SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Sağlıklı iletişim 4 sırrı

Hayatımızda her zaman sınırlarımızı zorlayacak insanlar olacaktır. style="margin: 0px;"> Kesinlikle kimseyi değiştiremezsiniz. Zıtlaşmak asla doğru değildir. Bu tarz insanların karşısında ne kadar çok konuşursanız o kadar enerjiniz düşer. Bana kalırsa en doğrusu tepki vermeden dinlemek.

Aşağıdaki egzersiz ise Deepak Chpranın kitabında rastlamıştım. Marshall Rosenberg'in "Şiddet içermeyen iletişim" adlı kitabından bir bölüm.

Şiddet içermeyen iletişimin kendinizi savunmaya geçerken bulduğunuzda sormanız gereken dört soruyu içeren dört temel adımı vardır.

Bu egzersiz için kısa zaman önce sizi bir şekilde sinirlendiren veya hayal kırıklığına uğratan bir olayı düşünün. Bu egzersizi akılda tutarak aşağıdaki dört adımı izleyin.

1. ADIM

Gözlemi değerlendirmeden ayırın

Ne olduğunu yorumlamak yerine gerçekte ne olduğunu betimleyin. Olayı tarif ederken olabildiğiniz kadar tarafsız olun. Kendinize şöyle sorun. Gerçekte neye tepki veriyorum? Tam olarak ne oldu? Ne duydum ve ne gördüm?

Örneğin, araba kullanıyor olabilirsiniz, akşam yemeği için bir şeye ihtiyacınız olup olmadığını düşünüyorsunuz, eşiniz sessizliğinizi fark ediyor ve "Neden üzgünsün?" diye soruyor. Siz de "Üzgün değilim, sadece akşam yemeğini düşünüyordum." diyorsunuz. Eşiniz Sessizliğinize bir gözlemle değil, bir değerlendirmeyle yanıt verdi. Bir harekete bir anlam iliştirdiğinizde bu bir yorum veya değerlendirmedir. Aşağıdaki cümlelerden hangilerinin gözlem, hangilerinin değerlendirme olduğunu anlamaya çalışın.

1.Seni partideki o kadınla flört ederken gördüm

2.Seni partideki o kadınla bir saatten fazla konuşurken gördüm.

1. İşinin senin için ailenden daha önemli hale geldiğini görebiliyorum

2.Son üç haftadır, her gün işe şafak sökerken gidip akşam style="margin: 0px;">

1.Beni artık sevmiyorsun

2.Artık işten geldiğinde beni öpmüyorsun

Her üç grupta da ilk cümleler yorum veya değerlendirmedir.

Kendinizi duygusal bir tepkimeye yanıt verirken bulduğunuzda bir an için durun ve olayın yorumuyla tarafsız gözlemi arasındaki farkı görmeye çalışın. Gözlemler yetki verir çünkü başkalarına tepkimizin ne kadarının yoruma dayalı olduğunu fark etmemizi sağlar.

Bu da başkalarının hareketlerine verdiğimiz tepkilerin biçimlerini değiştirmemizi sağlar.

2. ADIM

Duygularınızı tanıyın

Kendi kendinize hangi duyguların olayların sonucu olarak çıktığını düşünün. Ne hissediyorsunuz? Duygularınızı tanımlarken, sadece sorumlu olduğunuz duyguları yansıtan kelimeleri kullanın ve kendinizi kurban eden kelimelerden kaçının. Örneğin, sinirli endişeli, korku dolu, cesur, güzel, emin, mutlu, şaşkın, özgür, sakin, umutlu, neşeli, keyifli, iyimser, utanmış, sıkılmış, gururlu, rahatlamış, kafası karışık, keyifsiz, suçlu, mutsuz, kıskanç, tembel, saldırgan, kızgın veya yalnız hissediyor olabilirsiniz.

Belirli bir şekilde hissetmenizi sağlayan insanların kullanacakları kelimelerden kaçının. Örneğin, kendi kendinize saldırıya uğramış hissedemezsiniz; böyle bir duygu sizden değil, sizin başka bir duyguya verdiğiniz tepkiden doğar. Kaçınmanız gereken diğer kelimeler; Terk edilmiş, istismar edilmiş, aldatılmış, zorlanmış, yanlış anlaşılmış, reddedilmiş, duyulmamış, görülmemiş, kullanılmış, desteklenmemiş. Duygularınızı belirlemek yerine bu kelimeleri kullanmak, diğerlerine duygularınız yönetmeleri için çok fazla güç verdiğiniz anlamına gelir. Bu duyguları açığa çıkaran insanları cezbetme eğiliminde olursunuz ve kısır döngüde sıkışırsınız. Kendi duygularınıza sahip olmaya başlamadan mutlu olmak çok zordur.

3. ADIM

İhtiyaçlarınızı açıkça ifade edin

Kendinize, "Bu durumda neye ihtiyacım var?" diye sorun. Eğer bütün gereksinimlerimiz karşılansaydı güçlü duygularınız olmazdı. Gereksinimlerinizi mümkün olduğunca açık bir şekilde belirleyin. Yüreğinizin tepkisi ile başlayın, daha sonra sorulacak şeylerin belirli örneklerini bulana kadar arzular zinciri ile devam edin. Örneğin, kendinize, "Sevilmeye ihtiyacım var. Neden?", "Yalnız hissediyorum, daha az yalnız hissetmeye ihtiyacım var. Neden?", "Yakın arkadaşım yok, arkadaş bulmalı ve ilişki kurmalıyım. Neden?" diye sorun.Bu düşünceler sonunda sizi başka bir insandan sevilmenizi sağlamasını isteyemezsiniz ama sizinle sinemaya, bir partiye ve kahve içmeye gelmesini isteyebilirsiniz.

4. ADIM

Rica edin Talep etmeyin.

Bir ihtiyacı saptayıp ricada bulunmaya hazır olduğumuzda genelde rica etmek yerine ihtiyacımızın karşılanmasını talep ederiz. Taleplerin karşılanma olasılığı daha düşüktür, çünkü insanlar içgüdüsel olarak taleplere daha az yanıt verirler. Fakat çoğu insan ricayı mutlulukla gerçekleştirir.

Örneğin, "Kuru temizlemeden elbisemi al" diye bir talepte bulunmak yerine, "Kuru temizlemeden elbisemi alabilir misin lütfen?" diye sorarsanız olumlu yanıt alma olasılığınız daha fazladır.

Ayrıca üçüncü adımdaki gibi, belirli bir davranış isteğinde bulunacaksanız. Davranış ne kadar belirli olursa ricanızın yanıtlanması o kadar olasıdır. Örneğin,"Beni sonsuza dek sev" yerine "Benimle evlenir misin?" diyebilirsiniz. "Beraber daha fazla zaman geçirebilir miyiz?" gibi genel bir soru sormak yerine, "Bu hafta sonu parka gidebilir miyiz? diye sorabilirsiniz.

Bu adımlar bütün durumlar için geçerlidir fakat özellikle çelişki olduğunda işe yarar. Gerilimli bir durumun parçası olduğunuzda, o andaki duygularınızdan uzaklaşın ve bilinçli iletişimi tercih edin. Ne gözlemliyorsunuz? Nasıl hissetmenizi sağlıyor? İhtiyacınızı belirleyin ve bir ricada bulunun. Bu patlamaya hazır durumu ortadan kaldırıp temkini korumanızı, en azından geri kazanmanızı sağlamaya yardımcı olur.

Sevgiler, tüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle

Yazının devamı...

İkizler burcunda Yeni ay!

25 Mayıs 2017 22:46'da İkizler burcunda bir yeni ay gerçekleşecek.

İkizler iletişimi ön plana çıkaran özellikleri taşıyan bir burcumuz. Yönetici gezegeni Merkür'dür.

Merkür Haberleşmeyi temsil eder. Her çeşit bilgi ve öğrenmeyle ilgili konular da Merkür tarafından yönetildiği için Merkür enerjisi taşıyan zamanlarda öğrenmek istediğiniz konulara öncelik tanıyabilirsiniz.

Dolayısıyla İkizler burcunda bir yeni ay haberleşme- iletişimle ilgili sıkıntı çektiğiniz her türlü konunuza ve öğrenme ile ilgili konulara çalışmak için çok uygun enerjiler taşır.

İkili ilişkilerdeki problemler ani beklenmedik ayrılıklar getirebilir. Dikkatli olmakta fayda var.

Ayrıca sağlık olarakta kollar, eller, üst solunum yolları, bronşlardaki rahatsızlıklara çalışmak etkili sonuçlar verir.

Bu Yeni ayda okunabilecek esmalar:

Ya AZİM -1020

Büyük azametli, küçükten büyüğe her şeyi sınırsız kudretiyle kuşatan. Büyüklük manasındadır.

İletişimlerde sevgi ve saygı verir. Bu saatte yani Merkür saatlerinde okumaya devam eden istediği mertebeye ulaşır.

Ya RAUF-286

Şefkati çok olan.Rahmeti ile her bir canlıların üzerine merhamet eden.

Kişiler arasında sevgi ve merhameti artırır

Ya FETTAH-489

Maddi manevi tüm kapıları açan.

Maddi Manevi her türlü zorlukların çözülmesine niyet edilerek okunabilir.

Bu yeni ay da şöyle bir affirmasyon kullanmak iletişimle ilgili bilinçaltınızı rahatlatmak için iyi gelecektir.

"Kolaylıkla iletişim kuruyorum"

"Kendimi özgürce ve rahatlıkla ifade ediyorum"

Gün içerisinde aklınıza geldikçe tekrar edebilirsiniz.

Sevgiler, tüüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

Her şey herkese anlatılmaz!

Lisedeyken bir arkadaşım bana demişti ki "hayatımda senin kadar ketum birini tanımadım. Hiç bi şeyini anlatmıyorsun! "

Oysa yanıldığı bir nokta vardı, hayır anlatıyordum ama herkese ve her şeyi değil!

O zamanlar daha 15-16 yaşlarındaydım ve herkese her şeyin anlatılamayacağını kendime göre yaşadığım bazı olaylarda bizzat deneyimleyerek öğrenmiştim. Zira anlattığınız kişi sizi buna öyle pişman edebiliyordu ki ; Kimi zaman sır olarak söylediğiniz şeyi başkalarından duyarak, kimi zamanda aldığınız tepki yada yüz ifadesi ile şoka uğrayarak, ya da size verdiği akılla hareket edip her şeyin daha da sarpa sardığını gördüğünüzde diyorsunuz ki nereden anlattım? Keşke hiç anlatmasaydım!

Ben size aman kimseye hiç bir şeyinizi söylemeyin içinizi şişirin demiyorum sadece kime, neyi ve ne kadarını anlatacağınıza dikkat edin yeter.

" der Gabriel Garcia Marguez.

Karşınızdaki anlattıklarınızı anlayamıyorsa ya da ikinize de bir katkı olamayacaksa söylediklerinizin ikinize de bi faydası yok!

Ayrıca hayatımızda yapacağımız en doğru şey olumsuz insanları hayatımızdan çıkarmak. Çünkü mutluluk gibi mutsuzlukta bulaşıcıdır ve farkında bile olmadan onlar gibi düşünmeye başlarsınız. Yaşam enerjinizi emerler! Çünkü onlar anlattığınız her şeyi olumsuz haliyle sever ve onların sizin bu ruh halinden çıkmanız için pozitif yönde bi gayreti olamaz. Aksine sizi daha da aşağıya çekerler.

Geçenlerde yeni tanıştığım birisi ile sohbet ederken bana eşiyle ilgili sorunlarını anlatmaya başladı. O anda şunu düşündüm ben şimdi bu insana "..yaaa demek sana böyle yaptı, çok haklısın ben olsam asla kabul edemezdim" tarzı bi şeyler söyleyecek olsam onun öfkesini körükleyerek daha da yükselmesine sebep olur ilişkilerine öldürücü bir darbe vururdum. Çünkü muhtemelen verilen o gazla haklılığını da bir başkasına tasdikletmiş olarak olayın çözümüne gitmek yerine hırslanmış bir şekilde tutumunu sürdürebilir ilişkileri daha da kötüye gidebilir. Kime anlattığınız işte bu yüzden çok önemli.

Kimileri bunu yani her şeyini anlatan insanları şeffaf ve içi dışı bir olmak olarak yorumlasa da ben yanlış kişilere anlatıldığında çok tehlikeli sonuçlar doğuracağına inanıyorum! Karşınızdakinin illa ki kötü niyetli olması gerekmiyor tamamen iyi niyetli olan biri de bilmediği bir konu hakkında yanlış yorumlar yapabilir.

Nasreddin hocanın dediği gibi; Hani hoca damdan düşmüş de komşular etrafını sarmış yorumlar yapıyorlarmış. Hoca "durun bir dakika demiş.Benim halimi anlamak için damdan düşen biri gelsin!"

Başkasının yaşadığı bir sıkıntıyı bilmek mümkün değildir.

Herkes kendi yaşadığını bilir.

Efendim son olarak üç hükümdar der ki:

İkincisi der ki:

Üçüncüsü de:

Sevgiler, tüüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

Akrep Dolunayı

11 Mayıs 2017 00:42 de Akrep burcunda bir dolunay gerçekleşiyor.

Çevreden ve insanlardan biraz daha uzak kalıp kendi içinize dönüp yaraları sarma zamanı!

Kendi karanlık yanlarınızı iyileştirip şifalandırabileceğiniz bir fırsat taşıyor. Yani bastırdığınız korkularınızla yüzleşip bunları şifalandırabileceksiniz.

Erzurumlu İbrahim hakkı Marifetname'de der ki:

Dolunayın gerçekleştiği süreç boyunca (3 gün öncesi ve 3 gün sonrası da dahil) arınma çalışmaları yapmak sizi rahatlatacaktır.

*Neler yapabilirsiniz. Okumak için daha önce yazdığım bu yazıma tıklayabilirsiniz.

Ayrıca Akrep burcunda bir dolunayında idrar yolları ve cinsel organlar üzerinde şifalandırma çalışmaları yapmak çok etkili sonuçlar verir.

Okunabilecek esmalar

Ya Rahman:298

Ya Ahir:801

Bu dolunayda yapabileceğiniz bir bağ kesme çalışması:

Öncelikle sessiz kendinizle başbaşa kalacağınız bir anda

Gözlerinizi kapatın ve aranızdaki bağı kesmek istediğiniz kişiyi gözünüzün önüne getirin.

Ve ismiyle ona hitap edin..

"Sevgili .....

Seninle aramızda geçen her ne varsa yaptığım yanlışlar için senden özür diliyorum. Lütfen kabul et ve sevgi ile beni bağışla. Bana öğrettiğin her şey için sana teşekkür ediyorum. Bende seni sevgiyle affediyor ve bağışlıyorum.

Aramızdaki bağı Allahın izni ile kesiyorum. Allahın şifası sevgisi her ikimizin de üzerine olsun.

Şu andan itibaren seni benden beni senden özgür bırakıyorum.

Sen yolunda özgür ol bende yolumda özgürüm."

Kendinizi Affetmek için Meditasyon.

Gözleriniz kapalı kendi görüntünüzü gözünüzün önüne getirin.

Ve ona bakarak şunları söyleyin.

"Yaşadığım ve yaptığım her şey benim seçimimdi.

Tüm yaşadıklarımı yaşanması gerektiği için yaşadım.

Verdiğim her karar benim kendi seçimimdi. Ve ben o an için elimden gelenin en iyisini yaptım.

Beni kimsenin onaylaması gerekmiyor.

Ben yaşadığım her şeyi ve tüm kararlarımı onaylıyorum.

Kendimi seviyorum ve tüm hatalarımla kendimi affediyorum."

Sevgiler tüüüm kalbimden:)

Nur Demir

https://www.facebook.com/NrlStyle

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

Yazının devamı...

Hoş geldin Mayıs ve Hıdırellez!

Biliyor musunuz ve sizin oralarda Hıdırellez ne gibi ritüellerle kutlanıyor bilmiyorum ama Hıdırellezle ilgili bilinen en önemli bilgiler şu ki: Hıdırellezde kalbi temiz, Allah'a inanan insanlara Hızır Aleyhisselam yardım edermiş.

Uğradığı yere bolluk bereket,

Hastalara şifa,

Uğur, kısmet ve şans getirirmiş.

Rivayete göre böyle.

Bu yüzden de Hızırın uğrayabileceğini düşünülen yerlere dokunduğu şeylere bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır.

Aslında baharın resmen geldiğini müjdeleyen bir Türk bayramı aynı zamanda.

Hatta sadece Türkler değil, İran, Balkanlar ve Akdeniz ülkelerinde ve Hiristiyanlarda doğanın uyanmasının ilk günü kabul edilip kutlanıyormuş.

Biliyorum siz daha çok ne gibi ritüeller yapılıyor onu merak ediyorsunuz:) Tamam topladığım bilgileri hemen paylaşıyorum:)

*Bekarlar evlenmek için 5 Mayıs akşamı gül ağacının dibine bir saksı içine su doldurup içine bir yüzük atıyor ve ertesi gün tez zamanda beni kısmetimle karşılaştır deyip yüzüğü takıyorlar.

Veya evli bir çift resmi (gelin ile damat gibi) çizilebilir.

*Yine gül ağacının dibine istediğiniz şeyin resmini toprağa çizebilir veya bir kağıda çizip ve yahutta bereket getirmesi için bozuk bir parayı gül ağacının dibine koyabilirsiniz.

*Gül ağacı yok ki diyenler evlerinin kuzeye bakan penceresine yine 5 Mayıs gecesi istedikleri şeyin resmini kırmızı bir kağıt üzerine çizip asabilirler. (Ertesi gün bu kağıdı suya atıyorsunuz)

Hatta ben atarken şöyle söylüyorum: Dileğimi saldım deryaya o da götürsün Mevlaya :)

*O gece bütün erzakların üzeri açık bırakılırmış ki bereketlensin.

*Bazı bölgelerde de ateş yakılıp dilek dilenip üzerinden atlanırmış.

*6 Mayıs Sabahı erkenden kalkıp kapılar pencereler açılırsa bu sayede haneye kısmet dolacağına inanlır. Gül ağacıın dibine koyulan para cüzdana konur ve bir sene boyunca o para harcanmaz.

O gün yine enerji olarak yüksek bir gün olduğu için bazı şeylere de kısmet kapanmasın diye özellikle dikkat edilirmiş.

Mesela Çamaşır yıkanmaz, dikiş dikilmez, evde temizlik yapılmazmış.

Baharınız kutlu ve çoook mutlu olsun. Tuttuğunuz dilekler kabul olsun:)

Çok hoşgeldin Mayıs:)

Sevgiler tüüüm kalbimden:)

Nur Demir

https://www.facebook.com/NrlStyle

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

Yazının devamı...

Enerjimizi düşüren insanlar.

Eğer karşınızdaki biri sizin hassas olduğunuz bir noktaya BİLE BİLE bastıysa bilin ki enerjiniz hortumlanmak üzere!..

Sakin olun, derin bir nefes alın ve elinizi göbek deliğinizin 4 parmak üzerine (solar pleksus çakranıza) kapatın. Çünkü biz insanlar enerji bağlarıyla birbirimize bağlantılıyız. Gerek karşılıklı konuşma anında gerekse birinin arkasından konuştuğunuzda bir kordon uzanır ve karşıya bağlanır.

Bu sizin enerjinizi karşıya kaptırmanıza engel olacak basit küçük bir uygulamadır.

Ayrıca içine çekildiğiniz bu tartışma veya savunma çabalarınız asla kendinizi iyi hissetirmeyeceği gibi sonrasında eliniz ayağınız çekilmiş, nefesiniz daralmış şekilde kendinizi berbat hisseder bir halde bulacağınıza sizi temin ederim.

Çok sevdiğim bir söz var, bunu sık sık paylaşırım.

Karşıdaki insanın niyetinden şüphe duyduğumda, "şimdi onunla tartışmanın bana ne katkısı olacak" deyip bu sözü aklıma getiririm hep...

Bu gruptaki insanlar başkalarını kızdırmaktan, laf sokmaktan, iğnelemekten müthiş zevk alırlar. Enerjiyi düşürmenin yollarından biri budur. Bunu yapan kişi son derece bilinçli bir şekilde yapar. Sizin moralinizin bozulduğunu görmekten haz duyar. Bir çeşit duygu tatmini yaşıyordur.

Böylelikle enerjinize sahip çıkmanın ilk yoludur: farkında olmak! Ve izin vermemek.

Bu arada bilinçli olarak enerji çekilir mi?

Evet enerji vampiri diye adlandırılan kişiler bunlardır. Çünkü bu gruptaki insanlar özel çalışmalar ve yine özel tekniklerle bunu yaparlar.

Bilinçli yapan kişi o an aldığı enerjiden besleniyor olduğunu sansa da aslında yaptığı son derece sağlıksız bi şey. Çünkü enerji çekmek demek onda olan hastalık, öfke, kızgınlık gibi enerjileri de çekmek demek. Aklı olan böyle bir şeye kalkışmaz. Bunu yapanlar daha çok enerji gönderdiğini söyleyerek inisiye yaptığını iddia eden kişiler. Enerji çalışması adı altında size enerji gönderdiğini söyler siz "kabul ediyorum" dediğiniz anda kendinizi karşıya açmış olursunuz! Açılan kanaldan sizin enerjinizi tabiri caizse emmeye sömürmeye başlar.

Bunlara karşı korunmanın yolu sizden izin istiyorsa vermemek, eğer uzaktan habersiz yapıyorsa da önlem olarak aurayı temiz ve sağlam tutmak. (Bunu nasıl yapabileceğimizi daha önceki yazılarımda anlatmıştım.)

*Ayrıca enerjinizi daha önce yazdığım gibi 4 adımda yükseltebilirsiniz.

Bilinçsizce yapan diğer bir grup ise: Toplumda hepimizin çevresinde böyleleri var.. Hani böyle sürekli dert anlatarak gezenler, aşırı öfkeli oraya buraya saldıran tipler.. Bunların amacı sizin enerjinizi düşürmek değildir aslında. Onun derdi kendi içini boşaltmak!

Çöp kamyonu kanunu diye bir şey var ve bu durumu çok güzel açıklayan bir de hikayesi, bakın anlatayım:

Kadın taksiye binmiş ve şoföre hava alanına gitmek istediğini söylemiş. Tam yola çıktıklarında siyah bir araba aniden önlerine çıkmış.

Şoför çarpmamak için ani sertlikte frene basmış. Taksi kaysa da son dakika başka bir araca çarpmaktan kurtulmuş. Bu arada o siyah aracın sahibi camdan başını çıkarıp bağırıp küfretmeye başlamış. Taksi şoförü ise sadece elini kaldırıp gülümsemiş!

Kadın şaşkınlık içerisinde sormuş: neden böyle davrandınız adam neredeyse arabanızı mahvedecek ikimizi de hastanelik edecekti.

Şoför yine gülümsemiş: Çöp kamyonu kanunu demiş.

Kadın bir şey anlamamış: Nasıl yani demiş.

Şoför açıklamış: pek çok insan çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşıyorlar. Kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktiriyorlar. Ancak doldukça çöplerini bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Bu bazen ben, bazen de siz olabilirsiniz. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin. Onlar için iyi şeyler temenni edip yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp, iş yerinize evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.

Etrafımız işte böyle öfkesini kusacak yer arayan, içindeki kızgınlığı başkasına aktaracak bu vesile ile içini boşaltıp kendini iyi hisseden insanlarla dolu.

O rahatladı içini boşaltarak peki onca aktardığı çöp nereye gitti, tabi ki size !

Şöyle diyebilirsiniz: Nasıl almayayım dertleşmek için aramışsa arkadaşım, annem, kardeşim vs. ne diyeyim.

Dinlerken çok fazla içselleştirmeyin. O kişinin derdiyle dertlenmeyin.

Ne güzel demiş Mevlana: "Dertli insan içi duman dolu odaya benzer. Onu dinlemek o odaya pencere açmak gibidir."

Sürekli o dumanı solumak azar azar sizi zehirler unutmayın!

Tüüüm kalbimden Sevgiler:)

Nur Demir

Yazının devamı...

Yılın altın günü!

Her sene Vedic Astrolojisine göre yılın en şanslı günü "golden day" diye adlandırılan bir gün var.

Hintliler bugüne "Akshaya Tritiya" diyorlar. Türkçesi bitmeyen enerji anlamına gelen bu özel günde inanışa göre başlangıç yapmak çok hayırlı. Akshaya kelimesi Sanskritçe asla azalmaz anlamında. İyi şans ve başarı getireceğine bu nedenle bugün yapılan bir şey o kişiyle sonsuza dek kalır diye inanıyorlar. Çoğu insan bugün altın alıyorlar. Çünkü bugün satın alınan altıının asla azalmayacağnı ve kendilerine refah ve daha fazla zenginlik getireceğine nanıyorlar.

Ayrıca Vedic Astrologlar bugünü zararlı etkilerden arındırılmış uğurlu bir gün olarak görüyor.

Gezegen enerjileri bugün başlatılan herhangi bir şeyin büyümesine destek veriyor ve refaha kavuşmasını sağlıyor

Bu sene ise bu özel gün Vedic Astrolojisine göre 28 Nisan Cuma gününe denk geliyor.

Yapmak istediğimiz bir şeyin başlangıcını bugüne denk getirerek niyet edelim ve başlangıcı aktive edelim.

Nasıl başlatabilirim diyenler için bence niyeti yazıya dökmek başlangıcı aktive etmek için yeterli.

Dua meditasyon ve içsel çalışmalarlada niyetinizi ortaya koyabilirsiniz.

O günün enerjisine uygun bir esma ile çalışmakta niyetinizin oluşumunu güçlendirir. Ve Ya Mucib esması çok uygun bence. (55 adet okuyorsunuz) Hatta 3025 adet okumak esmanın toplam ebced değeridir ve çok daha güçlü enerji desteği verir.

O gün boyunca olumlu ruh hali içinde olmaya çalışmakta çok önemli.

Böyle günleri Jüpiterin bir burca misafir oluşuna benzetiyorum. Hani Jüpiter bir burca geçtiğinde burç sakinini nasıl bir halde yakalarsa onu katlayarak çoğaltır ya, bugün için olumlu olmaya çalışmanın önerilmesinin sebebi de bence bu. Siz nasıl hissediyorsanız sene boyunca onu çoğalarak yaşayacaksınız ne hal üzere iseniz katlanarak gelecek..

Mesela sadaka vermek ve iyilikler yapmakta bugün için çok önerilen şeyler arasında.

Hadi hemeen dilekler tutulsun. Niyetler yapılsın.

Unutmayın 28 Nisan Cumartesi güneş doğana kadar vaktiniz var:)

Sevgiler tüüüm kalbimden:)

Nur Demir

https://www.facebook.com/NrlStyle

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.