SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Kahvaltı Sevmeyen Çocuklar Bile Ali Baba'nın Çiftliğine Bayılacak

Okullar açılınca çocukların çoğu sabahın köründe kalkıyor. Kahvaltı yapmadan apar topar servise biniyor. Ancak İstanbul Medipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı, çocuk beslenmesi uzmanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu uyarıyor: “Kahvaltı; okul başarısını, ders devamlılığını arttıran, hastalıklardan koruyan ve büyüme, gelişmeyi destekleyen sağlıklı çocuk beslenmesinin olmazsa olmazları arasındadır.”. “Peki ama hocam ne yapmalı ki veliler çocuklarına kahvaltı yaptırabilsinler?” diye soruyorum. Garipağaoğlu kahvaltının aile kültüründe olması gerektiğini anlatarak başlıyor. Anne ve babanın çocuktan önce kalkarak kahvaltıyı hazırlaması gerektiğini söylüyor. “Güne kahvaltı kokusuyla uyanan, ailesini kahvaltı sofrasında gören, anne ve babasının kahvaltının yararları hakkında söylediği sözleri duyan çocuk zaten kendiliğinden kahvaltı yapmak isteyecektir.” diye de ekliyor.

***

“Sevdikleri malzemelerle hazırlanmış görseli, kokusu güzel bir kahvaltı tabağına çocuklar ‘hayır’ diyemez”

Garipağaoğlu; “Kahvaltı için çok zamana da ihtiyaç yok. Okula gitmek için hazırlıklarını yapan çocuk evden çıkmadan önce 10-15 dakikasını kahvaltıya ayırsa yeter.” diye ekliyor. Görselliğin çocuklar için çok önemli olduğunu da vurguluyor. Kahvaltıyı sevmeyen çocukların bile sevdikleri malzemelerle hazırlanmış, görüntüsü, kokusu güzel bir kahvaltı tabağına hayır diyemeyeceklerini anlatıyor. Kendi yetiştirdiği öğrencisi diyetisyen Gözde Aksoy ile çocukların ihtiyaçlarına göre besin değerlerini kontrol ederek hazırladıkları “Ali Baba’nın Çiftliği”ni örnek gösteriyor. Siz de çocuğunuz için böyle bir kahvaltı tabağı hazırlayabilirsiniz.

***

Ali Baba’nın Çiftliği ile Çocuğunuz Güne Sağlıklı Başlasın

Malzemeler:

* 1 Yemek kaşığı lor peyniri

* 1 Adet üçgen şeklinde eritme peynir

* 1 İnce dilim kaşar peyniri

* Yarım dilim tam buğday ekmeği

* 6-7 Adet çeri domates

* 3 Adet siyah zeytin

* 4 Halka havuç

* 2 Dilim salatalık

* 2 Dilim limon

* 2-3 Marul yaprağı

* 2-3 Dal dereotu

Hazırlanışı:

Lor peynirini yemek kaşığının şekli çıkacak şekilde tabağın bir kenarına koyun. Çekirdekleri çıkarılmış olan siyah zeytinlerden koyunun kafasını ve ayaklarını oluşturun. Kaşar peynirini kurabiye kalıbı yardımı ile çam ağacı şeklinde kesin. Kalanını ise çay bardağı ile kesip, yuvarlak bir dilim elde edin. Yine çay bardak yardımı ile ekmekten iki adet yuvarlak dilim oluşturun. Birinin üzerine üçgen peyniri diğerine ise kaşar peyniri koyun. Üçgen peynire, karabiber tanesinden burun, çörek otundan gözler, halka havuçlardan kulak yaparak fareye benzetin. Üst üste olan yuvarlak ekmek ve kaşarın üzerine salatalık dilimini onun üzerine ise yarım domatesi koyun. Domatesin üzerine, çörek otlarını batırarak uğur böceğinin beneklerini yapın. Halka siyah zeytinlerden gözlerini, şerit olarak kesilmiş salatalık kabuklarından anten yaparak uğur böceğini tamamlayın. Çam ağacı şeklinde kesilen ağacı artan sebzelerle süsleyebilirsiniz. Marul yapraklarını tabağın altına koyup üzerlerine çeri domatesleri serpiştirin.

Yazının devamı...

Hamilelikte Sıklıkla Karşılaşılan Sorunlara Pratik Çözümler

Geçtiğimiz hafta kuzenim bizi ziyarete geldi. Karnı burnundaydı. Çok sevinçliyim çünkü ailemize yeni bir bebek geliyor. Sohbetimizde “Hep sağlık yazıları yazıyorsun, uzmanlarla konuşuyorsun. Lütfen biz hamileler için de bir yazı yaz. Mesela hamilelikte yaşanan sıkıntıların pratik çözümlerini öğrensen ne iyi olur.” dedi. İstanbul Medipol Üniversitesi Ebelik Bölümü Başkanı Yrd.Doç.Dr. Asiye Kocatürk ile sohbet ederken aniden bu istek aklıma geldi. İşte o sohbetin devamından çıktı bu yazı. Eğer siz de anne adayıysanız veya anne olmayı planlayanlardansanız bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Kocatürk, hamilelerin sıklıkla yaşadıkları sorunları ve o sorunların çözümü için pratik önerilerin neler olduğunu anlattı.

Hamilelikte Sıklıkla Karşılaşılan Sorunlara Pratik Çözümler

Sabah Bulantıları

Gebeliğin ilk belirtisi olan bulantının nedeni bilinmemektedir. Günün her anında görülebilir. 12. haftadan itibaren ise azalır. Ancak bazı gebelerde hamileliğin sonuna kadar da görülebilir. Bulantı ve kusmaya karşı yataktan kalkmadan önce tuzlu leblebi ve kuru bisküvi yemek iyi gelecektir. Size bulantı yapan koku ve yiyeceklerden uzak durun. Gün boyunca sık sık ve az az yiyin.

Beslenme Bozuklukları

Sağlıklı bir bebek sahibi olmak için beslenmenize dikkat edin. Gebeliğin son üç ayında protein ve kalori eksikliği bebeğin beyin gelişimini kötü etkiler. Bu nedenle protein yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peyniri düzenli olarak tüketin. Her gün bir adet yumurta ve bir porsiyon etli sebze yemeği veya kurubaklagil yemeye özen gösterin. Katkı maddesi içeren hazır yiyeceklerden ise mümkün olduğu kadar uzak durun.

Vitamin ve Minearal Eksikliği

Gebelikte anne adayının D vitamini ihtiyacı artar. D vitamini besinlerde bulunmaz. Sadece güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle güneşlenmeye özen gösterin. Aksi halde D vitamini ilaç olarak alınmalıdır. Mutlaka iyotlu tuz kullanın. Çünkü iyot bebeğin gelişiminde çok önemlidir. Yetersizliği zeka geriliğine sebep olur.

Diş Eti Kanaması

Gebelikte diş etleri yumuşar ve kolayca kanar, iltihaplanabilir. Bu durum dişeti hastalıklarına ve çürüklere yol açar. Bunu önlemek için yemeklerden sonra ağzınızı çalkalayıp, dişlerinizi fırçalayınız. Sorun devam ederse, doktorunuza danışarak röntgen çektirebilir ve tedavi olabilirsiniz.

Kansızlık

Gebelikte artan demir gereksiniminin beslenme ile karşılanamaması, yetersiz ve dengesiz beslenme, sık aralıklarla doğum, aşırı çay ve kahve tüketimi ile bağırsak parazitleri kansızlığın nedenleri arasında sayılabilir. Kansızlık erken doğum ve düşüklere neden olabilir. Bunlardan korunmak için anne adayının demir içeriği zengin et, tavuk, balık, yumurta, kurubaklagiller ve yeşil yapraklı sebzeleri yeterince tüketmesi önemlidir. Gebeliğin dördüncü ayından itibaren bebeğin artan demir ihtiyacını karşılamak için ilaçla demir desteğine ihtiyaç vardır. Doktorunuzun uygun gördüğü dozda her gün demir hapınızı alın.

Nefes Darlığı

Kansızlıkta ve gebeliğin son aylarında görülür. Merdiven çıkarken nefes darlığı meydana geldiğinde olduğunuz yerde durup dinlenin. Bir süre daha devam ederse olduğunuz yere oturun. Oturacak yer bulamazsanız çömelin. Geceleri yüksek yastıkta yatın. Nefes darlığı sizi çok rahatsız ediyorsa mutlaka doktorunuza danışın. Normal şartlarda doğumdan bir ay önce, bebeğin başı doğum kanalına yerleştiği için bu sorun ortadan kalkar.

Kabızlık

Gebelikte progesteron hormonunun etkisiyle bağırsak kasları gevşer ve bu da kabızlığa sebep olur. Yeşil yapraklı sebzeler gibi lifli yiyeceklerden zengin besin maddelerinin tüketimi, bol su içmek, düzenli jimnastik, haftada üç gün yarım saatlik yürüyüşler iyi gelir. Kabızlık için doktorunuz önermedikçe müshil ilacı kullanmayın.

Kramp

Kalsiyum eksikliğine bağlı olarak; baldır ve ayaklarda, genellikle geceleri sancılı kasılmalar şeklinde gebeliğin son üç ayında kramplar görülebilir. Kramplar bacaklar gergin, ayak parmakları bükülü olduğunda daha sık görülür. Bu ağrılı kasılmalardan kurtulmak için bir elinizle ayağınızı kendinize doğru gererken, diğer elinizle baldırınıza sertçe masaj yapın. Ağrı geçtiğinde kan dolaşımını hızlandırmak için birkaç dakika yürüyün. Doktorunuzun verdiği kalsiyum, D vitaminini kullanın ve bol bol güneşe çıkın.

Sık İdrara Çıkma

Gebeliğin ilk aylarında ve son aylarında görülür. Rahimin idrar torbasına yaptığı bası nedeniyle oluşur. Gece tuvalete kalkmak istemiyorsanız, geceleri daha az su tüketin. İdrar yaparken yanma hissettiğinizde mutlaka doktora başvurun. İdrar yolu iltihabı gebeliğin ilk aylarında düşüğe, son aylarında erken doğuma neden olabileceği için bu konuda özellikle dikkatli olmak gerekir.

Vajinal Akıntı

Gebelikte hormonal değişikliklere bağlı olarak berrak ya da beyaz renkte akıntı oluşur. Bu akıntı normaldir fakat kolayca mantar enfeksiyonuna dönüşebilir. Peynir kesiği kıvamında beyaz akıntı, kaşıntı hissi ve idrar yaparken yanma mantar enfeksiyonunun belirtileridir. Böyle durumlarda mutlaka doktorunuza danışın. Vajinal deodorantlardan ve parfümlü sabunlardan uzak durun. İç çamaşırınızı sık sık değiştirin ve naylon iç çamaşırı giymeyin.

Varis

Gebeliğin son aylarında daha çok görülebilir. Uzun süre ayakta duranlarda, kilolularda ve ailesinde varis olanlarda daha yaygındır. Sorunu gidermek için sık sık ayaklarınızı yükseğe kaldırarak dinlenin. Yatarken ayaklarınızın altına yastık koyun. Ayak bileklerinizle düzenli daireler çizin. Bacaklardaki şişme gebelik zehirlenmesinin belirtisi olabilir. Bu nedenle bacaklarınızda şişme olursa tuz alınımını en aza indirin ancak tümüyle kesmeyin.

Yazının devamı...

“Bayramda kilo vermek ve sağlıklı kalmak mümkün”

Bayram geldi, hoş geldi. Ancak; “Bayram dediğin şekersiz, çikolatasız, tatlısız, böreksiz olmaz.” fikri günümüzde hala yaygın. Üstelik sağlık açısından oldukça zararlı tüm bu yiyecekler cezp edici görseller ve “Senin için yaptım, yemezsen kırılırım, yemeden bırakmam” gibi bitmek bilmez ısrarlar ile sunuluyor. Tüm bu ısrarlardan kurtulmak isteyenler neler yapmalı? Diyabet, tansiyon, kolesterol gibi sorunları olanlar bayramda nelere dikkat etmeli? Canımız istese de midemiz istemesin diyenler ne gibi önlemler almalı? Tüm bunları iç hastalıkları uzmanı, “Sayarak Zayıfla 5333” kitabının yazarı, Dr. Ayça Kaya ile konuştuk.

“Şeker hastaları bayramda komaya bile girebilir”

* ayı boyunca yavaşlayan metabolizmamızı eski haline getirmemiz gerekiyor. Bu ihtiyaçlarımızı karşılarken kilo almak istemiyorsak en pratik çözüm küçük porsiyonlar, sık öğünler ve açık havada günlük 40 dakika yürüyüş.

* Bayramın ana ikramları baklava, kadayıf, revani gibi hamurlu-şekerli tatlılar, çikolatalar, şekerlemeler ve lokumlar olduğu için şeker hastaları çok dikkatli olmalı. Kendisini tutamayıp ikramları geri çeviremeyen şeker hastaları bayramda komaya bile girebilir. Bu nedenle şeker içeren hiçbir şeyi ağızlarına sürmemeliler.

***

* Bayram kahvaltılarında ikram edilen tuzlu peynirler, zeytinler veya çay yanında sunulan tuzlu börekler tansiyon hastalarında tansiyon yükselmesine sebep olabilir. Bunlardan uzak durmalılar.

“Misafirliğe gitmeden önce bir fincan sütlü kahve için”

* Bayramda davetlere, gezmelere veya açık büfeli otellere tatillere gittiğimiz için kilo sorunu olanlar risk altında. Özellikle kendini tutamayanlar misafirliğe gitmeden önce bir fincan sütlü kahve içerlerse tokluk hisleri artacaktır. Yemekten 10 dakika önce bir bardak ayran veya su içmek de yemekte fazla kaçırma riskini önleyebilir.

“Sakın ‘Diyetteyim’ demeyin ‘Midem rahatsız’ deyin”

* Bayram tatilinde kişiler iki-dört kilo alabiliyorlar. Bunun en büyük sebebi emek veren yakınlarımızın ısrarını kıramayışımız. Israr karşısında “diyetteyim” demek ısrarın dozunu artıracak en kötü yöntem. Nazikçe “Biraz midem rahatsız, düzelirse birazdan tadına bakmak isterim” demek ise en iyi çözüm. Ev sahibiyken de misafirlerinizi öldürmek istemiyorsanız tüm bu riskleri göz önüne alarak fazla ısrar etmeyin.

***

* Bayramlarda riski en yüksek gruplardan biri zayıf kişilerdir. Çevreden “Ye de biraz kilo al” baskısına maruz kalıyorlar. Ama ikram edilen tatlılar, börekler yüksek kalorili ve sağlıksız yiyecekler olduğu için ishal, bulantı, kusma, hazımsızlık, şişkinlik ve gaz problemleri yaşayarak sıkıntılı bir bayram geçirebiliyorlar.

“Rezene ve anason çayı mideyi rahatlatır”

* Mide sorunu olanlar midelerini rahatsız eden şeylerden uzak durmalı. Ama
fark etmeden ikram edilen bir yiyeceğin içinde olduğu için yedilerse de rezene ve anason çayı ile midelerini rahatlatabilirler.

* Baklavalar, börekler çok yüksek yağla yapıldığından kolesterol hastaları da bayramda ciddi kolesterol yükseklikleri ile karşılaşabilir. Bu kişiler kızartmalardan, çok yağlı peynirlerden, kıymalı yemeklerden ve yağlı böreklerden uzak durmalı.

"Bu bayram sağlıklı kalın ve kilo verin"

* Bayramda tüm bu önerilere dikkat ederek, boş zamanlarda aktiviteleri arttırarak ve ikramlar karşısında irademizi koruyarak bayramı bir fırsata çevirip, kilo almak yerine kilo vermek ve sağlıklı kalmak mümkün. Bu bayram bunu deneyin.

Yazarın diğer yazıları için : https://www.facebook.com/metinuyarofficial

Yazarın twitter hesabı: https://twitter.com/metinuyar

Yazının devamı...

Eczacıların ve Eczane Çalışanlarının Can Güvenliği Tehlikede

Eczanesi olmayan bir eczacı olarak itiraf etmeliyim ki en sık karşılaştığım sorulardan biri; “Diplomanızı kiralıyorsunuz ama değil mi?” oluyor. Cevabı içinde verilmiş bu soruyla karşılaşınca, önce yüzüm asılıyor sonra bakışlarım sertleşiyor ve suratım düşüyor. Ardından da “Bu soruyu siz sormamış olun. Ben duymamış olayım. Mümkünse hiçbir eczacıya da bir daha sormayın.” diyorum. Çünkü bu muvazaadır! En basit şekliyle eczacılık yapabilmeni sağlayacak diplomanı yani eczane açma hakkını, eczacı olmayan birine kiralaman demektir. Bu özünde; çok zorlu bir eğitim olan eczacılık eğitimini almayan, sağlık bilgisi olmayan ve tek amacı para kazanmak olan birine bu yetkiyi vermektir. Yani eğitimini, mesleğini, meslektaşlarını ve halk sağlığını kiralamakla aynı şeydir. Biz eczacılara bu çok ayıp ve yanlış gelir. Bunu yapanlar yok mu? Elbette var. Her mesleğin içinde her tür insan olduğu gibi... Ancak bunun bu kadar yaygın sorulur olması, bir özeleştiri yapmamız gerekirse; eczanelerinde durmayan eczacı meslektaşlarımızın da suçu. Yine de unutmayalım ki; eczanede peynir, ekmek değil ilaç veriliyor. İnsan hayatıyla doğrudan ilgili olan bu mesleği sadece para kazanmak amacıyla yapacak bir zihniyetten daha tehlikeli ne olabilir ki? Eczacılar bu nedenle muvazaanın karşısındadır. Bunu engellemeye çalıştığında tehdit de edilir çünkü orada dönen bir para çarkı vardır. Ama boyun eğmez. İşte son örneği...

***

Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ve 54 Eczacı Odası’nın dün yayınlanan basın açıklamasına köşemde olduğu gibi yer veriyorum. Bu açıklama beni çok mutlu etti. Çünkü zaman zaman karşı karşıya gelen odalar bile burada bir araya gelmiş. Daha sık bu birliktelikleri görmek dileğiyle...

***

“Eczacıların ve Eczane Çalışanlarının Can Güvenliği Tehlikede

Değerli Basın Mensupları,

Dün akşam saatlerinde Osmaniye Eczacı Odası Başkanımız Ecz. Zeki Özgen, eczanesinde ne yazık ki fiziksel bir saldırıya maruz kalmıştır. Bu çirkin saldırının, ‘muvazaa şüphesi bulunan ve hakkında incelemeler sürdürülen bir eczacı’ tarafından gerçekleştirilmesi ise hepimizi ayrıca hayrete düşürmüş ve haliyle dikkatleri de bir kez daha mesleğimizin kanayan yarası olan muvazaaya çevirmiştir. Türk Eczacıları Birliği olarak; değerli başkanımızın başına gelen bu vahim olayı esefle kınıyor, sorumluların hak ettiği cezayı alması için hukuki sürecin takipçisi olacağımızı belirtiyoruz!

Mücadele Azmimiz Daha da Artacak!!!

Muvazaa karşısındaki mücadelelerinden ötürü, geçmiş yıllarda saldırıya uğrayan çok sayıda eczacı yöneticimiz olmuştu. Daha önce Gaziantep Eczacı Odası ve Batman Eczacı Odası yöneticileri ile Diyarbakır Eczacı Odası Başkanı saldırıya uğramışlardı. Bu kez de Osmaniye Eczacı Odası Başkanı Ecz. Zeki Özgen'in, dün akşam saatlerinde ‘muvazaa şüphesi bulunan ve hakkında incelemeler sürdürülen bir eczacı’ tarafından eczanesinde saldırıya uğraması, saldırının yine muvazaa mücadelesinden kaynaklanabileceği ihtimalini güçlendirmektedir. Dolayısıyla bir kez daha altını çizmekte fayda var; mesleğimizi korumaya yönelik attığımız her adımın bu tür baskı, şiddet ve yıldırma eylemleri ile önü kesilmeye çalışıldıkça mücadele azmimiz her geçen gün daha da artacaktır.

Yasa dışı eczane açmak suretiyle mesleğimiz ve toplumumuzun sağlığı açısından büyük tehdit teşkil eden muvazaa faaliyetleri hususunda, hem Birlik olarak hem de Eczacı Odaları olarak Türkiye’nin her yerinde büyük bir kararlılıkla mücadele vermekteyiz. Ancak bahse konu saldırının da gösterdiği gibi bu mücadele zaman zaman zorlaşmakta ve tehlikeli boyutlara varmaktadır. Bu doğrultuda, 6643 Sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu’nda değişiklik yapılarak, Bölge Eczacı Odası Başkan ve yöneticilerinin muvazaa ile mücadelelerinde daha güçlü hareket etmelerini sağlayacak bir düzenleme elzem hale gelmiştir.

Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ve 54 Eczacı Odası olarak; Osmaniye Eczacı Odası Başkanımıza yönelik yapılan bu çirkin saldırıyı bir kez daha nefretle kınıyor, Sayın Ecz. Zeki Özgen’e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ, İSTANBUL ECZACI ODASI, ANKARA ECZACI ODASI, İZMİR ECZACI ODASI, ADANA ECZACI ODASI, KONYA ECZACI ODASI, SAMSUN ECZACI ODASI, BURSA ECZACI ODASI, GAZİANTEP ECZACI ODASI, ESKİŞEHİR ECZACI ODASI, ANTALYA ECZACI ODASI, DİYARBAKIR ECZACI ODASI, KAYSERİ ECZACI ODASI, ERZURUM ECZACI ODASI, KAHRAMANMARAŞ ECZACI ODASI, ISPARTA ECZACI ODASI, DENİZLİ ECZACI ODASI, ZONGULDAK ECZACI ODASI, TRABZON ECZACI ODASI, TEKİRDAĞ ECZACI ODASI, SAKARYA ECZACI ODASI, AYDIN ECZACI ODASI, MALATYA ECZACI ODASI, ELAZIĞ ECZACI ODASI, ORDU ECZACI ODASI, MERSİN ECZACI ODASI, KASTAMONU ECZACI ODASI, ŞANLIURFA ECZACI ODASI, HATAY ECZACI ODASI, MANİSA ECZACI ODASI, BALIKESİR ECZACI ODASI, KOCAELİ ECZACI ODASI, MUĞLA ECZACI ODASI, AFYON ECZACI ODASI, AKSARAY ECZACI ODASI, KÜTAHYA ECZACI ODASI, ÇANAKKALE ECZACI ODASI, SİVAS ECZACI ODASI, VAN ECZACI ODASI, EDİRNE ECZACI ODASI, KIRKLARELİ ECZACI ODASI, TOKAT ECZACI ODASI, GİRESUN ECZACI ODASI, MARDİN ECZACI ODASI, BATMAN ECZACI ODASI, ÇORUM ECZACI ODASI, UŞAK ECZACI ODASI, AMASYA ECZACI ODASI, OSMANİYE ECZACI ODASI, YOZGAT ECZACI ODASI, KARAMAN ECZACI ODASI, ADIYAMAN ECZACI ODASI, NEVŞEHİR ECZACI ODASI, NİĞDE ECZACI ODASI, BURDUR ECZACI ODASI

Yazarın diğer yazıları için : https://www.facebook.com/metinuyarofficial

Yazarın twitter hesabı: https://twitter.com/metinuyar

Yazının devamı...

Michael Bloomberg: “Önleyici tıp tedaviden daha önemli”

Newyork'a 2003 yılında sigara yasağını getiren, Newyork’un 108. Belediye Başkanı Michael R. Bloomberg’in konuşmasını canlı dinledim. Türkiye’nin tütün kontrolünde dünya lideri olduğunu söyledi. Önleyici tıbbın da tedaviden daha önemli olduğunu vurguladı.

Dumansız Hava Sahası 6. yılında

Dumansız Hava Sahası 6. yılında... Bu sebeple geçtiğimiz haftasonu Türk Toraks Derneği’nin ev sahipliğinde bir toplantı düzenlendi. Toplantıya konuşmacı olarak Bloomberg Vakfı Başkanı Michael Bloomberg, Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, SSUK Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, Türk Toraks Derneği Önceki Başkanı Prof. Dr. Sedat Altın konuşmacı olarak katıldı. Ben de dinleyiciler arasındaydım.

Bloomberg: "Türkiye tütün kontrolünde dünya lideri”

Toplantıya onur konuğu olarak katılan; Newyork'a 2003 yılında sigara yasağını getiren 108. Belediye başkanı, Bloomberg fonu başkanı Michael R. Bloomberg konuşmasında "Türkiye tütün kontrolünde dünya lideridir. Dünya Sağlık Örgütünün tütün kontrolü için önerdiği bütün yöntemleri kullanan ilk ülkedir. Sigara kullanımı 2008 den 2012 yılına kadar %13 azalmıştır. Bu dört yılda 1.2 milyon daha az sigara içicisi demektir. 2008 yılında restoranlarda pasif sigara dumanına maruz kalma oranı % 56 iken 2012 de % 13'e indi. Önleyici tıbbın tedaviden daha önemli olduğunu düşünüyorum. Kurumum 2007 yılından itibaren ülkenizdeki çalışmacılar ile işbirliği yapmaktadır. Birlikte sağladığımız gelişmeler sadece insan hayatı kurtarmadı, diğer şehirlere ve ülkelere nelerin mümkün olduğunu gösterdi." dedi.

Sigara içmeyenlerin sağlık hakkını gasp etmeyin!

Toplantıda konuşan; Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk ise "Sigaranın ucundan çıkan veya içicinin üflediği duman aralarında benzopiren, aromatik hidrokarbonlar ve radyasyon olmak üzere 69 kanser yapıcı madde içermektedir. Bu dumana maruz olmadan kapalı alanda bulunmak en önemli sağlık hakkıdır.” dedi. Eğer sigara içiyorsanız bu cümle size sesleniyor. Lütfen sigara içmeyenlerin sağlık hakkını gasp etmeyin. Sağlıklı yaşamak adına yediği yiyeceğin, içtiği içeceğin içeriğini bile yüz kere kontrol eden insanların suratına o dumanınızı üflemeyin.

Tek bir cümle ile sigaradan kurtulun: “Ben seni bırakabilirim”

Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı da toplantıda ABD Sağlık Bakanlığı’nın verilerini paylaştı. Son 50 yılda ABD’de toplamda 20,830,000 kişinin tütün ve tütün ürünleri sebebiyle hayatını kaybetmiş. Pasif sigara dumanına maruziyet de kanser, solunum, kalp damar hastalıkları ile doğrudan ilişkiliymiş, kadınlarda düşüğe bile sebep olabiliyormuş ve bebek, çocuk sağlığı üzerinde olumsuz etkileri varmış. Bunca zarara değer mi bir sigara diye sormadan edemiyorum. Uzun yıllar sigara içip bırakmış kişilerle konuştuğumda da anlıyorum ki; sigara ile yollarınızı ayırmak tek bir cümlenize bakıyor. O da: “Ben seni bırakabilirim”

Yazının devamı...

Yerden binlerce kilometre yukarıdan, doğal ve lezzetli yiyecekler tarlasına

“Büyükşehirde, büyük şirkette çalışmak artık yıpratıcı ve yorucu gelmeye başladı” bu cümleyi o kadar çok kişiden duyuyorum ki... Ama bunu söyleyen hiç kimsenin özellikle de şehrin en hareketli yaşantılarından birine sahipken tası, tarağı toplayıp kentten köye göç ettiğini görmemiştim. Bu nedenle 19 yıl Türk Hava Yolları’nda çalışmış Berna Tanyolaç’ın hikayesi ilgimi çekti.

***

Kabin memurluğu, kabin amirliği, Havayolları Kabin Memurları Derneği Başkanlığı, kabin eğitim müdürlüğü gibi görevlerle mesleki başarı grafiği sürekli yukarıya doğru giderken ruhunun daha sakin ve dingin bir hayat istediğini fark eden Tanyolaç geçen onca yıldan sonra Keşan’a ailesinin yanına dönüyor.

***

Ailesinin 1958’den beri susamdan tahin üretimi yapan bir fabrikası var. Erkek kardeşi gıda mühendisi. O da doğal ürünler yetiştirmek istiyor ve tarlalarında doğal tarım uygulamalarını başlatıyor. Hormonsuz, suni gübre, ot ve böcek ilaçlarından uzak ürünleri yetiştirmeye başlıyor.

***

Bu kısmı benim özellikle ilgimi çekiyor. Çünkü hangi doktorla röportaj yapsam “Doğal gıdalar tüketin.” diyor. İyi hoş da; o doğal gıdaların gerçekten doğal olduğundan nasıl emin olacağız? Peki doğal gıdayı nereden bulacağız? Doğal gıdalara neden bu kadar zor ulaşılıyor? Doğal denilen şeylerin sunumu neden hiçbir zaman göz zevkimize hitap etmiyor?

***

Tanyolaç hepsini cevaplandırıyor. “Doğal gıda kokusundan ve renginden kendini belli eder. Yıllarca yurtdışı seyahatlerimde müze gezdiğim gibi marketleri de bir araştırmacı gibi gezdim. Ürünlerin sunumlarını da inceledim. Şunu fark ettim; doğal gıdalar yurtdışında çok daha ulaşılabilir ve şık sunumlar içinde. Neden bu Türkiye’de de olmasın dedim.” diyor.

***

Gerçekten de Mishka ürünlerinin şık bir sunumu ve güzel görüntüleri var. Ulaşılabilirliği sağlamak adına da müşterilerinin evlerine kadar yolluyor. Ailecek biz Tanyolaç’ın ürünlerini tattık ve çok beğendik. Tek üzücü yanı doğal olduğu için her mevsim her ürün bulunmuyor.

***

Hikayesini daha detaylı merak edenler ve kendisine ulaşmak isteyenler için internet sitesi:

Yazının devamı...

Selüliti, saç dökülmesini, akneyi, uykusuzluğu, mutsuzluğu ... aromaterapi ile çözün

Geçtiğimiz haftasonu Zeytinburnu Tıbbı Bitkiler Bahçesi’nde; Prof. Dr. A. Ulvi Zeybek tarafından verilen “Aromaterapi” kursuna katıldım. İki günlük hızlandırılmış kursta epeyce pratik bilgi öğrendim. Fitoterapi (Bitkisel tedavi) biliminin bir alt dalı olan aromaterapi (Uçucu yağların kontrollü kullanımıyla sağlığı koruyucu, bazı hastalıkların tedavisini destekleyici kullanımı) bilimi; gergin toplantılardan, yatak odalarımıza kadar her yerde kullanılıyormuş.

Kanser hastaları, doğuma girecek anne adayları, uykusu gelen pilotlar...

Almanya’da ağrı azaltıcı ve stres giderici olarak kanser tedavilerine ek aromaterapi uygulanıyormuş. Doğuma girecek anne adaylarının, sınava girecek öğrencilerin, patronuyla kavga eden çalışanların başka başka formüllerle stresleri azaltılıyormuş. Serotonin hormonunu arttırarak mutluluk veren uçucu yağlar (Yasemin, gül...) varmış. Bazı firmalar çatışma ortamının oluşabileceği gergin toplantılardan önce, toplantı salonunda çeşitli aromatik yağları buhurganlığa (koku yayıcı) koyarak ortamı sakinleştiriyormuş. Büyük bir havayolu şirketinin pilotları ise uçuşlarda konsantrasyonları düşmesin, uykuları gelmesin diye; limon, kuşdili ve ardış uçucu yağlarını kullanıyormuş.

Uykusuzlukta, cilt lekelerinde, aknede, yağları yakmada...

Uykusuzluk çeken yetişkinlerde, hiperaktif çocuklarda yastığa damlatılan tıbbi lavanta yağı, ciltteki kızarıklıkları yatıştıran tıbbi papatya yağı, proje ve sınav dönemlerinde konsantrasyonu arttırmak için kullanılan gül ve portakal yağı, cilt lekelenmelerini gidermede kullanılan limon yağı, akne tedavilerinde kullanılan tea tree oil (halk arasındaki adıyla çay ağacı yağı), bölgesel kilo fazlalıklarında yağları parçalamada kullanılan aspir yağı ve daha nicelerinin aromaterapide kullanıldığını öğrendim.

Sedefte, egzamada, doğum çatlaklarında, diyabetik ayakta...

Sedeften egzamaya, doğum çatlaklarından diyabetik ayağa çok sayıda sağlık sorunun tedavisinde tamamlayıcı tıp olarak aromaterapiden yararlanabilleceğimizi öğrendim. Ancak; aromaterapinin sağlık yararlarına ulaşabilmek için aromaterapi eğitimi almış bir doktora danışmak, bu ürünleri eczacıdan almak ve eczacımıza hazırlatmak birincil önceliğimiz olmalı. Aksi durumda; yarar görmeyebileceğimiz gibi ( Etkili bileşenini yeterince içermeyen ürünler vb) bilinçsiz karışımlardan dolayı zarar da görebiliriz.

* Prof. Dr. A. Ulvi Zeybek’in izniyle dersinde öğrendiğim formüllerden ikisini sizlerle bu yazımda paylaşıyorum. Bu karışımları aromaterapi eğitimi almış bir eczacıya hazırlatabilirsiniz.

Selülit tedavisi için:

* Eucalyptus citriodora .... 2 ml

* Citrus limon ................... 2 ml

* Cedrus sp. ...................... 2 ml

* Salvia officinalis ............. 2 ml

* Cupressus sp. ................. 2 ml

* Niaouli ........................... 2 ml

* Fındık yağı ..................... 100 m

Formül selülit tedavisinde haricen kullanılıyor. Önceden sıcak su veya buharıyla yumuşatılımış Luffa ile tatbik ediliyor. (Haftada 3 kez)

***

Saç dökülmesine karşı:

* Sedir (Cedrus atlantica) ................ 2 damla

* Kuşdili (Rosmarinus officinalis) ..... 3 damla

* Kırmızı kekik (Thymus vulgaris) ...... 2 damla

* Tıbbi lavanta (L.angustifolia) .......... 3 damla

* Jojoba yağı ...................................... 20 ml

Formül (Prof. Wabner Formülü) temiz saça geceleri 15-20 dakikalık masajlar ile uygulanıyor. En az 2 saat saçta kalması gerekiyor. Saç dökülmesinin durması için en azından 3 hafta kullanılması gerekiyor. Yeni saç çıksın isteniyorsa en azından 6 ay kullanılması gerekiyor.

***

Güncel sağlık bilgileri, haberleri, röportajları ve yazarla iletişim için: https://www.facebook.com/metinuyarofficial

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.