SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Hangi Fanteziler Faydalıdır!

Birine çok kızdığımızda, öfke hissi o kadar güçlü olur ki, o an tek seçeneğin intikam olduğuna inanırız. Peki, sonuç ne olur? Keşkeler peşimizi bırakmaz, arzuladığımız tek şey intikam olsa da sonuç bizi tatmin etmez. Çünkü öfke anında zihin kendini haklı çıkartmak için beş duyumuzu da göreve çağırır. Örneğin, zihinden geçen düşünce acı ise görme duyusu, “ demeyip, sadece oradaki acıyı gösterecektir. Yani zihnimizden geçen düşünceler acılı ise beş duyumuz da acı formuna girecektir. İşte düşüncelerin gücü buradan gelir.

Madem düşüncelerin böylesi bir gücü var, onları bize hizmet edecek şekilde kullanamaz mıyız? Tabii ki kullanabiliriz. Bunun için de zihnimizin gurusu olmalıyız. Örneğin, intikam anı geldiğinde intikam hissini yaratan düşüncenin tam zıddı başka bir düşünceyi yani içerisinde sevginin olduğu diğer bir alternatifi bulmaya odaklanabiliriz.Odaklanalım derken, intikamı düşünmeyelim demiyorum, sadece o sihirli an geldiğinde intikam ile birlikte onun tam zıddı olanı da dikkate alalım diyorum.

Gerçek şu ki! Birine maddi yardım yapmak istiyorsanız önce cebinizde paranızın olması gerektiği gibi başkalarından dürüstlük, saygı, anlayış ve tolerans bekliyorsanız önce siz kendinize ve diğerlerine dürüst, saygılı, anlayışlı ve toleranslı olmalısınız. Bunun için de kendinize şu soruyu sorun,

Her akşam bir iki dakika kadar o gün içerisinde sevgi ve huzur niyeti olan düşüncelerin yer aldığı fantezilere zaman ayırıp ayırmadığınızı kontrol edin. İmgeleme gücünüz o kadar güçlüdür ki, bir iki dakika içinde size istediğiniz bilgiyi sunacaktır. Sabah kalktığınızda ise, kendinize bir evvelki gece almış olduğunuz kararları hatırlatın. Bu şekilde hem kendinize hem diğerlerine hizmet etmiş hem de sürekli fantezi peşinde koşmuş olursunuz. Ben buna bir taşla iki kuş vurmak derim.

Her Daim Sevgi ve Işıkla

sibel.kavunoglu@gmail.com

www.nefestr.com

Yazının devamı...

Öfkeyi Fırsata Dönüştürme

Spritüal çalışmalara ilk başladığımda, söylenenleri uygularsam öfkeden kurtulacağıma inanırdım. Ancak aradan birkaç yıl geçmişti ve ben hala öfkeden kurtulamamıştım. Yine de yılmadan çalışmalarıma devam ettim. Şimdilerde ise öfkeyi yok edemeyeceğimi biliyorum. İzin verdiğimde, öfkenin her an yaşamıma sızacağının farkındayım. Tıpkı dünya şampiyonu sporcuların yaptığı gibi öfkenin yaşamıma sızmaması için antrenmanlarıma devam ediyorum. Ve bu konuda da çok hassasım. Çünkü biliyorum ki öfke gündemde olduğunda beni benden uzaklaştırıyor. Kısaca öfkenin sonuçları bana iyi gelmiyor. Eminim, sizlerin de öfkeyle başa çıkma yöntemi var. Bunlardan en bilineni; bizi kızdıran olaylardan ya da kişilerden uzak kalma hatta mümkünse söylenenlere karşı duyarsız kalma yani “”. Benim uyguladığım yöntemin ismi ise “” dir. Bu yöntem şöyle uygulanıyor;

Bilindiği gibi öfkenin enerjisi o kadar güçlüdür ki insanı hemen harekete geçirir. Hırs, kızgınlık, nefret etme gibi duygular içinde kalma ya da tekme, tokat gibi fiziksel hareketlere ya da yemek yeme, kendine zarar verme, sigaraya sarılma gibi aktivitelerin yolunu açar. “” yöntemini uygulamak için; öfkeli anınız geçtikten sonra evinizde tek başınıza kaldığınızda aynı olayı tekrar hatırlayıp öfkenize “” (*) ile bakıyorsunuz. Öfkeye, hiçbir hikâye, sonuç, anlam üretmeden nefes farkındalığı ile bakarak, geçmişte aynı hissi ne zaman, nerede hangi mekânda iken hissettiğinize odaklanıyorsunuz. Eski anınızla bir müddet zaman geçirdikten sonra bir öncekine daha sonra da diğerlerine gidiyorsunuz. Bu yöntemi uygulamayı seçtiğinizde keşfedeceklerinize çok şaşırabilirsiniz.

Unutmayın, öfkemize sahip çıkarak onu fırsata çevirme sorumluluğu sadece ve sadece bize aittir. Önemli olan onunla yüzleşmeye ne kadar hazır olduğumuzdur. Öfkenin tek ilacı vardır, o da sevgidir. “ tekniği ile şimdiki ve geçmişteki anlarınıza sevgi göstermedikçe onu alt edemezsiniz. Bu yüzden de kendinize şu soruyu sorun;

Her Daim Sevgi ve Işıkla

www.nefestr.com

www.sibel.kavunoglu@gmail.com

(*) Nefes Farkındalığı Egzersizi için

Yazının devamı...

Ama Hala Mutsuzum!

Şefkatin şifa gücüne inanarak elimizden geldiği kadar kendimizi sevmeye ve şefkat göstermeye çalışıyoruz. Evet, kendimize şefkat göstermeye çalışıyoruz çalışmasına da “ diyorsanız, şefkatin yaşamınızdaki izlerine bir göz atmanızı öneririm.

Ben şefkatin, alt yapısında bağımlılıkların olup olmadığına göre değişen iki farklı hali olduğuna inanırım. Yaşamınızda alt yapısında bağımlılık olan şefkat hakim ise mutsuz olmanız çok normal. Çünkü kanser, astım vb. gibi rahatsızlıklar fiziksel, bağımlılıklar da zihinsel rahatsızlıklar kategorisine girer. Bu yüzden de bağımlılıklar konusunda acilen bir şeyler yapmak gerekir.

Şefkatin alt yapısında bağımlılık var ise, şefkat gösterdiğimiz kişileri sahiplenir, onlardan bahsederken “” şeklindeki hitap şekillerini kullanırız. Bu hitap şekillerini, sadece oradaki çocuğun sizin soyadınızı taşıdığını ya da o kişinin sizinle aynı şirkette çalıştığını anlatmak için kullandıysanız hiçbir sorun yoktur. Ancak çocuğunuzun ya da o insanın sadece ve sadece sizin tekelinizde olduğunu varsayarak; geçmişte yapamadıklarınızı onun yapmasını isteme, başarısında payınız olduğuna inanma, illa sizin yönteminizi uygulamasını isteme şeklindeki fikirlerin hâkim olduğu eylemlerin içindeyseniz, mutluluğunuzu sağlam temeller üzerine oturtmamışsınız demektir. Sahiplenilen her ne ise evrendeki diğer her şey gibi günün birinde değişecektir. Değişim anı geldiğinde değişmemekte ısrarcı olduğumuz sürece, gün gelecek, rüzgâr artık sizin tarafınızdan esmemeye başlayacaktır. Rüzgâr sizin tarafınızdan esmediğinde ise sabırsızlanacak, kızacak, hatta kavga etmeye başlayacaksınız. Belki de geceleri rahat uyuyamayacak, iştahınız kapanacak ve sonunda sağlığınız bozulacaktır. Sonuç olarak içerisinde mutluluğun olmadığı anlar ile ilgili, ne derseniz deyin geçmişte ekilen tohumun şefkat olma ihtimali çok azdır.

Hadi şimdi 5-10 dakika kadar “ Nefes Farkındalığı Egzersizi(*)” yaparak şefkatin yaşamınızda hangi halinin etkin olduğunu araştırın. Aşağıdaki sorular bu konuda size yardımcı olabilir.

Sizdeki şefkatin alt yapısında bağımlılıklar var mı? Bu alt yapıya neler sebep olmuş olabilir? Geçmişte olabilir? Şefkatin alt yapısında bağımlılık olmayacak şekilde nasıl düzenleme yapabilir? Şefkati bilgece yapılandırdığınızda hayatınızda neler olur? Ve bu yapılandırmayı yaparken şu an yaşamınızda olan neleri bırakmanız gerekiyor?

Her daim sevgi ve ışıkla

www.nefestr.com

www.sibel.kavunoglu@gmail.com

(*) Nefes Farkındalığı Egzersizi için

Yazının devamı...

İçimizdekini Yansıtanlar

Yolda karşılaştığımız insanlar, ailemiz, arkadaşlarımız, gezdiğimiz gördüğümüz yerler vb. gibi dikkatimize çekilen her şey “” kategorisine girer. Örneğin, var oluşun ikinci düzeyi olarak bilinen bitkiler âlemi bizlere içimizdeki sevgiyi yansıtır. Doğadayken kendimizi çok iyi hissetmemizin sebebi de bundandır. Daha önce fark ettiniz mi? bilmiyorum ama sürekli negatifte olan insanlar bile doğadayken değişirler. Nasıl mı? Oradayken “” şeklinde konuşmalar yapılmaz. Çünkü bitkiler âleminin sihri negatifi pozitife çevirir.

Güzel Türkiyem de içimizdeki sevgiyi yansıtma potansiyeli olan bir sürü yer var. İşte bende bu yaz içimdeki yansımaları keşfetmek üzere Artvin’nin Borçka ilçesine bağlı Maçahel ( Camili) köyüne gittim. Maçahel, yüksek dağlarla çevrili gizli bir yer. Kuzenimin deyimiyle “”. İçerisinde 6 farklı köyü barındırıyor. Kış mevsiminden önce bu vadiden çıktınız, çıktınız, aksi takdirde kar, kış ve yüksek dağların misafiri olma olasılığınız yüksek.

Maçahel, doğal ormanları, genetik özelliği bozulmamış Kafkas arıları, iyi yanlarınızı yansıtmaya kararlı insanları ile ölmeden önce görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Dediklerine göre buradaki doğal ormanlardan, dünyada sadece 100 tane varmış ve Maçahel, Türkiye’nin tek biyosfer rezerv alanıymış. Hatta 2005 yılında Unesco tarafından koruma ağı kapsamına alınmış. Ayrıca buranınyağmur ormanlarındakine benzer bir iklimi var. Sizin anlayacağınız yağmur ormanlarını görmek istiyorsanız onca yolu kat edip amazona gitmenize gerek yok.

” diyorsanız Maçahel’e bir uğrayıverin. İzin verin, Tema vakfının güzel insanları ile yöre halkı, büyük bir zorluklarla dağların tepesinde inşa ettikleri güzel evlerinde sizleri konuk etsinler.

Her Daim Sevgi ve Işıkla

sibel.kavunoglu@gmail.com

www.nefestr.com

Yazının devamı...

Bazıları Zor, Bazıları Neden Kolaydır!

Bizi zorlayan deneyimler olduğu gibi zorlamayanları da var.

Aslında bu sorunun yanıtı çok basit. “ Örneğin, bazısı spor yapmaya bayılır, bazısı ise” şeklinde fikir yürütür. Aslında sporu zor yapan spor değildir. Sporun çevresinde geliştirilen düşünceler onu çekilmez hale getirir. Aksine spor yapmayı seven biri, öğlen tatili ya da sabah uykusundan fedakarlık ederek spor yapmak için zaman yaratır. Çünkü onun için spor bir yana, diğerleri bir yanadır. Benzer durum, hayatımızdaki kişiler için de geçerlidir. Bazıları sadece” der, ama biz “ şeklinde tepki veririz. Tepkinin sebebi o kişiyi diğerlerine göre daha az seviyor olmamızdır. Aksi kategoride olanların ise hiçbir hareket ve sözünden etkilenmeyiz. Çünkü her zaman “. Zorlandıklarımız ve zorlanmadıklarımız şeklinde bir liste yapacak olsak, zorlanmadıklarımız en çok sevdiklerimiz, zorlandıklarımız ise en az sevdiklerimiz çıkacaktır. Şimdi bazılarınız “, yeni bir şey söylemiyorsun“ diyor olabilir. Evet, yüzde yüz haklısınız, yazdıklarım yeni bir şey değil. Ancak, bugün, sırf zorlandınız diye arzu ve isteklerinizin önündeki engeli aşamadığınızda, engel olarak gördüğünüz her ne ise onu sevmekten başka çareniz olmadığına dikkatinizi çekmek ve bu engelleri aşabilmek için neler yapabilirsiniz ondan bahsetmek istiyorum.

Diyelim ki; bir grup insanla birliktesiniz. Grubun içinden birisi herhangi bir konu hakkındaki fikrini paylaşıyor. Diyelim ki siz bu fikre katılmıyorsunuz. Bunu ilan etmek için can attığınızı fark ettiğiniz an, “deneyinama bu seçiminizde kararlı olun. Sonuç ne mi olacak? Tabii ki işiniz kolaylaşacak. Ya konuşan kişi lafını tamamlamadan size söz hakkı tanıyacak ya da konuşmasını bitirdikten sonra sizi dikkatlice dinlemeye başlayacaktır. Aksi durumu yani “ ” ’u seçtiğinizde ise işlerin zorlaştığı zona adım atmış olursunuz. İşte bu da halk arasında “” şeklinde tanımlanır. Peki, bu zondan nasıl çıkılır? Bol bol pratik yaparak!

Daha önce “” çalışması yaparak belli bir seviyeye geldiyseniz, işiniz çok kolay! Artık” ‘nı size katma değer yaratacak şekilde kullanmanın tam zamanı. Yukarıda yazdıklarımı tekrar okuyun ve hayal gücünüzün süzgecinden geçirin. “ ” kullanarak hayatınızı nasıl kolaylaştıracağınızı keşfedin. Örneğin;

- Geçmişte aranızın çok iyi olmadığı bir kişi ile yaptığınız bir konuşmayı hatırlayın. Konuşma sırasında “ mi? Yoksa “ mi hâkimdi? Rekabet hâkim oldu ise sonuç ne oldu? Nasıl hissettiniz? Şefkat olsaydı aynı konuşma nasıl sonuçlanırdı? Rekabetteyken mi? Yoksa şefkatteyken mi? Yaşam daha kolay? Hangisindeyken daha iyi hissedersiniz? (**)

Ya da başka bir örnekte;

- Yapmakta zorlandığınız bir şeyi sevmiş olsaydınız yaşamınızın nasıl olabileceğini hayal edin. (**)

Hadi deneyin…” söylevinin doğru olup olmadığını “Nefes Farkındalığı” ile araştırın.

Her Daim Sevgi ve Işıkla

www.nefestr.com

Sibel.kavunoglu@gmail.com

Yazının devamı...

Bir Sıfır Önde Olmak

Sevdiklerine karşı sevgi ve şefkat gösteren, dünyadaki fakirlik ve açlık için bir şeyler yapılması gerektiğine inanan zihin aynı zamanda hem öfkelenip nefret eder hem de kıskanır.

Tüm bunların gerçekleşmesi için zihnin eğitilmesi gerekir. Doğadaki düşünebilen, yaratan ve tabii ki seçim şansı olan tek varlık, insandır. Evet, her birimiz hem kendimize hem de diğerlerine faydalı olabilme şansına sahip. , Bu sorunun yanıtını size bırakıyorum.

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz beş hafta boyunca “ tekniğinin nasıl uygulanacağından bahsettim. Bu tekniği uygulamaya başlamış olanlar zihinlerinin eğitilmesi konusunda bir hayli yol kat ettiler. Hatta bazılarınızın artık çevresine daha farklı bir gözle bakıyor. Bazılarınız ise uygulamaya başlamadı. Çünkü hala “” diyor. ”Acaba” diyenlere bir çift lafım olacak. Yaşamda her zaman bir sıfır önde olmak istiyorsanız başka çareniz yok! Kısaca anlatayım.

Uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda, nefes farkındalığının beynin ön lobunu geliştirdiği tespit edilmiş. Beynin ön lobu zihinsel süreçlerden sorumludur. Beynin ön lobunun gelişmesiyle planlama, odaklanma, organize olma, detayları hatırlama, zaman yönetimi gibi hedef odaklı davranışların da geliştiği görülmüştür. Ayrıca beynin ön lobunun, beynin diğer parçaları ile bağlantılı olması sebebiyle duygular ve korkuların düzene girdiği ve kendini daha iyi anlama halinin gerçekleştiği gözlenmiştir. Bu durum aşırı gerilim, stres, acı ve derin çatışma hissinden arınma ve ruhsal bakımdan güçlenme ile sonuçlanmaktadır. Hatta “ çalışmaları yurt dışında birçok okulun eğitim programına dâhil edilmiş. Özellikle sorunlu çocukların olduğu okullarda “ Breathe Room” oluşturulmuş. Sonuçlar ise çok etkileyici. Bu konuda daha detaylı bilgi almak isteyenler aşağıdaki linkin içeriğini inceleyebilir.

http://www.mindfulschools.org/about-mindfulness/research/

Zihnimiz ne annemiz ne babamız ne de dünyaca ünlü gurular tarafından eğitebilir. Bunu ancak ve ancak biz yapabiliriz. Aksi takdirde aynı zamanda hem seven hem de kızan bir zihne sahip oluruz ki bu karmaşanın içinde yaşamak hiç kolay değil. “ tekniğine kafayı takmadan önce benden aynı anda hem sevme hem de kızma karmaşası içinde acı çekiyordum. Niyetim, bu illüzyondan yakamı kurtarmaktı. “bu konuda bana çok yardımcı oldu ve olmaya da devam ediyor.

“” , “ ” istiyorsanız “Nefes Farkındalığı” tekniğini gündeminiz alın.

Her Daim Sevgi ve Işıkla

www.nefestr.com

sibel.kavunoglu@gmail.com

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.