SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Bikininizi gelecek yaz da giymek için 7 ipucu

Hepimiz bu senaryoyu biliyoruz… Mükemmel bir bikiniye sahip olmak için günlerce, haftalarca dolaşmadık mağaza bırakmıyoruz, tatil sonrası da bikinimize elveda etmek zorunda kalıyoruz.

Çünkü bir biki ya da mayonun ömrü sadece o tatil sezonu kadar… Mı acaba? Bunun en büyük nedenlerinden biri de bikinimize ipek bluzumuza verdiğimiz değeri vermiyor olmamız.

Peki, o çok sevdiğiniz bikininizi gelecek yılki yaz tatilinde de giyebileceğinizi biliyor musunuz?

Tabii, ancak bakım kurallarına uyduğnuz takdirde…

1. Tatil bavulunuza bir bikini yerine, birkaç bikini alın.

Böylece kombinasyonunuzun tuz ya da klorlu sudan daha az etkilenmesini sağlayabilirsiniz. Bikininizi güneşte kurutmak hem rengini soldurur hem de kumaşının da elastikiyetini kaybetmesine neden olur. Yüzme sonrası, duş aldıktan sonra yedek bikininizle güneşlenmeye devam etmeniz yerinde olacaktır.

2. Bikininizi kuruturken dikkat!

Bikininizi suda duruladıktan sonra alsa kıvırarak sıkmayın. Kuru bir havlunun üzerine koyup, hafifçe bastırarak suyunu alın. Sonrasında kurumaya bırakın, asla ipe asmayın. Güneşte kurutmaya kalkmayın. Gölgede kurumasına özen gösterin.?

3. Bikinini güneş kremini sürmeden giymeyin.?

Sadece klor ve tuzlu su değil güneş kremi de mayo ve bikininin en büyük düşmanları arasında. Bu yüzden güneş kremini sürdükten sonra, cildinizin ürünü emmesini bekleyin, bikini ya da mayonuzu sonra giyin. Böylelikle giysinizin lekelenmesini de önlemiş olursunuz.

4. Nereye oturduğunuza dikkat edin

Bikini ve mayolar kumaş özellikleri gereği lekelenmeye karşı oldukça hassastır. Bu yüzden özellikle havuz kenarında oturmaktan imtina edin. Çünkü bu tür zeminler, mayo ve bikini kumaşının dokusna zarar verecektir.
?
5. Jakuzi havuzlara dikkat!?

Masaj yapan havuzlar, sıcak-soğuk etkili duşlar gibi ısı değişimli mekanlar, bikini kumaşının materyalinin hızlı erimesine neden olur. Bu yüzden bu tarz mekanlara gitmek istediğinizde, en pahalı bikininizin yerine daha eski bir bikini ya da mayonuzu tercih edin.

6. Bikininizi düzenli yıkayın?

Bikininizi tatil sırasında düzenli olarak her gün yıkayın. Bunun için de sıvı sabun ya da şampuan tercih edebilirsiniz.

7. Çamaşır makinesi bikininize zarar verir?

Aksesuarlı, payetli bikinileri hassas bir biçimde elde yıkamalısınız. Diğer yaz giysilerinizi de hergün çamaşır makinesinde yıkamayın. Yıkamak istediğinizde de hassas yıkama programlarını tercih edin. Seçtiğiniz programın ısısı da fazla 30 derece olmalı. Bikini ve mayolarınızın çamaşır makinesinde zarar görmesini istemiyorsanız, bir çamaşır torbanının içine koyarak yıkayın.

Yazının devamı...

Limonun bilmediğiniz 5 hüneri


Limon, tam anlamıyla bir mucize… Onun sadece bizim hastalıkta ya da susuzlukta yanımızdan ayırmadığımız bir meyve olmasının dışında, gerçek bir güzellik bombası olduğunu biliyor musunuz? Aknelerde ya da sararmış tırnakları beyazlatmada etkisi inanılmaz… Peki, başka?

Limonu seviyoruz. Özellikle de içinde gizli olan aromasının gücünü… Limon bizi sadece soğuk algınlığından korumakla kalmıyor, aynı zamanda o çok pahalı kozmetiklere alternatif olarak güzelliğimize güzellik katmaya yardımcı oluyor. C vitamin, kalsiyum, magnezyumun yanı sıra cildimizin, saçlarımızın ve tırnaklarımızın yapı taşlarını mineral ve antioksidalarla güçlendiriyor.

1. Limon, cildimizi siyah noktaların oluşmasından koruyor. Anti bakteriyel özelliği aknelerle savaşta onun doğal bir alternative haline getiriyor. Bunun için de limonu ikiye kesmek ve sulu yüzeyini ciltte gezdirmek yeterli. Ayrıca suyunu sıkaraka içine birkaç damla bal damlatarak siyah noktalardan kurtulmak için bir silah haline getirebilirsiniz. Bu karışımı cildinizi o özel bölgelerinde 5-10 dakika bekletin ve sonra soğuk suyla duruluyın.

2. Limon, pigment lekelerinin ve yara izlerinin rengini açıyor. İçindeki doğal meyve aside sayesinde bunu gerçekleştiriyor. Ama dikkat! Yaralarda ve küçük kesiklerde kullandığınızda çok fazla canınız yanabilir.?

3. Limon, dişleri beyazlatıyor. Profesyonel diş beyazlatma ürünleri çok pahalı mı? O zaman ev yapımı bir alternatife ne dersiniz? Kabartma tozu ve limon suyunu karıştırın, bir parça pamukla dişlerinize sürün. Ama sadece bir dakika olsun… Çünkü limon suyu diş etlerinizi yakabilir. Sonrasında ağzınızı çalkalayabilirsiniz.

4. Limon, yağlı ciltlere bire bir… Yağlı cildinizi dengeleyebilmek için her türlü yolu denediniz. Bir de benim önerimi denemek ister misiniz? Akşamları limon suyuna batırdığınız bir parça pamuğu yüzünüzde gezdirin. Yüzünüzü ertesi sabah yıkayın. Gerçekten gördüğünüze inanamayacaksınız.

5. Limon, tırnakları güçlendiriyor… Raflarda kozmetik markalarının pek çok tırnak güçlendirileri mevcut. Limon da onlarla aynı etkiyi gösteriyor, üstelik oldukça doğal yollarla. Zeytinyağıyla limon suyunu karıştırın ve tırnaklarınızı masaj yaparak yedirin. Her türlü kırılgan ve yumuşak tırnakları güçlendirmesinin yanı sıra sararmış yüzeyin de rengini açma etkisine sahip.
?
?

Yazının devamı...

Kötü ilişki sağlığınızdan edebilir

Tam 48 yılını psikoterapi çalışmalarına adayan Dr. Howard M. Halpern’in yazdığı ve raflardaki yerini alan ‘Aşk Yetmediğinde’ isimli kitap, mutsuz ilişkileri sorgulayarak birine bağımlılıktan kurtulmanın yollarını gösteriyor.

Bir aşk ilişkisine nokta koyabilmek bazen çok zordur, üstelik zarar verdiği bilindiği halde... Aşk Yetmediğinde adlı yeni kitabında verdiği bilgilerle, mutsuz bir ilişkiye saplanıp kalanlara ve bundan kurtulmak isteyenlere rehberlik yapan Dr. Howard M. Halpern, insanları böyle bir ilişkide tutan şeyin ne olduğuna dair bilmeceyi çözüyor; çözüm yollarını gösteriyor.
“Kötü bir ilişkiyi sürdürmeye devam etmek sağlığınıza zarar verebilir” diyen Dr. Halpern, aynı zamanda böyle bir ilişkinin insanın kendisine olan saygısını ve özgüvenini zedelediğini; hayatını kabusa çevirdiğini anlatıyor. Bu tarz ilişkileri yaşayanların yalnız olmadığını hatırlatan Dr. Halpern, son derece akıllı ve tecrübeli pek çok insanın, onlara zarar verdiğini bildikleri halde, ilişkilerini bitirmekte zorlandıklarını söylüyor.

Sizi mutsuz ettiğini bildiğiniz halde bir ilişkiye nokta koymakta zorlananlar için küçük bir kar/zarar analizi yapmanızı öneriyor.
Bu kar/zarar analizi sayesinde yaşadığınız ilişkinin size tam olarak ne verdiği, ne zaman çöktüğü ve size ne zaman zarar vermeye başladığı konusunda daha sağlıklı düşünmenize yardımcı olacak.
İlişkinizdeki tatmin duygusunu değerlendirmesini yapmaya çalışmak, atılması gereken adımlarla ilgili ölçülebilir bir cevap olabileceği gibi, ilişkiniz üzerinde daha derin düşünmenize ve tatmin olduğunuz-olmadığınız noktaları belirlemenizde size yardımcı olacak.
Dr. Howard M. Halpern, bu değerlendirmeyi ilişkinizle ilgili daha objektif bir analiz yapmanızda yardımcı olmak üzere tasarladı. Aşağıdaki düzenlemeye göre değerlendirmenizin ne boyutta olduğunu bilmek fikirsel de olsa yardımcı olabilir…

Şimdi, ilişkinizde sizi tatmin eden Durumları dürüstçe puanlayarak başlayın:

Çok
Yüksek
Orta
Düşük
Çok düşük
Yüksek

Genel duygusal memnuniyet

İletişim
Dostluk
Ortak zevkler
Somut destek
Duygusal destek
Gelişimsel destek
Sevildiğini hissetmek
Sevmek
Saygı duyulduğunu hissetmek
Saygı duymak
Güvenildiğini hissetmek
Güvenmek
Beslendiğini hissetmek
Beslemek
Haz
Sıcaklık
Cinsel tatmin
Özsaygının varlığını hissetmek
Birlikte zaman geçirme isteği

Bu oylamaları yaptığınızda, hepsine bir göz gezdirin. Sonra da en yüksek tatmini yaşadığınız başlıklara bakın. Bunlar tatmin yaşamadığınız alanlardan daha mı fazla?

Ya da tam tersi mi söz konusu? Bazen tatmin olduğunuz ya da olmadığınız alanların sayısı tek bir alanın durumu kadar önem taşımaz. Örneğin diyelim ki cinsel tatmin sizin için çok önemli bir alan değil, o zaman cinsel tatmini düşük olarak oylamanız yaşadığınız diğer tatmin duygularına kıyasla “bedel” tarafında yer alabilir ya da cinsel tatmin alanını yüksek olarak oylamanız daha önemli gördüğünüz fakat tatmin olmadığınız diğer alanlara kıyasla önemsiz olabilir. Cinsel tatmin önemli gördüğünüz bir alansa, partnerinizle cinsel anlamda mutsuz olmak tüm diğer pozitif yönlere ağır basabilir. Bu alanlara değer biçmek kişiden kişiye değişir. Mutluluğunuzu sağlayacak alanların önemini yalnızca siz belirleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra tüm resme objektif bir gözle bakabilmek aslında çıkarlarınızın tamamen tersine olacak bir şekilde bazı alanlara fazla önem verip bazılarını önemsiz görüp görmediğinizi sorgulamanıza yarayabilir.

Bu tatmin ve tatminsizlik duygularına genel bir bakış açısı kazanabilmek için sizin ilişkinizde bu alanların dışında başlıklar olup olmadığını düşünün.

Kendinize, “Partnerimle ilgili en sevdiğim, en çok değer verdiğim şey nedir? Peki, en sevmediğim şey? İlişkimizde kendimi ne zaman çok mutlu ve memnun hissediyorum? Beni en mutsuz eden anlar hangileri? Bu ilişki gelişmeme nasıl katkı sağlıyor ve gelişmemi nasıl engelliyor?” gibi sorular sorun.
Tüm bu oylamaları, öznel değerlendirmeleri, verdiğiniz cevapları ilişkinizdeki tatmin olduğunuz ya da olmadığınız noktalarla ilgili size yol gösteren birer araç olarak görün. Bu duyguları bir kefeye koyduğunuzu hayal edin ve hangi tarafın ağır bastığını görmeye çalışın. Eğer tatmin olmadığınız noktalara ağırlık veriyorsa o zaman ilişkiyi sürdürme nedenlerinizi gözden geçirmelisiniz.

Tatmin olduğunuz noktalara ağırlık veriyorsa, o zaman kendinize niçin ayrılmak istediğinizi sormalısınız. Bu soruları çok daha yoğun bir biçimde araştırmak için, kâr/zarar analizinin ilişkideki tutkunun derecesiyle ne kadar ilintili olduğunu hesaba katın.

Yazının devamı...

Neden hep aynı tarz erkeğe aşık oluyoruz?

Dışarıda olan içeriyi yansıtıyor, içeride olmayan dışarıda karşılığını bulamıyor. İlişkilerimizde bulamadığımız mutluluğun sorumlusu olarak diğerlerini işaret etmek yerine kendimize dönmemiz ve geçmiş ilişkilerin bize neyi göstermeye çalıştığı fark etmemiz gerekiyor.

Her an ilişki içinde olduğumuz her bir insanla ruhsal boyutta kontratlarımız olduğunu düşünsek, tüm bu ilişkiler çok daha anlamlı hale gelmez miydi? Kuantum Koç ve Eğitmen Ebru Demirhan, yeni kitabı ‘Yaşamın Gizli Sözleşmesi’nde bu teori ile karşımızda...
On yılı aşkın süredir devam eden çalışmalarının sonuçlarına dayanarak “Kontratlar öğrenmek ve öğretmek temeline dayanır” diyen Demirhan, aşk ilişkilerinde de aynı amacın bulunduğunu söylüyor. İlkokuldaki platonik aşkımızdan en tutkulu ilişkimize kadar her biriyle birbirimize ayna olmak için kontrat oluşturmuş olabilir miyiz? Ve karşımıza hala hep aynı karakterler çıkıyor diye şikayet ediyorsak bunun nedeni önceki ilişkilerde dersimizi öğrenmemiş olmamız olabilir mi? Demirhan sorularımız yanıtladı.

- Yeni kitabınızda ruhsal kontratları anlatıyorsunuz. Kontrat ne demek?
Kontrat, öğrenme amacına uygun adımları, olayları, tanışmaları içerir. Dünyaya hayat amacımızı gerçekleştirmek için geliyoruz. İzleyeceğimiz yol ve kişilerle yaptığımız anlaşmaların ortak adı ruhsal kontrattır. Hayatımıza dokunan herkes ve her şey ile kontratımız var. Her eylemin arkasında bir anlaşma olduğundan hiçbir şey tesadüf değil.

- Romantik ilişki yaşadığımız kişilerle de şans eseri eşleşmiyoruz o zaman. Onlarda mı ruhsal kontratımız var?
Platonik aşklar dahil olmak üzere tüm aşk hikayelerimiz kontratlarımızın konusudur. Aşk ilişkisi geçici/süreli kontratların konusudur. Aşk ilişkisi ile ilgili kontratlar yaşamın içinde oluşturulur. Yani önceden hazır ve belirgin değildir. Bu konuyu anlamak için biraz bilinçaltından da bahsedeyim. Hani AVM tuvaletlerinde, içi siyah renkli kadın ve erkek simgesi vardır ya; bilinçaltının duvarında da onun gibi ama içi boş bir partner sembolü var. Yaşam yolunda edindiğimiz ve bilinçli ya da bilinçdışı bir şekilde inandığımız her şey bu modele ekleniyor. Zamanla bu sembolün içi çeşitli özelliklerle doluyor ve ortaya bir partner/eş modeli çıkıyor. Bu model herhangi bir yaşımızda tamamlanmış olabilir ve dilediğimiz zaman da değiştirilebilir. İşte bilinçaltımız modeli belirleyince enerji bedenimize (aura) frekansını verir. Auramız da o frekansa karşılık gelecek olanı bulabilmek için yayına başlar. Buradan sonra kontratlar devreye girer. Tanıştığınız ya da tanışamadığınız, ilişki yaşadığınız ya da tam olacak derken yaşanamayan, en yakın arkadaşınızla evlenen; yani tüm partnerler ve adayları ile ruhsal anlaşmaları takiben olaylar gerçekleşir. Aşk ilişkisi kontratlarını bilinçaltı modellerle birlikte yorumlamak gerekir. Örneğin, “Hep aynı şekilde partnerler geliyor, sadece isim değişiyor” diye bir şikayet varsa, çalışmalarda bilinçaltı partner modelinin kayıtlarını okuyup düzeltince kontratlar da yenilenmiş olur. Ya da “Görülmüyorum, hiç fark edilmiyorum, tercih edilmiyorum” gibi konularda ilk önce kontratları okumak ardından bilinçaltı partner kayıtlarını düzenlemek gerekebiliyor.

- Bu kontratlara örnekler verir misiniz?
Dışarıda olan içerinin yansımasıdır ve ayrıca partner/eş olmanın özünde birbirimize ayna olmak zorunluluğu vardır. Partnerlik kontratları da bu temelle yapılmaktadır. Örneğin, kendi değerini anlamak üzere yaşam yolculuğu olan bir kadın düşünelim. Değerini anlayabilmek için kendi değerini tamamen unutacak kadar aşırı değer görebilir ya da hiç değer görmeyebilir. Kadının değerliliği, erkeğin de ifadeyi dengelemeyi öğrenmek üzere ayrı yolları birlikte öğrenmek üzere birleşiyor. Erkek ifadesini dengeleyerek kadının değerini ona hatırlatırken, kadın da kendi değerini anlarken erkeğin ifade dengesini destekleyecektir. Partner kontratlarının ana hatları öğrenmek ve öğretmek üzerinedir, diğer tüm anlaşmalarda olduğu gibi.

- "Hep aynı erkeklerle birlikte oluyorum" diye şikayet eden bir kadına ne dersiniz?
Öncelikle “hep” dediği şeyin ne olduğunu öğrenmek isterim. Sorumsuz, aldatan, değer vermeyen, açıklama yapmadan bırakıp giden, pasif gibi birçok özellik olabilir. Sonra “Hayatında bu özelliklere sahip başka kimler var?” sorusu ile devam ederim. Hayatında o konunun nasıl bir örüntüye sahip olduğunu bulmak çözüm için verimli olur. “O kişinin de aynı olduğunu fark ettiğinde ne hissediyorsun?” sorusuyla çığ etkisine doğru giden duygularını bulmaya çalışırım. Bu arada onu uzun uzun konuşturmadan sadece bir iki cümle alırım. Önce bilinçaltına kodlanıp partner tanımını bulur, nelerin değişmesi gerektiğini kendisi ile birlikte yorumlar değiştiririz. Bilinçaltı partner kavramı değişince kontratlarda kaderi bir düğüm olup olmadığına bakarız. Kişi kendi içinde bir değişim yaşadığı zaman mevcut partner ya da eş ile ilişki de doğal akışla değişecektir. Kayıtları değiştirmekle ilgili karar alma ve eyleme geçme hali kontratta çok hızla karşılık bulacaktır.

- İlişkinin bitmesi kontratın bitmesi demek midir? Kontratlar nasıl biter?
Kitabımda bu konuya bir başlık ayırdım: “Kontratlar nasıl biter ya da bir türlü bitemez?” Kişi ile ilişkinin bitmesi kontratın bittiği anlamına gelmez. Kontratların ana maddeleri kişilerden ziyade duygu ve durumlarla ilgilidir. Örneğin “sorumsuz erkeklerle karşılaşmak ve bu konuyu çözmek” üzere kontrat yapan kişi sorumsuzluğu yüzünden bir kişiden ayrılınca kontrat bitmiş olmaz. Onun yerine başka bir sorumsuz partner gelir. Asıl olarak duygu ve durumunun çözülmesi gerekir. Dünyada “7 yıl döngüleri” olarak adlandırılan bir süreç vardır. Ortalama her yedi yılda bir içeriği aynı olan olaylar yaşanır. Kişinin kontratı haksızlıkları çözmek üzerine ise haksızlık yapanları hayatına alabilir. Ortalama yedi yılda bir haksızlık hissettiren olaylar yaşanır. Kişilerin varlığı ya da yokluğu duyguyu değiştirmiyorsa kontrat etkilenmez. Asıl olarak kişinin haksızlık duygusundan uzaklaşması gerekir; haksızlığa uğratan kişiden ayrılması yetmez. Affetmemek de kontratların sürmesine sebep olur. Affetmediğimiz her kişi ve olay ile bağları kuvvetlendiririz. Süreç her zaman negatif değildir elbette. Kontratların pozitif ilerleyişi de süreçte bir frekans değişikliğine yönlendirir. Rezonans Yasası gereği birbirimizin ilerlemesine destek oluyoruz. İlişki çok iyi ve kontrat hükümlerine uyulmuş, öğrenme-öğretme eylemleri huzurla karşılık bulmuşsa ilişki bitmez, yeni frekansta uyum içinde devam eder.

- İlişkilerimiz kendimizi tanımamız için fırsatlar mıdır?
Dışarıda olan her şey içeride olanın yansımasıdır. Aynı şekilde dışarıda olmayan her şey de içeride olmayanın yansımasıdır. Bu bakışla her ilişki kendimizi tanımak için bir vesiledir. Karşımızdaki kişiler ile öğrenmek, öğretmek için bir araya geliyoruz. Her öğrenme anı bir fırsattır. Kendimizi tanımak için çevremizdeki insanları gözlemleyebiliriz. Atalarımız “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” demişler. Özellikle de partnerimizde en kızdığımız özelliklerin kendi içimizdeki ucunu bulup çözdüğümüzde öğreti gerçekleşmiş, kontrat yerini bulmuş demektir. Tamamlanma yolundaki kontratlar birlikte yükselmeyi getirir. Olumlu şekilde tamamlanmaya giden kontratlar form değiştirip daha iyi bir şekilde devam eder.

- "Çok kötü" diye tanımladığımız bir ilişkiden nasıl bir hayır çıkarabiliriz?
Öğreti ve deneyim yaşamın mayasını oluşturuyor. İyi ve kötü birbirini destekler. Kötülük iyiliğe hizmet etmek için vardır. Anadolu’nun “Her şerde bir hayır, her hayırda bir şer vardır” inancı ve evrensel denge olarak kabul edilen Ying&yang iyilik ve kötülük denklemini anlatır. Öyle hikayelere tanıklık ettim ki, “Bu ayrılık çok kötü” diye ağır depresyonda olan kişinin bir süre sonra gelişen olaylara bakıp “Şükür ki ayrılmışız” ifadelerine şahit oldum. Olanın, olmayanın, olamayanın bir hayrı vardır.

- Şu an bir ilişkisi olmayan kadınlara farkındalık yaşamaları için geçmiş ilişkilerindeki hangi faktörlere bakmalarını önerirsiniz?
En sık sorun yaşadıkları konudan başlayarak bir liste çıkartmalarını öneririm. Her ne varsa bu maddelerde, “Bunların hepsi bende var, ben bunları taşıyorum” diyerek kabul etmelerini tavsiye ediyorum. Bu can sıkıcı bir uygulama gibi görünse de sonuçları çok etkili oluyor. Hep aynı şeyin içindeyken farklı sonuçlar bekleyemeyiz. “Hep”lerin içinden çıkmak için kaynağını yani o “hep”leri hayatına alan iç dünyayı dönüştürmeye bakalım. Örneğin geçmişinde çoğunlukla inatçı kişilerle birlikte olan bir kadın inatçı kimliklerden daha da uzak durmak ister. O kişilik tipi ile savaşmanın, ondan kaçmanın yararı yoktur. “Kendi içimdeki inatçılığı kabul ediyorum, ben inatçıyım” dediğinde kabul ve farkındalık devreye girdiği için inatçı kişilerin hayatına girmesine gerek kalmaz.

- Annemiz ya da babamız ile yaptığımız kontrat, ilerideki romantik partner kontratlarımızı etkiler mi?
Erkekler için anne ile yapılan kontrat partner seçiminde belirleyici, kadınlar için de baba kontratı belirleyici. Söz konusu kontrat ve belirleyici rolü olunca sadece romantik ilişki ile sınırlamak doğru olmaz. Babası çok otoriter olan bir kadının pasif bir karakterle partner olması düşük bir ihtimaldir. Ya da varlığı bir yokluğu bir babanın kızın çok güçlü bir erkekle eşleşmesi de daha az bir ihtimaldir. Anne ve baba ile yaptığımız kontratlar partner modellerimiz ve ilişkilerimiz olmak üzere birçok konunun belirleyicisidir.

- Bu hayatta en önemli kontratları kimlerle yaparız?
Hayatta en önemli kontratı kendimizle, anne ve babayla, atalarımızla, hayatta olan ve olmayan kardeşlerimizle yani kan bağı ilişkilerimizle yaparız. Çocuklarımızla da birincil kontratımız vardır fakat onlarla anlaşmalarımız yaşamın içinde şekillenir. Hayat amacımızı seçer ve yolumuzu belirleriz. Ardından Yaradan’a “Bu amacı dünyada gerçekleştirip geri döneceğim” diye söz veririz. Kendimizle yaptığımız kontrat bu yüzden çok önemlidir. Hayat amacımızı içinde gerçekleştireceğimiz aileyi ilahi sistemdeki varlıklarla birlikte belirleriz. Aile, hayat amacımız için çok önemlidir. Ailesini hiç tanımayan, tanıyamayanlar var. Onlar için de içinde oldukları durum anlaşmalar gereğidir. Ölüm kontratımız da oldukça belirleyicidir. Dünyada hangi süre içinde hayat amacımızı gerçekleştirmeye söz verdiğimiz diğerleri ile olan anlaşmalarda önemli bir role sahiptir.

Yazının devamı...

Yaza kusursuz bacaklarla girmenin sırları

Yaz mevsimi yaklaşırken, mükemmel bacaklara sahip olmak hayali biz kadınları dertlendiriyor. Zaman kısıtlı olsa da her şeye rağmen uzmanların bize kendimizi iyi hissettirecek önerileri var. Herkes bu yaza süper bacaklarla girmeye hazır mı?

PEELING
Bacaklardaki istenmeyen tüylerden kurtulmak ve bakımını yapmak için temiz bir alt yapıya ihtiyaç var. Peeling uygulaması bacaklardaki ölü deri hücrelerini arındırırken aynı zamanda uzamaya başlayan tüyleri de zayıflatıyor. Peeling sonrası sıcak-soğuk duş gözeneklerin kapanmasına ve kan dolaşımının artmasına yardımcı oluyor.

EPİLASYON
Bacaklarınızda bronzluğun daha uzun sürmesini istiyorsanız, epilasyon işlemini akşamdan yapmalısınız. Sonrasında meydana gelebilecek hafif iritasyon ve çizikler için hem krem kullanabilir hem de onlara iyileşmesi zaman vermiş olursunuz.

TIRAŞ
Bacaklarınızdaki tüyleri düzenli olarak tıraş ediyorsanız, akşam saatleri bu uygulama için en ideal saatlerdir. Sabaha kadar cildinizin hassasiyeti de azalmış olacaktır. Sıcak suyu uzmanlar tıraş sonrası önermiyor. Ayrıca üç ya da daha fazla başlıklı tıraş bıçaklarının da cilt iritasyonuna neden olabileceğini belirtiyorlar. Bir tıraş bıçağının elde rahat tutulabilir olması efestif bir tıraş için önemli. Başlığının da oynar olması tıraş işlemi sırasında cildin tahriş olmasını önleyici bir unsur.

BACAKLARDAKİ LEKELER
Morluklar ve kılcal damarları gizlemek için bacak makyajı yapabilirsiniz. Bunun için pek çok markanın ürününü bulabilirsiniz. Yoğun kapatıcı özelliği olan kremler ve ona uygun sabitleyici pudra gün boyunca pürüzsüz bacaklara sahip olmanıza yardımcı olabilir.

OTOBRONZAN
Otobronzanları yatağa gitmeden en az 4 saat önce kullanmalısınız. Efektif ve kokusuz olarak losyon formunda da bulabileceğiniz bu ürün, öellikle çok beyaz tenliler için ideal. Sprey formatı ise size kolay bir uygulama sunar. Ürünün etkisinden tam anlamıyla yararlanmak istiyorsanız, bir miktar krem aldığınız avucunuzun içine spreyi sıkın ve yeni kremlediğiniz bacaklarınıza dairesel hareketlerle iyice yedirin.

Yazının devamı...

Bu yazın fular kullanma rehberi

Modaya ve stile yeni bir dokunuş yapan, aksesuarın önemini vurgulayan yeni bir markadan
bahsedeceğim size. Cocon SilkInside. Bu markanın kurucuları iki genç kadın Ceren Bakır ve
Dilnur Yılmaz ise bugu¨nku¨ misafirlerim. Stilinizde ku¨çu¨k bir dokunuşla bu¨yu¨k bir değişim
yapmak istiyorsanız; bu yazıyı okumaya devam edin.

Markanızı kurmaya karar veriş kısmıyla başlayalım. İlk kıvılcım neydi, nerede nasıl bir eksik
görerek bu işe girmeye karar verdiniz? Ve tu¨m bunlar ne kadar zaman önceydi?

Çocukluk arkadaşıyız. Her ikimiz de farklı sektörlerde çalıştık. İş hayatına bir su¨reliğine ara
verdiğimiz zamanda beraber daha çok vakit geçirmeye başladık. Aslında her şey, iki sene
önce, yani o dönemde çıktığımız bir tatilde etrafta henu¨z çok sık rastlamadığımız u¨ru¨nler
yaratabileceğimiz du¨şu¨ncesiyle başladı. Cocon SilkInside ile sektörde niş bir noktaya
dokunmak istedik. Gu¨nlu¨k stilinde şıklığından vazgeçmeden kendi tarzını koruyan kadınlara
farklı bir u¨ru¨n sunabilmek için yola çıktık.

İpek, u¨zerinde çalışılması epeyce zor ve pahalı bir materyal. Neden ipeği seçtiniz?
İpek, yu¨zyıllardır tartışmasız en kaliteli kumaş olarak biliniyor. Zaten ismimiz de buradan
geliyor: Cocon, Fransızca’da ‘ipek kozası’ demek. İpek, dört mevsim kullanılabilen, nefes alıp veren ve tene dokunuşu en gu¨zel hissettiren kumaş. Üstu¨nu¨zdeki varlığını unutacağınız kadar hafif ama sizi en iyi şekilde tamamladığını da biliyorsunuz. En iyi dokunmuş ipeği bulmak için uzun su¨re araştırdık. Dikişi
de zor bir materyal olduğu için, ustaların da en iyilerini arayıp bulduk. Hızlı bir tu¨ketim
çağındayız. İyi tasarım, kaliteli kumaş ve işçiliğin bir arada bulunması zorlaştı. Bu açığı
doldurmak istedik.

Swarovski ile işbirliği içinde olmanız harika. Bu kısım nasıl gelişti?
Çıkış noktamız kaliteli bir u¨ru¨n ortaya koymak oldu ve markalaşma yolunda ilerlerken bundan
hiç taviz vermedik. Swarovski markası ile projelerimiz ve kalite anlayışımız kesiştiği için resmi
ortaklık yapmaya karar verdik.

Markanızı onu hiç görmeyen birine anlatacak olsaydınız ne söylerdiniz?
İlk kez Swarovski ve yu¨zde yu¨z ipek aksesuarlar bu şekilde yorumlandı diyebiliriz. Harika bir
u¨çlu¨den söz ediyoruz: Has ipek, el işi özel dikim ve Swarovski taşlar. Yu¨zde yu¨z ipek kumaşlar,
özel kesim ve el işciliğinden geçtikten sonra kristal taşların pu¨ru¨su¨z kesimi ile yani Swarovski
ile buluşuyor. Bir mu¨cevher gibi her mevsim kullanılabilecek zamansız şal ve fularlar
yaptığımızı söylerdik.

Aksesuarlarınız onları kullanan kadınlara nasıl bir artı değer katıyor?
Hangi u¨lke ve ku¨ltu¨rden olursa olsun tu¨m kadınların vazgeçemediği tamamlayıcı
aksesuarların başında şal ve fular geliyor. Cocon SilkInside markası olarak tu¨m tarzlara hitap
edebilecek bir koleksiyon yarattık. Hem klasik hem modern çizgiler bir arada; Rumi
sanatından etkilendiğimiz motiflerimiz de var, çok modern olanlar da. Şöyle du¨şu¨nu¨n: İpek,
bize tu¨m mevsimlerde eşlik edebilen bir kumaş. Çizgilerimiz zaten sade ve zamansız. Böyle
olunca, u¨ru¨nlerimizi daima kullanılacak bir gardırop yatırımı gibi konumlandırabiliyoruz.

Peki, sizin kadınınız kimdir diye sorsam…
Bizce o, zarif, farklılığını detaylarla ortaya koyan, özgu¨venli bir kadın. Hayatın içinde, belki çok
meşgul ama kendine ve giydiklerine karşı her zaman özenli. Abartıya kaçmadan, fazla çaba
harcamadan nasıl şık olunacağını da biliyor.

Şalların, fularların sandığımızdan çok daha fazla kullanım şekli var aslında. Üru¨nlerinizi nasıl kombin edebiliriz?
Aksesuarlar, sahiden de kadın-erkek fark etmeksizin kişinin tavrını, tarzını en hızlı anlatan
unsurlar. Onları kullanırken daha özgu¨r olabiliyorsunuz. En klasik ve vazgeçilmez olanı
boynumuza takmak olsada; skinny scarf, şal ve fularlarımızı saçınızdan kol bileğiniz ve
belinize, yaratıcılığınız sizi nereye götu¨ru¨rse öyle kullanabilirsiniz. Çu¨nku¨ 19 modelimiz, 14
ayrı rengimiz ve 10 farklı ölçu¨mu¨z var. Biri olmazsa biri mutlaka size uyuyor! Aslında en iyisi,
web sitemize (coconsilksinde.com) göz atmanız. Çu¨nku¨ anlatmak istediğimizi, göru¨nce
kafanızda daha iyi oturacak.

Tu¨m konuşmadan anladığım kadarıyla farklı, bir o kadar da stile etkili dokunuş yapacak
parçalardan bahsediyoruz burada. Üru¨nlere nasıl ulaşabileceğiz?

Daha önce de söylediğimiz gibi, tu¨m u¨ru¨nlerimizi coconsilkinside.com adresinden siparişini
verebilirsiniz. Yeni de bir gelişmemiz var; tu¨m u¨ru¨nlerimiz Mayıs başı itibarıyla tasarım
markalarına ulaşabileceğiniz Gizia Gate mağazasında tu¨keticilerle buluşacak. Markamızın
DNA’sıyla bire bir örtu¨şen bir mağazada olmak bizi çok mutlu ediyor. Ayrıca 8-9 Mayıs
tarihlerinde ÇABA Derneği’nin du¨zenlediği 8. Geleneksel Alışveriş Şenliği’nde biz de varız.
Üru¨nlerimizi yakından görmek isteyen herkesi bekliyor olacağız. Bizi izlemeye devam edin..

Yazının devamı...

Tasarımcı Ayşe Deniz Yeğin'den yaz gardırobu ipuçları

Başarılı tasarımcı Ayşe Deniz Yeğin, Morhipo’nun People by Fabrika markasına 3,5 yıldır danışmanlık veriyor. Bu geçen süre içinde marka ve birlikte çalıştığı ekip büyüyerek gelişti. "Koleksiyonla ile birlikte hedef kitlemiz de büyüdü. Ardından canım arkadaşım Nil Kandemir tasarım ekibimize katıldı" diyen Ayşe Deniz Yeğin'den markayla ilgili yeni sezona dair ipuçlarını öğrendim....

Siz People by Fabrika kadınını nasıl tanımlarsınız?
“Modada demokrasi” anlayışıyla, marka ve fiyat sınırlaması olmaksızın klasik, casual ve gece konseptleri altında birçok alternatif sunan bir marka. Biz, People by Fabrika kadınını trendy, şık ve yalın diye tanımlıyoruz. Bu nedenle hem günlük hayatta hem de ofis ortamında tarzıyla öne çıkmak isteyen kadınları hedefliyoruz.

Siz bu kadını kendi stilinize yakın buluyor musunuz?
Ben de, Nil de günlük hayatımızda ve tasarımlarımızda yalın ve şık bir çizgi yaratmaya çalışıyoruz. Marka bu anlamda çizgimize yakın buluyoruz ve severek giyiyoruz.

Yeni 2017 ilkbahar/ yaz koleksiyonunu anlatır mısınız? Nelere önem gösterdiniz? İlk neyle başladınız?
İlkbahar-Yaz 2017 koleksiyonumuz 5 ayrı temadan yani 5 ayrı hikâyeden oluşuyor. İlk temamız “marin” ile yaza hoş geldin dedik. Lacivert, beyaz, gri ve kırmızının hâkim olduğu taze, dinç ve şık bir koleksiyon hazırladık. Sürekli güncellenen bir koleksiyonumuz olacak, her ay yeni bir temayı hayata geçireceğiz. Bunun yanı sıra markanın her zaman dolabınızda bulunması gereken temel parçalardan oluşan bir de “Essentials” koleksiyonu var. Kaliteli ve şık ürünleri uygun fiyata bulabileceğiniz bir marka. Koleksiyon da bu konumlamayı destekleyecek yönde.

Sizin favori parçalarınız nelerdir?
Biz özellikle triko gruplarımızı, trençkotlarımızı, hatta aslına bakarsanız tüm ürünlerimizi gerçekten çok beğeniyoruz. Çünkü hepsine ayrı ayrı zaman ayırıyoruz ve her şeyin en iyisi olana kadar çabalıyoruz. Ayrıca marin temasında çizgili ceketlerimiz ve gömleklerimiz öne çıkıyor. koleksiyon için yaptığımız bansın lansmanında da bu parçalar çok beğenildi.

Tasarımcı olarak koleksiyonu hazırlarken öncelikleriniz ve göz önünde bulundurduğunuz şeyler neler oluyor?
Biz markamızın hitap ettiği kadını çok iyi tanıdığımıza inanıyoruz ve bu doğrultuda şık ve trendy görünmek isteyen çalışan kadınlara gündüzden geceyegünün her anına uyum sağlayabilecek parçalar sunuyoruz. Hedefimiz öncelikli olarak kaliteli ve ulaşılabilir fiyatlarda ürünler yapmak. Özellikle bu sezon hazırladığımız temel ürünleri aksesuarla tamamlayarak şık ve trendy bir görünüm elde etmek mümkün.

Önümüzdeki dönemde ne gibi yenilikler olacak?
Bizde yalnızca önümüzdeki dönemlerde değil, her hafta bir yenilik ve sürprizler var diyebilirim. Koleksiyonumuzu her ay yeniliyor, müşterilerimize sürekli yeni ürünler sunuyoruz. Müşterilerimize her ziyarette e-ticaretin de dinamiklerine uygun olarak, yeni ve farklı bir kombin yapma imkânı sunuyoruz.

Yeni bir marka yaratmanın avantajları/dezavantajları neler?
Aslında People by Fabrika yeni bir marka değil. Yaklaşık 3,5 yıldır Morhipo.com’un özel markası olarak satışta. Ancak ilk defa bu yıl özel teması olan bir koleksiyon hazırladık ve modaseverlerin beğenisine sunduk. Tabii bu sırada uzun süredir devam eden Essentials ve temel koleksiyonlarımız da yüksek kaliteli triko, tişört ve pantolon seçenekleriyle müşterilerimizle buluşmaya devam ediyor.

Sizce bir markayı yukarıya taşıyan, kalıcı olmasını sağlayan dinamikler neler?
Bize göre bir markanın yükselmesi ve iz bırakması, kendini sürekli yenilemesi, trendlere uyum sağlaması ve trendin kendisini belirlemesinden geçiyor. Sadece trend olmak yetmiyor, özgün stili yakalayıp bunu yansıtmak ve ilham verebilmek çok önemli.

Biraz da modadan söz edelim. Son yıllarda moda dünyasında inanılmaz bir renklilik ve çeşitlilik; özgürlük, yaratıcılık var. Sizin markanız bu çeşitliliğin neresinde duruyor, nasıl bir duruş sergiliyor?
Marka, daha önce de belirttiğim gibi “modada demokrasi” anlayışını savunuyor. Herkesin ulaşabildiği, şıklığı ve yalınlığı, fiyat ve marka sınırlaması olmaksızın bir araya getirebilen bir stilden bahsediyoruz. Kendi çizgilerini belli eden; ancak aynı zamanda özgürlükçü ve ilham veren bir duruşumuz var.

Sizce bu yaz nasıl bir gardırop yapacağız, sezonun en hit parçaları neler, nelere yatırım yapalım?
Bu yaz sezonunda yine renkli elbiseler revaçta olacak. Ancak aksesuarların şıklığımızı tamamlayıcı hatta stilimizi belirleyen etkisini de unutmamak gerek. Ayrıca uygun fiyatlı elbiselerle farklı ayakkabılar, çantalar ve şapkalar bir araya getirilerek yaratıcı kombinler oluşturulabilir.

Yazının devamı...

Yaza Girerken Mükemmel Bir Vücudun Sırrı

Yaz yaklaşırken ister istemez biz kadınları da bir telaştır alıyor. Çünkü güneşin yüzünü göstermesiyle birlikte bizim de kış boyunca aldığımız kilolar artık rahatsızlık verici hale geliyor. Yazı fit ve güzel bir vücutla karşılamak isteyenler için dünyada da rağbet gören yeni bir uygulama kısa sürede arzu edilen vücut formuna kavuşturuyor. Sıkılaşma, selülit giderme, anti-aging gibi pek çok olumsuz etkiye aynı anda cevap veren Alliance uygulamasının detaylarını İnanır Group’tan Uzman Estetisyen Neyran Çolakoğlu’ndan öğrendim...

-Yeni Alliance uygulamasından bahseder misiniz?
Alliance, kısa sürede etkili incelme, selülit ve anti-aging bakımlarında kullanılan ‘roll ve flap’ teknolojilerini de barındıran yeni bir LPG teknolojisi. Fransız araştırmacıların uyarılan cildin dönüşüme uğrayabileceğinden yola çıkarak doğal mekanizmaların hepsine hakim olmak yarattığı bir yenilik diyebiliriz.

- Bu uygulama biz kadınlara ne gibi yenilikler sunuyor? Diğer uygulamalardan farkları neler?
Öncelikle acısız, ağrısız, 100 doğal ve sıfır yan etkili bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz. uygulama yapılıyor. Motorize ‘roll ve flap’ların frekansla titreşim hareketi ve yeni otomatik doku mobilizasyonu ile tek bir bakımda eş zamanlı anında üç etki sağlıyor. Bu da incelme-pürüzsüzlük-sıkılaştırma işlemini aynı anda gerçekleştiriyor. Ayrıca uygulamanın ‘Cilt Tanıma Sensörü’ sayesinde de vakumlama ve roll hareketleri kişiye özel bakım ile her cilt tipine uyum sağlaması için özel olarak ayarlanabiliyor.

- Alliance uygulaması özellikle vücudun hangi bölgelerinde etkili?
Sarkmış bölgeler, kol içi, bacak içindeki hassas bölgeler, diz kapakları, göbek bölgesi, sırt, simit bölgesi ve komple tüm bacak bölgesinde oldukça etkili. Vücudun bu bölgelerinde istenilen pürüzsüz, sıkılaşmış ve incelmiş vücuda sahip olmayı sağlıyor. Ayrıca yüz ve dekolte bölgesinde de uygulama yapılabiliyor.

- Kaç seans uygulama öneriyorsunuz?
İlk üç seansta ölçülebilir sonuçlar görülüyor. İstenen şekillenme ve etkiye ulaşmak için haftada iki seans toplam sekiz seans öneriyoruz. Bir seans 30 dakika sürüyor. Ayda bir koruma seansıyla vücut formunuzu kolaylıkla koruyabileceğiniz yıllık plan oluşturabilirsiniz.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.