SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Soğuklarda cildinze bunları yapmayın

Nemini kaybetmiş, yer yer kızarmış, gergin ve tahrişe açık, pul pul dökülen, sivilcelerin belirgin oranda arttığı bir cilt… Soğuklarda yaşadığımız ani ısı değişikleri ve kaloriferlerin kuruttuğu cildimiz ciddi bir baskıya maruz kalıyor. Buna rağmen sakın ola ki, vazeline başvurmayın. Özellikle kış mevsiminde size yarardan çok zararı olan davranışların hangileri olduğunu bilmek ister misiniz?
Düşük ısı, sebum salgısını azaltıyor, bu da cildin hassaslaşmasına neden oluyor. Bu dönemde cildiniz için doğru kremleri kullanmıyorsanız, gözeneklerin genişlemesine engel olamazsınız. Bunun sonucu da gözeneklerin tıkanması dolayısıyla siyah noktalar ve akne olacaktır. Demek ki, burada yanlış giden birşeyler var.

> Sivilcelere peeling uygulamak: ?Nödül, akne ve siyah noktaların peeling uygulamasıyla yok olacağını mı zannediyorsunuz? Aksine, peeling strese girmiş cildi irrite edecek daha fazla kızarıklıkların oluşmasına ve daha da kötüsü iltihaplanmasına neden olacaktır. Dermatoloğunuzun önerdiği
anti inflamatuar ve kurutucu ürünleri sorunlu bölgelere uygulayın. Tabii, cildinizin temizliğine de özen göstermeyi unutmayın.
> Aşırı bakım yapmak:? Çoğu yüz kreminin soğuklarda çok etkili koruma yapmadıklarını düşünürsek, özellikle kış mevsiminde yoğun içerikli ürünleri tercih etmekte fayda var. Ama dikkat! Cildinizin alışık olmadığı içerikler cildiniz için yeni bir meydan okuma anlamına geleceğinden, mutlaka etkisinden emin olmanız gerekir. Ayrıca yeni ve pahalı bakımlar da bu günlerde cildinize fazla gelebilir. Abartılı bakımlar gözenekleri tıkayarak başka cilt hastalıklarına davetiye çıkarabilir. Bu yüzden krem satın alırken, alışık olduğunuz kremin daha yüksek konsantrasyonlu yoğun içerikli versiyonunu edinebilirsiniz.
> Güneşten korunmayı ihmal etmek:? Kış aylarında manuz kaldığımız güneş, cildiniz üzerinde düşündüğünüzden daha etkili olabilir. Bu yüzden kayak yaparken düzenli olarak güneş kremi kullanmak gerekiyor. Bunun dışında cilt ani ısı değişimlerine ve UV ışınlarına maruz kaldığından her zamankinden daha hassas olacaktır. Uzmanlar, soğuk kış günlerinde en az 15 koruma faktörü kullanmak gerektiğinin altını çiziyor.
>Göz kenarlarına dikkat:? Kış aylarında cilt bakımınıza olduğu kadar, göz çevrenize de özen göstermeniz gerekiyor. Çünkü bu bölgedeki cilt oldukça hassastır. Değişken kış havası, gözlerin kolayca yaşarmasına neden olurken, göz kenarlarının da kurumasına ve çatlamasına neden olabilir. ?Dolayısıyla bu bölgenin yoğun içerikli özel bakım ürünlerine ihtiyacı vardır. Cildi kurutan jel ve su içerikli ürünlerden uzak durum, C vitamin ve jojoba yağı içeren ürünler kullanın.

Yazının devamı...

Kendi kanınızla gençleşin

Biz kadınlar, sonsuza dek gençliğin şifrelerini arayacağız, buna şüphe yok. Hal böyle olunca, kozmetik ve estetik dünyası da bize bu yolda eşlik etmeye devam ediyor. Yaşlanmayı yavaşlatan pek çok uygulama var. Son olarak kişinin kendi kanıyla yapılan uygulamaların etkisindan söz ediliyor. Bunlar arasında bir uygulama var ki, onun ciltteki göstergesi diğerleri arasında bir adım öne çıkıyor. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur, kendi geliştirdiği ve Doctor B Angels Therapy adını verdiği bakımla ciltte doğal bir gençliğin gerçekleştiğinden söz ediyor. Sonrasında da kişi klinikte yapılan yüz maskesiyle evde uygulamaya devam edebiliyor. Detayları Op. Dr. Bülent Cihantimur aldım...

Yaşlanma belirtilerinin temelde 3 işareti var. Bunlardan birincisi daha az kan akışı nedeniyle cilt rengindeki özellikle griye doğru geçen değişim. İkincisi yüz ovalinde kolajen azalmasına bağlı gelişen çökme ve sarkmalar. Üçüncüsü ise cildin pürüzsüzlüğünü kaybetmesi. Bu da yıpranmış, sarkık ve hatta yorgun bir ifadeyle kendini belli ediyor.

Günümüz teknolojisiyle, cildin bu görüntüden kurtulabilmesi ve cildin yaşa takılmadan, olması gerektiğinden çok daha iyi bir durumda kalabilmesi için pek çok uygulama ve hatta cerrahi girişim yapılabiliyor. DoctorB Angels Therapy, cerrahi müdahalede bulunmadan ya da bedene kimyasal veya sentetik herhangi bir madde sokmadan, kendi kanınızdan elde edilen PRP, fraksiyonel radyofrekanslı Secret ve kendi kanınızda hazırlanmış maskesiyle, kişiye özel ve doğal bir gençleştirme vaad ediyor.

- DoctorB Angels Therapy nedir?
Yüzün kaybettiği şekli geri kazandırmak, cilt tonundaki sorunları çözümlemek, azalan kolajen dokuyu tekrar geliştirerek yeni ve daha genç dokuların oluşmasıyla, canlanmış bir yüz ifadesinin ortaya çıkmasına yardımcı olan, ameliyatsız bir yüz gençleştirme tedavisi. DoctorB Angels Therapy, İngilizcesi ‘Platelet Rich Plazma’ kelimelerinin baş harfleriyle oluşturulmuş, kan hücrelerinin deri altına enjekte edilmesi suretiyle yapılan PRP, deriye kontrollü hasar vererek kendini güçlendirmesini sağlayacak Secret ve tedavinin devamı niteliğinde evde uygulanacak ve kişinin kendi kanından yapılan maske uygulamasını barındırıyor.

- Sırasıyla PRP, Secret ve kişiye özel hazırlanan maskenin etkilerini anlatır mısınız?
PRP, kandaki onarıcı maddeler sayesinde hücrelerin yenilenmesini sağlıyor. Zaman içinde oluşan yaşlanma, hatalı beslenme, sigara ve alkol kullanımı ve çevresel koşulların olumsuzluğu metabolizmanın yavaşlamasına ve hücrelerin yenilenme sorunlarına yol açıyor. Tüm bu etkenler, cildin hacim olarak azalmasına ve hatta lekelenme ve çatlaklara sebep oluyorlar. Onarıcı PRP yöntemi ise metabolizmanın yavaşlaması sonucu, dolaşım sistemi vasıtasıyla beslenemeyen dokulara ulaşmayı ve sorunlu bölgeye lokal olarak tedavi etmeyi amaçlıyor.

Secret ise cildin yüzeyine etki etmeden direkt olarak cilt altına ulaşarak; cildin parlak, gergin ve sağlıklı olmasını sağlayan ve cilt üzerindeki birçok sorunu da çözümleyen bir tedavi şekli. Secret’ta çok uzun yılladır cerrahi işlemlerde kanamayı durdurmak amacıyla kullanılan radyofrekans enerjisi var. Başlığındaki iğneler cilde kontrollü bir şekilde hasar veriyor ve enerjinin cildin daha derin katmanlarına ulaşmasını sağlıyor.

Kişinin kendi kanından yapılan maske ise alınan kanın 3 gün özelliklerini koruması sebebiyle, tedavinin devamı niteliğinde, işlemin çok daha etkili sonuçlar vermesini sağlıyor.

- Bu terapi nasıl uygulanıyor?
Temiz cilt önce anestezik kremle uyuşturuluyor. Kol damar yolundan bir miktar kan alınıyor. Bu kan santürfürjlenerek kırmızı hücreler plazmadan ayrılıyor. Kısaca kişinin kendi kanında bulunan büyüme faktörleri konsantre hale getiriliyor. Büyüme faktörlerinin cilt lekeleri ve kalitesi üzerinde son derece büyük etkileri var.

Bu sırada tamamen uyuşmuş olan cilde işlem yapılmaya başlanıyor.

Cilt yüzeyine zarar vermeyen ve ucunda mikro iğnecikle deri altını hedefleyen cihazla cilde kontrollü hasar veriliyor. Sonrasında kişinin kendi kanından hazır hale getirilen içerik, tüm yüze homojen bir şekilde sürülüyor. Ayrıca cildin form kaybı yaşayan bazı bölgelerine aynı içerik enjekte ediliyor.

Cilde yüzeysel oksijen verilip sakinleştiriliyor. İşlem sonrası kanınızdan ayrıştırılan, konsantre büyüme faktörlü içerik, özel hazırlanmış bir krem ile birleştirilerek bir maske haline getiriliyor ve evde tedaviye 3 gün boyunca devam etmenizi sağlıyor.
Kişiye özel, kişinin kendi kanından yapılan bu maske, buzdolabında muhafaza edilerek 3 gün, akşamları 20 dakika boyunca yüzde tutularak uygulanıyor.

DoctorB Angels Therapy’nin avantajları
*Kişilerin kendi kanından elde edilen içerikle işlem yapılıyor,
*Yabancı herhangi bir madde kullanılmıyor,
*Vücudun kendi kendini yenileme sistemi uyarılıyor,
*Kolajen üretimi artıyor,
*Sentetik içerikli aktif ajanlar yerine, kendi kanınızdan elde edilen ajanlarla maske hazırlanıyor,
*Tedaviye evde 3 gün boyunca devam etmek mümkün oluyor,
*Cildin sıkılaşması, canlanması, form kazanması sağlanıyor,
*Ameliyatsız, izsiz bir şekilde gençleşme tedavisi yapıyor,
*Ortalama 3 seansla, 2 seneye yakın bir işlevi var,

Yazının devamı...

Diyetisyen Pınar Kural Enç’ten zayıflatan 12 altın kural

Diyet ve spor, kişinin zayıflamasını sağlayan iki büyük etken. Ancak çoğu kişi genelde kilo almaya neden olan bazı alışkanlıklarının farkında değildir. Halbuki basit ayrıntılara dikkat etmek dahi hem sağlığı korumak hem de formda kalmak için büyük önem taşır. Önemli olan yapılanların kalıcı olması. Bunun için zayıflatan 12 altın kuralı Diyetisyen Pınar Kural Enç’ten öğrendim.


1. Her sabah uyanınca ilk iş iki büyük bardak oda sıcaklığında su için. Kilo vermek ve kiloyu korumak adına sıvı tüketimi çok önemlidir.
2. Gün içinde en az iki litre suyu bitirmiş olun. Suya arzuya göre taze limon suyu, elma sirkesi veya çubuk tarçın ekleyebilirsiniz. Hatta içine bitki çayı poşetlerinden atıp daha lezzetli ve kan şekerini az da olsa yüksltecek bir sıvı alımı gerçekleştirmiş olursunuz.
3. Yemekten 30 dakika önce içtiğiniz su yemek esnasında fazla yemek yemenizi engeller.
4. Salatalarda veya yemeklerde kullanılan soslara dikkat. Özellikle dışarıda yediğinizde sossuz sipariş vermek sizi bir adım öne götürür. Kendi sosunuzu kendiniz ayarlayın. Tuz kullanımına dikkat edin.
5. Sağlıklı zayıflama konusunda ilk kural: Aldığınız kaloriden daha fazlasını yakmalısınız. Örneğin, 3.500 kalorinin yaklaşık yarım kilo yağa eşit olduğunu göz önünde bulundurarak, günlük beslenmenizden 500 kalori eksiltirseniz bir haftada yaklaşık olarak yarım kilo yağ kaybedebilirsiniz. (500 kalori x 7 gün = 3.500 kalori)
6. Daha disiplinli kilo vermek istiyorsanız, kola, alkol, gazlı içecekler, hazır kutu meyve suları içmeyin.
7. En büyük öğünüzü sabah 11.00 ile öğleden sonra 16.00 arası yiyin.
8. Ara öğünsüz diyet, ASLA! Mutlaka kendi yaşantınıza göre saatleri planlayarak ara öğün yiyin. Bu, kan şekeri regülasyonunu sağlayacağı için, metabolizmayı hızlandırır.
9. Düzenli süt veya yoğurt tüketin. Özellikle tarçınlı süt, yağ yakımını hızlandırır.
10. Kahvaltıyı kesinlikle atlamayın. Kahvaltı en önemli öğündür. Kendinize farklı kahvaltı seçenekleri yaratın.
11. Hergün açıkhavada en az 30 dakika yürüyün. Park, koru, deniz kenarı tercih edebilirsiniz. Tabii ki düzenli uyku çok önemli. Sadece kilo vermek için değil stresi atmak için de fiziksel aktivite şart.
12. Günlük su tüketimini böyle artırın:
Pek çoğumuz malesef su içme alışkanlığını kazanmış değiliz. Su içmeyi genellikle unutuyoruz. Halbuki gün içinde yeterli miktarda su tüketmek sağlık için olduğu kadar kilo kontrolü için de çok önemli.
- Güne su ile başlayın! Her sabah uyandığınızda 1 büyük bardak su için, bu davranışı alışkanlık haline getirin.
- İşyerinizde, evinizde masanızın üzerinde her zaman temiz ve cam bir şişede su bulundurun.
- Çay ve kahve içmekten su içmeyi unutuyorsanız; buna artık bir dur demenin zamanı gelmiş. Size önerim; çay/kahve kupanıza arada su koyup tüketmeniz... Bir defasında çay, diğerinde su koymak gibi sırayla da yapabilirsiniz. Böylece su tüketiminiz otomatikman 2 katına artacaktır.
- Su içmeniz gerektiğini hatırlatan minik post-it kâğıtlar size yardımcı olabilir. ’Su içmeyi unutma’ şeklinde notlar aldığınız post-it leri monitörünüzün üzerine, arabanızın camına yapıştırabilir, cüzdanınızın içine koyabilirsiniz.
- Her akşam işyerinizden ayrılırken su içmeyi alışkanlık haline getirin.
- Çantanızda minik bir şişe su bulunması acil bir durumda (toplu taşıma aracı kullanıyorsunuz, trafikte uzun süre kalma gibi durumda, vs.) oldukça faydalı olacaktır.
- Arabanızda her ihtimale karşı en az 1 şişe içme suyu bulundurun.
- Öğün aralarında su içmeyi alışkanlık haline getirin.
- Günü su ile bitirin! Gece yatarken büyük bir bardak su içmeyi unutmayın.

Yazının devamı...

Mide rahatlatıcı mucizevi besinler

Tatlı krizlerine karşı koyamadığımızda, arkadaşların ısrarıyla içkiyi fazla kaçırdığımızda, ‘fast-food’ menülerinden gözümüzü alamadığımızda hangimiz aynı suçluluk duygusunu yaşamıyoruz ki? Sonrasında pişmanlık ve mide rahatsızlığı yaşamamak için ertesi gün daha kontrollü içmek ve yemek gerekiyor. İşte, mideyi rahatlatıcı özelliği bulunan yiyecek ve içecek önerileri...

Böğürtlenli Yoğurt
Her ne kadar ilk etapta iştah açıcı bir fikir gibi gelmese de metabolizmanızı harekete geçirmek için ertesi gün kahvaltı etmek şart. Ancak kahvaltıyı hafif tutmak, midenizi de rahatlatacaktır. Bunun en kolay ve mucizevi yöntemlerinden biri yoğurt yemek. Kahvaltınızı renklendirmek için böğürtlen güzel bir seçenek olabilir. Yoğurt, içeriğindeki faydalı laktobasil bakterileri sayesinde dengenizi korumanıza yardımcı olurken, şekerli gıdalar ve alkol ile tetiklenen bağırsak iltihabının azalmasına yardımcı olur.

Yeşil çay
Sabah hafif bir enerji yüklemesine ihtiyacınız varsa, bir yudum yeşil çay size yardımcı olacaktır. Özellikle demleyerek hazırlanan yeşil çay antioksidan bakımından zengin içeriğiyle, toksinlerin neden olduğu hücre hasarını önlemeye yardımcıdır. Bir gün önce tatlı ve alkol kontrolünü kaybettiğinizi düşünüyorsanız, yeşil çayın kan şekeri seviyesini stabilize etmede rol aldığını gösteren pek çok araştırmanın mevcut olduğunu söylemek mümkün.

Su
Kafein içeren diğer içeceklerin yanı sıra gün boyunca su içmenin önemini bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Vücudun nem ihtiyacını karşılama özellikle aşırı tüketimin olduğu geceden sonra oldukça önem taşıyor. Su, toksinlerin atılmasında, sindirime yardımcı olmada ve gaz kaynaklı mide şişkinliklerinde en önemli silahınız olmalı.

Sebzeli-yumurtalı omlet
Yüksek proteinli yumurta, toksini alkolden (asetaldehit) parçalayan imano asit içerir. Ispanak ve domates gibi lif bakımından zengin sebzeler de şişkinliğin ve sindirim zorluğunun idrar yoluyla ortadan kaldırılmasına izin verir. Yağlı gıdalar, gıdanın geçişini ince bağırsağa doğru yavaşlattığından omletinizde peyniri ve pastırmayı atlayın. Çünkü bunlar da yine şiykinlik, gaz ve kramp sıkışmasına yol açabilen yiyeceklerdir.

Zencefil ya da nane çayı
Rahatsız edici şişkinlik, ağrılı mide krampı ve şiiddetli hazımsızlık yaşıyorsanız, zencefil veya nane çayı bu şikayetlerinize en iyi çözüm olacaktır. Bu iki yatıştırıcı çay, hem antispazmatik hem de sindirim sisteminizdeki kasları rahatlatmaya yardımcı etki gösterir. Böylelikle gazın daha kolay geçmesine izin vererek keskin bıçak ağrılarını engeller. Ayrıca kafein içermiyor olmaları da vücudun su alımına olumlu katkı sağlar.

Muz
Gerçekten alkolü fazla kaçırmışsanız, muz, hindistancevizi ve patateste bulunan potasyum mineraline de kaybetmişsiniz demektir. Bu nedenle vücudunuzun kaybettiklerini geri yüklemek zorundasınız.

Yulaf ezmesi
Kötü bir yemeğin ya da alkolün ardından kendinizi kötü hissediyorsanız, kahvaltı için dilimlenmiş armutlarla kaplı bir yulaf ezmesi, yumurta ve yoğurttan daha akıllıca bir seçim olacaktır. Üstelik bir kombinasyon sağlıklı liflerle dolu olduğundan, mide dostu olarak bilindiğinin de altını çizmekte fayda var.
Su zengini meyveler

Greyfurt, portakal, şeftali ya da ahududu… Siz de su içmekte zorlananlar grubundaysanız, bu meyveler size hem şeker komasından çıkmanızda yardımcı olur hem de vitamin ve mineralleri yeniden depolama görevi görür.

Yazının devamı...

Tasarımcı Elif Cığızoğlu’ndan yılbaşı için stil önerileri

Başarılı tasarımcı Elif Cığızoğlu kendi markasının yanı sıra tam sekiz sezondur birlikte çalıştığı NetWork için yaptığı tasarımlarla da dikkat çekiyor. Kendisinden hem NetWork’le işbirliği konusunda konuştuk hem de yılbaşına özel farklı tarzlar için stil önerileri aldık...



- Moda tasarımcılığıyla ilgili gelişiminizi aktarır mısınız?

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Fransa, İngiltere ve Amerika’da moda üzerine eğitimler aldım. Donna Karan erkek koleksiyonları tasarım bölümünde üç senelik deneyimim ardından Türkiye’ye döndüm ve Teşvikiye’deki ofisimizde ‘Elif Cığızoğlu’ markası oluşmaya başladı. Aynı zamanda Türkiye’deki önemli perakende giyim markalarından biri olan NetWork ile çalışmaya başladım.

- Network markası ile bir araya gelişinizin hikayesi nedir?

Sekiz sezondur NetWork ile çalışıyoruz. NetWork, yaratıcı, dinamik, kendini geliştiren bir marka olarak her geçen sene yerini daha da sağlamlaştırarak yoluna devam ediyor. Benim için de Türkiye’deki en önemli ve büyük perakende giyim markalarından biri olan NetWork’ün kadın koleksiyonunu tasarlamak çok gurur verici ve keyifli. Diğer taraftan da elbette büyük bir sorumluluk ama dediğim gibi ben işimi çok seviyorum ve NetWork gibi büyük bir markaya koleksiyonlar hazırlıyor olmak beni çok mutlu ediyor.

- İlham kaynaklarınız neler?

En büyük ilham kaynaklarımdan biri doğa, doğaya dönüş, doğanın içindeki natürel formlar dokular ve renkler...

- Sizin tasarımlarınızı farklı kılan nedir?

Modern ve yalın formlardaki parçalarla çarpıcı ve farklı silüetler oluşturmak. Dinamik, rahat, özgür ve stil sahibi bir kadın profili oluştururken; form ve dokulardan ödün vermeden, küçük detaylar kullanarak lüks materyalleri sportif tarzlar ile hareketlendiriyoruz. Sürekli kendini geliştirmesi, klasik duruşun detaylar ile rahatlatılması ve feminen dokunuşların hissedilmesi de bu farklılığı en iyi şekilde tanımlıyor.

- Bu kış Network koleksiyonunda öne çıkan tasarımlar hangileri?

Doğallıktan ilham alarak hazırladığımız koleksiyonda rahat formlar dikkat çekiyor. Koleksiyondaki yalın formlar küçük detaylarla hareketleniyor. Maskülen tavır ve feminen dokunuşların hissedildiği NetWork koleksiyonunda jogger pantolon ve trikolar, asimetrik kesim omuz dekolteli bluz ve elbiseler, bileğe kadar inen uzun triko hırka ve yelekler, yün kaşmir mantolar, parlak kadifeler, scarlet kırmızısı ‘culotte’ pantolon ve ceketler, rahat formlu ceketler, gündüzden geceye devam edebileceğiniz triko elbiseler, öne çıkan tasarımlar arasında…

- Yılbaşı için romantik, spor ve feminen kadınlar için kombin önerileriniz nedir?

• Mini payetli elbiseler, kırmızı, bordo ve lacivert tonlarında tercih edilebilecek tulum ve elbiseler, modern kesim smokinler feminen kadınlar için alternatif olabilir.
• Romantik kadınlar için bağlamalı gömlekler, pantolon veya jean’ler ile birlikte kullanılabilir.
• Dantelin hafifliğinin kadifenin rahat ve sıcak tavrı ile buluştuğu elbise veya bluzlar yılbaşı gecesi farklı şıklıklar yaratabilir.
• Uçuş uçuş mini elbiseler ve tulumlar ise dizde çizmelerle tercih edilebilir.
• Sportif ve dinamik bir tercih yapmak isteyenler için yüksek bel pantolonlar ‘cropped’ nakışlı veya payetli üstler ve ‘bootie’lerle kombinlenebilir.

Yazının devamı...

Bir bedende iki kadın

“Evlenmek İsterken Aydınlandım” kitabının yazarı Sibel Yılmaz, ikinci kitabı “Bir Bedende İki Kadın” ile okurlarıyla tekrar buluştu. Kendine has üslubu ile bu kitabında her insanın içindeki aşkı, sevgiyi, kadını ve cinselliği anlatıyor.

- Kitabınız hayırlı olsun. Kapak tasarımı çok hoş olmuş. İsim ile çok uyumlu.
Çok teşekkür ederim. Kapak tasarımı; arkadaşım Cavit İşici’ye ait.

- “Bir Bedende İki Kadın” kitabı tam olarak ne anlatıyor?
Toplumun bize aşıladığı kadın rolüne göre hareket ederken, içimizdeki gerçek kadını yani kendimizi hiç tanımadığımızı ve duymadığımızı anlatıyor. Hissettiğimiz her şeye toplumsal bakışımızı, duruşumuzu ve tavırlarımızı ele alıyor.

- Kendimizi tanımak için korkularımızdan arınmamız gerektiğini söylüyorsunuz. Bu mümkün mü? Korkularımızdan arınabilir miyiz?
Değişim ve dönüşüm çalışmaları ile evet. Çünkü edinilen her korku bizim geçmişte yaşadığımız bir deneyimden oluşuyor. O deneyimin de bizde yarattığı bilinçaltı kayıtları oluyor. O kayıtlardan yola çıkarak korkumuzu anlayıp dönüştürebiliriz. Aslında hiçbir şey tam da korktuğumuz gibi olmuyor. Ama o kadar korkuyoruz ki her şey gözümüzde büyüyor.

- Kitabınızda gerçek sevgiyi ve gerçek kadınlığı anlatıyorsunuz. Anlatmak istediklerinizden bize birer örnek verebilir misiniz?
Dişi denildiğinde aklımıza; seksi, göz dolduran, fiziksel özellikleri mükemmel bir kadın geliyor. Saçının telinden tutun da ayak tırnağına kadar hoş ve bakımlı bir kadın. Ama bu kadının kendini korumak ve güçlü olmak gibi istekleri de var. İşte bu istekler karşısında, farkında olmadan dişi enerjisinden uzaklaşıp erkek enerjisine geçmiş oluyor. Oysa dişi; hissettiklerinde özgür, rahat, erkek gücüne girmemiş, yumuşak, sevgisi şefkati ve merhameti, saygısı, değerleri, hisleri hissedebilir biri olmalı.Gerçek sevgi ise; Dünyada var olan her şeye duyulan, ayrımsız, yargısız, koşulsuz, saygılı, kabullerle ve izinlerle, karşı tarafa kendiliğinden oluşan sıcak ve samimi bir his. Oysa dünyasal sevgi, yargıların bol olduğu, tavlamaların, benim olsun ya da benimle olsun sözleri ile hareket edilen elde etmelerin, hırsların ve güç oyunlarının olduğu bir yarış...

Yazının devamı...

Kadınlar en çok hangi estetik operasyonları istiyor?

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Prof Dr. Erdem Tezel ile estetikle ilgili son yıllarda öne çıkan uygulamaları ve trendleri konuştuk.


- Estetik dediğimiz şey aslında doğala daha yakın olmak mı?
Artık evet. Önceleri “estetikli” olmak ulaşılması zor bir şeye ulaşmış, belli bir gelir düzeyine, sosyal gruba dahil olmayı yansıtıyordu. Artık beklenti doğal ve güzel görüntü. Artık estetik olduğu belli olmak tam tersine kötü ve ucuz bir operasyon geçirmiş olmayı işaret ediyor.

- Kadınlar en çok hangi taleple geliyor?
En çok doğallığı vurgulayan izsiz yöntemler, belli olmayan operasyonlar için... Yerçekimi nedeniyle yüzünde ve bedeninde sarkmalar meydana gelen her yaştan kadın, daha genç, daha taze ve güzel görünme isteği çok fazla.Bunun yanı sıra estetik giderek gençleşiyor... Artık yüz estetiği sadece gençleştirme operasyonlarıyla sınırlı değil. Genç olsa bile yorgun ve negatif ifadeli kişiler, pozitif enerjik ve dinamik bir görünüm kazanmak peşinde.Göz ve dudak kenarlarının aşağı doğru oluşundan ya da yüzünün yapısından memnun olmayan ve yüzüne şekil verilmesini isteyen çok sayıda hastam var. En çok rağbeti üç boyutlu endoskopik yüz estetiği görüyor.Ayrıca yeni yöntemler sayesinde kolaylaşan burun ameliyatları da oldukça çok rağbet görüyor. Meme küçültme, büyütme ve dikleştirme operasyonlarına da talep arttı. İdeal kilolarına ulaştıklarında bile bölgesel fazlalıklardan şikayet eden kişilerde deformitenin düzeltilmesine yönelik olarak liposuction da en çok talep edine operasyon.

- Yüz gençleştirme ameliyatları hangileri?
Yüz gençleştirme, yüze ovalliğini geri kazandırmaya ve daha taze bir görünüm sağlamaya yönelik bir müdahale. Klasik anlamdaki yüz germe operasyonlarında kırışıklıklar gideriliyor. Ancak bu hekime başvuran kişinin operasyondan sonra daha ‘güzel’ görüneceği anlamına gelmiyor. Çoğu kişi özellikle yüzüne yaptırdığı estetik operasyonlardan sonra mimik ve ifadelerinin kaybolduğundan şikayet ediyor. Kişisel olarak Endoskopik Yüz Estetiği yöntemi tercihim. Bu yöntem ile yüzün anatomik yapısı olması gereken yere alınarak şekillendiriliyor. Yüze dolgun ve biçimli bir ifade kazandırılıyor. Yüz germede olanın aksine yüzün mimik kaslarının deriyle olan bağlantısı bozulmadığı için, yüzde mimik kaybı olmuyor. Yüz bir bütün olarak ele alınıyor, operasyon sırasında yanak, göz altı, kaş bir uyum içerisinde hem yana hem de yukarıya doğru çıkıyor. Gergin bir topuz yaptığınızda yüzünüzün daha güzel göründüğünü düşünürsünüz.. İşte bu görüntü, hatta daha iyisi elde edilebiliyor.

- Nasıl uygulanıyor?
* Saçların arasından yapılan 1.5 santimetrelik bir kesiyle kalemden daha ince kameralarla yüze giriliyor.
* Eriyebilen dikişlerle yüzdeki dokular yukarı ve az miktarda yanlara doğru asılarak sabitleniyor. Bu sırada kesinlikle saçlar kesilmiyor. İyileşme sonrasında iz saçların arasında gizleniyor ve sonuçta görülür iz kalmıyor.
* Özellikle belli bir yaşın üzerindeki hastalara, endoskopik yönteme ek olarak boyuna ayrıca müdahale etmek gerekebiliyor.

- Burun estetiği ameliyatında ne gibi işlemler yapıyorsunuz?
Benim operasyonlarımın ortak amacı, burun kemerli bile olsa burun ucundaki ve alınla burnun birleştiği noktadaki açının düzgün olduğu gerçekten karizmatik ve güzel burunlar. Çok güzel olsa bile yapay görüntüden kaçınılmalı. Her hastaya aynı burun yerine hastanın yüzüne uygun tasarımlar yapılmalı. Ben kendi geliştirdiğim İzsiz Kıkırdak Tespiti yöntemini uyguluyorum. Kemiğe çok az ya da hiç dokunmadan burun ucunun şekillendirilmesiyle birçok kusurun giderilebildiği bir yöntem. Dışarıdan kesi olmadan yapılıyor. Dolayısıyla iz bırakmıyor. Bu yöntemde burun ucu kıkırdakları tamamen burnun içinden, yani dışarıdan hiç kesi yapmadan ve iz bırakmadan şekillendirilip ortadaki ana taşıyıcı kıkırdağa (septum kıkırdağı) tespit ediliyor. Bu şekilde burun yüksekliği ve açısı milimetrik olarak ayarlanabiliyor.

Yazının devamı...

Erkeğin pin kodu çözülüyor mu?

İlişkiler hakkında sorular hiçbir zaman son bulmayacak. Özellikle kapalı bir kutu gibi davranan erkeklerin gerçekte ne düşündükleri hep merak konusu olacak. Neden aldatırlar, aslında ilişkiden ne beklerler, onlar için hangi kadın tipi vazgeçilmezdir, taktikler ne kadar işe yarar? Sorular çoğaltılabilir; peki bu soruları kim yanıtlayacak? İlişki Danışmanı Baturay Özden yazdığı ‘Erkeğin Pin Kodu’ kitabıyla kadınların tüm sorularına yanıt vermeye çalışmış. “Asıl adamlık 3-5 kadını bir arada idare etmek değil, bir kadını mutlu edebilmektir” diyen Özden, tam da bu bakış açısıyla hayatının aşkını arayan kadınlarla tüm bildiklerini paylaşmış.
Tara Kitap’tan çıkan ‘Erkeğin Pin Kodu’ kitabı ile kadınlara bir ilişkiyi zekice ‘yönetmeleri’ için rehberlik eden Özden, “Evet, ruh eşini bulmak diye bir şey var, bu bir efsane değil; size onu tanımanız için tüm tüyoları vereceğim” diyor. Kadınların merak ettiği tüm soruları erkek gözünden filtresiz bir şekilde cevapladığını söyleyen Özden’e birkaç soru da ben sordum. İşte bir erkeğin gözünden ilişkilere dair ‘filtresiz’ yanıtlar…

- Kitapta ‘Kaçan Kovalanır mı?’ diye bir başlık var. Hakikaten kaçan kovalanıyor mu, yoksa bu artık eski bir taktik mi?
İlişkilerde taktik uygulamak belki insanlık tarihi kadar eski ama insanların kişisel farkındalıkları arttıkça bu tarz oyunlar ters teper. Kendinizi ancak aptal bir adama kaçarak kovalatabilirsiniz, zeki bir erkek daha ilk günden ne yapmaya çalıştığınızı anlayacak; ya bu oyunun bir parçası olmayacak ya da o sizinle oynayacaktır. Bu durumda da çiftler mutlu olmaya mı, satranç tahtasında diğerini mağlup etmeye mi çalışıyor belli olmuyor. Bu, kazananı olmayan bir oyun çünkü sonuçta iki tarafı da mutsuz ediyor.

- Peki sizin öneriniz ne?
Gerçek olmak! Kadınlar meclisinde arkadaşların ‘tavsiyelerine’ çok kulak asmamak gerek. Taktiklerinin işe yaradığını söyleyenlere de ne yazık ki kötü bir haberim var, ne yazık ki aptal bir erkekle birliktesiniz.

- Erkekler için hangi kadın vazgeçilmez olabilir bu durumda?
Her erkek için vazgeçilmez olmanın kriterleri farklılık gösterebilir, ancak size her insanda işe yarayacak harika bir formül verebilirim. Her şeyden önce bir erkek için ‘onun olan’ vazgeçilmezdir. Tüm ruhunuz ve bedeninizle sevdiğiniz erkeğe ait olduğunuzu hissettirmeniz gerek. Karşınızdaki erkeğin ne olursa olsun onun yanında olduğunuzu iliklerine kadar hissetmesi gerekiyor. Eğer bir erkeğin; ‘Acaba hasta olsam bana bakar mı?’, ‘İşlerim kötü gitse benimle birlikte olmaya devam eder mi?’, ‘Zor anlarımda yanımda olup beni destekler mi?’ gibi çok temel sorularına ‘Evet’ cevabını vermesini sağlayamıyorsanız, vazgeçilmez olmayı da beklemeyin.

- Erkekler için en çok etkileyici olan şey ne?
Evet, fiziksel özellikler, ten uyumu gibi şeyler çok önemli ama asıl ‘para’ eden şeyin dürüstlük ve samimiyettir. Sizinle ne kadar gülebildiğimizdir bizim için önemli olan. Güldüğümüzde salgılanan seratonin hormonu yüzünüzdeki makyajdan ya da üzerinizdeki elbiseden çok daha etkilidir. Sizinle ne kadar çok konuşabildiğimiz, anlamasanız bile hobilerimizi merakla dinlemeniz ve öğrenmeye çalışmanızdır gerçekten bizi etkileyen. Zamanı unuturcasına konuşmak bizi size bağlayan elementtir.

- Bir de bir türlü çözemediğimiz aldatma konusu var. Sizce erkeklerin bu sadakatsizliğinin altında yatan sebep ne?
Erkeklerin skor peşinde koşmalarının görünürde iki temel sebebi var. Görünürde, ‘Erkek adam yapar’, ‘Erkeklerin biyolojisi böyle’ tezlerin arkasına sığınmak mümkün ama işin bir de görülmek istenmeyen boyutu var. Dünyanın her yerinde erkekler güçleriyle övünmeyi sever ve çoğu erkek için ne kadar çok kadınla birlikte olduğu bir övünç, bir güç kaynağıdır. Çünkü bu arzu edilen, sevilen, beğenilen erkek olduğunun kanıtıdır. Amma ve lakin sürekli başka kadınlarla birlikte olma peşinde koşan erkeklerin genellikle ‘özgüven’ sorunu vardır. Ve aslında özgüveni olmayan, zayıf bir erkek, birlikte olduğu kadınlar üzerinden kendini ispatlamaya çalışır. Ama zeki bir erkek, özgüvenini seks hayatına bağlamaz. Bu, tutunacak fazla dalı olmayan erkeklerin yöntemidir.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.