SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

İş Mi Arıyorsunuz, Peki Kariyer Yolunuzu Yedeklediniz Mi?

Kariyer Yolunuzu Yedeklediniz mi?

İş değiştirmeye karar verdiniz veya halen iş arıyorsunuz. Yaz tatili, bayram tatili derken piyasalardaki durgunluğun yerini kıpırdanmalar aldı. İş ilanlarının biraz daha artacağı, hareketlenmelerin başlayacağı düşünülen en azından umut edilen bir dönemdeyiz…

İster çalışma hayatının içinde olun, ister iş arayın; bir gerçek var ki o da ilerlediğiniz kariyer yolu. Bu kariyer yolu bazen dümdüz gittiği gibi bazen farklı yollara sapabilir. Bu yolun nereye, nasıl, ne kadar sürede gideceğini belirlemek üzere kararı verecek ve hedefi belirleyecek kişi sizsiniz sonuçta.

Genel olarak amaç belirlenen hedefe ulaşarak başarılı olmak yani kendini gerçekleştirme gereksinimi karşılamak. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine baktığımızda da göreceğimiz üzere hedefe ulaşınca kendini gerçekleştirme gereksinimine ulaşıyoruz. Başarı kendimizi gerçekleştirme/tatmin noktamızla ilintili. Hedefimizi de ihtiyaçlarımız, isteklerimizle şekillenen “kendimizi gerçekleştirme gereksinimine” göre şekillendiririz.

Kimine göre başarılı olmak isteği belirlediği maaşı almak iken kimine göre istediği pozisyonda çalışmak, kimine göre ise çalıştığı şirketten emekli olmak olabilir. İhtiyaçlarınızı karşıladığınızda isteklerinize ulaşırsınız yani bir ihtiyaç karşılanmadan bir üst basamağa geçemezsiniz. En basit ihtiyaç yeme-içme-nefes ihtiyacınızı karşılar bir sonraki adım yaşamı güvene alma-kendini koruma alma ihtiyacını karşılamak üzere çalışırsınız. Sonra ailenizi sosyal çevrenizi yapılandırır, sosyalleşirsiniz. Toplumda istediğiniz konumda olmak üzere ihtiyaçlarınızı sağlar ve sonra siz olmak üzere çalışırsınız. Kendinizi gerçekleştirdiğinizde belki bir CEO, belki emekli, belki de sektörde aranan bir danışman olursunuz. Hedef yani kendini gerçekleştirme tanımınız ne olursa olsun hedefinize göre bu yolda ilerlerken önünüze çıkabilecek her engelde yılmamak ve pes etmemek için de ayrı çaba harcarsınız, harcamalısınız da... Yılmadan devam etmek için kariyer ve çalışma hayatınız içinde bir yedek planınızın olmasında fayda var.

Her an çeşitli sebeplerle kendinizi iş ararken bulabilirsiniz. Hedefinize ulaşmaya çalışırken engellerle uğraşacaksınız, savaşacaksınız ancak donanımınız ne kadar kuvvetli olursa o kadar hızlı tekrar yolunuzda ilerlemeye devam eder, bu dönemi çabuk atlatabilirsiniz.

İş ve özel yaşantınızda B planları/yedekleri tökezlediğinizde “Şimdi ne yapacağım?” sorusuna cevap verir. Vereceğiniz cevaplar sizin hızlıca hareket etmenize hizmet verecektir. İş ararken de yine bir B planınızın ve bu plana hizmet eden CV’nizin olması gerekir. CV’ ye ne gerek var demeyin. Unutmayın bireysel markanızı yönetiyorsunuz ve “”.

İş ararken yaptığınız işler gibi yapabileceğiniz işler de olabilir. Nasıl mı? Örneğin bir firmada idari işler uzmanı olarak çalıştınız, pek çok göreviniz ve sorumluluğunuz vardı. Firmalar hacimlerine göre görev tanımlarını genişletirler. Görevinizin bir kısmı da satınalma süreçleri. Yeni iş arama sürecinde satınalma süreçlerini yürütebileceğiniz gibi, idari işler sorumluluğuna sahip bir İK ekibinin de üyesi olabilir, yine idari işler görevinizi yapmaya devam edebilirsiniz. Hatta bir kobide idari işler yöneticisi bile olabilirsiniz. Hedeflerinizi sınırlamayın, hedefler olsun yeterli. Belki de tamamen karşınıza çıkan başka bir kariyer fırsatını değerlendirirsiniz. Bu olasılıklar sizin yedek planlarınız aslında ve hepsi size göre şekilleniyor. Diğer yandan hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına da inanırım bu ayrı konu.

İster çalışan ister iş arayan olun kariyerinizi yedeklemeli Peki, profesyonel kimliğinizin, kariyer yolunuzun, CV’nizin yedeğini nasıl yapacaksınız?

1. Profesyonel kimliğinizi iyitanıyın. Lider, güler yüzlü, pratik, problem çözen vb.

2. Güçlü ve gelişmesi gereken yönlerinizi belirleyin. A ve B planlarınızı en iyi şekilde hayata geçirmek üzere gelişiminizi sağlamanız gerekir. Kişisel ve teknik gelişiminize odaklanın ve bu konularda çalışmaya başlayın. Öğrencilik hayatı ölene kadar devam eder.

3. Profesyonel bilgi ve becerilerinizi iyi belirleyin. Tüm uzmanlık alanlarınızı sıralayın, gruplandırın ve en iyilere göre önceliklendirin. En iyi olduğunuz konularda iş bulmanız daha kolay. Diğer uzmanlıklarınızı geliştirmeye özen gösterin.

4. Çalıştığınız ve çalışabileceğiniz işleri/görevleri/unvanları belirleyin. Bu işleri yapabilmeniz için hangi özelliklere sahipsiniz sıralayın, gruplandırın.

5. Çalışabileceğiniz işlere özel hedeflerinizi belirleyerek ulaşılabilir küçük parçalara bölün. Vizyonunuz olsun…

6. Uzmanlıklarınızı, sorumluluklarınızı, özelliklerinizi ve çalışabileceğiniz işleri belirlediniz. Sıra detaylar doğrultusunda özelliklerinizi ön plana çıkarak bir CV hazırlamada… ” CV’nizi hazırlarken kendinizi iyi tanımalı, iyi anlatmalı ve CV’nizde yapılandırdığınız kariyerinize göre mülakata hazır olmalısınız.

7. Başvurular için hedeflerinize ve CV’nize özel ön yazılarınızı yedekleyin.

8. Bu kariyer yedeklerine uygun kimliğinizi ön plana çıkaracak şekilde mülakatlara hazırlanın. Karşınıza çıkacak sorulara nasıl cevaplar vereceğiniz ve mülakatları en iyi nasıl yöneteceğinize üzerine odaklanın.

9. Kariyer planlarınıza göre kaynaklarınızı belirleyin ve yapılandırın.

10. İş arama kanallarında ki İş ilanlarını inceleyerek uygun olan CV ve ön yazı ile başvurularınızı yapın. Çevrenize gönderim yaparken işe-firmaya uygun CV’leri paylaşın.

11. …siz veya başkasının sizi aşağıya çekmesine izin vermeyin… Tabii ki belirleyeceğiniz hedefler doğrultusunda yolunuza devam edeceksiniz, yoksa ilk planla başlayıp devam ettirilmeye çalışılan her savaş yenilgiyle biterdi. Bu süreçte hedeflerinizi revize edin, başarılarınızı kutlayın.

Tüm bunları kendiniz yapamıyorsanız bir uzmandan destek alın, işi şansa bırakmayın. Olduğu kadar demeyin, güç sizin elinizde…

Yedekli planla ve CV’ ile hareket etmeniz keşke deme riskinizi azaltır ve korkularınızla baş etmenizi sağlar, motivasyonunuzu artırır.Önceliklerinize, özelliklerinize göre her iki planı da iş arama sürecinde kullanabilirsiniz. Ne duruyorsunuz e hadi, yedekleme çalışmalarına BAŞLAYIN, HAREKETE GEÇİN.

Sevgi ve saygılarımla

KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

Yazının devamı...

Madalyonun Diğer Yüzü - Neden İş Başvurularıma Cevap Gelmiyor?

Sürekli iş başvurusu yapıyorum neden dönüş olmuyor…

Kâbus gibi günler, iş arayıp duruyorsunuz, ilanlara başvuruyorsunuz ama bir türlü başvurularınıza geri dönüş alamıyorsunuz, mülakata bile çağrılmıyorsunuz. Neden diye sorup duruyorsunuz kendinize ama bir cevap bulamıyor musunuz?

Bu yazımda amacım kesinlikle iş arayan kesimi eleştirmek ve İK uzmanlarını korumak değil öncelikle bunu belirtmek isterim. Ancak sizler iş başvurusu yaparken diğer dinamikleri de bilirseniz daha bilinçli hareket eder ve kendinizi geliştirip markanızı kuvvetlendirirsiniz. Madalyonunun diğer yüzünü bilmek size fark katacak, gelişmenizi sağlayacaktır.

İK profesyonelleri ve kurumlar İK politikalarında çok mu iyi? Hayır tabii ki… Her meslekde iyiler ve kötüler var. Kurumun başvurulara geri dönüş politikası farklı olabilir. Benim fikrim ise mutlaka bir şekilde iş başvurusu yapan her adaya geri dönüş yapılması yönünde.

İK tarafında süreç nasıl işliyor… İK uzmanlarının performansı açık pozisyonlarını doğru ve nitelikli profesyoneli bularak hızlı kapatmaları ile ilintili. İlan vermek ve mülakatlar dışında İK profesyonellerinin yürüttüğü başka süreçlerde var belki bilmediğiniz. Açık pozisyona ait yönetici ile iletişimde kalmak, ilanda yer alan detayların doğru ve eksiksiz olması için personel talep formunun peşinde koşmak, ilanın yayınlanmasını sağlamak, mülakat davetleri, gelmeyen adaylardan dolayı kaybettiği vakitte yeni aday daveti yapmak, ilana başvurup randevusuz gelen adaylarla görüşmek, aday havuzunu oluşturmak üzere CV’leri incelemek gibi gibi…

Peki, İK profesyonelleri iş arama kanallarında iş ilanını yayınlandığında neler oluyor da sizi mülakata çağırmıyorlar? Neden tam da size göre olan ilana ait başvurunuzdan sonra size geri dönüş yapılmıyor bir zahmet.

İlanda X bölgesinde oturan diye belirtilmiş ama hiç alakası olmayan başka bir ilde oturan adaylar başvurduğunda direkt eleniyor. Çünkü o ile maalesef henüz servis yoktur yani adres uygun değildir. Elenirsiniz...Eğer adres değişikliğiniz varsa uygun yedek CV’nizi kullanabilirsiniz.

İlanda işin niteliğine göre mezun olunan okul detayları belirtilir. Bu okulların birinden mezun olmadım ama bir şansımı deneyim ne de olsa benim bölümde istenilen bölümlere yakın gibi bir düşünceniz olabilir, filtreye takılırsınız. Eğer bu farklılığı kapatacak eğitimleriniz-sertifikalarınız var ise belirtin faydalı olur.

Yaş konusu işin niteliğine ve gerekliliklerine göre önemli olabilir İK uzmanları için. Saha da sıcak satış yapan ekibin yaş ortalaması 26 olduğu için 30 yaşını aşmayan yeni bir çalışan arıyordur ve ilanda belirtmiştir bu detayı. Olsun ben uyum sağlarım diye 37 yaşında işe başvurursunuz ve yine bir filtreleme ile elenirsiniz.

Kariyerinizi aldığınız eğitim ve becerileriniz dâhilinde değiştirmeye karar vermiş olabilirsiniz. Başvurduğunuz iş ile ilgili tecrübeniz yoksa elenirsiniz. Çünkü bu işe daha uygun başka adaylar vardır emin olun, elenirsiniz. Eğer tecrübeleriniz başvurduğunuz işe uygunsa bunu bir şekilde CV’de öne çıkarmalısınız ki mülakat daveti alın. İkna etmelisiniz.

İK uzmanı bir şekilde CV’nizi inceledi, harika haber. Sizinle telefonla iletişime geçecek telefonunuzu arıyor ama telefon numarası kullanılmıyor bir şekilde size ulaşamadı, elenirsiniz. Yedek telefon numarasını arıyor konudan anlamayan bir kişi açtı ve not almadı, mail attı siz okumadınız. Daha ne yapsın İK uzmanları… CV’ de en güzel facebook profil fotonuz ve karizmatik eposta adresinizi kullanmıştınız halbuki. Sonra lütfen geri dönüş olmuyor demeyin…

Her CV gönderildiğinde veya ilana başvurduğunuzda mülakata çağrılmayabilirsiniz, çok normal. Filtreler kullandığında eğer bu ve benzeri eksikler varsa CV’niz görüntülenmeyebilir. İK uzmanlarına açık ilanları için yüzlerce hatta binlerce CV geldiğini düşünürsek çok da şaşılacak bir durum değil. İK uzmanının CV’nizin okumanızı sağlamalısınız. ve Başvuru/ön yazı ile işe uygunluğunuzla ilgili gerekli detayları vererek, uygun olmayan durumları nasıl uygun hale getireceğinizi belirtebilirsiniz. (adres değişikliği gibi)

Diğer bir konuda İK uzmanlarına gönderilen iş başvuru ve CV paylaşım epostaları…

Tam çalışırken yeni posta uyarısı gelir ve eposta açılır. İK uzmanları da yoğun bir şekilde çalışıyor tıpkı diğer profesyoneller gibi. Bomboş veya ekli CV’ yi dikkate alır mısınız diye yazılmış bir eposta. Ne kadar özenli duruyor bir düşünün… Başvurulan pozisyon, kariyer hedefi, öz geleceğe dair bir açıklama yazısı vs. hiçbir şey yok. Gözden kaçabilir mi evet kaçar, daha şık ve doğru bir şekilde başvuran adayların arkasına geçer mi evet geçebilir mümkün… Tecrübelilerin CV’sinin değerlendirilmesi daha da zor çünkü birden fazla pozisyona uygun olabilir. Bu yüzden İK uzmanları ile iletişime geçerken yazışma kuralları dâhilinde özellikle başvurulan ilan, çalışabilecek pozisyonların belirtildiği bir ön yazı ile gönderilmeli. Epostanız içeriği sizin özenli bir profesyonel olduğunuzu hissettirir, tavsiyemdir.

Sosyal ağlarda da “iş arıyorum lütfen yardımcı olun, çok mağdurum. İş bulmamı sağlar mısınız?” içerikli paylaşımlar olabiliyor. İK uzmanı o sırada açık pozisyonu varsa ve unvanınız uygunsa hızlıca ilgilenebilir. Ancak bu tip detay içermeyen paylaşımlar bireysel markanız hakkında ne kadar güçlü bir etki bırakır, tartışılır. Nasıl anılmak istiyorsanız bunu hissettirecek şekilde iletişime geçebilirsiniz. Örneğin “iş arıyorum ilgilenenlere CV’mi gönderirim yerine (profilime girip baksınlar demeden),” x-y-z konularında tecrübe sahibiyim, a-b-c gibi yetkinliklerim bulunmaktadır. Bu bilgi ve becerilerimi kullanabileceğim, … sektöründe …. Pozisyonlarında çalışmak üzere iş arayışım mevcuttur” gibi odaklı bir şekilde duyurmak daha etkili olur.

Bu örnekler daha da artabilir veya kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Özetle

İK uzmanları CV’nizi ve başvurunuzu aldığına dair geri dönüş yapmalı mı, evet yapmalı. Sonuçta hepimiz birer değeriz.

KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal İK danışmanlık ve bireysel kariyer danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

Yazının devamı...

İş, Kariyer ve Yaşam Değerleri

İş ve kariyer hayatına yön verip ilerlerken hedeflerine, niteliklerine ve değerlerine uygun bir işte çalışmak tüm profesyonellerin genel amacı. Çalışılacak işi-kurumu seçerken bu ve benzeri detaylar doğrultusunda seçimlerimizi yapıyor ve kariyer yolumuza devam ediyoruz.

Seçimlerimizi yaparken etkili olan bazı değerler var, peki bunlar neler olabilir? Maaş, yan haklar ve kapsamı, çalışma ortamı, lokasyon gibi detaylar iş-kariyer hayatınıza yön veren bazı değerler. Bu listenin uzunluğu kişiden kişiye göre istek ve beklentilerine göre değişkenlik gösterebilir. Değerler listesi belki tek madde, belki de uzayıp giden bir liste olabilir. Listeni uzunluğu kendinizi ne kadar tanıdığınız ile ilintili.

Hedefinizi belirlerken kendinizi iyi tanımanız ve belirlediğiniz bu değerleri dikkate almanızda çok fayda var. Değerlerinize uygun iş kariyer yaşamı ise sizi başarıya ve hedefinize daha hızlı ulaşmanızı sağlar. Bu yüzden sizi motive eden, daha odaklı, uyum içinde ve niteliklerinizi gösterebileceğiniz bir işte çalışmak için gerekli faktörleri belirlemenizde fayda var. Bu faktörler size uymasa da bazen siz kendinize uydurabilirsiniz. Ayrıca değerlerinizi iyi belirlerseniz iş-özel yaşam hayat dengesini de daha başarılı bir şekilde kurgulayabilirsiniz. Bu arada belirtmekte fayda var iş ve kariyer yaşamı bir bütün olduğu gibi farklılıkları da vardır. Bu yüzden değerleri farklı olabilir. Ayrı ayrı değerlendiriyorsanız değerlerinizi de ayrı ayrı belirlemenizde fayda var.

İş-kariyer yaşamımızı temsil eden bir daire çizelim pasta misali. İş-kariyer yaşantınız için sizi motive eden ve sürdürülebilirliği sağlayan detayları/değerleri en önemliden itibaren listeleyelim. 5-7 civarında değer belirlemenizi tavsiye ederim. 1. Pozisyon, 2 maaş, 3. lokasyonun eve yakınlığı, 4. Yan haklar, 5. Gelişim imkanları gibi…

Şimdi bu daireyi çeşitli büyüklüklerde değerlerinizin sayısına kadar dilimleyin. En büyük dilimi en önemli ve olması gereken dilime verin. Sıraya diğer dilimleri değerlerinizle eşleştirin.

İş-kariyer yaşamınızda sizin için en önemli değerlerin neler olduğunu görebileceksiniz bu yaptığınız çalışma ile. Bu değerler çalışması ile yeni iş arayışınızda ve çalıştığınız işte vereceğiniz kararlarda önceliklerinizin neler olacağını görebilecek ve seçimlerinizi önceliklerinize göre daha rahat yapabileceksiniz.

Maaş sizin için en önemli kriterse, ikinci değeriniz unvanınız ve üçüncü değeriniz çalıştığınız kurum/şirket yapısı ise iş arama çalışmalarınızda seçiminizi bu doğrultuda yapmanız gerekir. İş buldunuz, çalışmaya başladınız, maaş beklentilerinizin de altında ise o zaman sizi unvanınız bir yere kadar sizi mutlu edecek. Doyum süreniz geçtiğinde ise yine iş aramaya başlayacaksınız. Bu kritik kararı vermeden önce bulduğunuz işin değerlerinize uygunluğunu, ne kadar süre bu değişen değer sırası ile yaşamınıza devam edeceğinizi, diğer önceliklerinizin de karşılanıp karşılanmadığını kontrol etmenizde fayda var. Böylelikle işe başlama kararı verirken bireysel değerlerinizi dikkate almış olursunuz. Eğer değerlerinizi kale almazsanız uzun yıllar, kariyer hedeflerinizle örtüşmeyen sevmediğiniz bir işte çalışmak durumunda kalabilirsiniz. Sizi motive eden mesleki ve teknik gelişiminiz desteklenmiyorsa, çalışma ortamınız huzurlu değilse her gün işe mecbur giden ayaklarla hedefsiz bir kariyer yolunda iş hayatında yol almaya devam edersiniz.

Şunu da unutmamak lazım çalışmaya başladığınız şirketin değerlerinin de sizin değerlerinizle uyum sağlaması lazım. Satış pozisyonunda bir işte çalışmaya başladınız; firma müşteri portföyünüzün çok geniş olmasını önemserken siz az müşteri ile kaliteli hizmet vermeyi önemsiyor olabilirsiniz. İşte bu durumda değerleriniz çakıştığında kendinizi istifa ederken bulabilirsiniz. Yâda siz etik değerlere, yasal süreçlere önem verirken karşı taraf sizin ne düşündüğünüzü önemsemeden iş koparmak, bilgi almak için sizi kullanmaya çalışabilir. Ve yine bir anda bakmışsınız ki çalışmaya başlamadan işten çıkmışsınız. Veya kendini kurumsal olarak nitelendiren firmanın kurumsal olmayan amatör yönetim şekli size uygun gelmez ve ayağınızı kaydırırlar

Kariyer, iş ve özel yaşama ait değerleri hep birbiriyle ilintilidir. Örneğin aile ile beraber ve yakın yaşamak sizin özel yaşamınızda olmazsa olmazınız ise ve çok büyük yer kaplıyorsa, maaşı, unvanı, çalışma ortamı çok iyi bir iş olsa da özel yaşamınızı etkileyecek, sizi ya ayrılığa alışmaya yada durumdan etkilenmemek için çözüm üretmeye yönlendirecektir. Maaş beklentiniz ön sırada daha sonra kurum ve unvan diğer öncelikleriniz ise ve beklediğiniz maaşı alamıyorsanız ikincil önceliklerinizin yoğunluğu ile sizi ne kadar o işte çalışma motivasyonunuzu sağlayacağına bakabilirsiniz. Sonuçta iş bulmak, çalışmak ve işten ayrılmak başlı başına yönetilmesi gerekli ayrı süreçler, sizi yorar.

Değerlerinizi sorgulamayı, ayrıca özel yaşamınızla uyumunu kontrol etmeyi unutmayın! Karar vermek zor, bu tip durumlarda kendini analiz ve sorgulama size en iyi çıkışı verecektir. Çalışma hayatınız boyunca da bu sorguyu yapmanız gerekecek. Değişen değerlerinizi ve bu değerler doğrultusunda nasıl yol alacağınıza da ışık tutacaktır. Terfi almak istediğiniz durumda unvan/pozisyona ait pastanın dilim genişliği artacaktır. O zaman bu dilimin genişlemesi için ne yapabilirim sorusuna cevap vermeniz size planlamalarınız için yön verecektir. () Yaşam standartlarınızı korumanız, hayatınızı kazanmanız için ne yapmanız gerektiğine karar verirken, sizin tüm iş ve özel yaşamınızı etkileyecek olan değer yargılarınızla, iş yerinizde konumuzun ve kariyer yolunuzda ki yerinizin gerektirdiği değerlerin örtüşmesine dikkat etmelisiniz.

İş, kariyer ve özel hayatınızda ki tüm değerler birbiriyle ilinti. Bu çark sistemini siz döndürüyorsunuz ve nasıl ne hızda döneceği sizin elinizde.

Soru ve talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

Yazının devamı...

Mülakat Hataları

Kariyer ve İK danışmanı olarak farklı pozisyonlar için pek çok mülakat ve danışmanlık görüşmesi yaptım. İş hayatımda bende mülakatlara girdim bazen zorlayan bazen su gibi akıp giden…Tecrüelerimi sizlerle paylaşmak isterim.

Kariyerinizde değişik yapmaya karar verdiniz. ilerlemek veya durumunuzu korumak için iş aramaya başlamış olabilirsiniz. Kaynaklarınıza profesyonel CV’nizi gönderdiniz, ilanlara başvurdunuz ve artık görüşmelere çağrılmaya başladınız. İşte kendinizi ispat edeceğiniz, performansınızdan bahsedebileceğiniz, başvurduğunuz pozisyonla birlikte kendinizi tanıtacağınız büyük günler geldi. Özellikle kariyer hayatının ilk yıllarında bu iş görüşmeleri oldukça önemli… Bunun yanında unutmamak gerekir ister kurumsal bir firmada çalışın isterseniz kendi işinizi yapın bu mülakatları her zaman yapıyorsunuz. Bazen rolünüz değişir işveren olursunuz, bakıcı görüşmeleri yaparsınız veya yeni web sayfanız için birden fazla uzmanla görüşebilirsiniz veya o web sayfasını yapan siz de olabilirsiniz.

Mülakatı gerçekleştirdiniz, eğitimlerinize ve tecrübelerinize birebir uygun bir pozisyon ama olumlu geri dönüş almadınız. Madalyonun diğer yüzünü çevirip mülakatta neler yaşadığınızı gözden geçirmekte fayda var. İşte size ,

Bedeninizde konuşur ve sizi ifade eder. Etkili iletişimin şartlarından birisi de göz kontağı. Konuştuğunuz sürece İK uzmanı ve yönetici ile göz kontağı kurmaya dikkat edin. Duvarlara veya boşluklara bakmanız anlatacaklarınızı aradığınızı gösterir. Göz teması kendinize güveni temsil eder. Gözlere odaklanmak yerine arada burun kemerine- alına bakmanızda işinizi kolaylaştırır.

Görüştüğünüz kişiyle düzgün el sıkışmak gerekli. Ne siz tokalaşırken baskın olmaya çalışın ne de sizi bastırmalarına izin verin. Eşit el sıkışarak yani avuçlar birbirine temas edip avuçların sağ-sol yönlerini gösterdiği sıkışma etkili olacaktır. Sadece parmak uçları ile tokalaşmak, elinizin üstte olduğu gibi el sıkışmaları olumsuz imaj yaratabilir.

Her zaman söylediğim pozitif olmak ve gülümsemek pozitif iletişimin başlangıcıdır. Mülakatlarda gülümsemek, ve tebessümle konuşmak özgüveninizin olduğuna dair imaj bırakır. Rahat olmanız kendinize güveni, hazırlıklı olduğunuzu ve iş ile ilgili endişenizin olmadığının göstergesi. Mülakat sohbete de dönebilir ama kahkahalarınızın ses seviyesine dikkat etmenizde fayda var. Ağız dolusu kahkahaların yeri sosyal ortamlar veya iş ortamında ki sosyal anlar olmalı.

Mülakat sırasında dik durmaya kendinizi kapatmamaya özen göstermelisiniz. Masaya yatar gibi dayananlar, bacak bacak üstüne atıp sallananlar, saçlarıyla sürekli oynayıp şekilden şekle sokanlar, camdan dışarıyı seyredenler, telefonunu kurcalayanlar vb. Karşınızda ki İK uzmanı veya işe alım yapan yöneticinin dikkatini dağıtmak, ilgisiz bir amatör gibi duruş-tavır yerine işinde ve kariyerinde özenli, kendisine saygısı olan bir profesyonel gibi gözükmek asıl amaç olmalı. Karşınızda ki görüşmeci sizinle ilgili aşırı rahat, gergin, mülakatla alakası yok, ilgisiz sonuçlarına varabilir. Görüşmeciye dönün, dik durun, aşırıya kaçmadan el hareketlerinizi, mimiklerinizi konuşmanızı desteklemek için kullanın, her iki ayağınız yere temas etsin ve elleriniz masa üstüne olsun. Eller hep bazen fazla gelir görüşmelerde. Gerildiğiniz an konuşmanız sırasında ara ara ellerinizle konuşmanızı destekleyebilirsiniz. Yapamıyorsanız masanın üstüne koyun ve parmaklar birbirine değecek şekilde çatı yapın. Bu sizin anlattıklarınızla birlikte uzmanlığınızın göstergesidir.

Hangi seviyede ne pozisyonda olursanız olun duruşunuz, tavrınız şık olmalı… Kendinizi en iyi kendiniz tanırsınız. Önemli olan profesyonel hayatınıza uygun bir duruş sergilemek, bunu beden dilinizle desteklemek. Bunun için destek alabilir veya ayna karşısında çalışabilirsiniz.

Saygısız, ilgisiz, aşırı rahat, iş hayatıyla ilgisi yok, özgüveni yok, kendini ifade edemiyor şirketi temsil edemez, işe uygun değil gibi sonuçları destekleyen beden diliniz, tutum ve davranışlarınızdır unutmayın.

Ye kürküm ye dünyası. Artık imaj çok şey anlamına geliyor. İş görüşmesine giderken rol ve statünüze, görüşeceğiniz pozisyonun durumuna ve görüşmenin sayısına dikkat etmelisiniz. Çalıştığınız şirkette serbest kıyafet politikası uygulanabilir ama ne olursa olsun ilk görüşmede profesyonel duruş sergilemelisiniz. Belki ileride çalışırken bir iş kıyafeti giyecek olabilirsiniz ama bu sizin görüşme sırasında gömlek ve kumaş pantolon giymenize engel değil. Siz kendinize özen gösterdiğinizde karşınızda ki İK uzmanı da size karşı olumlu bir düşünceye girecektir. Hatta görüşme yapacağınız firmaya girdiğiniz andan mülakata odasına girişiniz, sergilediğiniz tavır, yürüyüşünüz bile çok etkili. Yaptıklarınız, söyledikleriniz İK uzmanına söylenebilir, dikkat! Yönetici pozisyonunda bir görüşme yapıyorsanız giyim detayınızda kaliteyi hissettirebilirsiniz. Bu sizin daha önce aldığınız maaşın, çevrenin göstergesi. Ancak bazı durumlarda be tersi etki de yaratabilir.

Bıyıkların ağıza girmesi, dağınık saçlar, aşırı makyaj, dekolte giyim, çok parfüm olumsuz etki bırakabilir. Saçlar bayanlar için önemli bir detay. Profesyonel yaşama uygun fönlü olmalı. Saçlarınızla oynarken çok hoş veya sıkıntılı da gözükebilirsiniz. Dekolte giydiğinizde bakışların dekolte bölgesine kaymasına sebep olabilir görüşmenin rutinini bozabilirsiniz. Karşınızda ki görüşmecinin duruşunu bilmiyorsunuz ama görüşmeye gittiğiniz firmanın genel duruşu hakkında araştırma yapabilir, fikir sahibi olabilirsiniz. Gittiğiniz firmaya, sektöre göre giyinip, kişisel bakımınızı yapabilirsiniz.

Lütfen düğüne gidercesine çok makyajlı ve yapılmış saçla, aşırı parfüm sıkıp, şık olayım derken kokteyl-plaj kıyafetiyle görüşmeye gitmeyin.

Konuşmalarınıza hazırlanın. İçerik hakkında daha önce bilgi vermiştim. Karşınızda ki İK uzmanını dinleyin, dinlediğinizi de hissettirin. Konuşma tonunuzun, kelimelerinizin, teknik jargonun kullanılmasının önemi büyük. Eski iş yerinizden ayrılma sebeplerinizi anlatırken ses tonunuzun titremesi, argo ifadeler kullanmanız çok kötü bir algı yaratır. Yapacaklarınızı, başarılarınızı anlatırken sessiz, küçük harflerle kelimeleri yutarak konuşmanız karşınızdakine güvensiz ve isteksiz olduğunuzu hissettirir. Sorulanlara cevap verirken veya siz soru sorarken mümkün olduğunca tane tane, aralarda nefes boşluğunu kullanıp konuşmakta fayda var. Enerjik, güçlü ses tonuyla tebessümle konuşmanız işi istediğinizi, kendinize güveni gösterir ve görüşmenin sizin açınızda daha iyi geçmesine sebep olur. İmajınızın parlamasına sebep olur. Tabii bunun için hazırlık olmanız sizi rahatlatacaktır.

Bütüne bakarsak mülakatlarda beden dilini kullanımınız, kıyafetleriniz, dış görünüşünün ve iletişimde ki tarzınız sizinle ilgili büyük bir etki bırakır. Güvenli, istekli ve genel olarak işe uygunluğunuzla ilgili karşınızda ki uzmana fikir verir. Ya işi kapar ya da neden olmadı sorusunu sorarken bulursunuz kendinizi. Bu yüzden kendinizi iyi analiz edip görüşmeyi şekillendirmek adına iyi bir hazırlık yapmalısınız tepeden tırnağa… Emeğinizi satıyorsunuz, ürün sizsiniz ve değerlisiniz unutmayın….

Bu arada İK uzmanları çok mu profesyonel, onlar hiç hata yapmıyor mu? Evet, onlar da hata yapıyor, doğru soruları sormuyor, yeteri kadar mülakata hazırlanmıyor, belki de görüşmüş olmak için görüşüyorlar vb. Ancak ne olursa olsun siz kendi payınıza düşeni kariyerinizin gelişimi için yatırım olarak yapmalısınız....

Soru ve talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

CV ve Kariyer Danışmanı, İnsan Kaynakları Profesyoneli

www.cvcheckup.com

Yazının devamı...

Kraldan Çok Kralcı Olmak

Bu deyimi oldum olası çok sevmişimdir. TDK’ ya baktığımda bu deyimin anlamı “ birinin davasını ondan çok savunur olmak” şeklinde ifade edilmiştir. Ekşi sözlük “kralın tenezzül etmediği, gerek görmediği olayların gerekli olduğuna diğer insanları inandırmaya çalışan, prim verilmemesi gereken zihniyet. – estranged”

Kralcı olmayı sevmem ve hiç de olmadım. Herkesin kendine ait bir duruşu, hayat-kariyer görüşü var ve olanlara da laf edemem. Yeri geldiğinde "Kral çıplak" demek daha etik bir davranış, ister özel ister iş hayatı olsun.

İş hayatında kralcı olanlar mevki, para, güç, ün gibi unsurları çok çok severler ve bu ögelere sahip profesyonellerin/ çevresinde yani patronların ve yöneticilerin yanında yer alırlar. “Elbet benim de zamanım gelecek” diye işini en iyi şekilde yapmak yerine, kendini pazarlayacak ve tabii ki satmak için yer ararlar.

Toplantılarda, iş görüşmelerde daha kral konuşmadan düşüncelerini ifade etmeyen kralın yerine kral gibi konuşurlar, davranırlar. Kralın gücünü savunan, her şeyi bildiğini iddia eden profesyonellerdir. Aslında çalışma hayatına baktığınızda bu tip çalışanların olduğunu ve hatta sizin de karşınıza çıktığını, çalışma hayatınızı etkilediğini görürsünüz. Bu tipler bence etik davranmayan profesyonellerdir. Geçmişte başına ne geldiyse güçlü pozisyona geçtiği anda aynısını, hatta daha fenasını yapar çevresindekilere. Kendinden daha iyi profesyonellerin karşısında duruyorlar…

Aslına bakarsanız bu tiplerin çevresini sardığı kralların kendilerini daha da kollaması gerekiyor. Bu anlamda yöneticilerin kendilerini ve işlerini akıllarıyla ve mantıklarıyla yönetmesi gerekir. Kral duruşlarına dair hedeflerine göre davranmalı, markasını iyi korumalıdırlar.

İş hayatına baktığınızda çalıştığınız yerler ve isimler bu yolun birer parçasıdır. Çalıştığınız işyerlerinin yanında da size insanlar yol arkadaşlığı yapar. Çalıştığınız ortamı-şartları-hiyerarşiyi oluşturan, politikasını belirleyen yönetenlerde yine birer bireydir. İlişkilerin önemi burada iyice artıyor. Sizi işe alan insan, bırakıp gittiğiniz insanlardır ve yine parlamanızı-sönmenizi sağlayan yine insanlardır.

İş hayatında kraldan çok kralcı olanlar sizi zorlayan insanlardır. Kralcılar krala, bakın biz sizi düşünüyoruz, sizin için neler yapıyoruz, sizin dediğiniz olsun, siz en iyisiniz derken, bu sanatı beceremeyenler bir şekilde işini en iyi yapmaya devam ederler. Kralcılar işlerini yönetemezler ama krallarını yapamadıklarını gizlemek adına en iyi şekilde övgüye ve laf kalabalığına boğarlar.

İşte bu aşamada ister kral olun ister yönetici/patron karşınıza gelen her problemi duygularınızla yönetmemelisiniz. Duygular iş hayatının içine girdiğinde yanlış yönetme riskiniz artar. Resmin bütüne bakıp problem çözme yetkinliklerinizi ve kriz yönetim becerilerinizi kullanmalısınız. Gerçekleri görmek adına bazen kulaklarınızı tıkamalı işinizi, yani markanızı, yani kendinizi aklınızla yönetmelisiniz.

Kralcı olmak bir sanat ancak bu sanatı icra ederken etik değerlere önem vermeyen, hırsına yenik düşmüş, gözünden hırs akan ve arkadan kuyu kazan birey olmamak şart. Bu sanatı icra ederkende düzgün olmaya çalışılmalı... Bir gün sizi tutmayan krallarla karşılacağını, kralıcılık oynadığı insanlarla biryerde karşılaşacağını düşünebilmeli.

Peki kralcı olmayanlar, başı dik bir şekilde yola devam eder…

Soru ve talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

CV ve Kariyer Danışmanı, İnsan Kaynakları Profesyoneli

www.cvcheckup.com

Yazının devamı...

Yeni Bir İşe Başlarken Dikkat Edilecekler

Beklediğiniz gün geldi. İş arama süreciniz nihayet son buldu ve artık yeni işinize başlıyorsunuz. Yeni bir iş, yeni iş arkadaşları, yeni bir çalışma ortamı sizi bekliyor. İlk gün heyecanı sardı. Bilinmeyen diğer her şey gibi yeni iş de sizi ürkütebilir, heyecanlanabilirsiniz çok normal. Endişelenmeye gerek yok tabii ki üstesinden geleceksiniz. İşte ilk iş günlerinizde dikkat etmeniz gerekenler. Aslına bakarsanız konunun özü iyi ve pozitif iletişim, odaklanmak, özen göstermek, kendinize saygı duymak

İlk günler kimse sizden yüksek performans beklemeyecek. İlk günlerinizi iyi yönetirseniz işinize ve işyerinize hızlı adapte olur ve verimli olmaya başlarsınız.

İlk iş günü ulaşımınızı nasıl sağlayacağınızı, servisin telefon numarasını bilmediğinizi vs. düşünsenize. Kan ter içinde kalmış bir şekilde işe gittiğinizde yeni iş arkadaşlarınızın gözünde şık ilk izlenim bırakamayabilirsiniz. Ulaşımınızı mutlaka önceden planlayın, geç kalmayın aman… 15-20 dakika erken gitmeniz bile sizi rahatlatacaktır.

Tamam heyecanlısınız ama şişmiş uykusuz gözlerle işe gitmeyin. Erkenden uyuyun. Saatinizin alarmını kurun ve aman 5 dakika diye ertelemeyin. Alarmınız yedekli olsun …. Kahvaltı günün en önemli öğünü, zinde ve tok şekilde işe gitmenizin faydası olacaktır. Kahvaltınızı etmeden evden çıkmayın. Karnınız açken veya ayılamamışken yeni konulara odaklanmanız zor olabilir. Birde karnınızı nasıl doyuracağınıza odaklanmakla enerjinizi harcamayın.

Ne giyeceğinizi önceden planlayın. Her ne kadar bu konu bayanlara daha çok hitap ediyor gibi gözükse de artık beyler de dış görünüşüne önem veriyor. İlk gün için ne giyeceğinizi planlayın hatta ilk hafta için kıyafet listeniz hazır olmalı. İşinize göre ne giyeceğinizi profesyonel ve işyeri kıyafet kurallarına göre ayarlayabilirsiniz. Ne giyerseniz giyin ama en en önemlisi temiz ve ütülü olması.

İmaj bir bütündür bunu davranışlarınıza da yansıtmalısınız. Görevinize uygun tavırlar sergilemekte fayda var. Duruşunuz rolünüze uygun tavırlarla net olmalı. İlk günlerinizde gözler sizin üzerinizde. Enerjiniz yüksek olmalı ve istekli olduğunuzu hissettirmelisiniz.

-

İster oryantasyon programına başlamış olun, isterseniz birimde ki mentorunuz size birimi-işi anlatsın yapmanız gereken önemli bir iş var. Her detayı not almak. İlk günlerde yoğun bilgi ve tecrübe bombardımanına uğrayacaksınız. Bir sürü kişi ile tanışacak ne iş yaptıklarını öğreneceksiniz. Kiminle hangi iş sürecinde dirsek temasında olacağınızı, yapacağınız işleri, şirket kültürünü öğreneceğiniz bu günlerde “Söz uçar, yazı kalır” diyerek her detayı not alın. Takıldığınız noktada bu notlar size ilaç gibi gelecektir. Kendi görev tanımınızı mutlaka tekrar okuyun. Organizasyon şemasından da tanıştıklarınızı işaretleyebilirsiniz.

Çalışma sahanızın hazırlıkları tamam mı? Dâhili telefon listesini de almanız size alışana kadar hız kazandırır. İşinizi yapmanız gereken ekipman ve donanımlar hazır mı? İlk günlerinizde bunları kontrol etmeniz ve yapılması gereken şifre tanımlama, kartvizit basımı, e-posta kurulumu gibi işlemleri tamamlamanız ileride size zaman kazandırır, işe adaptasyonunuz hızlı olur. Yani performansınız artar.

-

Tüm bu süreçleri yürütürken tanıştığınız, konuştuğunuz kişilerle etkili iletişim kurmaya özen gösterin. İsimlerini öğrenin ve kullanmaya çalışın. Etkin iletişim için önce dinlemek gerekir. Tanıştığınız her yeni iş arkadaşınız ve yöneticilerle etkili iletişim kurmaya verdikleri bilgileri dinlemeye özen gösterin. İletişim sadece sözlü olmaz. Beden dilinizle de destekleyin.

Sizi dikkatle dinliyorum derken sıkıldığınızı vücut dilinizde gösteriyor olabilirsiniz, aman dikkat. Bir konuya yazılı iletişim kurarken de dikkat etmelisiniz. Yazdığınız e-postayı göndermeden önce bir kez daha okuyun ki net ve hedef odaklı olsun. Telefonda bile konuşurken karşı taraf gülümsediğinizi hisseder. Tebessüm eden bir sima hep hatırlanır.

-

Kendinizi nasıl tanıtırsanız öyle akıllarda kalırsınız. Tanıştığınız her yeni iş arkadaşınıza kendinizi nasıl tanıtacağınıza dair birkaç cümlelik tanıtımınızı hazırlayın. Özel konulara değinmek zorunda değilsiniz tercih meselesi ancak profesyonel kimliğinizi en iyi şekilde tanıtmalısınız. Tanışırken ad-soyad, birim ve görev bilgilerini mutlaka belirtin. Asansör cümleniz izinizi bırakır.

İlk günlerinizde iş arkadaşlarınız ve diğerleri sizi ilgiyle izleyecektir. Hepsinin odağında siz varsınız. Yeni biri gelmiş fısıltıları şirkette dolanırken siz heyecandan titriyor olabilirsiniz ama sakin kalmaya çalışın. Derin nefes alın ve gülümseyin. Soğuk biri denmesindense güler yüzlü çok sıcak tanımlarını şahsen tercih ederim işim gereği.

Ayrıca iş arkadaşlarınızın sosyal ortamlarını da gözlemlemek gelecekte ki ilişkilerinizi kuvvetlendirmek için faydalı olacaktır. Beraber öğle yemeği, kahve molası tekliflerini değerlendirin en etkin iletişim ve haberleşme yeri yemekler ve kahve makinası başında yapılan sohbetlerdir. Sizinle aynı seviyede ki iş arkadaşlarınızla konuşun. En iyi bilgiyi onlardan alabilirsiniz.

-

Her iş yerinde yazılı veya yazılı olmayan kurallar ve her iş yerinin kendine özgü kimliği vardır. Bu kuralları yöneticinizden ve iş arkadaşlarınızdan öğrenirsiniz. Başarılı olmak istiyorsanız bu kurallara uymakta var. Yazılı olmayan kuralları da öğreneceğiniz yer yürütülen ilişkiler bütünüdür ve gözlemleyerek öğrenilir. Yöneticilerinizin kararları alırken tarz ve davranışlarını da iyi gözlemleyin, ileride ihtiyacınız olacak. İş arkadaşlarınızın telefonu açarken kullandığı kelimeler bile fikir verir. İlk günden sivrilmek ve göze batmak olumsuz bir etki bırakabilir.

Bu arada söylemeden geçmek istemiyorum, " Sizinle veya başkasıyla ilgili dedikodulara kulaklarınızı tıkayın" Kim ne derse yolunuza devam edin...

Bu detaylar en önemlilerinden, tabii çalıştığınız işe, sektöre göre değişkenlik gösterebilir, yenileri de eklenebilir. İlişkileri iyi yönetmek, gözlemlemek ve yazılı olan olmayan kurallara uyum göstermek gerekli. Her zaman olumlu bir imaj bırakmak size güç kazandırır. Profesyonel markanızı işe yeni başladığınızda da kuvvetlendirmeniz için bu detaylara dikkat etmeniz faydalı olacaktır.

Soru ve talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

CV ve Kariyer Danışmanı, İnsan Kaynakları Profesyoneli

www.cvcheckup.com

Yazının devamı...

İstifa Ederken Dikkat Edilecekler

Yeni bir iş buldunuz, kariyerinize farklı bir yön vermeye karar verdiniz veya iş yerinizden memnun değilsiniz sebebi her ne olursa olsun işinizden istifa etmeniz gerekir. Bu bilgiyi işvereninizle paylaşırken süreci ve görüşmeyi en profesyonel şekilde gerçekleştirmeniz gerekir. İstifa görüşmesini yapmak iş hayatının en zorlu süreçlerinden biridir. Hele ki bu konuda tecrübeli değilseniz, bu durum size kâbus gibi gelebilir.

İş yerinde başarılarınız, başarısızlıklarınız kadar ayrılık hikâyenizde yöneticinizin ve çalışma arkadaşlarınızın aklında kalacak, olumlu veya olumsuz etki yaratacaktır. Bıraktığınız her olumlu etki size referans ve kalıcı profesyonel bağlantılar olarak geri dönecektir. İlk çalışma arkadaşlarınızla paylaşmak yerine patronunuz veya yöneticiniz duysun. Normal şartlarda bu onun en büyük hakkı. İstifa edeceğinizi sizden duyması profesyonel ve etik olandır.

Ayrılık cümlelerini kurmak zordur; eşinizden, sevgilinizden ayrılırken ki gibi “Sen benden daha iyilerine layıksın diyerek kibarca ayrılmanız mümkün iken, işinizden bu kadar kolay ayrılamazsınız. İstifa sürecinde işte size dikkat edilecek birkaç ayrıntı…

Bakın ekşi sözlük istifa tanıtımını nasıl açıklıyor, hoşuma gitti.

Peki, ya biz bu paranoyaları nasıl yaratmayıp üstesinden geleceğiz.

İstifa süreci insan kaynakları ve özlük işleri anlamında da ayrı yürütülen bir süreçtir. Karar verdiğinizde yasal haklarınızı araştırmayı unutmamalısınız. İş yaşamınıza, süresine göre farklı haklarınız ve yükümlülükleriniz olabilir. Bu teknik konuyu profesyonel yaşamınıza göre mutlaka araştırmalı işverenin hakları doğrultusunda istifa sürecinizi yönetmelisiniz. Ayrıca sizin yerinize İK’nın yeni bir çalışan bulması için onlara zaman tanımanız gerekir.

2.

Öncelikle konuşacağınız kişi yöneticiniz. Saygıyı, nezaketi elden bırakmamak gerekir. Yöneticinizin çok önemli bir toplantısının olmadığı, problemlerin yaşanmadığı rahat bir zaman için görüşme talep etmek görüşmenizin rahat geçmesini sağlayacaktır. Yoğun, kriz anında yaptığınız görüşme sırasında sizde rahat olamayabilirsiniz. Yöneticinizin rahat bir anı için telefonla veya sözle görüşme talebinde bulunabilir, görüşmeyi sakin ve gürültüsüz bir ortamda yapabilirsiniz.

3.

İstifa ederken kuracağınız cümleler önemli. Pozitif cümleler kurmaya özen gösterin. İstifa ederken neden istifa ettiğinizi, kariyer planlarınızı anlatan cümlelerinizi önceden hazırlamakta fayda var. Bu sizi görüşme sırasında kendinizi daha net ve kararlı olarak ifade edebilmenize faydalı olacaktır. Olumsuz etki bırakacak ifadeleri de kullanmamış olursunuz.

4.

İstifa ederken çalıştığınız yere bağlılığınızdan, memnuniyetinizden size ve kariyerinize katkılarından bahsedebilirsiniz. Sürekli olumsuzluklardan bahsetmek hem çirkin bir davranış olmakla birlikte hem de ortamı iyice germeye sebep olacaktır. Olumsuz düşüncelerinizi de uygun bir dille ifade etmek en iyisidir. Her olumsuzluğu kuracağınız pozitif cümlelerle bertaraf edebilirsiniz.

5.

Beraber yürüdük biz bu yollarda… Her ne kadar takımdan ayrılmak isteseniz de beraber çalıştınız, başarılarda sizin de imzanız var. Kurumunuzu yaptığı işler ve bu ekibin üyesi olduğunuz için gururlandırın.

6.

Ayrılıyorsunuz ama bir sebebiniz olduğunu bilsinler. Tehdit etmek için ayrılmıyorsanız bir hedefinizin olduğunu, amacınızı ve ne için çalıştığınızı bilsinler. Profesyonel kimliğinizi tanıtmış, başıboş bir uzman olmadığınızı göstermiş olursunuz. Bir çalışan olarak patronunuz üzerinde iyi bir etki yaratacaktır.

7.

İstifa talebinizi yöneticinize, patronunuza bildirdikten sonra iş arkadaşlarınıza da belirtin. Konuşma sonrasında istifa mektubunuzu vermeyi unutmayın. Kurumsal firmalarda insan kaynaklarına bu mektubu vermek durumunda kalabilirsiniz. “” gibi ifadeler sadece o an sizin egonuzu rahatlatır. Ancak kalan iş arkadaşlarınızın orda çalışmak zorunda olma ihtimaline karşın kimseyi huzursuz ve mutsuz etmenin anlamı yok.

8.

Gerek yöneticinizden, gerek patronunuzdan gerekse çalışma arkadaşlarınıza beraber geçirdiğiniz günler, paylaşımlar ve çalışma ortamı için teşekkür edin. Dilerseniz toplu e-posta, dilerseniz toplu bir görüşme organize edebilirsiniz. Nezaketiniz geride kalanların üzerinde iyi bir etki yaratacaktır.

İstifa dilekçenizi sebebini belirterek hazırlayıp İK birimine veya yöneticinize vermelisiniz. Bu belgenin İK tarafından saklanması gerekmektedir.

Unutmayın iş dünyası küçük kiminle nerede nasıl karışılacağınız belli olmaz. Her zaman olumlu intiba ile ayrılmak size iyi bir referans kazandıracaktır. Profesyonel markanızı istifa sürecinde de kuvvetlendirmeniz için bu detaylara dikkat etmeniz faydalı olacaktır.

Soru ve talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

KARİYERİNİZ PARLASIN….

ESRA KEMER

CV Yazım ve Kariyer Danışmanı, İnsan Kaynakları Profesyoneli

Yazının devamı...

Öğrencilik Hayatı ve Kariyer

Öğrencilik yıllarımı hatırlıyorum da kariyerimin en keyifli yıllarıymış. Dersler, laboratuvar çalışmaları, raporlar, staj, sınavlar ve tabii ki sosyal hayat derken kariyerimin başlangıcında 4 güzel yıl geçirmişim. Bu arada kariyerimde ilerleyeli nerdeyse 20 yıl oldu.

Öğrencilik bilgi ve becerinin profesyonel hayat için kullanmaya başlanıldığı, çalışılacak iş ve kariyer hayatına hazırlıktır.

Öğrenci arkadaşlarımın eğitim hayatında başarılı olmaktan başka ne yapabilirim dememesi lazım. Okuldan mezun olduklarında sudan çıkmış balık gibi olmamaları için hedeflerini belirleyerek bu yolda ilerlemelek üzere plan yapmaları gerekir. Öğrenci arkadaşlarımın kendisini tanımalı, neler iyi yapıyor, hangi konularda başarılılar, çalışabilecekleri şleri-sektörü belirlemeleri faydalı olacaktır. Bu detaylar dorultusunda okul hayatlarına devam etmeliler. Notlar iyi olursa CV’inizde de rahat rahat yazabilirsiniz.

İş hayatına dair okulun düzenlediği etkinliklere mutlaka katılmayı öneririm ki her yeni bilgi gelişime katkı sağlar. Etkinliklerde, seminerlerde, eğitimlerde gerek iş hayatına gerekse kariyer hayatına dair pek çok bilgi öğrenilebilinir. Bu etkinliklerde ki profesyonellerle iletişime geçmek, müsaitlik durumuna göre ara ara iletişimde kalarak bilgi ve tecrübeleri ile ilgili konuşmak öğrenci arkadaşlarımın gelişimi için faydalı olacaktır. Sosyal medyayı bu anlamda da kullanmak da birçok fikir verecektir.

Okulların genelinde öğrencilerin çalıştığı kulüpler, organizasyonlar vardır. Mutlaka görev almaya çalışarak, iş hayatına dair mini bir iş simülasyonu tecrübesi yaşayabilirler. Stajlar ise simülasyonun ta kendisi. Mutlaka staj yapılmalı, iş hayatına ve işe dair detaylar gözlemlenmeli profesyonellerle iletişime geçilmelidir. Bu arada CV’de sadece staj diye belirtmek yerine gözlemlenen ve çalışılan her iş süreci belirtilmelidir.

Öğrenci arkadaşlarımın kendilerine hobiler edinmesinde de fayda var. Her hobi bir yetkinliği geliştirecektir. CV’de hobiler bölümüne kitap okumak yerine X yazarın kişisel gelişim kitaplarını ve bloğunu takip etmek, sadece fotoğraf çekmek değil fotoğraf çekmek ve sergilemek demek daha ciddi duracak, öğrencinin kendisine saygısını gösterecektir. Hobiler kişilerin gelişimine katkı sağlar, sosyalleştirir.

Öğrenci arkadaşlarımın mutlaka Linkedin gibi bir profesyonel sosyal ağda hesabı olmalı ve CV'lerinde yer alan detaylar doğrultusunda profilini hazırlamalı ve hedefe uygun profesyonelleri takip etmeye başlayıp ve iletişimde kalmalı. Bu konuda da ciddi olmakta fayda var. Randevulaşıp gitmememizlik yapılmamalı.

Bu arada öğrenci arkadaşlarımın okul hayatında başarılı olmaları kadar sosyal hayatları içinde vakit ayırmaları önemli. Doya doya hayata baktığınız pencereye göre öğrenciliğinizin tadını çıkarın…

Öğrenci arkadaşlarım ve tabii ailelelerine son olarak önerim. Öğrencilerin kendisini tanıyarak bir hedef belirlemesi, hedefe ulaşmak için nasıl-ne zaman-kimle-nerede-niçin sorularını cevaplayarak bir aksiyon planı oluşturmalarını ve bu plan doğrultusunda harekete geçmelerini öneririm.

Unutmayın öğrencilik zor zanaat ve sizinle aynı yarışda yarışan binlerce rakibiniz var.

Soru ve talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

KARİYERİNİZ PARLASIN….

ESRA KEMER

CV Yazım ve Kariyer Danışmanı

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.