SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Hamilelikte burun tıkanıklığı

Hamile olduktan sonra farklı farklı şikayetlerimiz olur. Bulantı-kusma, halsizlik gibi şikayetlerin yanı sıra burun tıkanıklığı da en sık karşılaşılan şikayetlerdendir. Kendi hamileliğimde de burun kuruması ve ardından buna bağlı hafif burun kanamaların oldu.

Burun tıkanıklığı da hamilelik döneminde görülen belirtilerin başında gelir. Hamilelik döneminde burun tıkanıklığını birçok anne adayı yaşar. Ancak burun tıkanıklığın nedeninin hamilelikten dolayı olduğu aklımıza gelmeyebilir. Yapılan çalışmalar hamile kadınların %30’u burun tıkanıklığı ve burun akıntısı şikayeti yaşadığını göstermektedir. Bunun için eğer ki hamileyken burun tıkanıklığınız varsa bunu grip değilim ama niye burnum akıyor şeklinde düşünmenize gerek yoktur. Bu durum sebebinin hamileliğiniz olduğunu bilmelisiniz. Ben alerji zannetmiştim. Sonra doktorumla görüşünce , burun kuruluğu olduğunu öğrenmiştim.

Burun tıkanıklığı genel olarak hamileliğin ikinci ayında görülmeye başlanmaktadır. Tabi ki her hamilede burun tıkanıklığı durumu görülmez. Ancak burun tıkanıklıkları genel olarak hamileliğin ikinci ayında başlayarak gebeliğin son bulmasından sonra azalarak birkaç hafta içinde son bulmaktadır. Progesteron ve östrojen hormonu, hamileliğin ilk ve son aylarında ciddi artış gösterir. Gebelik döneminde hormonal değişikliğe bağlı olarak burun içerisindeki dokuların ve damarların ödemlenmesi sonucu burun tıkanıklığı artar. Bu sıkıntıda gerçekten yaşantınızı zorlaştırabilir. Uyumanızı, beslenmenizi zorlaştırabilir.

Peki bu durumda neler yapabilirsiniz;

-Her zaman olduğu gibi hamilelikte burun içinin nemli kalması çok önemli. Bu yüzden yaşadığınız ortamın nem dengesini sağlamalısınız. Evin içinde bir buhar makinesi kullanabilirsiniz. Buhar makinesi yoksa uyuduğunuz odaya bir bardak su koymak, nemli bez koymakta faydalı olabilir.

-Bol sıvı tüketmek de çok etkilidir. Özellikle günde en az 2 litre su tüketmelisiniz.

-Uyurken başınızın altına bir yastık daha koyarak yükseltebilirsiniz. Böylece gece burnunuz daha fazla tıkanmaz, daha rahat nefes alırsınız.

-Buhar solumak burnun bir süre açılmasını sağlar. Kaynamış suyu bir kaba koyarak çıkan buharı soluyabilirsiniz ya da bir havluyu sıcak su ile nemlendirerek yüzüne koyup buharından faydalanabilirsiniz.

-Ilık bir banyo da burun tıkanıklığına iyi gelir. Aynı zamanda sıcak su ile nemlendirilmiş olan küçük bir havluyu yüze tutmak ve havasını solumak da yararlı olabilir.

-Ayrıca burun içinin nemlenmesi ve kurumasını önlemek için serum fizyolojik veya kuruluk için olan ürünleri kullanabilirsiniz. Bunlar mukozanın üstünde görünmez koruyucu bir tabaka oluşturarak, burun içinin nemlenmesini sağlar. Bu okyanus suları alışkanlık yapmaz, hamilelik veya emzirme döneminde rahatlıkla kullanılır. Benim kendi hamileliğimde de kullanıp rahatladığımı söyleyebilirim.

-Sigara, boya, alkol, parfüm gibi kokulardan kaçınmalısınız.

Bu öneriler siz hamilelerin daha rahat nefes almanızı, burun içi mukozasının kurumasını önleyecektir.

Yazının devamı...

Bebek bezi nasıl değiştirilir?

Malzemelerin elinizde olduğundan emin olun. Ardından, şu adımları izleyin:

-Bebeği değişen bir masaya veya düz bir yüzeye yatırın.

-Bebeğinizin giysilerini çıkarın. Kirli bezin bantını çıkarın ancak tamamen çıkarmayın. Bunun yerine, bebeğin bebek bezi alanına erişebilmek için bezin önünü aşağı katlayın.

-Bebek bezi bölgesini, önden arkaya ve deri kıvrımlarında silerek kaynatılmış ılıtılmış su ve pamuk veya ıslak mendille temizleyin.

-Bebeğin bacaklarını yavaşça kaldırın, kirli bezini kaydırın ve temiz bir bezle değiştirin. Bant tarafı alt kısımda olacaktır.

-Gerekirse pişik kremi uygulayın. bu süreçte tercih edeceğiniz pişik kremi lanolin ve çinko içeren bir krem tercih edin. Hem günlük kullanılan hem de hafif pişik de işinize yaraması çok işinize yarayacaktır.

-Bebek bezini bebeğinizin bacaklarından çekin, sonra sabitleyin ve bantlayın. Bebek ve bebek bezi arasına iki parmağınızı koyabildiğinizden emin olun, böylece çok sıkı olmaz.

-Bebeğiniz erkekse, bebek bezini sabitlemeden önce penisi hafifçe bacaklarına doğru itin. Bu, idrar yaparken sızıntıyı önlemeye yardımcı olacaktır.

-Eski bezini atın, bebeğinizi giyin ve ellerinizi yıkayın.

Ne kadar sıklıkla bebek bezini değiştirmeniz gerekir?

Yeni doğmuş bebeğiniz yaşamın ilk birkaç günü mekonyum yapacaktır. Bu siyah, yapışkan, bir maddedir.

Üçüncü gün, kakaları daha hafif, daha hafif hardal rengine dönüşecek.

Çocuk bezlerini ne sıklıkta değiştirmeniz gerektiği, emziriyor olmanıza veya formülü beslemenize bağlı olarak değişir.

Emzirilen bebeklerde günde birkaç kez bağırsak hareketi olur. Formülle beslenen bebeklerin sayısı daha az olacaktır.

Her iki durumda da, bebeğinizin bezini her iki ila üç saatte bir değiştirmek istersiniz.

Bebek bezi sadece idrarla ıslaksa, hemen değiştirmenize ve uyuyan bebeğinizi uyandırmanıza gerek yoktur. Bununla birlikte, tahrişi önlemek için bebeği bağırsak hareketlerinden hemen sonra değiştirin.

Bebeğinizin bezini, bağırsak hareketinin kokusunu alıp hissettirir öğrenmez değiştirmenin zamanı geldiğini söyleyebilirsiniz.

Bebek bezinin ıslak olup olmadığını belirlemek için, bir elinizi nemli olup olmadığını hissetmek için bezin üzerine koyun. Alternatif olarak, bazı bebek bezleri ıslandığında renk değiştirir.

Esra Ertuğrul

www.bebeimgeliyor.com

@bebeimgeliyor

Yazının devamı...

Emzirme sonrası meme estetiği

Emzirme sonrası meme büyütme estetiği

Hamilelik ve doğum ardından da emzirme süreci kadınlarım vücudunu çok etkiler. En çok da göğüsler bu süreçten etkilenir. Yoğun bir emzirme sonrasında kadınlar göğüslerinin durumundan memnun olmayabilir. Kadınların vücudunda yüz bölgesinden sonra en çok dikkat çeken bölgesi göğüs bölgesidir. Göğüslerin şekilleri hem vücudun duruşunu hem de seçilen kıyafetleri yakından etkiler. Ayrıca aile içinde eşle olan ilişkiyi de direkt etkiler.

Bunun yanı sıra kadınların büyük bir çoğunluğu için aynı zamanda özgüven kaynağı olarak da görülür. Bu nedenle göğüslerin normalden daha küçük olduğu durumlarda kadınların sosyal yaşamları derinden etkilenebilir. İşte bu dönemde Meme Estetiği akla gelmeye başlar. Ben bu konuyla ilgili annelerin düşüncelerini sordum. En çok meme büyütme estetiğini merak ettiklerini söylediler. Ben de Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bora Özel, meme büyütme estetiği hakkında aklımıza takılan soruları kendisine sordum. Dr. Bora bey de tüm soruları ve daha fazlasını bizler için anlattı.

“Meme boyutları genetik faktörlere ya da gelişim bozukluğu gibi nedenlere bağlıdır. Bunun dışında meme boyutlarını etkileyen birçok neden de bulunur. Bu durum bazen asimetrik bozukluk olarak da görülebilir. Bu durumda bir memenin boyutu diğerine göre daha küçük kalır. Bu da dış görünüşü olumsuz yönde etkiler.

Göğüs büyütme operasyonunda kullanılan protez tipleri farklılık gösterir. Yıllar içerisinde farklılaşan bu protezler en ideali bulma çabasıyla ortaya çıkmıştır. Protezler şekil yönünden, muhteviyatı yönünden ve yüzey yapısı yönünden birbirinden ayrılır.

Şekil yönünden protezler damla ve yuvarlak protez olarak çeşitlenmektedir. Yuvarlak protezlerde yatay ve dikey çaplar birbirine eşittir. Damla protezde ise dikey çap, yatay çaptan daha uzundur ve daha doğal bir görünüme sahiptir bu nedenle anatomik protez olarak da bilinir.

Protezler, içerik yönünden de silikon içerikli ve serum fizyolojik içerikli olmak üzere ikiye ayrılır. Protezlerin son farklılığı ise yüzey yapısındadır. Pütürlü yüzeye sahip protezlerin çevresinde düz yüzeye sahip protezlerin çevrelerine göre daha az kapsül oluşumu meydana geldiği gözlemlenir.

Yapılacak operasyonun durumuna göre operasyonun nereden yapılacağı da değişiklik gösterir. Meme dokusunun yeterli olduğu durumlarda protezler meme kas dokusunun arkasına yerleştirilir. Ancak memenin üst kısmında yeteri kadar meme dokusunun olmadığı durumlarda ortaya çıkacak olan görünümün daha doğal olması için protez göğüs kasının altına yerleştirilir.

Operasyon bir de meme ucu çevresinden yapılan girişim ile sağlanır. Bu bölgeden yapılan operasyonlarda da protezleri göğüs kasının altına ya da göğüs dokusunun altı bölgesine konabilir. Aynı şekilde meme büyütme operasyonları göğüs altına açılan küçük kesilerden yapılabilir. Buradan yapılan operasyonun avantajı ise ameliyat kesisinin dışarıdan görülemeyecek bir yere açılmasıdır.”

Bu güzel bilgiler için çok teşekkür ederim. Emzirme süreci bittikten sonra, meme büyütme operasyonları ile kadının özgüveni artarken mutlu olur. Kendini iyi hisseder. Eşiyle olan ilişkisini olumlu yönde etkiler. Bunlar da doğal olarak çocuğun büyüme sürecine de çok olumlu yönde bir fark yaratır. O nedenle böyle bir operasyon yaptırmak istiyorsanız, kendinize bu imkanı tanıyın.

Şunu unutmayın;

Anne mutlu ise çocukta mutlu!

Sevgiler:))

Yazının devamı...

Bebeklerde Burun Temizliği

Bebeklerin Burun Temizliği Nasıl Olmalı?

Yenidoğanlar, zaman zaman havasız nefes alabilen dar bir burun geçişine sahiptir. Başlangıçta burun delikleri zorunludur ve burun tıkanıklığı durumunda rahatsız olma eğilimindedirler. Bu nedenle, küçük çocuğunuzun iyi bir nefes almasına, yeterli beslenmesini sağlamanıza (sorunsuz bir şekilde bakarken), rahat bir uyku çekmesine ve rahat etmesine yardımcı olacak temiz bir burun boşluğuna sahip olmasını sağlamak gerekir. Ek olarak, burun geçişinin temizlenmesi, enfeksiyonların sayısının azaltılmasında yardımcı olacaktır.

Bebeğin burun boşluğunu temizlemenin doğal bir yolu hapşırmaktır. Bu tıkanmayı giderir ve burun içindeki fazla sümük birikimini giderir. Bebek bu doğal süreçten hala rahatsızsa, burun yıkaması daha iyidir.

Bebeklerimiz doğduğunda ilk 6 ay burundan nefes alır ve verirler. O nedenle rahat beslenmeleri ve rahat uyumaları için burun temizliğine bebeklerin doğumundan hemen sonra dikkat etmelisiniz.

Bebeğimin burnunu ne zaman emmeli ve temizlemeliyim?

Bebeğin solunum zorluğu varsa.

Aşırı mukus nedeniyle gürültülü bir solunum yaparsa.

Yatmadan önce veya beslenme veya emzirme öncesi. Sadece yemekten hemen sonra emme yapmak kusmaya neden olabilir.

Burun temizliği için size birkaç öneri;

Bebekler için okyanus suyu içeren spreyi alın: Bebeklerin burunlarını açmak için okyanus suyu, serum fizyolojikler çok işe yarayacaktır. Bu okyanus sularının özel sprey şişesinde olması, kullanım kolaylığı açısından çok kullanışlı. Ben bu dönemde kendi oğlum için Sterimar kullanmıştım. İçeriğinde okyanus suyu özel bir kese de fısfısına basınca kapağı açılıp, sıvı bebeğin burnunun tüm mukozasına yayılır. Ayrıca bebeğinizin burnuna okyanus suyunu bu fısfısı sıkarken bebeğinize her pozisyonda sıkabilirsiniz. Bu kullanım kolaylığı anne olarak çok işinize yarayacaktır. Bebek bir kısmını hapşırdığında endişelenmeyin – okyanus suyu burun kanalına girmeye başladı. Burnundan herhangi bir sıvı gelirse, nazikçe bir mendil ile silin.

Burun Aspiratörü kullanın. Bebeğin küçük burun delikleri için özel olarak üretilmiş bir tane aldığınızdan emin olun.

Bebeğin burnuna okyanus suyundan sıkın ve tıkanıklığı temizleyip temizlemediğini kontrol edin.

Hala tıkalı bir burun varsa, aspiratörün bir ucunu bebeğin burun deliğine ve ağızlığı ağzınıza sokun.

Ağızlığınızla nazikçe emme uygulayarak, bebeğin burnundan sümüğü çekin.

Tüpte bulunan bir filtre, mikropları solumamanızı sağlar.

Sakın! Burun içine okyanus suyu sıkmadan aspiratör, kuru kuru kullanmayın.

Banyo yaptırın. Birkaç dakika sıcak bir duş alın; Banyo buharlaştığında, biraz bebekle birlikte banyoda oturun. Bu, burun deliklerindeki mukus gevşemesine yardımcı olacaktır.

Soğuk bir hava nemlendirici çalıştırın. Kış ayları boyunca çoğumuz evlerimizdeki ısıyı yükseltiyoruz ve bu kuru hava bebeğin burnunu tıkayabilir. Uyurken odasına serin bir hava nemlendirici girmesi biraz rahatlama sağlayabilir ve havasızlığı önleyebilir.

Bebeğin yatağının baş ucunu kaldırın. Başımız biraz yükseldiğinde hepimizin havasız bir burnun içinden nefes alması daha kolaydır. Ani bebek ölümü riski nedeniyle bebeğin kafasına bir yastık koyamazsınız, bu nedenle hafifçe yükseltmek için yatağın başının altına bir havlu yerleştirin. Bu, Bebeğe şekerleme ve yatmadan önce biraz rahatlama sağlayacaktır.

Yazının devamı...

Bebeklerde Gelişimsel Süreç

İlk adımı atmak, ilk kez gülümsemek ve “güle güle” sallamak gibi becerilere gelişimsel kilometre taşları denir. Gelişimsel kilometre taşları çoğu çocuğun belli bir yaşa göre yapabileceği şeylerdir. Çocuklar nasıl oynadıklarını, öğrendiklerini, konuştuğunu, davrandıklarını ve hareket ettiklerini (emekleme, yürüme veya atlama gibi) dönüm noktalarına ulaştırır.

İlk yıl, bebekler vizyonlarını odaklamayı, etraflarında bulunan şeyleri keşfetmeyi, keşfetmeyi ve öğrenmeyi öğrenirler. Bilişsel veya beyin gelişimi, hafızanın, dilin, düşüncenin ve muhakemenin öğrenme süreci anlamına gelir. Dil öğrenmek, ses çıkarmadan veya “ma-ma” ve “da-da” demekten daha fazlasıdır. İnsanların ve şeylerin adlarını dinlemek, anlamak ve bilmek, dil gelişiminin bir parçasıdır. Bu aşamada, bebekler sosyal ve duygusal gelişimin bir parçası olarak ebeveynleri ve diğerleriyle birlikte sevgi ve güven bağları geliştiriyorlar. Ebeveynlerin kucaklamaları, tutumları ve bebekleriyle oynamaları, onlarla ve başkalarıyla nasıl etkileşime gireceklerinin temelini oluşturacaktır.

Olumlu Ebeveynlik İpuçları
Bu süre zarfında, bir ebeveyn olarak bebeğinize yardım etmek için yapabileceğiniz bazı şeyler şunlardır:
Bebeğinizle konuşun. Sesini sakinleştirici bulacak.
Bebeğiniz ses çıkardığında sesleri tekrar ederek ve kelimeler ekleyerek cevap verin. Bu onun dilini kullanmayı öğrenmesine yardımcı olacaktır.
Bebeğine oku. Bu onun dilini ve seslerini geliştirmesine ve anlamasına yardımcı olacaktır.
Bebeğinize şarkı söyleyin ve müzik çalın. Bu, bebeğinizin müzik sevgisi geliştirmesine ve onun beyninin gelişimine yardımcı olacaktır.
Bebeğinizi övün ve ona sevgi dolu ilgi gösterin.
Sarılmaya ve bebeğinizi tutmaya zaman ayırın. Bu onun için bakım ve güvende hissetmesine yardımcı olacaktır.
Bebeğinizle uyandığında ve rahatlarken oynayın. Bebeğinizin yorgun veya telaşlı olma belirtileri olup olmadığına dikkatlice bakın.
Bebeğinizi oyuncaklarla dağıtın ve hareket etmemesi ve dokunmaması gereken şeylere dokunması ile onu güvenli alanlara götürün.
Fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak kendinize iyi bakın. Ebeveynlik zor iş olabilir! Yeni bebeğinizin tadını çıkarmak ve kendinizi iyi hissettiğinizde pozitif, sevgi dolu bir ebeveyn olmak daha kolaydır.

Olumlu Ebeveynlik İpucu Sayfası

Önce Çocuk Güvenliği
Bir bebek ailenizin bir parçası olduğunda, evinizin güvenli bir yer olduğundan emin olmanın zamanı geldi. Bebeğiniz için tehlikeli olabilecek şeyler için evinize bakın. Bir ebeveyn olarak bebeğiniz için güvenli bir ev yaratmanızı sağlamak sizin işinizdir. Ayrıca yeni bebeğiniz için zihinsel ve duygusal olarak hazır olduğunuzdan emin olmak için gerekli adımları atmanız da önemlidir.

Bebeğinizi güvende tutmak için birkaç ipucu:
Bebeğinizi asla sallamayın! Bebeklerin henüz kafalarını destekleyemeyen çok zayıf boyun kasları vardır. Bebeğinizi sallarsanız beynine zarar verebilir hatta ölümüne neden olabilirsiniz.
Ani bebek ölümü sendromunu (genellikle SIDS olarak bilinir) önlemek için bebeğinizi daima sırtüstü yattığınızdan emin olun.
Bebeğinizi sigara dumanından koruyun. Evinizde kimsenin sigara içmesine izin vermeyin.
Bebeğinizi araba sürerken arkaya bakan bir araba koltuğuna arka koltukta yerleştirin.
Yemeğini küçük parçalara bölerek bebeğinizin boğulmasını önleyin. Ayrıca, yutması kolay olabilecek küçük oyuncaklarla ve diğer şeylerle oynamasına izin vermeyin.
Bebeğinizin yüzünü kapatabilecek herhangi bir şeyle oynamasına izin vermeyin.
Asla bebeğinizin yakınında veya onu tutarken sıcak sıvılar veya yiyecekler taşımayın.
Aşılar çocuğunuzun sağlığını ve güvenliğini korumak için önemlidir. Çocuk doktorunuzun önerdiği aşıları yaptırın.

Ayrıca;
Anne sütü, bebeğinizin tüm ilk 6 aylık ihtiyacını karşılar. 6 ila 12 aylık bebekler arasında, bebeğiniz sağlıklı katı yiyecekler ile yeni tatlar ve dokular hakkında bilgi edinir, ancak anne sütü hala önemli bir besin kaynağı olmalıdır.
Bebeğinizi yavaşça ve sabırla besleyin, bebeğinizi yeni lezzetler tatmak için ama güçsüz denemeye teşvik edin ve hala aç olup olmadığını görmek için yakından izleyin.
Emzirme bebeğinizi beslemenin doğal yoludur, ancak zor olabilir. Yardıma ihtiyacınız olursa, Emzirme Danışmanından destek alın.
Bebeğinizi aktif tutun. Henüz “büyük çocuklar” gibi koşup oynayamayabilir, ancak küçük kollarını ve bacaklarını gün boyunca hareket ettirmek için yapabileceği çok şey var. Hareket etmek için yere inmek bebeğinizin güçlü olmasına, öğrenmesine ve keşfetmesine yardımcı olur.
Bebeğinizi salıncaklarda, bebek arabalarında, zıplayan koltuklarda ve egzersiz tablalarında çok uzun süre tutmamaya çalışın.
Çocuğunuzun her gece önerilen uykuyu aldığından emin olun .

Yazının devamı...

Bebeklerde Pişik

Bebeğimiz doğduktan sonra en sık karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi Pişik'tir.

Pişik; bebeğin cildinin kaka, çiş, ıslak mendiller, bebek bezi gibi şeylerin cilt bütünlüğünü bozması sonucu olan tahrişlerdir.

Pişiğin en sık gözlemlendiği yaş aralığı 0-18 ay arasıdır. Özellikle 6 ay sonrası tek gıdaya geçiş yaptığı dönemde pişik daha fazla ortaya çıkar.

Pişik oluşan cilt; kuru, kabuklu, kızarık veya kanayan görüntüde olabilir. Oluştuktan sonra iyileşme süresi 1 ila 10 gün arasında değişebilmektedir.

Pişiğin oluşmasına neden olan başlıca nedenleri ;
• Alt bezin temizliğinde kullanılan deterjanlar ve diğer temizlik maddeleri
• Kötü hijyen
• İshal
• Alt bezinin yeterince sık değiştirilmemesi
• Mantar enfeksiyonları; tahriş olmuş deride nem ve artan ısı nedeniyle bazı mikroplar üreyebilir.
• Bebeğin beslenmesinin değişmesi, anne sütünden mamaya ya da besinlere geçmesi.

• Ayrıca gıda alerjikeri de pişiğe neden olmaktaktadır.

Yenidoğan döneminde su ve pamukla bebeklerin altını değiştirmek ve her bez sonrasında ince bir katman olarak bariyerli pişik kremleri kullanımı tavsiye ederim. Bebeğin kakası belli bir düzene girdikten sonra ise gün içerisinde bebeğin cildine bakarak ihtiyaç duyuldukça pişik kremi kullanılmalı.

Peki bebeği pişikten korunma için şunlar yapılmalıdır:

- Bebeğin cildi tahriş edici maddelere (Sert sabun, deterjan vb.) maruz bırakılmamalı,

- Bebeğin altının temizi kuru ve serin kalması sağlanmalı,

- Cildin bezle ve deriyle sürtünmesi engellenmeli,

- Güneşten kaçınılmalı,

- Enfeksiyonlara karşı dikkatli olunmalı (Pişikler özellikle ishalliyken artıyor),

- Pişiğe karşı cilt koruyucu özelliği olan bariyer özellikli pişik kremleri kullanılmalı.

-Bebeğin kilosuna uygun, sıvıyı içine alan bebek bezlerini tercih edilmeli

-Bebeğin cildini su ve pamukla temzilemeli. Islak mendil kulanılacaksa da içerinde parfüm, katkı maddesi gibi zararlı kimyasalları içermemesine dikkat edilmeli.

BEBEK PİŞİK OLDUYSA…
• Bebeğinizi mümkün oldukça kuru tutun, gerektikçe bezini değiştirin (2-3 saatte bir olabilir).

• Mümkünse bezi açık bırakıp derinin kuruyarak iyileşmesini sağlayın. Hava ile temas ettikçe, oksjen aldıkça hızla iyileecektir.

• Doğru ölçülerde bebek bezi kullanın ve bezi çok sıkı bağlamayın.

• Lanolin ve çinko oksit içeren krem ve yağlar kullanın. Pişik kremini gün içinde her alt değişiminde kullanın. sudocrem gibi pişik kremleri ciltte bariyer görevi yapar. Ve çiş ve kaka cilde değmeyerek pişik varsa hızla toparlanmasını, yoksa olmasını engelleyecektir. Ama bu süreçte seçtiğiniz bebek bezne de mutlaka dikkat etmelisiniz.

Anne bebeğini emziriyorsa; farklı bir yiyecek yedi mi? onu da sorgulamasında fayda var . Bazı yiyecekler sütten geçerek bebekte pişik oluşumuna neden olmaktadır. Eğer farklı bir yiyecek yediyse, bir süre bu yiyeceğe ara vermek ve bu konuyu çocuk doktoru ile görşmekte fayda vardır. Bebeğinizde bir enfeksiyon gelişmiş olabilir ve o bölgeye antibiyotikli bir krem veya mantar oluşumunu engelleyici bir krem kullanılması gerekebilir.

Esra Ertuğrul

Yazının devamı...

Yeni Annelere Çözüm Önerileri

Bebeğimizi kucağımıza aldığımız an itibariyle heyecanımız başlıyor. Emzirme, uyku, bakım gibi pek çok konu hakkında bilgiye daha doğrusu püf noktasına ihtiyacımız oluyor.

Ben de sizlere bu ipuçlarını bir araya topladım. İşinize yarayacaktır, diye düşünüyorum.

1- En en önemlisi Ten teması. Yapılacak iş bebeğiniz ile kucak kucak olmak. Çünkü dünya değiştirmiş olan bebeğin en sevdiği yer annesinin kokusunu duymak, onun sıcaklığını hissetmeği sever. Yapılacak uygulama anne üst tarafındaki tüm kıyafetleri çıkarıyor. Bebeğiniz de sadece beziyle kalıyor ve kucağınıza alıyorsunuz. 15-20 dk bebeğinizle ten teması halinde olun. Bu süre içinde bebeğiniz sizin kokunuzu duydukça emme güdüsü artacak, sakinleyecek. Annenin de bebeğin kokusunu ve teninde hissetmesiyle oksitosini artıp anne sütünün artmasına da katkı sağlayacaktır.

2- Anne yanı yatak; Bebekler doğduktan yaklaşık 4. Aya kadar yoğun bir emzirme süreci var. Gece sık sık kalkabilir. İşte bu dönemde anne için çok yorucu olabiliyor. Ayrıca bebek anne yanında olduğunda kendini güvende hissetmesi, her an isteklerinin karşılanması çok önemli.

3- Bebekten gelen işaretlere duyarlı olun. Bebekler doğduklarından itibaren her isteklerini anlatabilmek için ağlarlar. Yeni anne ve babalar da bu ağlamalardan çok endişelenir. Tam olarak bebeğin ne istediğini öğrenene kadar bu durum anne ve baba için sıkıntılıdır. O nedenle ben annelere ilk günler de günlük tutmalarını tavsiye ediyorum. Bu günlük ile bebeklerinin rutinlerini öğrenebilirler.

4- Bebeğinizi kundaklayın. Bebeklerde moro refleksi bulunuyor. Bu refleks uyku sırasında özellikle sıçramasına neden olur. Bu sıçrama sırasında elleri kolları serbest olan bebek kendini sıçratıp, uykusundan uyanabiliyor ve kendini güvensiz hissedebiliyor. Anne karnındayken de bu refleks var ama bebek amniyon kesesinde olduğu için keseye dokunup bebek uyumaya devam ediyor. Bizlerde bebeğiniz dönmeye başlayınca kadar yaklaşık 3-4 aya kadar bebekleri kundak yapmalıyız. Ama kundak yaparken yarım kundak yapmalıyız ki , bebeklerin kalça sağlığına zarar gelmesin.

5- Sling Kullanımı. Slingler özellikle Wrap tarzı slingler anne ve baba ile bebek arasındaki bağın güçlenmesine destek verirken, bebeğin hep kucağınızda olmasına bağlı bel boyun ağrılarına da iyi gelecektir. Bebeğiniz özellikle kalbinizin olduğu tarafa yatırırsanız, kalp sesinizi duyarak gevşemesine, rahat uykuya dalmasına yardımcı olur. Sürekli sizin kokunuzu duyacak bu da emme güdüsünü destekleyerek siiz emmesi için teşvik edecektir.

6- Bebeğinizi kucağınıza alın. Bebeklerinizin ilk günlerde size her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. O nedenle hep memeniz de hep kucağınızda olmak isterler. Biz anneler de bunu desteklemeliyiz. Bebeğiniz ne zaman istiyorsa hep kucağınıza almalı, hep emzirmelisiniz. Sizin kokunuzu duyması hem bebeğin emme güdüsünü arttırır, hem de annenin sütünü arttırın. ’ Bebeği hep kucağa alma, kucağa alışır’ düşüncesine kesinlikle katılmıyorum. Bebeklerimizi kucağımıza alıp, sevgimizi hep vermeliyiz.

Yazının devamı...

Bebeğinizi Dışarıda Emzirmek İçin İpuçları Nelerdir?

Yenidoğmuş bebeğinizi dışarı emzirirken;

Her iki ila üç saat, gece ve gündüz emzirmelisiniz . Bu süreçte anne kendini Bağlanmış ve evde sıkışmış hissetmeniz çok normal. Ama bu hep böyle devam etmek durumunda değil. Bebeğinizi emziriyorsanız farklı pozisyonlarda dışarı da da emzirebilirsiniz.

Her yerde özgürce emzirebilirseniz , İnanın emzirme süreciniz daha da uzun sürecektir. Emzirdiğinizde alışverişe gidebilir, geziye gidebilir, aile ve arkadaşlarınızı ziyarete gidebilir , tatile çıkabilirsiniz.

Anne sütüne zaten sahip olduğunuza göre, tek ihtiyacınız olan şey bebeğiniz, bir çantada birkaç eşya ve siz:)

Dışarıda emzirmek için birkaç ipucu;

1. Giysilerle savaşma. Güzel görünmek güzel hissettiriyor. Ama rahatlık ve emzirme kolaylığı hakkında düşünmek zorundasınız. Bu dönemde rahat, emzirmeye uygun, mümkünse pamuklu kıyafetleri tercih etmek çok önemli. Emzirme sütyeniniz çok önemli. Göğüs pedi veya kalkan kullanıyorsanız dışarıdan belli olmaması için Desenli kıyafetler tercih edebilirsiniz. Desenler hem sızıntıları hem de pedin dışarıdan belli olmasını önleyecektir.

2. Dışarıda emzirirken emzirme önlükleri de işinize yarayabilir. Kumaşın müslin gibi inçe ve pamuklu olmasına, hava geçirgenliği yüksek ,içinde bebeğin kendini tahta hissetmesi çok önemli.

3. Wrapp tarzı slingler kullanın. Wtappların içinde bebeğinizi keyfi yerindedir. Hem içinde uyur hem de içerisindeyken bebeğinizi emzirebilirsiniz. Sadece güvenli bir ürün seçtiğinizden emin olun ve askı veya taşıyıcı ile birlikte verilen tüm talimatları ve güvenlik önlemlerini takip edin.

4. Dışarıda emzirirken rahatsız olacağınızı düşünüyorsanız;dışarıda emzirirken nasıl göründüğümüze görmek için ayna karşısında evde denemeler yapabilirsiniz.Pratik yapın. Konforlu bir pozisyon almayı ve bebeğinizi üzeriniz açılmadan hızlı ve dikkatli bir şekilde emzirmeye çalışabilirsiniz. Düşündüğünüz kadar kötü olmadığını ve fark edilmeden emzirdiğinizi fark edebilirsiniz.

5. Dışarı çıkmadan önce gideceğimiz yerlerde emzirme odası var mı? Emziren anneler için özel bir ıda ayrılmış mı? Gibi noktalara bakın. Gitmeden önce bir plan yaparsanız, kaygının bir kısmını hafifletmeye yardımcı olabilir. Hayvanat bahçeleri, tema parkları, havaalanları ve stadyumlar gibi pek çok ilgi çekici yer, emziren anneler veya pompalama yapan anneler için odalar ya da sakin yerler belirlemiştir. Emzirmek için ayrılmış bir yer bulamazsanız, bir mağazada giyinme odasına gidebilir, bir restoranda bir köşesinde emzirebilir veya emzirme süresi boyunca arabanıza gidebilirsiniz.Banyoya kendinizi rahat hissediyorsanız, bu bir seçenek de. İnterneti kontrol etmeyi veya arkadaşlarına sormayı unutma. Bazen, gittiğiniz yerdeyken diğer emziren annelerden gelen geri bildirimlerden harika ipuçları bulabilirsiniz.

https://www.instagram.com/bebeimgeliyor/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.