SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

21 Ağustos Yeniay ve Güneş Tutulması

21 Ağustos'ta, 21:31 de tam bir güneş tutulması yaşanacak. Daha çok Amerika'dan izlenebilecek bu tutulma.. Şimdiden felaket senaryoları yazılmaya başlandı bile.

Güneş Tutulması ne demektir? Önce bunu anlayalım. Güneş tutulması esnasında Ay Dünya ve Güneşin arasına giriyor ve dolayısıyla Güneşin önüne geçer. Ay Güneşi tamamen kapatacağı içinde tam tutulma diyoruz. Güneş yaşam enerjisini temsil eder ve Ay Güneşin ışığını keserek zayıflattığı için kadim uygarlıklar bunu korkuyla doğa olaylarına yorumlamışlar.

Korkuya odaklanmak korku enerjisini daha fazla büyütmekten başka bir şeye yaramaz. Bir şeyi olmayacağı varsa da oldurursunuz.

Bir Güneş tutulması, bir döngünün sonu yeni bir döngünün başlangıcı anlamına gelir. 6 aylık sürecek bir döngüdür bu. Ve bence nasıl karşıladığınız önemli.Kartları doğru oynarsanız başarı getirir.

Çünkü Astrolojik olarak yorumuna gelirsek. Aslan burcunda gerçekleşecek bir tutulma bu ve aynı zamanda bir yeniay bence sahnede olmak, gösteriş, ışıklar demek. Dolayısıyla da bi çok kişiye bilakis olumlu da gelecek. Aslan burcunda bir yeni ay hayatımızda yapmak istediğimiz bir konuda çalışmalara başlamak için uygun enerjiler taşır her zaman.

Güneş ve Ayla beraber Mars ve Merkür de Aslan da. Çok yüksek bir enerjiye işaret ediyor. Bu enerjiden hareket edip;

Ne istediğinize neyi dillendirdiğinize dikkat edin. Gerçek olabilir. Niyet ederek istediğiniz şeylerin tohumunu ekin.

Yapılacak bir uygulama.

Duygusal bağlardan özgürleşmek için. Kalp şeklinde bir kağıt kesin ve içine korku duyduğunuz şeyi yazarak yakın. Kağıt yanarken "bu artık benim gerçeğim değil" deyin.

Eğer bir dileğin tezahürünü istiyorsanız bu defa bir kağıda dileğinizi yazarak bunu 7 gün tekrarlayın. (Her defasında tekrar yeni bir kağıda dileğinizi yazıyorsunuz) Sonra bu kağıtları saklayın, veya suya atın. (Yakmayın ve çöpe asla atmayın)

Sağlık olarak ise; sırt bölgesi, kalp, dolaşım sisteminde oluşan rahatsızlıklar için şifa çalışmaları yapmak son derece etkili olur.

Tutulma dönemlerinde

Daha çok içinize dönün, ruhsal çalışmalara her zamankinden daha fazla ağırlık verin.

Herkes haritasında aldığı açılara göre farklı etkilenebilir. Eskiler böyle dönemlerde suskunluk orucu tutarlarmış. Her türlü yanlış anlaşılma ihtimaline karşı. Çevrenizdekilerin de sizin gibi gergin olabileceğini düşünüp tartışma ortamlarından kaçının.

Bol su için,

Doğada yürüyüşler yapın, ağaçlara dokunun topraklanın. (Vücudunuzdaki negatif enerjiyi dönüştürün)

Rüyalara da dikkat!

Okunabilecek esmalar.

Ya Hayy Ya Kayyum esmalarının 174 defa okunması çok iyidir. Ayrıca Ya Gani, Ya Hafiz, Ya Vedud ve Ya Vasi esmalarının da okunmasının çok uygun olduğunu düşünüyorum. İçlerinden birini (veya dilerseniz hepsini de olur) ebced değerince okuyabilirsiniz.

*Bolluk ve bereket için eğer yapabilirseniz, size ait üzerinizde bulunduracağınız altın bir eşyaya 18769 adet Ya Vasi okuyup üzerinizde taşırsanız ve hergünde 137 adet okumaya devam ederseniz maddi durumunuzda gerçekten çok büyük rahatlamalar olur.

Bu gerçekten hayatınızdaki her şeyi pozitife çeviren çok büyük bir sırdır:)

Sevgiler tüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

Zannetmek?

Göz her zaman ölçümüdür, gördüklerimizi değerlendirmek için?

Mesela AY... siz gökyüzünde tırnağınız kadar görüyorsunuz diye o kadarcık mıdır gerçekte?

Kafasında bir senaryo yazıp sonra ona inananlar var... "Kesin böyle yapmıştır, böyle böyle demiştir? Ben biliyorum demiştir demiştir!..."

Hayır nereden bu kadar emin konuşabiliyorsun?

Zan' ettin farkında mısın? Sandın yani?

Peki ya sandığın gibi değilse?

Bu işler çok hassas dostum.. Öyle "sandıydım" demeyle de sıyrılınmıyor üstelik..İnanıyorsan öte tarafı da var bu işin.

Kuran çok sert uyarıyor bu konuyla ilgili. Kötü zanda bulunan herkesi lanetliyor ve onlar için Cenennem azabı vardır diyor.

Neden bizi böyle bir şeyden men etmek için bu kadar sert bir uyarı yapıyor sizce?

Eğer sandığın gibi değilse o kişinin kul hakkına girmiş oluyorsun da ondan.

Ve kul hakkı kişinin hayatına düğüm koyan en büyük blokajlardan birisi. Asla karşılıksız kalmaz!

Gerçek dışı değerlendirmelerle ilgili çok sevdiğim ve sık sık anlattığım bir hikaye var..

Adam gece yarısı şehir dışında otomobiliyle giderken birden lastiği patladı. Güç bela otomobili kontrol altına alıp durdurdu. Bagajı açtığında lastiği değiştirmek için krikosunun olmadığını fark etti. O esnada uzaktan bir ışık gördü. "Şansım varmış orada birileri hala uyumamış,gider kapıyı çalar, başıma gelenleri anlatır ve bana bir kriko ödünç verebilirmisiniz diye sorarım. O da tabiki neden olmasın al götür işin bitince getirirsin der" diye düşündü.

Adam tam çiftçinin evine doğru yürümeye başlamıştı ki ışık söndü. Bu işe çok canı sıkılan adam kendi kendine söylenmeye başladı. "Şimdi adam yattı rahatsız ettiğim için kızacak. Ve belki krikosu için para bile isteyecek, bende bu yaptığınız hiç hoş değil insanlığa sığmaz ama yine de size bir dolar veririm" derim. O da hem beni geceyarısı beni yataktan kaldıracak hem de 1 dolar vereceksin ha? Ya 5 dolar verirsin ya da gider krikoyu başka yerde ararsın!" diyecek diye düşündü.

Adam kendi kendine iyice kızmıştı. Bahçe kapısına geldiğinde söylenmeye devam ediyordu.

"5 dolar ha!? Sana 1 dolardan fazla vermem. Hay aksi kör şeytan, şu aksilik olmasaydı kriko gerekmeyecekti. Yaptığın düpedüz dolandırıcılık!"

Bu düşüncelerle evin kapısına varmıştı. Kapıyı hızlı hızlı vurdu. Çiftçi kapının üzerindeki pencereden başını uzatıp "Kim o?" dedi...

Adam durdu ve kapıya bir yumruk daha indirdikten sonra bağırdı.

"Seninde krikonunda canı cehenneme! Malın senin olsun istemiyorum!"

Kendi kafamızdan bir hikaye yazarız sonrada inanırız.. Yapmaz mıyız?

Yapmasak keşke..

**Tabi bu işin obsesif kompulsif boyutu var birde. Eğer kişi çok fazla olmamış olaylar üzerinde senaryolarla hayatını zehir ediyorsa psikiyatrik bir destek almalı.

Sevgiler tüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

Nasıl pozitif olunur?

Geçenlerde şöyle bir soru gördüm mesaj kutumda. Bu arada mesaj demişken hemen bir parantez açmak istiyorum. Çok fazla mail, mesaj geldiği için hepsine geri dönme şansım ne yazık ki olamıyor bunun için sizlerden çok özür diliyorum ama elimden geldiğince hepsini okuyup yazılarımda konuların içerisinde yer vermeye çalışıyorum. Umarım anlayışla karşılarsınız.

Soru şöyleydi:

"Nasıl pozitif olunur? " Siz her zaman pozitif miydiniz, hayatınızda bir dönüm noktası oldu mu?

Evet her zaman pozitif bir bakış açım vardı. Hayatım boyunca karamsar biri olmadım. Moralim bozulsa da kötü bir şey yaşasam da çok çabuk toparlanan bir yapım vardır. Bunun yanında çok genç yaşlarda fark ettim ki kendimle beraber yanımdakileri de toparlama özelliğim var.

Motivasyonunuz çok önemli. Her insan kendini motive edecek yolları bulmalı ve ihtiyaç duyduğunda bunları kullanmalı. Bu herkes için değişir. Kimi içten motive olur kimi de dışarıdan.

Bu ne demektir?

Yani bazıları kendini motive etmeyi bilir, ben buna kendini şarj etmek diyorum. Bir başkasının yardımı olmadan kendi enerjisini yükseltebilir. Kişisel gelişim kitapları okumak, hoşunuza giden bir yaşam felsefesi edinmek bunu hatıra getirmek olabilir. Yürüyüş yapmak, dans etmek, müzik dinlemek, motive edici filmler izlemek olabilir..

Dışarıdan motive olmak ise, başkasından etkilenmek diyebiliriz.

Size iyi enerji veren kendisinden bir şeyler öğreneceğine inandığınız birini takip etmek gibi..

İçeriden ya da dışarıdan motive olmanız bir şeyi değiştirmez. Sonuçta bilmeniz gereken tek şey kendi enerjinizi yükseltmek için size uygun gelen yolu izlemek.

Nasıl pozitif olunur?

Şimdi böyle söyleyince pat diye sıkıştırılmış bir formül mümkün değil elbette.

Bu bir süreçtir aldığınız kararla değişim yavaş yavaş kendiliğinden olacaktır. Yani buradan anlıyoruz ki yapmamız gereken ilk şey KARAR!

BEN ARTIK DEĞİŞMEYE KARAR VERDİM VE BU DEĞİŞİME HAZIRIM.

Bir başlama tarihi koyun ve gün içinde aklınıza her geldiğinde bunu kendinize tekrar edin.

Bu kararı verdikten sonra ilk adım kendimizi sevmekle başlıyor.

Kendimi nasıl sevebilirim, bir sürü hoşlanmadığım kusurum var! Tam da işte o kusurlarınızla ve her şeye rağmen!

Kendinizin en iyi arkadaşı olmalısınız.Hepimizin yalnız kaldığında yaptığı içsel diyaloglar vardır. Bahse girerim bir çoğumuzda bu diyaloglar o kadarda sevgi dolu değil. Bir arkadaşımız bize sorununu açtığında ona kendini iyi hissetmesi için teselli edecek sözler söylerken, söz konusu kendimiz olduğunda acımasızca eleştirir yaptığımız hatalarla ilgili suçlarız.

Bırakın artık kendinizi suçlamayı. Her ne olduysa oldu ve inanın bana bir çoğu -sizi teselli etmek için söylemiyorum- yaşamanız gerektiği için yaşandı.Çünkü her zaman altını çizdiğim gibi hayatta hiç bir şey tesadüf değil, her şey gelişmemiz için.

Bu değil ki hiç bir şeyin sorumlusu biz değiliz. Elbette seçimlerimizin sonuçlarını yaşıyoruz. Yaptığımız hataların sorumluluğunu da kabul etmemiz gerekiyor.

Çok sevdiğim bir Çin Atasözü vardır:

Evet hayatta başımıza pek çok şey gelebilir ama bu sorunlarla yaşamayı seçmek yerine çözüm yollarına odaklanabiliriz.

Bazende yalnız kaldığımızda korkularımız devreye girer. Sebepli sebepsiz endişe duyarız.

Hiç birimiz bilmiyoruz ki yarın ne olacak?

Önemli olan tek şey sahip olduğunuz AN.

Bilemiyorum şu an gerçekten çok büyük bir problem içindesiniz belki...

O zaman da kendinize düşünceleri dağıtan sevdiğiniz uğraşlar bulmalısınız.

Bir kişi bütün dünyayı kazanıpta kendi canını kaybederse bunun ne yararı var? demiş ya İsa (as) İnanın bana hayatta sizden daha önemli bir şey yok, siz varsanız diğer şeyler de anlam kazanıyor.

Biz yoksak hiç bir şeyin de anlamı yok.

Uçaklara bindiğinizde anons yapılır oksijen maskesini önce kendinize sonra çocuğunuza tutun.

Sen hayatta kal ki çevrendekilere de faydan dokunsun..

Bu yüzden önce can sonra canan demişler.

Sevgiler tüüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

Bitmesi gereken biter, gitmesi gereken gider!

"Ben ne çok hata yapmışım meğer,

Gözüm kapalı bakmışım meğer,

Yıllar geçmiş ben saymışım meğer,

Dostum sanıp aldanmışım meğer!

Yıllarca sürer sanmışım meğer...

Boşa kalbimi açmışım meğer

Vakit kaybıydı diyemem ama

Sen hiç dostum olmamışsın meğer!"

Candan Erçetin'inin bu güzel şarkısı hangimizin duygularına tercüman olmuyor ki?

Bundan bir kaç sene öncesinde olsa hayatıma giren ve beni hayal kırıklığına uğratan kişiler için üzülüp kafaya takabilirdim.

Ama şimdi biliyorum ki onun hayatımdaki görevi oraya kadarmış.

Ayrıca hayatta en önemli değerlerin başında VEFA gelir. Vefanın TDK da karşılığı sevgide bağlılık. Bi insanda vefa duygusu yoksa en ufak şeyi bahane edip sizi (arkadaşlığınızı, dostluğunuzu, ilişkinizi) harcar.

Şahsen beni kaybetmeyi göze alanı, gözden çıkaranı geri kazanmak yolunda zerre uğraşmam. Niye uğraşayım ki, zaten gerçekten beni seviyor olsaydı ufak bir şeyde beni gözden çıkarmazdı diye düşünürüm.

Bilakis sevinmeli hayatımızdan çıktığı için. Zorlamanın tesiri yok. Çıkması daha hayırlı. Çünkü bu o insanla benzer deneyimleri tekrar tekrar yaşamaktan başka bir işe yaramaz.

Bu şununla karıştırılıyor. Bana yanlış yaptın hoop çizdim üstünü!

Değil!

Herkes hata yapar. Yanlış anlaşılmalar olur, düşünmeden davranılan durumlar olur. Önemli olan farkına varıp telafi etme adına atılan bir adım var mı ona bakmak lazım. Bu sözle olur, davranışla olur.

Eğer karşıdaki hala odunumun parası diyorsa:) Üzgünüm ama onu odunlarıyla baş başa bırakıp el sallayıp olay mahallinden ayrılın.. Arkanıza bile bakmadan:)

İyi yanından bakmaya çalışın. Bu olay bana ne öğretti?

Her durumda evlenin demiş ya Sokrates; eşiniz iyi çıkarsa mutlu olursunuz, kötü çıkarsa filozof olursunuz! :)

Yaşadığımız her olay bizim için bir ders. Gelişmemiz için bir tecrübe. Orasından bakın olayın.

Her insan kendinden sorumlu. Ne ekersen onu biçersin. Ya ben yaptığım bir şeyin karşılığı olarak onu hayatıma çektim ve dersimi aldım. Ya da onun hayatında benim bir görevim vardı ve benden bir şey öğrenmesi gerekiyordu. Mutlaka bir şekilde birbirimize iyi kötü öğrettiğimiz bir şey olmuştur.

Asıl iş bundan sonra başlıyor ama..

Bundan sonrasında bize düşen affederek serbest bırakmak. Bırakabilmeyi de bilmek.

Affet deyince insanlar bunu yanlış anlıyor ve bazen o kadar büyük tepkiler alıyorum ki. Gidip o kişiden özür dilemek olduğunu düşünüyor ve "öleceğimi bilsem bunu yapmam" diyorlar.

Oysa affetmek o kişiyle irtibat kurarak bunu yapmak değil. Affetmek içinde olduğun duygudan özgürleşmek.

Bunu yapabilmek için kendinizi olaylara farklı bir bilinçle bakmaya zorlamalısınız.

Şuna inanmalısınız en başta

EN BÜYÜK FAYDASI BİZE.

Çünkü bundan sonrasında kin gütmenin, geçmişle yaşamanın, bana böyle yaptı aynısını görsün diye beklemenin bize zarardan başka bir getirisi olamaz. Ne zararı demeyin... Tüm öfke kızgınlık gibi duygular vücudumuzdaki organlarla bağlantılıdır ve hastalık yapar. Kalpte nefret tutmak kalp rahatsızlıklarına sebep mesela..

Eski Havaililere göre geçmişin acı veren olayları içinizde kaldıkça dengesizliğe ve hastalığa sebep olur. Ho'oponopono bu düşüncelerin enerjisini ortadan kaldırmanın basit bir yoludur!

Ho'oponopono bir hatayı düzelt manasına gelir!

Pişmanlık ve affetme içeren sadece 3 cümle

Seni seviyorum

Lütfen beni affet

Teşekkür ederim!

Aranızda problem olan kişinin arkasından onun ruhunun duyduğuna inanarak bu 3 cümleyi tekrar ediyorsunuz.

Komik gelmesin. Gerçekten işe yarıyor. Ne işe yarıyor ki derseniz; Bilinçaltınızı temizliyor ve tüm geçmiş yaraları iyileştiriyor. Dr Hew Len diyor ki eğer siz bunu gerçekten istiyorsanız bilinçaltınız bu kaydı siliyor ve hata düzeltilmiş oluyor.

Deneyin bence.

Uyuyup uyandığınızda yepyeni bir gün artık!

Dünde bırakmayı bilmek lazım bazı şeyleri.

Geçmiş adı üstünde..!

Sevgiler tüüüm kalbimden

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

Kova burcu dolunayı ve Ay tutulması

7 Ağustos 2017 Pazartesi saat:21:12 de Kova burcunda bir Dolunay gerçekleşecek.Aynı zamanda bir Ay tutulması. Hem zorlayıcı bir enerji var aynı zamanda değişime açık- enerjiyi dönüştürmek için bir fırsatta taşıyor. Özellikle duygusal ilişkilerde zorlanmalar olabilir.

Ayın bizim ve dünya üzerinde etkilerini artık hepimiz biliyoruz. Özellikle de Ay tutulmalarında duygusal olarak bugüne dek üzerini örttüğümüz bazı şeyler gün ışığına çıkar. Bu yüzden de içsel çalışmalar yapma zamanıdır. Dolunay zamanları bizi yoran, üzen şeyleri hayatımızdan çıkarmak için harikadır deriz hep. Bırakmak deyince bunu sadece ilişkileri bitirmek olarak düşünmeyin, Bu bir borç olabilir, kilo sorunu yaşayanlar için fazla kilolardan kurtulmak olabilir. Bir alışkanlık bir bağımlılık olabilir. Ya da size acı veren etkisinden bir türlü kurtulamadığınız anılarınız olabilir.

Kova Satürn gezegenin yönetiminde bir burç. Satürn derslerimizi gösterir. Derslerde öğrenildiğinde tamamlanır.

Bu dolunayda bir kağıda bırakmak istediğiniz her neyse onunla ilgili şöyle yazabilirsiniz.

Benim ...... problemim var.

Ben şu anda bu durumumu kabul ediyor ve özgür bırakıyorum.

Yaşadığım her şeyi sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.

Son olarakta bu artık benim gerçeğim değil yazıyoruz. Yazdıklarımızı bir kezde yüksek sesle beyan ettikten sonra bu kağıdı yakıyoruz. Küllerini ister çöpe atın ister lavaboya dökün.

Bu bilinçaltını rahatlattığı tamamen bilimsel olarak kanıtlanmış bir çalışmadır.

Kova burcunda bir dolunay ayak bilekleri, dolaşım sistemini temsil eder. Dolayısıyla bu bölgeler ile ilgili rahatsızlıklarınıza çalışmak için değerlendirebilirsiniz.

Adale ağrılarına, bilek burkulmalarına dikkat!

Eğer diyete başlamak istiyorsanız da dolunay sonrasında Ay küçülen küçülen faza geçtiği için mutlaka bu dönemi değerlendirin.

Okunabilecek bazı Esmalar:

Ya Halim 88, Öfkeli kişiler için okunur. Sakinlik ve uyum verir.

Ya Hafiz 998, Negatif enerjili varlıklara karşı güçlü bir koruma sağlar. Ne için okunur ve üzerine üflenirse o şeyi korumaya alır.

Ya Mukaddim 184, Sınava girecek olanlar bir pirinç tanesine okuyup yutarsa başarılı olmasına vesile olur.

Sevgiler tüüm kalbimden

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

Akışa bırakalım gitsin!

Hocaya sormuşlar: Sabah olunca insanların kimi o yana kimi bu yana gider sebebi hikmeti ne ola ki?

-Hepsi aynı yöne gidecek olsa dünyanın dengesi bozulur da ondan!

Mantıklı :)

Evrende dengede her şey akış içerisindedir. Bir şey biter ve yerine yenisi başlar.

Uzak doğu da Yin Yang yani her şeyin zıtlıklardan oluştuğunu söyler, buna göre Yin Negatif tarafı temsil eder. Yang ise Pozitif tarafı.

Çünkü hayatta her şey, gece-gündüz, barış-savaş, iyi-kötü, güzel-çirkin gibi zıtlıklardan oluşur. Ve her şey yerli yerinde dengededir! Bir şeyin kıymetini ancak yokluğunda anlarsınız. Yani zıttını yaşadığınızda.

Dengede ve akışta olmak ise; Yaradana güvenmek ve teslim olmak demek.

Kimi çocuk düştükten sonra hemen ayağa fırlar üstünü başını silkeler ve oyununa kaldığı yerden hiç bir şey olmamış gibi devam eder. Kimisi de düştüğü yerde iki saat mızırdanır birisinin kendisini yerden kaldırmasını bekler.

Yetişkinlerde de durum çok farklı değil aslında değil mi?:)

Kimileri karşılaştığı sorunlarda yılmadan hemen toparlanıp çözüm yolları düşünürken. Kimisi de vuruyor depresyonun dibine.

Asıl sorun ne biliyor musunuz düşmek değil!

Herkes hayatının bir döneminde düşüyor, sendeliyor vs. ama bazıları takılıp kalıyor orada.. Öylece kalıyor.

Kimi gerçekten nasıl kalkacağını bilemiyor belki ama bazısı da mızırdanmayı seviyor sanki?!

Geçmişle yaşamayı seven bir dolu insan tanıyorum, seven diyorum çünkü ben onların bu durumdan garip bi şekilde zevk aldıklarını ve bundan beslendiklerini düşünüyorum artık???

Ne kadar doğru bir söz!

Hayatınızda yaşamak zorunda kaldığınız ve değiştirmediğiniz her sıkıntı enerji bedeninize bir blokaj oluşturarak hastalık olarak size geri dönüyor:(

Bu yüzden değişime karşı gelmemek, akışta olmak ve hayatla uyum içerisinde akmak gerek.

Ve bir olay yaşandığında bu bana hangi karanlık yönümü göstermeye çalışıyor diye düşünmeli çünkü bize ayna tutan şey bize kendi içimizde görmediğimiz yanlarımızı yansıtıyor da olabilir.

Tamam hepimizin yaşamında tıkandığımızı hissettiğimiz anlarımız olabilir. Ancak kişinin kendini şarj etmeyi bilmesi gerekiyor. Artık müzik mi dinlersiniz, egzersiz mi yaparsınız, meditasyon mu yaparsınız-ki meditasyon aslında zihni susturmak için yapılan her şey olabilir. Ben her zaman söylerim yürüyüş benim için en büyük meditasyondur. Kulaklığımı takarım sevdiğim müzikleri dinleyerek 1 saat yürürüm. Geceleri kendime ayırdığım 1 saatte de esma zikirlerim vardır. Hiç aksatmadan her gün mutlaka yaparım. Bunun gibi herkes kendine iyi gelen şeyleri belirleyip günlük rutin yaptığında gerçekten size iyi geldiğini fark edersiniz. Bir hobiyle uğraşmak bile kafanızı o işle meşgul ettiği için ruhunuza terapi olabilir.

Ne yaşanıyorsa bilin ki hayrınızadır.

Amerikalılar uzay mekiği challenger için uzaya uçacak 7 Astronot seçeceklermiş.

Ancak on bin aday birbiri ile yarışıyor ve içlerinden sadece yedisi bu sınavı geçebildi!

Diğerleri ise hayatlarında böyle bir fırsatı kaçırdıkları için çok üzüldüler.

1986 yılında o mekik fırlatıldıktan hemen sonra tüm dünyanın gözü önünde patladı!

Mekiğe binemeyenlerin o esnada ne düşündüğünü düşünebiliyor musunuz???

Kuran da Bakara suresi 216 da der ki:

Olan her şeyde bi hayır var ve hatta olmayanda!

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

Hayır diyememek!

Kadir inanırın eski bi filminde bi replik vardı.:)

-Seviyormusun?

-Hayır

-Seviyor musuuuun?

-Hayır!

-Seviyor musuuuun!!!

-Evet

-Yalan söylüyorsuuuun !!!

Her iki durumda da inandıramıyor yazık :)

Şaka bir yana

Pek çoğunuz gibi hayır demek bana da çok zor gelirdi... Önceden... Aslında bazı durumlarda halen! :)

Kendime göre bir plan yapardım mesela..

Bugün evde keyif yapacağım!

Tam yayılmışım her yer yerde:) Bir telefon " Müsaitsen sana geliyoruz"

O esnada dış ses ta-bi diye kekelerken, iç ses çemkiriyor "Nereden müsaitsin acebaaa???"

Ama iç sesi kale alan yok.

Telefon kapandıktan sonra hızlandırılmış film modundaki ev toplama operasyonunu anlatmama da gerek yok:)

Hah, ilk buradan başladım "Hayır" demeye :)

"Hmm, bugün müsait değilim ama yarın olabilir"

Ohh şimdi geniş geniş misafirlerim için plan yapabilirim.. :)

Sanırım saldım çayıra modeli insan tipi asla olamayacağım ben:)

Bir insan istemediği halde her şeye evet diyorsa ciddi bir şekilde onaylanmama kaygısı taşıyor olabilir.

Bunun yanında pek çok sebebi de olabilir. Bencil algılanma korkusu. Karşıdakini incitme korkusu.

Sanırım ben insanları incitmekten korkuyordum.

Oysa burada çok önemli bir nokta var. Hayır demek o insanı tümden reddetmek değil ki. Sadece o an için veya önerdiği şey için müsait olmadığınızı ve başka bir zamanda, başka bir öneri ile yapabileceğinizi söyleyebilirsiniz.

Unutmayın Hayır derken yaptığınız şey sınırlarınızı korumak. Bu da en doğal hakkımız öyle değil mi.

Önemli olan hangi durumda, kime ve neye hayır demeniz gerektiğini bilmek.

Nasıl diyebileceğimiz konusunda şöyle bir öneri okumuştum.

"Hayır" demenin antrenmanını yapmakta hiç bir sakınca yok. Nasıl mı? Öncelikle belli başlı bazı şablonları belirleyin. "Çok üzgünüm ama katılamayacağım" "Maalesef benim için pek mümkün görünmüyor" gibi...

Ardından bu şablon cümleleri kafanızda tekrarlayın. Şimdi bu antrenman neye yarayacak derseniz emin olun hayır demek istediğiniz an işinizi (özellikle cümlelerin ağzınızdan çıkışını ) kolaylaştıracaktır. İçinizden de şunları devamlı söyleyin.

İstediklerimi söylemekte özgürüm. Başkaları kendini mutlu hissedecek diye kendimi feda etmeyeceğim!

Hayır dediğinizde kendinizi çok kötü hissediyorsanız çözüm üretin. Karşınızdakinin sorununa alternatif bir çözüm bulmaya çalışın.

Mesela aileniz sizi yemeğe çağırdığında o gün işiniz varsa ve reddettiğiniz için kendinizi kötü hissediyorsanız başka bir akşam onlara da uyuyorsa bu programı yapabileceğinizi onlara tatlı bir dille söyleyebilirsiniz. Bu hem sizi hemde karşıdakini rahatlatacak bir detaydır. Karşıdaki de anlayışlı biriyse zaten sizi anlayacaktır!

Bu da Louise L Hay'den;

HAYIR demek sizin için yeni bir şeyse, çok basit bir şekilde söyleyin.

HAYIR !

Hayır bunu yapamam. Bahaneler sunmayın. Yoksa karşınızdaki kişiye sizi kararınızdan döndürmek için fırsat vermiş olursunuz. İnsanlar sizi kontrol etmeye çalışmanın işe yaramadığını gördüklerinde dururlar.

İnsanlar sizi ancak siz izin verdiğiniz ölçüde kontrol edebilir.

İlk kez hayır dediğinizde kendinizi suçlu hissedebilirsiniz ama bir kaç kez tekrarladıktan sonra giderek kolaylaştığını görürsünüz.

Sevgiler tüüüm kalbimden, :)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

Aslan burcunda bir YENİ AY!

23.07.2017 Aslan burcunda 12:47 de gerçekleşecek bir Yeni ay var!

Aslan burcu gezegeni Güneştir.

Ve Güneş saatleri bir dileğe çalışmak için en uygun saatlerdir. Bu yeni ay dileklerimize odaklanmak için çok kuvvetli enerjiler yansıtıyor. Özellikle 12:00-13:00 arası mutlaka değerlendirilmeli!

Ayrıca yüksek makamlara iletilmesi gereken ricalarımızı iletmek için kaçırılmamalı. Ya da bir ihtiyacımız için talepte bulunmamız gerekiyorsa değerlendirelim.

Aslan burcu cesareti ve ön planda olmayı temsil eder. Dolayısıyla da kendinizi gösterme, ispat etme ile ilgili ön plana çıkma girişimleriniz varsa yine hiç kaçırmadan bu fırsatı değerlendirin.

Yalnız ciddi ego durumları söz konusu dikkat edin "ben" derken hayatınızın her alanında ciddi sıkıntılar oluşturabilir. Dengeli tutmaya özen gösterelim.

Ay Aslan burcunda iken sağlık olarak: her türlü kalp- damar problemlerine, sırtla ilgili problemlere çalışmak olumlu sonuçlar verir.

Okunması gereken esmalar:

Ön plana çıkan esmalar: Hay ve Kayyum. Ya Hay Ya Kayyum şeklinde 174 adet okunmalı

Ya Rafi: Yükseltip kaldıran demektir ki enerjiyle dolduran bir esmadır. 351

Ya Selam: Korunmak için, selamette olmak için okunur. 131

Şifaya ihtiyacı olanlar bugünden başlayarak Ya Bari okusunlar 213 adet. (Okuyabilirlerse 213 gün boyunca)

Sevgiler tüüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.