SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Sonbahar Depresyonuna Karşı

Değerli Okurlarım,

Sonbahar aylarında günlerin kısalması ve sıcaklıkların belirgin bir şekilde düşmesi duygu durumunda dalgalanmaları beraberinde getirebiliyor. İlkbahar ve yaz aylarında güneş ışınlarından aldığımız mutluluk hormonu serotoninin sonbaharla birlikte yitirilmeye başlaması, uyku halini ve duygu bunalımını beraberinde getirebiliyor. Bu depresyon durumundan doğru beslenmeyle kurtulabilmek mümkün!

Bu köşe yazımda sonbahar depresyonuna ve bu duygu bunalımını atlatmak için nasıl beslenilmesi gerektiğine değineceğim.

Karanlık Günlere Teslim Olmayın

Sonbahar depresyonu olarak tanımlanan duygu bunalımı; günlerin kısalması, bulutlu ve kapalı havaların artması ve dış mekan aktivitelerinin azalmasıyla başlıyor. Bu mevsimde serotonin üretiminin azalmasıyla, uyku hormonu melatonin hormonun artması kişiyi yorgun, isteksiz ve karamsar bir duruma sürükleyebiliyor. Kişinin sosyal yaşamını oldukça olumsuz etkileyebilen bu durum tabii ki iş hayatında da verimsiz olmasına neden olabiliyor.

Acı Besinler ve Çikolata Mutluluk Veriyor

Sonbahar depresyonunun en büyük nedeninin güneş ışınlarından alınamayan serotonin hormonu olduğundan bahsetmiştim. Güneşli günlerin azalmasıyla bu açığı kapatmak için de mutluluk hormonu serotonin taşıyan besinler tercih edilmelidir. Çikolatanın bu etkisi zaten toplumun büyük bir kısmı tarafından bilinmektedir. Çikolatanın yanı sıra yeşilbiber, kırmızı pul biber gibi acı besinler de serotonin salgılanmasını sağlar. Bu dönemlerde, salatalarda yeşilbibere daha çok yer verebilir, yemeklerde pul biber kullanmaya özen gösterebilirsiniz.

Depresyona Karşı Omega 3

Yapılan birçok bilimsel çalışmalarda Omega 3’ün de ruh halini iyileştirmede etkili olduğu görülmüştür. Düzenli olarak Omega 3 tüketen kişilerin duygu bunalımı durumuyla çok az karşılaştığı sonucuna varılmıştır. Omega 3’ü en fazla barındıran yiyecek olan balık; haftada en az 2 defa tüketilmelidir. Balık tüketilemiyorsa balık yağı hapı da kullanılabilir. Ancak tabii ki balık tüketilmesi ilk tercihimiz olacaktır. Ayrıca ceviz ve keten tohumu gibi besinlerde de Omega 3 mevcuttur.

En Rahatlatıcı Meyve Muz

Sonbahar depresyonu gibi duygu bunalımının yaşandığı durumlarda meyve olarak ise muz tüketmeye özen gösterilmelidir. Çünkü vücut, muzun içerdiği bir protein olan triptofanı mutluluk hormonu seretonine çevirir. Bu nedenle de kişi muz yedikten sonra ruh hali düzelir, gevşer ve kendini mutlu hisseder.

Özetleyecek olursak sonbahar aylarında yaşanan hava değişimleriyle birlikte karşımıza çıkan sonbahar depresyonundan doğru besinleri seçerek kurtulmak ve hayattan zevk alabilmek mümkün.

Sağlıklı Günler Dilerim…

Yazının devamı...

Dirençli Ağrı: Siyatik

Değerli Okurlarım

Vücudumuzun en kalın ve en uzun siniri olan siyatik siniri, sıkışması halinde dayanılmaz ağrılara neden olmaktadır. Bu hafta siyatik ağrısına çare olabilecek doğal tedavi yöntemlerine değineceğiz.

Siyatik sinir beldeki sinirlerin birleşerek oluşturduğu el parmağınız kadar kalınlıkta ve vücudumuzun en uzun siniridir. Siyatik siniri oluşturan liflerden birinin herhangi bir sebeple sıkışması durumunda belden ayak tabanı ve parmaklara kadar yayılan bölgede gelişen ağrı siyatik ağrısı olarak tanımlanır.

Siyatik ağrısı tedavilere oldukça dirençli ve can sıkıcı bir ağrı türüdür. Klasik ağrı kesicilerin fayda sağlamadığı bu rahatsızlıkta hasta ağrısı nedeniyle güçlü ağrı kesicilere yönelir ancak bu durum sıklıkla faydadan çok zarara neden olur.

Diğer Ağrılarla Karıştırmayın!

Yaşayanlar tarafından dirençli ve amansız olarak tanımlanan siyatik ağrısının genellikle;

Bacak arkasında yoğunlaşan, üst kalçadan ayağa doğru yayılan

Diz dış yanından ayak bileğine doğru yayılan

Kalça arkasında ve ortada yoğunlaşan, şekilde görülür.

Siyatik ağrısını şiddetlendirebilen hareketler;

Omurgayı sıkıştıran veya kısaltan hareketler

Uzun süre kambur pozisyonda oturmak

Uzun süre oturmak

Uzun süreli veya vücudu zorlayacak şekilde eğilmek, şeklinde sıralanabilir.

Siyatik Ağrısı Kimlerde Görülür?

Siyatik ağrısı tüm bel ağrılarının yaklaşık %5 ila %10'unu oluşturur. Bu yüzdeler, kişisel ve mesleki etmenlere bağlı olarak her bireye göre değişir. Söz konusu etmenleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Yaşlanma

Ortalamanın Üzerinde Boy Uzunluğu

Stres

Obezite veya fazla kilo

Uzun Süre Oturma

Sigara Kullanma

Uzun Süre Titreşim-Sallanma Hareketine Maruz Kalınan İş veya Etkinlikler (örneğin, kamyon sürücüleri)

Yukarıdaki etmenler, siyatik ağrısına neden olan ve iyileşmeyi zorlaştıran etmenler arasındadır.

Tedavisi Mümkün

Kişiyi güçten düşürecek kadar ciddi ağrılara sebep olan siyatik ağrısı yeni tedavi yöntemleri ile kontrol edilebilir. Günümüzde, güvenli, etkili, minimal girişimsel ve ciddi kronik siyatik ağrısı vakalarını cerrahi veya hastane yatışı olmaksızın iyileştiren ileri rejeneratif tıp teknikleri bulunmaktadır.

Siyatik Tedavisinde İlaçsız Yöntemler

Siyatik ağrısı genelde tekrarlar niteliktedir. Çoğu hasta güçlü (ve genellikle bağımlılık yapan) ağrı kesici ilaçlara yönelir. Bir kısım hastanın da opere olması gerekebilir. Bununla birlikte, birçok bilimsel çalışma, siyatik ağrısının giderilmesinde etkili olan güvenli tedavilerin olduğunu göstermektedir.

Bu yöntemler:

Karyopraktik-Manuel Tedavi

Akupunktur ve Masaj Tedavisi

Yoga ve Esneme

Egzersiz

Isı Bantları

Enflamasyonun Giderilmesi

SVF ve PRP enjeksiyonları, şeklinde sıralanabilir.

Yukarıdaki terapi yöntemlerinin hepsi uzun bir süredir siyatik ağrısı için güvenli, etkili, alternatif tedaviler olarak belirlenmiştir.

Kayropraktik, akupunktur, yoga, masaj ve enjeksiyon yoluyla yapılan girişimsel tedavilerle ilgili olumsuz herhangi bir yan etki bulunmamaktadır. Bu yöntemlerin aşağıda sıralanan etmenler de dahil olmak üzere sağlık için oldukça faydası vardır:

Düşük stres seviyesi

Hareket aralığında gelişme

Tekrarlayan yaralanmalara veya yeni yaralanmalara karşı savunma oluşturma

Bağışıklık sistemini güçlendirme

Siyatik tedavisinde rejeneratif tıp büyük avantajlar sağlamaktadır. Bu tedavi, daha hızlı iyileşme ve rehabilitasyon için daha az zaman harcanmasını sağlar.

Yazının devamı...

Tip 2 Diyabette Egzersiz

Sevgili Okurlarım,

Tip 2 Diyabet, hastaların yaşam kalitesini düşüren ciddi bir rahatsızlıktır. Bu hafta, sağlığını tekrar kontrol altına almak isteyen Tip 2 Diyabet hastaları için egzersizin faydaları konusuna değineceğiz.

Egzersiz Fark Yaratır

Egzersiz, her yaştan insan için sağlıklı bir yaşamın anahtarı kabul ediliyor. Düzenli egzersiz alışkanlığı; kilo kontrolü başta olmak üzere, sağlığınıza olumlu etki edecek pek çok fayda sağlıyor.

Yapılan araştırmalara göre Tip 2 Diyabet tanılı kişilerin %40’ından daha azının düzenli fiziksel aktivitede bulunduğunu biliyoruz. Egzersiz, bir diyabet hastasının sağlık durumunu iyileştirmek, kan şekerini kontrol etmek ve kabul edilebilir bir seviyeye düşürmek için yapabileceği en iyi şeylerden biridir.

Egzersiz Diyabete Nasıl Fayda Sağlar?

Egzersiz vücuttaki kan akışını ve oksijen seviyesini iyileştirmeye yardımcı olur; bu da sizin daha iyi hissetmenizi sağlar. Ayrıca kilo vermenize ve dengenizi artırmanıza yardımcı olur. Kemik yoğunluğunu artırır ve kasları güçlendirir, böylece hareket etmeye devam edebilirsiniz.

Egzersizin enerji seviyesini artırdığı, metabolizmayı hızlandırdığı, yağları yaktığı, glikoz seviyesini kontrol ettiği ve zihinsel keskinliği ve netliği artırdığı birçok çalışma ile kanıtlanmıştır. Diyabet hastalarının düzenli egzersiz ile kazanacakları üç temel fayda; kan şekeri düzeylerini kontrol etmek, kas gücünü artırırken kilo vermek, enerji ve dayanıklılığı artırmak olacaktır.

Egzersiz diyabet hastalarının yaşam kalitelerini artırmak için harika bir yöntemdir.

Tip 2 Diyabet Hastalarına Egzersiz Önerileri

Egzersizin sürekliliği, fayda sağlayabilmesi açısından son derece önemlidir. Herkesin severek yapacağı bir egzersiz çeşidi vardır. Ancak bazı egzersizler kolay uygulanabilir olması sebebiyle Tip 2 Diyabet hastaları için daha uygun olabilir. Egzersiz türü ve sıklığı hastanın kendi tercihlerine göre belirlenebilir.

Tip 2 Diyabet hastaları için tercih edilebilecek egzersizler şunlardır:

-

Yürüyüş özellikle diyabet hastaları için harika bir egzersiz programıdır. Sürekli ayakta durmakta veya yürümekte zorlanan kişiler bile kısa süreli yürüyüşlerden fayda görebilir. Bu sayede yürüme hızını seviye seviye artırarak egzersiz seviyesi bir adım öteye taşınabilir. Orta hızda yapılan bir yürüyüş kalbin işlevlerini güçlendirmeye, kan ve oksijen akışını arttırmaya, aşırı yağ ve şekerin yakılmasına yardımcı olur ve bu sayede diyabetik kişinin hedef kan şekeri aralığını daha kolay koruyabilmesini sağlar.

-

Tai Chi egzersiz yöntemi denge ve dayanıklılığı güçlendirme ve aynı zamanda kas oluşumunu sağlama ve kemik ve eklemleri güçlendirmeye odaklanmaktadır. Yapılabilecek en hafif dövüş sanatlarından biridir ve etki oranı hafif bile olsa diyabet hastalarının egzersizlerden nasıl fayda sağlayabileceğinin harika bir örneğidir. Tip 2 Diyabet hastalarına faydalı olabilecek mükemmel bir yöntemdir ve genel sağlık ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olur.

-

İstediğiniz sıklıkta yapabileceğiniz yoga, hafif etkiye sahiptir ve özel bir çalışma ortamı gerektirmez. İhtiyacınız olan tek şey rahat ve sessiz bir ortamdır. Yapılan çalışmalar, yoga ve meditasyonun depresyon ve anksiyeteyi azaltmaya yardımcı olduğunu göstermiş ve diyabet de dahil olmak üzere kronik sağlık problemlerinde önemli bir stres giderici etkiye sahip olduğunu kanıtlamıştır. Yogayı haftanın her günü egzersiz programınıza dahil etmenizi öneririz!

-

Haftalık egzersiz rutininize bir miktar ağırlık antrenmanı eklemek herkes için harika olacaktır, ancak diyabet hastaları bu egzersiz türünde artan efor ve yağ yağma tekrarlarından iki kat daha fazla faydalanabilir. Ağırlık çalışması kas oluşumuna ve yağ yakımına yardımcı olur ve fazla glikoz ve şeker seviyesinin normale indirilmesinde oldukça etkilidir. Kendi vücut ağırlığınızı kullanarak, bacak egzersizleri, direnç bantları, el ve bilek ağırlıkları, makine ağırlıkları veya vücut egzersizleri ile herhangi bir ağırlık ve direnç çalışması yapabilirsiniz.

-

Tip 2 Diyabetli kişiler için şiddetle tavsiye edilen bir diğer egzersiz ise bisiklet sürmedir. Bisiklet sürmek vücut için harika bir egzersizdir, çünkü birçok diyabet hastası için önemli bir sorun olan bacaktaki kan akışını büyük ölçüde arttırır ve ayrıca kilonuzu korumanıza ve kan şekeri seviyenizi kontrol altında tutmanıza yardımcı olur. Düzenli olarak bisiklet sürebilirsiniz ancak yaralanmaları önlemek ve düşme riskini en aza indirmek için ekstra özen göstermeniz gerekebilir.

-

Yüzme, en iyi egzersiz türlerinden biridir ve aynı zamanda eklemler üzerinde hemen hiç etkiye sahip olmadığı için diyabet hastaları için de çok faydalıdır. Kontrolsüz diyabet şikâyeti olan birçok kişi, öncelikle ayak ve bacaklarda sinir ağrısı çekmekte olup bu nedenle yürüme ve koşma gibi faaliyetlerin onlar için zor olduğunu düşünmektedir. Yüzme, bu acı ve rahatsızlık hissi olmadan iyi bir egzersiz yapmak için bir olanak sağlar.

Yazının devamı...

Sürekli Yorgun musunuz?-6

Değerli Okurlarım,

Yorgunluk konusunu incelediğimiz yazı dizimizin son bölümünde "kan şekeri dengesizliği" konusuna değineceğiz.

Kan şekeri dengesizliği, yorgunluğa sebep olan ancak en kolay çözülebilen problemlerdendir. Yine de birçok insan kan değerlerindeki dengesizliklerin veya bunun enerji seviyelerini ve diğer sağlık sorunlarını ne kadar ciddi bir şekilde etkileyebileceğinin farkında bile değil.

Yorgunluğunuz akut veya kronik hale gelmişse, kan şekeri dengesizliği yaşama ihtimaliniz yüksektir. Tedavi edilmeden bırakıldığında böyle bir dengesizlik, diğer ciddi hastalıkların yanı sıra tip 2 diyabete yol açabilir.

Kan şekeri dengesizliğinin belirtileri şunlardır:

Yorgunluk

Yemek isteği

Baş ağrısı

Ruh halindeki değişiklikler

Anksiyete

Kan Şekeri Dengesizliğinin Temel Sebepleri

Kan şekeri dengesizliğinin temelsebepleri şöyle sıralanabilir:

Beslenme kalitesinin düşük olması

Tip I & II diyabet

Pankreas işlevleri

Parazitler

Maya Enfeksiyonu

Kan Şekeri Dengesizliğine Karşı Doğal Yöntemlerle Nasıl Mücadele Edilir?

Kan şekeri seviyenizi yönetmenin en etkili yolu, aşağıdakileri azaltmak (veya daha da iyisi, tamamen ortadan kaldırmaktır)

Soda, meyve suyu, enerji içeceği ve şekerli kahve veya çay gibi meşrubatlar dahil tüm şekerli içecekler.

Kurabiye, kek, tahıl ve şekerlemeler gibi işlenmiş ve / veya paketlenmiş şekerli / yüksek karbonhidratlı atıştırmalıklar.

Kan şekeri seviyesini etkileyebilen bal ve akçaağaç şurubu gibi doğal tatlandırıcılar

Çoğu organik olmayan süt ürünleri.

Yorgunlukla Baş Etmek Büyük Ölçüde Sizin Elinizde!

Çoğu durumda, yorgunluk ile mücadele etmek sizin elinizde olan bir durumdur. Yorgunluğunuza neyin sebep olduğuna dikkat etmek ilk adımdır. Yorgunluğa beslenme veya yaşam tarzı alışkanlıkları neden olmasa bile, yorgunluğunuza neden olan ya da zemin hazırlayan sağlık sorunlarını doğru şekilde teşhis ederek kontrolü ele alabilirsiniz.


Yazının devamı...

Sürekli Yorgun musunuz?-4

Değerli okurlarım,

Yorgunluk söz konusu olunca aklımıza ilk gelen çözümlerden biri uykudur. Peki uyumak tek başına yorgunlukla mücadele için yeterli olabilir mi? Uykunun kalitesi nasıl artırılabilir? Yazı dizimizin dördüncüsünde size bu konularda bilgi aktarmak istiyorum.

Uyku günlük yenilenmenin temel bir etmenidir. Yetişkinlerin çoğunluğunun yorgunluk semptomlarını azaltması ve sağlığını koruması için 7-9 saat arasında süren kaliteli bir uyku döngüsüne ihtiyacı vardır. Düşük kaliteli uyku ile mücadele eden milyonlarca kişiden biriyseniz, hayatınızdaki bu probleme nelerin sebep olduğunu öğrenmelisiniz.

Kalitesiz uykunun nedeni şunlar olabilir:

Yetersiz Beslenme

Kafein ve Diğer Uyarıcılar

Stres

Geç Saatlere Kadar Ayakta Kalma

Aşırı Alkol Tüketimi

Belirli İlaçlar ve Takviyeler

Hormon Dengesizliği

Travma

Adrenal Yorgunluk

Akut veya Kronik Ağrı

Uyku Apnesi

Sindirim Problemleri

Aile Hayatındaki Birtakım Problemler

Sizi kaliteli uykudan uzak tutan sorunlar üstesinden gelinemez görünebilir. Ancak, yalnızca kendi sağlığınız ve iyiliğiniz için değil, hayatınızdaki diğer insanların iyiliği içinde bu sorunların üstesinden gelmeniz gerekmektedir. Bu, aileniz ve sevdikleriniz için oldukça önemlidir. Uzun vadede yorgunluğunuzun azaldığını, sağlık durumunuzun daha iyiye gittiğini ve daha mutlu ilişkiler kurduğunuzu göreceksiniz.

Aslında hepimiz yeterli süre ve kalitede uyku uyumanın ne kadar önemli olduğunu iyi biliyor fakat uygulamıyoruz. Bu nedenle buna engel olan alışkanlıkları değiştirmek için düzenli bir çaba göstermeliyiz.

Örneğin:

Kafein gibi uyarıcıların miktarını azaltmalıyız.

Tablet, dizüstü bilgisayar ve telefon gibi elektronik cihazları yatak odasının dışında tutmalıyız.

Yatak odasını karanlık ve serin tutmalıyız.

8 saatlik uyku düzeni rutinine mümkün olduğu kadar bağlı kalmalıyız.

Bu Doğal Yöntemler ile Uykuya Daha Hızlı Geçebilirsiniz

Günlük tutma, okuma veya meditasyon gibi rahatlama tekniklerini kullanın.

Epsom tuzu içeren ılık banyo, kas sertliğini ve yorgunluğu yatıştırır ve zihni rahatlatır.

Günlük vitamin rejiminizin yaklaşık 300-400 mg'lik bir kısmını magnezyum takviyesi yapın. Magnezyum gevşemeyi teşvik eder ve kas ağrısını hafifletir.

Lavanta ve buhur gibi esansiyel yağları kullanmak için her gün birkaç dakika ayırın.

Yatmadan hemen önce şekerli veya karbonhidrat oranı yüksek gıdalar tüketmeyin. Şeker yüklemesi sizi uykunuzdan alıkoyabilir ve saatlerde yatakta dönebilirsiniz.

Kafein tüketimini sadece sabah saatlerinde ve az miktarda yapın.

Elektronik cihazlarınızı yatmadan en az iki saat önce kapatın. Mavi ışığa maruz kalmanın melatonin seviyesini etkilediği ve uykuya geçmek için engel oluşturduğu kanıtlanmıştır.

Önümüzdeki hafta duygusal stresin yorgunluk hissi üzerindeki etkilerine değineceğim.


Yazının devamı...

Sürekli Yorgun musunuz? -3

Değerli okurlarım,

Yorgunluğunuzun sebebinin psikolojinizle ilgili olabileceğini hiç düşündünüz mü? Kronik Depresyon, bilinen yaygın yorgunluk sebeplerinden biridir. Depresyon nedenleri ve mücadele ipuçlarını yeni yazımda sizlerle paylaşmak istiyorum.

Dünyada yüz milyonlarca insan kronik depresyon yaşamaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde en sık teşhis edilen zihinsel bozukluklar arasında yer alan depresyonun enerji seviyesi üzerinde çok büyük etkisi vardır. Öyleyse yorgunluğun, hem kronik hem de akut depresyonun en yaygın semptomlarından biri olması şaşırtıcı değildir.

Depresyon Nedenleri

Aşağıdaki etmenler depresyon nedenleri arasında sayılabilir:

Artan ve/veya sürekli devam eden stres durumu

Çözülemeyen duygusal problemler

Nörolojik dengesizlikler

Hormonal dengesizlikler

Alkol bağımlılığı

Beslenme problemleri

Yetersiz gün ışığı

Özellikle ağır metallerden etkilenen çevre kirliliği

Gıda alerjisi

Depresyon İçin Doğal Tedavi Yöntemleri

Birçok insan, yorgunluk ve düşük motivasyon dahil olmak üzere, akut veya kronik depresyon semptomlarını daha iyi yönetmek için kendi güçleri dahilinde birtakım yollar olduğunun farkında değildir. Bu yollardan biri beslenme değişikliklerinden geçer.

Beslenme, beynin nörotransmiterlerinin reaksiyonlarını etkileyerek enerji seviyelerini ve ruh halini kökten etkileyebilir. Bir depresyon karşıtı beslenme planına odaklanmak, “iyi hissetme hormonlarını” artırmaya yardımcı olabilir ve yorgunluğu hafifletebilir.

Sağlam bir depresyon karşıtı beslenme düzeninde şu gıdalar bulunmaz:

İşlenmiş ve rafine gıdalar

Fast food

Şeker ve veya basit karbonhidrat oranı yüksek gıdalar

Aşırı kafein ve alkol tüketimi

Yorgunluğa ve diğer depresyon semptomlarına yol açan yukarıda bahsedilen kötü beslenme alışkanlıklarının içerisinde kendinizi çok kolay bulabilirsiniz. Sağlıksız yiyecekleri aşağıdaki gıdalar ile değiştirdiğimizde, yorgunluğu azaltmak ve ruh halimizi iyileştirmek çok daha iyi ve uzun vadeli olacaktır:

Yağsız protein

Karbonhidrat oranı düşük sebzeler

Omega-3 yağ asitleri gibi sağlıklı yağlar

Depresyonla Mücadelede Diğer 3 Doğal Yöntem

Egzersiz: Bir koşu bandında veya parkta, basketbol sahasında veya tenis kortunda, çimde bir yoga matı veya dans pistinde orta veya yoğun. Harekete geçtiğiniz taktirde, doğal olarak depresyonla ilişkili kronik yorgunluğu hafifletmeye yardımcı olmanın en iyi yollarından biri egzersizdir. Seçtiğiniz egzersiz etkinliğinin gerçekten zevk aldığınız bir şey olduğundan emin olun. Sonrasında senelerce buna bağlı kalacaksınız!

Rahatlama teknikleri: Depresyonun yorgunluk ve ruh halindeki hızlı değişimler için etkili olabilecek birtakım teknikler bulunmaktadır. Yoga, kanıtlanmış rahatlama tekniklerini ve yine kanıtlanmış fiziksel faydaları beraberinde bulundurur.

Temel yağlar: Modunuzu yükseltmek ve kendinizi sakinleştirmek için temel yağlardan faydalanın.

Özellikle faydalı olan yağlar arasında işe şunlar bulunmaktadır:

Gül

Bergamot

Lavanta

Roma Papatyası

Ylang Ylang

Önümüzdeki hafta yorgunluğun bilindik çaresi uyku hakkında bilgiler aktaracağım.

Yazının devamı...

Sürekli Yorgun musunuz? -2

Özellikle günümüzün ofis odaklı çalışma ortamlarında, hepimiz hareketsiz bir yaşam tarzına sahibiz. Sorun şu ki, hareketsiz olmak beraberinde bir yorgunluk getiriyor ve bu sorun bizi gerek ofiste gerek evde daha hareketsiz yapıyor.

Bunun etkilerini hemen anlayamıyor olsak da tüm gün oturmak vücut üzerinde çok fazla baskı yaratmaktadır. Kas ağrısı, boyun ağrısı, eklem sertliği, sırt problemleri ve hatta kronik baş ağrısına neden olabilir. En sonunda vücuttaki bu stres kronik yorgunluğa dönüşmektedir. Vücut hareket etmek üzere tasarlanmıştır. Hareket seviyesi olması gerekenden az olduğunda halsizlik, yorgunluk, keyifsizlik ve kilo alımı görülür.

Hareketsiz Yaşam Tarzının Bazı Nedenleri

Masabaşı çalışma

Yetersiz hareket

Sırt yaraları

Kronik ağrı

Evde oturma alışkanlığı

Motivasyon düşüklüğü

Egzersiz Hayat Kurtarır

Orta seviyede yapıldığında, düzenli egzersiz kronik yorgunluğu önemli derecede azaltabilecek bir faktördür. Orta veya yüksek seviyede yapılan bir egzersiz:

Hem kadın hem de erkeklerde hormonların dengelenmesine yardımcı olur.

Kandaki glükoz seviyesini kontrol eder.

Uyku kalitesini artırır.

Endorfin salgısı sağlar.

Dayanıklılığı artırır.

Kas gücünü artırır.

Yağ yakımını hızlandırır.

Yukarıda belirtilen etkenlerden en büyük etkiye sahip olanı hangisi? Elbette daha iyi bir uyku düzeni!

2005 yılında yapılan bir çalışmada, Güney Carolina Üniversitesi, Egzersiz Bilimi Bölümü'ndeki araştırmacılar, ortalama bir insan için “hareketsiz bir yaşam tarzından daha çok hiçbir etmenin enerji depolarının tükenmesi, doku bozulması veya vücut sıcaklığının artması gibi sorunlara yol açmadığı sonucuna varmıştır. Egzersiz yapma uykusuzluk problemi için önemli bir alternatif ve destek tedavisi sağlamaktadır" bilgisini paylaşmışlar. Egzersiz sağlıklı, güvenli, makul ve basit bir uyku iyileştirme aracı olabilir.

Yorgunluk Egzersize Engel Olmasın

Yorgunluğunuz sizi tempolu yürüyüş yapma veya genellikle çok zevk alınan spinning derslerine katılmaktan alıkoyuyor olsa da normal egzersiz rutininizi tamamen terketmektense seviyesini azaltmak çok daha etkili olacaktır. Gelecek sefer kendinizi yorgun hissettiğinizde bunu deneyin. Enerjinizin azalmak yerine artıyor olduğunu göreceksiniz.

Kronik yorgunlukla mücadele ederken motive olmak zor olabilir. Ancak egzersiz yapmanın daha fazla egzersiz yapma isteğini beraberinde getireceğini unutmayın. “Sağlam bir egzersiz” olmasa bile sitenizin etrafında yürüyüşe çıkın. Orta tempoda bile olsa yürüyüşün modunuzu nasıl yükselttiğine ve enerji seviyenizi artırdığına şaşıracaksınız.

Hormon dengenizin ve enerji seviyenizin artması ile daha uzun süreli egzersiz yapabiliyor olacaksınız ve bu egzersizlerin faydasını anında göreceksiniz. Haftada 3 gün 20 dakika yapılacak orta seviyede bir egzersizin enerjiyi arttırdığı ve yorgunluğu azalttığı görülmüştür.

Nasıl Harekete Geçebilirsiniz!

Egzersize başlamak çoğu insanın düşündüğünden çok daha kolaydır. Şunlar başlangıç yapmak için etkili olacaktır:

Masanızın etrafında ayakta durmak veya ayağa kalkma ve oturma aralıklarınızı sıklaştırmak.

Oturduğunuz sandalyeyi büyük bir egzersiz topu ile değiştirmek. Bu şekilde sırt ve karın bölgesi gibi vücudun temel kaslarını güçlendirebilirsiniz ve kalça ve bacaklara minimum baskı uygulamış olursunuz. Sırtınız doğal olarak omurga için daha sağlıklı olan konforlu bir düz pozisyon arayacaktır.

İş yerinizde kendizine “yürüyüş” molası verin. Ofis alanı veya katının etrafındaki 15 dakikalık bir orta tempolu yürüyüş yorgunluk için harikalar yaratacaktır. Hava güzel olduğunda, modunuzu daha çok yükseltmek için kısa bir yürüyüşe çıkın.

İşten hemen önce veya sonra düzenli, dış mekân aktiviteleri veya egzersizleri planlamak.

İşyerinizde hareketsiz yaşam tarzınıza her saat 5 dakika esneme molaları ekleyin.

Önümüzdeki hafta kronik depresyon ve yorgunluk ilişkisi hakkında önemli bilgiler paylaşacağım.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.