve korumanın da zorlukları DNA’mızda, kulaklarımızda, bilinçaltımızda hallice yer edinmiştir. Oysa ki herkes kendi yolundan ve seçimlerinden sorumludur. Diğerlerinin hikayelerini diğerlerine bırakabilirsiniz.

· Zor olanı zorluğa iade ediyorum. Kolay ve keyifli olanla eşleşiyorum.

· Yaşamın zenginliği ile kolayca bağ kuruyorum.

· Yaşamın anlamlı ve keyifli bir parçası olmaya niyet ediyorum.

· Zekam hakkaniyetli kısa yollar bulmaya uygun.

· Kendim ve herkes için en verimli olanı en kısa zamanda yapıyor, kendime zaman tanıyorum.

· Zenginlikle barışıyorum.

· Her konuda ve anlamda zenginliğin kolay ve keyifli olduğuna inanıyorum.

Kendinize bir iyilik yapıp kolay olanla ve zenginlikle barışmanıza niyet ediyorum.

Sevgi ve şifayla kalın,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.