SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Aynalık Enerjisi!

diyor Şems-i Tebrizi

diyor buna karşılık Mevlana da..

İnsanlardan uzaklaşarak, hiiiç evinden çıkmadan kimseyle muhatap olmadan “veli” olmak kolay.

Asıl iş insanların içinde veli olabilmekte. :)

Gelişmek ve ilerlemek için insanın insana ihtiyacı var!

Tanıştığımız her insan bize öğretmenlik yapıyor farkında olmadan...

İşte biz buna “aynalık” diyoruz aslında.

Yani kişi size sizdeki olumsuz bir yanı yansıtıyor.

Bak sen işte böyle yapıyorsun, dışarıdan bakıldığında nasıl görünüyormuş ya da sana böyle davranıldığı için ne hissediyorsun diyor.

Karşınızdaki örnek rahatsızlık boyutunda ise burada dikkatinizi çekmeye çalışılan bir nokta olabilir.

Siz onda gördüğünüz bu hoşunuza gitmeyen şeyleri varsa kendinizde bulup düzeltiyorsunuz.

Karşıdakini suçlamadan önce kendimize de bir dönüp bakalım;

Öncelikle kendinize şu soruları sorun:

Ben hayatımda bunu kime yaptım?

Ben kime böyle davranmış olabilirim?

Bu durumun benden kaynaklı sebebi ne olabilir, bu insanı hayatıma çekerek bana böyle davranmasına neden olan davranışım ne?

Bu benim hangi olumsuz yanımın yansıması?

Hangi keskin, sivri yanlarımı törpülemem gerekiyor?

Önce kişi bu durumun kendinden kaynaklı olan kısmını kabul edecek- sonra düzeltilmesi gerekilen şey düzeltilecek ve gerekli olumlamalarla bu frekanstan çıkıp o duygu serbest bırakılacak.

Buradaki kabul etme; aynı tipte olayları başkalarıyla tekrar tekrar yaşamamak içindir. Ama lafta bir kabul etmek değil... Kişi bu yaşanılan şey her neyse kendi davranışıyla da olayda payı olduğuna inanmalı.

Calinus (Galen) bir gün talebelerine:

dedi.

Öğrencileri itirazda bulundular:

dediler.

Calinus:

dedi.

İnsan içinde ne taşıyorsa dünyaya bakınca da onu görüyor bazen de…

Bir gün Ebu Cehil, Peygamberi gördü ve ‘’ dedi.

’ dedi Peygamber.

Sonra Ebu Bekir, Peygamber’e,

Peygamber ona da, ‘’ dedi.

Tanık olanlar bunun nedenini sordular...

Peygamber: ‘’ diye cevap verdi.

Tabi tüm bunların ötesinde en önemli şey fark edebilmek?

İstediği kadar ayna tutsun!.. Bu dünyada gözlerini sımsıkı kapatmış ve görmek istemeyen birine gerçeği göstermek imkânsız!

Aynalıklar kişiye kendini düzeltme yolunda çok büyük ilerleme aracıdır..

Çok yazarım bu anekdotu.

Hz Lokmana sormuşlar; bu edebi kimden öğrendin?

demiş

Daha önce yazdığım “Tesadüf öylesine karşınıza çıktı demek değildir” başlıklı yazımı da okuyabilirsiniz.

https://www.milliyet.com.tr/-tesaduf--oylesine-karsiniza-cikti-demek-degildir--pembenar-yazardetay-saglik-2417427/

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Karma Nasıl İyileşir?

Son dönemlerin popüler konularından birisi “Karmik yasa” ve “Karmik Borçlar”

Ne demek Karmik yasa?

En kısa tabirle “Yaşam dersi”

Yaşam dersleri kişiye bir ceza değil öğrenmedir!

Astrolojide Satürn; Karma yasasının yöneticisidir! Yani bir diğer adı ile “sebep- sonuç yasası.”

Satürn’ün simgesi “Orak”

Simge aslında olayı bize gayet açık anlatıyor! “Zamanı geldiğinde herkes ektiğini biçer!”

“Karmik dersleriniz” çoğunlukla doğum haritanızda Satürn’ün yerleştiği burç ve evle ilgilidir.

Bu demek oluyor ki daha biz bu dünyaya gelirken sizin fıtratınıza göre almanız gereken dersler belirleniyor. Ve sırasıyla siz bu dersleri (tıpkı bir okul gibi) görmeye başlıyorsunuz. Her bir dersi verene kadar gerekirse tekrar ediyorsunuz, farklı kişiler farklı olaylar ama konu özde aynı…

Yani sizi tekâmül yolunuzda ilerletmek için bu derslere ihtiyacınız var.

Astrolojinin size faydası bu noktada şu olur!

Yaşayacağınız dersleri önceden bilgilenerek dönüştürebilirisiniz.

“Tedbir Takdiri kaldırır” derler…

Dolayısıyla bu derslerle nasıl başa çıkacağınızı öğrenirsiniz.

Yaşar Nuri Öztürk’ün çok sevdiğim bir sözü vardı:

Bunun için direnç göstermek yerine doğum haritamızda Satürn hangi evdeyse o konu ile çalışmak gerekir!

Çünkü bizim karşımıza çıkacak insanlar tam da o yönümüzü dengelemek için bizi zorlayacak türde kişiler olacaktır. Eğer biz bunun bilincinde olursak kendimizde keskin yönleri törpüleyerek bu enerjileri dönüştürebiliriz.

Edgar Cayce der ki;

İlahi Nizam ve Kâinatta bu konu şöyle bir örnekle çok güzel anlatılıyordu

Karmik borç ne demek?

Eğer siz bir takım eylemleriniz sonucu bilerek veya bilmeyerek birilerine zarar verdiyseniz kendi hayatınızda da bunu yaşamak üzere kendinize çekersiniz. Yani bunu bilerek bilmeyerek yaptığınızda aynısının size de yapılmasını kabul etmiş olursunuz!

Bu tamamen bizim anlayacağımız şekilde söyleyeyim; bir Kul Hakkıdır.

İnsan farkında bile olmadan o kadar çok başkalarının hakkına giriyor ki…

Başkalarının arkasından konuşmak, eleştirmek, hatta nasıl yapmış böyle bir şeyi diye kınamak, yargılamak bile bir karmik borç oluşturuyor!

Ve Karma Yasası ‘’Evrende hiçbir borç ödenmeden bitmez’’ der.

--Diyelim ki Levhi Mahfuzda, aleyhine bir hüküm gördün. O hükmün değişmesi için direnebilir, kaderi yırtma savaşına girebilirsin. (Harputlu Kemal Efendi)

Buradan şunu anlıyoruz demek ki bu benim kaderim neyse çekerim diye bir şey yok!

Evrende zaman diye bir şey yok.. Her şey an'da gerçekleşir.. Bu yüzden geçmiş ve gelecekten bahsetmek doğru değil... Dolaysıyla gelecek her zaman değişebilir… Siz düşüncelerinizi eylemlerinizi değiştirdikçe geleceğiniz de değişebilir.

Karmik borcu sağaltmanın yani iyileştirmenin 2 yolu var.

Biri yüzleşmek.

Önce kendinize şu soruyu sormalısınız?

”Bu bana niye oluyor? Bana verilen mesaj ne?

Eğer sorunu biliyorsanız, kul hakkı dedik ya, o kişiden helallik alarak direk olayı kökten çözmek!

Bunu yapamam diyorsanız…

Diğer bir yol ise

Gerçekten yaptığınız şeyden pişman olduğunuzu beyan edip bir daha böyle bir şeye asla meyletmeyeceksiniz.

Sahip olduklarına şükrederek akışa bırakmak…

Yaşadıklarınızı büyüterek kendinize acımayı bırakmak…

Anda kalmak. Endişeyi bırakmak!

Çünkü yaşadığınız şey sizi Spiritüel olarak büyütmek için hayatınızda! Hangi konularda artık geliştiğinize bakın!

Hayıflanmak yerine size ne öğrettiğini anlamaya çalışmalı…

Hiçbir şey bilmiyorsanız bile şikayetlenmeyi bırakmanız kabule geçmeniz yeterli!

Bu çok önemli bir adımdır. Bunu başardığınızda karmik bağınızı koparırsınız.

O zaman yaşadığınız olumsuz deneyimler yinelenmeyecektir!

Sizin o durumla hemhal olduğunuzu gördüklerinde şöyle denilecektir!

Bu ders öğrenildi tekrarına gerek yok!

*“Ha, birde sizin adınıza karmanızı temizlemek” diye bir saçmalık var!

Mümkün mü sizce Allahaşkına, bir başkası sizin günahlarınızı temizleyebilir mi?

Bu konuya hiç girmiyorum bile…

Yazının devamı...

Kendime Yeni Bir Ben Lazım :)

Yeni yılın ilk gününden Merhabalar herkese,

Yeni alınmış bir defterin ilk sayfası gibi ne hoş değil mi?:) İlk sayfayı yazmaya başladık bile…

Her gelen seneye yeni kararlarla başlarız… Hepimizin içinde yeni bir başlangıç, yeni bir ben düşüncesi…

Her şeyden önce yeni bir ben istiyorsak düşünce şeklini değiştirmek lazım… Çünkü düşüncelerimiz hayatımızı şekillendirir. Sözlerinizle beraber davranışlarınız değişmeye başlar ve siz değiştiğinizde yaşamınızda değişir.

Bir araştırmaya göre günde 50.000 düşünce düşünüyormuşuz ve bunların %90'ı tekrar eden düşüncelermiş. Bilinçaltında programlama zaten tekrarlama yoluyla oluyor.. Yani sürekli tekrar eden kayıtlarla kendimize telkin verip duruyoruz…

Bunun için de en başta konuştuklarımıza dikkat etmek gerekiyor. Sürekli yakınan, eleştiren, yargılayan biri miyiz? Benzer benzeri çeker yasası gereği söyledikleriniz neyse etrafınızda onu görürsünüz.

Oysaki “Şükür” sahip olduğunuz şeyi çoğaltan muhteşem bir enerji kaynağıdır.

Bu sene de yine aldığım kararlarım var… Aslında birçoğu artık hayatımın bir parçası… Ama kendime (ve dolayısıyla size) bunları tekrar etmek ve hatırlatmak iyi geliyor diye düşünüyorum.

->Seni mutsuz eden her neyse hayatından çıkar!

->Eğer biri sana kendini özel ve değerli hissettirmiyorsa peşinden koşma!

->Sadece seni mutlu eden enerjini yükselten şeylere yönel…

->Geçmişle ilgili pişmanlıkları hemen bırak… Seni üzen anıları ve tüm olumsuzlukları sil… Bu sana asla bir şey kazandırmaz. Onlarda alman gereken ders neyse onu al ve yoluna devam et…

->Sen sahip olduğun tek şeyin AN’ın kıymetini bil ve ne yapmak istiyorsan şimdi yap… Erteleme!

->Güne mutlaka güzel enerjiyle ve gülümseyerek başla.

->Kendinle arkadaş olmayı unutma… Mesela enerjinin düştüğünü hissediyorsan hemen kendine olumlu telkinler ver!

->Enerjini düşüren insanlarla birlikte olma… Bunun yerine kulaklığını tak müziğini aç ve doğaya yürüyüşe çık… Şunu hiçbir zaman unutma; kendini iyi hissetmek için başkalarına ihtiyacın yok! İnan kendinle baş başa olmak istemediğin insanlarla beraber olmaktan her zaman daha iyidir…

->Kendini çok iyi hissederken başka birinin enerjisiyle aniden enerjinizi düşebilir. Kendimizi gerilmiş patlayacakmış gibi hissedebilir “şimdi ne oldu bana halbuki çok iyiydim” dersiniz.. O negatif enerji bizde değilse de bu şekilde dışarıdan almış da olabiliriz. Hemen Enerjini toprakla… Bunun içinde ayakların yere bassın ve toprağa bağlandığını düşün, burnundan derin nefes al ve muhteşem bir ışığın içinden geçerek tüm vücudunu temizlediğini hayal et, en son olarakta ağzından üfleyerek içindeki tüm olumsuzlukları dışarıya at.

->Neyi yapamam, bırakamam, başaramam dersen sınavların da işte tam oradan gelir! Yapabileceğini kanıtlamak ya da öğrenmen gereken için... Bunu hep hatırla…

->Korkarsan, korktukların başına gelir, karşılaştığın tüm zorluklar, senin içinde beslediğin kendine koyduğun engellerdir.

->Büyük laflar etme! Beylik laflar etmeden önce dur ve düşün, söylediğin her şeyle aynısının sana da yapılabileceğini onaylamış olursun!

->Hiçbir şeyle zıtlaşma… Sadece direnç oluşturursun. Her şeyin birbiri ile bağlantıda olduğunu hatırla ne yaşıyorsan mutlaka o an için anlayamadığın bir sebebi vardır! Odak noktan yaşadığın değil öğrendiğin olsun! Bazen akışına bırakmayı da bil… Ruhsal olarak olgunlaşmış bir ruh geleni alır gideni bırakır!

->Bazen de her şeyin bir soru ile başladığını bil… “Nasıl olmuş ki” dediğin şeyin cevabını yaşarken bulursun kendini…

->Kendinize yardım etmenin bir yolu da başkalarına yardım etmekten geçtiğini unutmayın. Her gün ufacıkta olsa birine yardımcı olmanın huzuruna var. Bu enerji senden başkasına geçer ondan bir başkasına… Bu şekilde tüm ağ etkilenir…

->Gün içinde kendinle baş başa olabileceğin bir zaman mutlaka olsun.

->Kızgınlık ve kırgınlıklarını içinde tutma. Bunların zaman içinde hastalığa dönüşebileceğini unutma ve bu yüzden mutlaka dönüştür. Herkesin bunu dönüştürme şekli başkadır sende kendine iyi geleni bul ve onu yap. Kurslara katılabilirsin, spor yapabilirsin. Dans edebilirsin. Yürüyebilirsin.

İhtiyacın olan daha fazlası değil..! Elindekilerle mutlu olmayı bil!

Ve en önemlisi iç sesini dinle… Kendini iyi hissediyorsan devam et, eğer başladığın işte en ufak bir huzursuzluk hissi varsa o uyarıyı göz ardı etme!

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Evinize Pozitif Enerji Yüklemenin 12 Yolu!

İnsanlar hep merak eder ve sorarlar. Benim evimde negatif enerji var mıdır?

Aslında bir evde negatif mi, yoksa pozitif bir enerji mi hâkim bunu anlayabilmenin en iyi parametresi aslında hislerdir. Bir eve girdiğinizde ne hissediyorsunuz? Huzur? Yoksa gerginlik mi?

Aynı zamanda o evde yaşayan kişilerin hayatlarının gidişatı da gösterir.

Eğer sürekli aksilikler, huzursuzluklar, hastalıklar, kavgalar, maddi- manevi problemler bu kişilerin hayatından eksik olmuyorsa o evin yaşam enerjisi bloke olmuş demektir.

Yaşam enerjisini tekrar aktive etmenin en güzel yolu ise en kolay Fengshui kurallarına göre evi düzenlemekten geçiyor.

Bu kurallar duymadığımız bilmediğimiz şeyler de değil aslında…

Sadece duyup kulak arkası ettiğimiz, önemsemediğimiz şeyler.

Ama ne kadar önemli olduğunu denedikten sonra bizzat göreceksiniz! Bu kadar da iddialı konuşuyorum.:)

Hazır Aralık ayına girmişken, hayatlarımızı şöyle güzel bir derleyip toplayalım. Temiz bir enerji ile yeni yılı karşılayalım diyorum ve size liste halinde yapılacakları sıralıyorum:)

Bi kere şu bilgiyi hep aklımızda tutalım.

Fengshuinin temel kural anlayışı 3 tür:

TEMİZLİK, DÜZEN VE SADELİK!

1- Yaşam alanınızda kullanmadığınız ne varsa ayıklama işlemi!

Evet, bu kurala göre bir eşyayı eğer 1 seneden beri kullanmadıysanız o eşya artık size hizmet etmiyor siz ona hizmet ediyorsunuz demektir:) Bu şekilde kullanmadığınız bi dolu eşyanızı düşünün şimdi? Aman Allahım çöp evlerde yaşıyoruz…

Fengshui sadelik ve düzen ister dedik. Çünkü enerjinin rahat dolaşabilmesi için bu şarttır. İstiflediğiniz eşyaların arasında pozitif enerjinin dolaşabilmesi mümkün değil. O eşyalar sürekli toz tuttuğu için negatif enerji tutmaktan başka bi işe yaramaz. Size lazım olan şeyleri ayırın, başkalarının işine yarayacağını düşündüklerinizi ihtiyacı olanlara ulaştırın.

2- Sizde kötü anısı olan hiç bir eşyayı evinizde tutmayın.

Eşyalarında enerjisi, yaydığı bir frekans vardır. Yaşanılan alanların, toprağın, duvarın hafızası vardır. O ortamdaki her şeyi kaydeder. Bunun yanında o eşyayı siz mi aldınız biri mi hediye etti.. O eşyaya baktığınızda size ne hissettirdiği çok önemli. Mutlu mu oluyorsunuz yoksa kötü hatıralarınızı mı yeniden canlandırarak hatırlatıyor?

Dolayısıyla sizi mutsuz eden hiç bir şeyi tutmayın.

3- Kırık, çatlak, bozuk ne varsa atın!

Yine bir Fengshui kuralı… Eğer bir nesne çatlamışsa bu muhtemelen negatif enerjiye maruz kaldığı için gerçekleşmiştir. Yani negatif enerjiyi kendi üzerinde toplayarak sizi korumuş. Daha ne diyeyim, o eşya artık negatif enerji yüklü diyorum… :)

4- Evinizi temizleyin.

Fengshui kurallarına göre evin mutlaka düzenli olarak temizlenmesi gerekir. Toz asla olmamalı. Çünkü toz negatif enerji tutar!

Havalandırma işlemi sandığınızdan daha önemli mesela... Temiz hava girmesi lazım bir eve… Havanın mutlaka taze enerji ile yer değiştirmesi lazım...

5- Evde kuru çiçek varsa (üzgünüm ama seviyorsanız da) atın…

Kuru çiçeklerin bir ölü enerji olduğunun altını çizmeliyim… Ve inanılmaz toz tutar. Yok, çok seviyorum diyorsanız da mutlaka tozlarından arındırmanın bi yolunu bulun.

6- Odalarda tuz bulundurun.

Daha önce pek çok kez yazdım. Tuz negatif enerjiyi toplayan bir kristal. Siz ufak kâseler içerisinde tuz koyduğunuzda o oda da olan tüm negatif enerjiyi kendine çekiyor ve oraya hapsediyor. Dolayısıyla bir süre sonra bu tuzun dökülerek yenisini koymalısınız. Hatta çook eskiden yani kadim kaynaklara göre yemeklere tuz koymanın sebebi kişideki varsa büyüyü çözmekten için kullanılırmış diye okumuştum…

7- Bitkilerle tütsü yapmak.

Mesela adaçayı bitkisi ile evin enerjisini temizlemek mümkün. Adaçayı daha öncede yazmıştım; Latincede salvia yani iyileşmek kelimesinden geliyor. Adaçayını yaktığınızda içeriğinde bulunan yağlar açığa çıkarak sizi sakinleştiriyor. Yaydığı frekans ortaı temizliyor. Dünyada en çok bu amaç için kullanılan bitki adaçayı. (*)

8- Evde bitki bulundurmak.

Bitkilerde biliyorsunuz canlı enerji. Özellikle bazı bitkiler yapısal özellikleri ile evin havasını temizleyip pozitif enerji yayma özelliğine sahip.

Mesela çiçekler içerisinde Paşakılıcı çiçeği benim en tercih ettiğim. Bu çiçek ile kapalı bir kutuda kalsanız size gerekli olan oksijeni veriyormuş!

İkinci olarak eve pozitif enerji veren bir diğer çiçek barış çiçeği.

9- Aynalar.

Aynalar ev dekorasyonunda güzellik katar di mi? Ama doğru yere asarsanız. !

Eğer onları yanlış yerlerde kullanırsanız size negatif enerji de getirebilir.

Mesela yatağın karşısına konulmaz. Yan tarafında komşunun oturduğu bir duvara asılmaz. Bir ayna iki oda arasında enerjetik geçiş kapısı gibidir. Oradaki tüm enerjiyi size yansıtabilir.

Peki nereye koyacağız bu aynalarıııı?

Yemek masasının yanına konulabilir. Bolluk ve bereketi geri yansıtır.

Giriş kapısının üzerine asılır. Gelen kişinin enerjisini geri kendine yansıtır.

Evin kendi odalarına bakan bir duvarına asılabilir.

Ve tabi aynalarında düzenli olarak enerjilerinin temizlenmesi gerekir.

10- Evinize girdiğiniz antrelerinizi düzenleyin.

Buraların da karışık olmaması lazım. Çünkü enerjinin ilk girdiği yer burasıdır. Ve karışık dolu bir holden hiiç hoşlanmaz girmeden geri dönebilir:)

11- Mobilyaların, özellikle yatakların altını eşyalarla doldurmayın.

Altlarını düzenli silin. Toz olmasın. Şu bilgiyi tekrar hatırlayalım toz negatif enerji tutar!

Ve yatağın altına o doldurduğunuz eşyalarında her şeyi bir plak gibi kayıt ettiğini gece boyunca yayın yaparak bilinçaltınızı karıştırdığını bilin.

Ayrıca yataklarınızın başucu kuzeye gelecek şekilde koyarsanız enerjinin akışını doğru yönlendirmiş oluyorsunuz.

12- Ses enerjisi

Evde sizi rahatlatan hoşunuza giden pozitif enerji veren müzikler açın.

Dua, meditasyon, esma zikirleri ile çalışmalar yaptığınız da evinizin frekansını en az 15 mhz yükseltecektir.

(*) Daha önce yazdığım “Feng Shui ile Hayatınızdaki Problemlerden Kurtulabilirsiniz” başlıklı yazımı da okumak isteyebilirsiniz

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

7 Aralık Yay burcunda Yeni Ay

Evet 7 Aralıkta Yay burcunda bir Yeni ay var!

Ve gerçekten dileklerin oluşumunu destekleyen müthiş enerjilerle dolu bir Yeni ay!

“Aralığın son zamanlarında istediğiniz her şeyi elde edebileceğiniz çok güçlü bir enerjiye sahip olacaksınız. Bunların, herkesin iyiliği için de olduğundan emin olun. Bu gücü, daha olumlu açılardan, hayatınızı değiştirecek ve size mutlu kılacak şeyler için kullanın. Çünkü ben 2019 yılının bununla ilgili olduğuna inanıyorum: En yüksek amaçlarımızı, niyetlerimizi yaratıp, oluşturma! Dolayısıyla, bu enerjiyi çok akıllıca kullanın ve böylece 2019 yılını harika bir şekilde geçirebilirsiniz!“ diyor Joni Patry

Uzun bir süredir her sene Aralık ayında yeni yıla girerken isteklerimizi yazarak Tezahür çalışmaları yapıyoruz. Eski takipçilerim iyi bilirler.

Bu senede geleneği bozmuyoruz. Bunun için seçtiğim tarih anladığınız üzere 7 Aralık tabi ki:)

Bu çok güçlü bir çalışmadır!

Eğer isteğinize gerçekten inanır ve odaklanırsanız mutlaka gerçek olur!

Zaten enerji olarak Aralık ayı sonundan itibaren 2019 isteklerimizin oluşabileceği bir yıl.

Dolayısıyla da enerjiyi doğru kullanmak gerekir!

Ne yapıyoruz?

Her gün aynı saatte 40 gün boyunca dileğimizi bir kâğıda yazıyoruz.

40 gün boyunca ayrı bir kâğıda… (Toplamda 40 kâğıt olacak )

Dilek aynı değiştirmek yok.

Saatin hep aynı olması enerji açısından ayrı bir detay ama oldu ya bir gün saat kaçırdınız devam edin olmaz diye bir şey yok.

Arada bir gün unuttunuz yine devam edin…

Dileğinizi yazdıktan sonra bir kez de niyetinizi seslendirin.

"Teşekkür ederim Öyle de Oldu" deyip. Günlük çalışmanızı bitirin ve kağıdınızı bir kutuya koyun.

En sonunda dileklerimizi yazdığımız kâğıtları bir akarsuya ya da denize atacağız.

Çöpe atmak yok! Bulunduğunuz yerde akarsu yoksa bekletin kağıtları gittiğinizde atarsınız..

Gelecek soruları artık bildiğim tahmin ettiğim için tüm detaylara indim diye düşünüyorum?

Anlaşılmayan bir şey yoktur umarım.

Herkesin ve tabii benim de:) gönlündeki isteklerinin gerçekleştiğini görme sevincini yaşadığı bir yıl olsun.

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Olumlamaların Gücü

Nedir olumlama?

Bilinçaltınızı yeniden programlamak için seçtiğiniz olumlu cümlelerdir!

Buna "onama" da denir. İngilizce de affirmation yani doğrulama demektir.

Onamada başarılı olmanın anahtarı tekrardır. Siz 21 gün boyunca seçtiğiniz olumlu cümlenizi tekrar ettiğinizde bu zihne yazılır.

Şimdi bir an için durun ve günlük yaşamınızda sürekli tekrar ettiğiniz iç konuşmalarınızı düşünün.

Daha çok iyimser mi yoksa hep en olumsuz yönünden mi yaklaşıyorsunuz?

İşte bu şekilde kendinize her an telkin vermiş oluyorsunuz.

Peki, sürekli olumsuz düşünen bir insan kendini nasıl değiştirebilir?

Bunu başarmak nasıl mümkün olur?

Öncelikle kendimizle bir anlaşma yapmalıyız. Aklımıza her olumsuz bir düşünce geldiğinde yüksek sesle (kendimizin duyacağı bir sesle) bunun tam tersi olumlu bir düşünceyi tekrar ediyoruz.

Mesela yapmak istediğimiz bir şey var ve yoğun bir endişe duyuyoruz asla başaramam diyor içinizden bir ses!

Hemen o sese kulaklarımızı tıkayıp diyoruz ki: “Evet yapabilirim. Şans her daim benimledir…”

Siz bu farkındalığı kazandıkça aklınıza her olumsuz bir şey geldiğinizde şöyle bir duraklayacaksınız, zaten bir süre sonra da dönüşüm başlayacaktır.

Patricia Muradi diyor ki

Ne diyor Mevlana

Gerçekten yapma etme, görünme demek isteği artırır başka da bir işe yaramaz!

Evet işte olumlamalarda da aynen böyledir. “Yapma etme” türünde kurulmuş olumsuz cümleler belli bir direnç oluşturmaktadır

Hiç kimse olumsuz bir uyarıyı duymak istemez. Zihniniz de…

Olumlu olumlamalar her zaman şimdiki zamandadır. “Yapacağım”, “alışığım” veya “gideceğim” diyen olumlu bir olumlama görürseniz devam edin. Çünkü Beyniniz sadece şimdiki zaman ifadelerine cevap verir.

Olumlamalar sadece olumlu kelimeleri içerir. "Yapma", "yapamaz" veya "devam etmeyecek" gibi kelimelere sahip olumlu bir olumlama görürseniz, tekrarlamak istediğiniz bir ifade değildir. Negatif ifadeleri aşmak ve onları pozitif olanlara dönüştürmek için beyninize fazladan iş çıkarır.

Beyniniz, her zaman yıldırım hızında düşünce ve talimatlar gönderen ve alan karmaşık ve karmaşık bir bilgi ağıdır.

Aldığınız her basit eylem, nöronlar adı verilen hücreler arasında gerçekten karmaşık bir dizi iletişimdir.

Beyninizin her saniye işlemesi gereken bilgi miktarından dolayı, düşündüğünüz ve söyleyeceğiniz her şeyi çok basit bir şekilde alır. Bu edebi iletişimin nasıl çalıştığını anladığınızda, bunun duygularınızı, davranışlarınızı ve hatta fiziksel olarak iyi olmanızı nasıl etkilediğini görmeye başlarsınız.

Beyin gelecekteki veya geçmiş zamanda iletişim kurmaz.

Beyin için her şey şu anda oluyor.

Gelecekte olabilecek bir şeyden korkmaya başladığınızda bu etki vurgulanır.

Sahte olduğunu bildiğiniz şeylere neden bu kadar güçlü bir fiziksel tepkiye sahip olabileceğinizi hiç düşündünüz mü?

Mesela korkutucu bir film

Vücudunuzun verdiği reaksiyonları düşünün?

Bunun nedeni, beyninizin şu anda yaşadığınız şeylerle gelecekte yaşayacağınız şeyleri hayal ettiğiniz arasındaki farkı anlayamamasıdır.

Beyniniz düşüncelerinize şu anki haliyle çok açık bir şekilde tepki verir ve sizi algılanan tehlikeye hazırlar.

Bu yüzden olumlu olumlamalarınızın daima şimdiki zamanda olması çok önemlidir.

“İş görüşmemde çok iyi yapacağım” şeklinde bir olumlama beyniniz, size başarı geleceğini söylüyor, ama gelecekte… Yani erteliyor…

İlk olarak, kendinize “ağlama” dediğiniz zaman, beyninize 2 komut veriyorsunuz. İlk komut, yok ve ikincisi ağlıyor.

İki kelimeyi birlikte işleyebilir ve anlamı anlayabilirsiniz, fakat beyniniz “ağlamak” kelimesini duyar ve bu komutun sinirsel bağlantılarını aktive etmeye başlar. Sonunda, aslında, tekrar tekrar tekrar ağlamanı söylüyorsun.

Şimdi uygulama:

İşaret ve orta parmağınızı göğsümüzün ortasındaki noktaya koyarak ya da şakağımıza parmağımızla ufak ufak tıklayarak kendiniz için seçtiğiniz olumlamanızı aklınıza geldikçe söyleyin ve bilinçaltınızdaki o eski kaydı silene dek bunu devam ettirin..

Zihinsel çatışmalardan kaçınmak için zenginim diye olumlamak yerine her geçen gün refahım artıyor denilebilir.

Zenginim dedikçe bazılarında bilinçaltı büyük bir direnç oluşturur. "Nerden zenginim acaba ?" gibi

Bu beyan yani refahım her geçen gün artıyor herhangi bir anlaşmazlık yaratmaz.

Mesela bir kaç örnek;

Ben şanslıyım!

Beni seven insanları hayatıma çekerim.

Hayatımda her şey yolunda (veya yoluna giriyor)

Para bana daima akar!

Evrende her şey bolluk içinde

Şansımın çok artmasını ve evrenden bana şans enerjisinin bol bol gelmesini seçiyorum.

Bolluk, bereket ve refah içinde huzurla yaşamaya niyet ediyorum

Şanslı bir insan olarak kendim için ve başkaları için olumlu düşünceler üretmeyi ve şansımı herkesin iyiliği için kullanmayı kabul ediyorum.

Niyetim hemen şimdi gerçekleşmeye başladı bunun için teşekkür ediyorum!

Olumlamalarla çalışmanın etkili yollarından birisi de yazmak. Minnettar olduğunuz şeyleri yazmak enerjiyi artırıyor.

Çünkü yazdığınız bir şeyi somut hale getirirsiniz ve asla silinmez.

Hani denir ya söz uçar yazı kalır!

Enerji olarak da böyledir.

Düşünceler ve söze dökülen kelimelerde enerji olarak yaşar ama yazılan şeyin enerjisi çok daha kuvvetli olur.

Ben olumlamalarla çalışmaya başladığmda kendi kişisel listeme her gün şükretttiğim şeyleri yazardım. Ve yazdıkça fark ettim ki şükredecek ne çok şeyim var.

Ben şükrettikçe de şükredilecek şeylerimin dahada arttığını fark ettim

Son olarak Louise Hay çok sevdiğim olumlamalarından birkaç tane..

Ben her zaman doğru yerde ve doğru zaman içinde bulunuyorum.

Bana her şey iyilikle, kolayca ve çaba sarfetmeden geliyor

Bu verimli evrende hepimize yetecek kadar bolluk ve bereket var.

Ben her zaman güvendeyim ve ilahi olarak korunuyorum.

Bilmem gereken her şey gözlerimin önünde.

İhtiyaç duyduğum her şey bana mükemmel zaman mekan sıralamasında gelmektedir.

Yaşam sevinç ve sevgi ile doludur.

Seviyorum ve seviliyorum

Hayat dolu ve sağlıklıyım

Elimi attığım her her yerde başarılı oluyorum

Değişmeye ve gelişmeye istekliyim

Benim dünyamda her şey iyidir.

Bu cümleleri sıklıkla tekrarlıyorum. Herhangi bir alanda bir şeyler ters giderse bu cümleleri tekrarlıyorum.

Sözgelimi aşınmış hissediyorsam şunu tekrarlıyorum.

HAYAT DOLU VE SAĞLIKLIYIM.

Eğer karanlık bir alanda yürüyorsam şu olumlu ifadeyi tekrarlıyorum.

HER ZAMAN GÜVENDEYİM VE İLAHİ OLARAK KORUNUYORUM.

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Kaynak:Sadece beynin işleyici ile ilgili bölüm için https://blog.mindvalley.com/positive-affirmations/?utm_source=google_blog

Yazının devamı...

Yıldız Düşüklüğü Nedir?

Halk arasında yıldız düşüklüğü olarak tabir edilen şey aslında auranın zayıf olmasından dolayı kötü- negatif dediğimiz enerjilere açık olmasından başka bir şey değildir.

Kişi aurasını kuvvetlendirmediğinde aurada bazı yırtıklar meydana gelir ve bu yırtıklardan Alt boyut negatif enerjili varlıklar oradan enerji çekmeye başlar dolayısıyla önce auranın onarılması ve kuvvetlendirilmesi gerekir.

Kişi bunu nasıl anlar?

Fiziki anlamda; birden saplanan baş ve göz ağrısı şeklinde kendini gösterir.

Çok esner ve enerjisi çekilmiş gibi hisseder. Doğrudur yoğun bir enerji saldırısına maruz kalmış olabilir o an. Hemen korumaya almak gerekir. Aslında o an yapılması önerilen ilk şey sirkeli su ile duş almak. Bu her zaman ortam dolayısıyla mümkün olmayabilir. Enerji insanda solar pleksus çakrasından çekilir.

Burayı (göbek deliğinizin olduğu bölgeyi) elinizle kapatarak dua okumaları yapabilirsiniz.

Lavanta koklayabilirsiniz. (frekans yükseltir)

Zihinsel olarak; Kişi artık hayata karşı umudunu kaybetmiştir. Yalnız kalmak istiyor ve kimseyle görüşmek istemiyordur. Mutsuzdur.

Hayatında ise; her şey ters gidiyordur. Olmasını beklediği şeyler bile son anda iptal oluyordur. Maddi manevi kayıplar yaşıyordur.

Genel anlamda aurayı nasıl kuvvetlendiririz?

Birinci olarak en başta kendimizi olumsuz ruh hallerinden çıkarıp, frekansı yükselterek.

İkinci olarak bazı uygulamalar yaparak

Üçüncü olaraktan enerjisi yüksek, pozitif kaliteli insanlarla bir arada olarak.

Frekansı yükseltmek ile ilgili daha önce pek çok yazdım. Tekrar etmek istemiyorum.

Pozitif insanlarla bir arada olmanın bize ne katkısı olur derseniz. Frekansı düşüren ya da yükselten en önemli şeylerden biri yanımızda çevremizde bulunan insanların enerjileridir.

Bunu aslında açıklamaya bile gerek yok. Olumsuz ve karamsar insanların yanında nasıl yaşam enerjinizin düştüğünü; çok neşeli hayat dolu birinin yanında nasıl enerjinizin yükseldiğini fark etmişsinizdir. Bu uyumlanma doğal olarak gerçekleşmektedir sizi o kişinin rezonansına çıkarır.

Bunun tam tersi durumlar da olabilir. Çok pozitif birinin enerjisi sizi rahatsız ediyor sıkıyor tahammül edemiyor ve sürekli dertlerden konuşmak istiyorsanız, hatta insanların kötü olmalarını istiyor belki de kötülük yapmak içinizden geliyorsa... Üzgünüm frekansınız baya yerlerde demektir… Hatta alt boyut enerji varlıkları sizin bedeninizi kullanıyor bile olabilir.

Kendinizi kötü hissediyor ama yüksek enerjili insanlara çekiliyor ve onların yanında kendinizi iyi hissediyorsanız aslında umut var. Belli ki sadece çevresel koşullar sizi etkiliyor.

Üçüncü çakranın yani solar pleksusun doğru çalışması çok önemli. Dengeli çalıştığında kişide iç huzuru yakalar. Yaşam amacını bulmuştur ve kendini başkalarını olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmiştir.

Solar pleksusun düzenli çalışması için doğada sık sık yürüyüşler, güneş ışığı ve sarı renkten faydalanılabilir. Ayrıca günlük muz yemekte iyi gelecektir.

AY Gezegeni duygu durumunu etkiler. Ay doğum haritasında zayıf bir konumdaysa güçlendirilmesi önerilir. Ay ışığına çıkmak (yeni ay ve dolunay zamanları) Ayın enerjisini aktive eder.

Ay gezegenine ait esmaları okumak şifa verir.

Kişide yaşam enerjisinin eksikliği Hayy esmasının eksikliğinden de olabilir. Kişi "Hayy" esmasını seslendirerek frekansını yükseltebilir.

"Vedud" esmasıyla sevgi enerjisini yükseltir.

"Vasi" esmasıyla maddi durumunu düzeltebilir.

Korunma için neler yapılabilir?

Kuran bize bir takım negatif tesirlere (büyü, nazar, insanların kötü enerjisi gibi) Felak ve Nas sureleri ile kendimizi koruyacağımızı söyler.

Bu sureleri bazen bir defa okuduğunuzda hala o tesirin devam ettiğini görürsünüz.

Esmaların olduğu gibi aynı surelerinde birer ebced değeri var. Ve Âlimler bu surelerin ebced değerince okunarak auraya yüklenmesini önerir.

Felak suresinin ebced değeri 210 ve siz bunu bir oturuşta (tercihen gece) okuduktan sonra ciddi bir koruma sağlarsınız.

Felak suresinin içeriğine baktığınızda zaten gayet açık;

*(Bu arada ben ebced hesaplamayı bilmiyorum bu başka bir ilim... Bazı Kaynaklardan işin ehillerince hesaplanmış bir şekilde bakıyorum. Bu yüzden bana ebcedle ilgili sorular göndermeyin lütfen.)

Bir başka uygulama

...............................

71 Ayetel kürsi

71 Felak

71 Nas suresini bir suya okuyup o sudan içmek ve o suyu başınızdan aşağı dökerek duş alabilirsiniz. (bi anlamda enerjinizi yıkamak diyebiliriz.)

Korunma duaları

..........................

Benim Ahmed Hulusi’den öğrendiğim ve sürekli okuduğum bir dua – ki ayettir

YUSUF-64. ayeti

Yine bir başka ayet sürekli okuduklarımdan,

MU'MİNÛN Suresi 97. ayet

Bunları günlük okumakta sizi negatif olan her şeye karşı koruyacak- koruma altına alacaktır.

Tüm bunları yaparken de dua ve niyet etmeyi unutmayalım.

Aurayı korumak ile ilgili daha önce yazdığım bu yazıya da bakabilirsiniz.

https://www.milliyet.com.tr/aurayi-bozan-seyler-ve-aura-temizlemek-pembenar-yazardetay-yasam-2703486/

Yazının devamı...

Bağ Kesme Nasıl Yapılır?

Duygusal iletişim kurduğumuz bir şekilde deneyim yaşadığımız herkesle ve her şeyle aramızda görünmez bağlar oluşur. Bazen bu bağlar bizi aşağıya doğru çekerek ilerlemekten alıkoyar.

Arada yaşanmış deneyim sizi ne kadar etkilediyse hayatınız üzerinde izleri de o kadar etkili olacaktır.

Bir defa şunu hiçbir zaman unutmayalım. Hepimizin var olan enerji alanı çevremizdeki var olan her şeyle etkileşiyor. Auramız o değdiğimiz şey üzerinde izini bırakıyor. Bu yüzden bazı insanlar evde hep aynı koltuğa oturur. Oraya enerjisini bıraktığı için o koltukla frekansı uyumlu hale geldiği için içgüdüsel olarak o koltuktan başkasına oturmak istemez.

Bir şeye ne kadar fazla dokunduysanız o şey üzerinde tesir o kadar fazla oluyor. Bu da evrendeki kaydetme mekanizmasıyla oluyor.

Negatif bildiğiniz insanların hiçbir şeyini kullanmayın. Çöpe atın. Kıyamadığınız bir şeyse mutlaka üzerinde enerji temizliği yapın.

Bütün eşyalar sahibinin elektriğini yayar. İnsandaki olumlu olumsuz tüm haller o eşyaya geçer

Mesela Zikir yaptığınız tespihlerinizi kimseyle paylaşmayın. Aynı şekilde bir başkasına ait tespihi de kullanmayın. Çünkü o tespih size ait enerjiyi taşır yaptığınız tüm zikirlerin nuru orada kaydolur, bir başkası kullandığında enerji akışı o tespihteki manyetizmayı bozar o da size yansır!

Eşyalarla ilgili olarak önce enerjisini temizlemek, sonra kendi frekansınıza uyumlamak gerekir. Enerjisi temizlenmiş eşyanızı elinize alıp gözlerinizi kapatıp sevgi enerjinizi verdiğinizde hızlı bir şekilde uyumlama gerçekleşir. Uyumlamayı bilmeseniz de zaten sevdiğiniz şeylerle uzun süreli temas ettiğinizde doğal olarak bu uyumlama gerçekleşiyor.

Eğer aramızdaki ilişki sağlıklıysa sorun yok ama artık bize zarar veren bizi aşağıya çeken bir ilişki ise O kişilerle aramızdaki bizim görmediğimiz ama göbek bölgemizden uzanarak o kişinin göbek bölgesine bağlanan o bağları kesmemiz gerekiyor.

Çünkü biz hortuma benzeyen bu kordon kanalıyla eenerji alışverişinde bulunur, birbirimizin enerjisini çekeriz.

Peki, bize zarar veren insanlar için bunu nasıl uygulayacağız?

Bunu yaparken de ruhsal olarak onunla bir iletişim kuruyoruz.

Gözlerimizi kapatıp o kişinin karşımızda olduğunu imgeleyelim.

Ve ona şöyle diyelim

".............. (Noktalı yerde o kişinin ismini söyleyin) tüm zamanlarda bilerek ya da bilmeyerek sebep olduğum tüm sıkıntılardan, yaptığım tüm yanlışlardan ve sana yansıttığım tüm olumsuz duygu ve düşüncelerimden dolayı senden özür diliyorum.

Lütfen bunu kabul et ve beni sevgi ile bağışla.

Bende seni sevgi ile bağışlıyorum.

Şu andan itibaren seni kendimden kendimi senden özgür bırakıyorum.

İkimizin yolunun da Allah’ın sevgisi ile şifalanmasını ve nuru ile aydınlanmasını diliyorum.

Bana öğrettiğin her şey için sonsuz teşekkür ediyorum

Bundan böyle sen yolunda özgürsün ben yolumda özgürüm”

Bu meditasyon aynı zamanda değişim dönüşüm meditasyonudur.

Affetmeye niyet ettiğimiz kişiyi tamamen affedene kadar her gün devam edilmelidir.

Bunu yaptığınızda siz kendi enerjinizi şarj ettiğiniz gibi eğer sizin için zarar verici bir ilişki ise çoğunlukla o kişi hayatınızdan çıkarak uzaklaşacaktır.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.