SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Titreşiminizi Yükseltmek

Enerjinizi tüketen şeyler

İstemediğimiz halde görüşmek zorunda olduğumuz kişiler

Evimizdeki ya da ofisimizdeki dağınıklık

Kullanmadığımız halde istiflediğimiz eşyalar

Hayır diyememek!

Affedemediğimiz kişiler!

İstemeyerek yaptığımız işimiz

Kendimize zaman ayıramamak

Negatif duygular; öfke, kıskançlık, üzüntü, nefret, endişe, şüphe

Başkalarının hakkında dedikodu yapmak

Erteleme

Enerji vampirleri (enerjinizi aşağı çeken kişiler)

Her şeyi kontrol etmeye çalışmak!

Saçma sapan şeyler için tartışmak

Sizin kontrolünüz dışındaki şeyler için endişelenmek

Geçmişi çok fazla kafaya takmak

Susuzlukta enerjinin düşmesine sebeplerden birisiymiş. Toksinlerin dışarı atılmasını sağlayarak dokularımızın kuru kalmamasına yardımcı oluyor . Bazen basit bir baş ağrısının sebebi susuzluk olabiliyormuş.

Sürekli başkalarını kontrol etmeye çalışmak

Titreşimi yüksek birinin sahip olduğu özellikler;

Şükretmek

Minnettarlık

Yardımseverlik

Hoş görü

Yaratıcılık

Teşekkür etme

Gülümseme

Sevgi

Neşe

Doğaya uyum

Olanı kabul etme

Bereket

Bu kişiler sadece yakın çevreleri tarafından değil girdikleri her yerde fark edilirler.

Titreşiminiz düşünce;

Bu durumlar düşük titreşim taşıdığı için aynı zamanda da size düşük durumdaki insan ve olayları çekerler.

Kızgınlık

Korku

Endişe

Kin

Hastalık

Keyifsizlik

Bereketsizlik

Enerji düşüklüğü

Tatminsizlik

Bağımlılıklar

Düşük titreşimli birinin yanında bunalma, iç sıkıntısı, gerginlik veya baş ağrısı hissedilir.

Ama bu da daha çok düşük frekanslar tarafından hisedilir daha çok. Çünkü Yüksek frekansa sahip kişiler çevrelerindeki düşük frekanslardan etkilenmezler!

Peki neler yapabiliriz?

Enerjinizi destekleyen ve yükselten kişilerle birarada olun

Meditasyon, dua ve zikirlerden destek alın

Sık sık doğaya çıkın yürüyşler yapın

Ağaçlara, toprağa dokunun

Spirituality and Health Magazine’de yayınlanan bir makalesinde Don Campell, ‘Kalp atışıyla aynı düzeyde ya da daha düşük seviyede tempoya sahip bir müzik, dinleyiciyi daha çok rahatlatırken, kalp atışından daha yüksek tempodaki müzik ise dinleyici üzerinde uyarıcı ve enerji veriici bir etkiye sahiptir’ diye yazmış

– Sizi canlandıracak ve adımlarınızı hızlandıracak müzikler dinleyin.

– Yorucu bir gün sonrası sakinleştirici bir müzik dinleyin.

– Beyin gelişiminizi ve yaratıcılığınızı yükseltmek için Mozart dinleyin.

– Sakin enerji yaratmak için klasik müzik dinleyin diyor.

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

instagram.com/nrlblog/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

Yazının devamı...

Çılgın Koç Dolunayı

Dolunaylar genelde duygularımızı karıştırarak bizi olduğumuzdan farklı davranmaya iten enerjiler yayar.

Ve bazı dolunaylarda fazlasıyla yoğun hissederiz bunu.

Astrolojik olarak zorlayıcı bir dönem, baş edilmesi zor çılgın bir Dolunay geliyor. Koç Dolunayı.

14 Ekim 2019 da.

Öfkemizi kontrol altında tutmak, kalp kırma ve inatlaşma konularında daha dikkatli olunmalı.

Bitimek istediğimiz konularla ilgili de biraz düşünmek daha önemli bu süreçte.

Bu yüzden şu içinde bulunduğumuz dönem için maneviyatı kuvvetlendirecek bir kaç dua tavsiyesinde bulunmuş Ahmed Hulusi... Ben de sizlere iletmek istedim.

“HasbiyAllâhu, lâ ilâhe illâ HUve, aleyhi tevekkeltü ve HUve Rabbül arşil azîym” (Tevbe 129)

“Allâh bana yeter! Tanrı yoktur sadece ‘HÛ’! O’na tevekkül ettim... Arş-ı Aziym’in Rabbi ‘HÛ’dur!”

“La havle ve la kuvvete illa Billâh.”

“Her hal değişikliği ve kuvvet, hakikatim Allah esması iledir. “

“Rabbi cealniy minledünke sultanen nasıyra ve kefa billahi veliyyen ve kefa Billahi nasıyra.“

“Rabbim ledünnünden zafere erdirici bir kudret oluştur bende!

Esmasıyla hakikatımız olan Allah Veliyy olarak da Nasıyr olarak da kafıydir! “

“Rabbi yessir ve la tuassir rabbiy temmim bil hayır.”

“Rabbim kolaylaştır, zorlaştırma; Rabbim hayırla tamamla.”

Organlar: Baş, dişler, dil, kaslar, safra kesesi, kan.

Bu organlar daha hassastır. Dikkat etmek gerekir.

Yazının devamı...

Satürn der ki, Hele Bir 30 Ol!

Satürn en büyük kötücül gezegen kabul edilir. Çünkü Astrolojide kişiye sorumluluklar yükleyerek disiplin etmeye çalışan öğretici bir gezegendir. Zamanın yöneticisidir. Hayatta istediğiniz her şeyi sıraya koyar ve uygun zamanını bekler.

Satürn Doğum Haritamızda hangi evde ise ve haritamızda 10. evde hangi gezegenler var ise bu hayat planımızda o gezegenlerin temsil ettiği konuları yaşamımızda deneyimleyeceğimiz anlamına gelir.

Güneş etrafında turunu 29.5 yılda tamamlar.

Hepimizin doğum haritasında bulunan Satürnde işte tam bu dönemlerde tetiklenir.

Yani doğduğumuz andan itibaren doğum haritamızda hangi evimizde bulunuyorsa o evden başlayarak tüm evleri dolaşması yaklaşık 30 yıl sürer. İlk Satürn döngüsü 29.5 yıl sonra gerçekleşir. Bu yaşlar yani 29-31 yaş arası hayatımızda ilk Satürn dönüşümünü aldığımız zamandır. Bir insan hayatında 2 veya 3 kez Satürn dönüşümüne denk gelir.

Ve hatta 30 yaşını geçmeden evlilik yapılması aslında Astrolojik olarak bu nedenle pek önerilmez. Çünkü bir insan en büyük gelişimi bu Satürn döngüsü atlatırken yaşar. O yaşına gelene kadar Satürn tüm evlerini dolanmış ve konularla ilgili sorumluluk bilincini geliştirmiştir. İşte o zaman büyür! Bu yaşımıza kadar edindiğimiz bilgi ve tecrübeler hayatımızın geri kalanının şekillenmesinde rol oynuyor.

Bu döngü 7 yıllık aralarla ilerlemeye devam ediyor. Yani her insanın kaderi 7 yılda bir değişir de diyebiliriz.

Satürn öğretici bir gezegendir dedik ve öğretmek istediği konularla ilgili çoğunlukla da bir şeyi elinizden alarak yapar bunu.

Bizi bir şeylerden yoksun bırakarak kimi zaman kısıtlayarak hayatımızda deneyimler yaşatır.

Yapmak istediği bizi yetersiz gördüğü alanda onsuzda başarabileceğimizi göstermektir. Yani tüm korkularınızla eksikliklerinizle bir bir yüzleşirsiniz.

Ben kimim, neden bunları yaşıyorum, ne yapmak gerek?

Bu döngülerle baş etmek sıkıntılıdır ancak farkındalığınız arttıkça daha az etkiler.

Sizin yarım bıraktığınızı düşündüğü bir şeyi tamamlatmak için sonuna kadar sizinle uğraşır! Eğer olayların farkında olamadıysanız tekrar tekrar sizi aynı noktaya döndürür. Uyandırmanın şiddeti de artar bu arada.

Bu nedenle, bu enerji döngüsüne bilinçli bir şekilde yaklaşmak önemlidir, çünkü deneyiminizde büyük bir fark yaratabilir.

Bu yüzden her döngünün başında (yani 7 senenin başında) pozitif düşünce gücüyle baş edebilirsiniz. Çünkü Satürnü Venüs iyileştirir derler. Venüs ise hayatımızdaki hayatın güzel yanlarını, estetiği güzelliği, sevgiyi ve uyumu temsil eder.

Yani her türlü zorlu deneyime rağmen; hayata daha sevgi dolu, şefkatli, hassas yaklaşmak, uyumlu ve dengede olmak. Güzel düşünmek, güzel bakmak, hayattan keyif almaya çalışmak, sahip olduklarına şükretmek bu zorlu deneyimi kolaylığa çevirecektir. Enerjiyi doğru kullanmayı öğrendikten sonra hayatımızda düzene girecektir.

Haritanızda Satürnün zararlı etkilerini iyileştirmek için bir başka tüyo da başkalarına iyilikte bulunmak. Çünkü başkalarının hayatına güzellik katarken kendi hayatınızı da iyileştirirsiniz.

Aynen ayette dendiği gibi;

(İsra, 7)

Bu iyilik insanlar, hayvanlar ya da bitkiler tüm canlılar için geçerlidir.

Örneğin Haritamızda 6. evimiz sağlık ve evcil hayvanlarla ilgilidir. Eğer bu ev kötü etkiler alıyorsa bir hayvan beslemek (evde veya sokak hayvanları olabilir) bu kötü enerjilerin etkisinden sizi koruyacaktır.

Mesela Satürn günü olan Cumartesi gününde birine iyilik yapmayı alışkanlık haline getirebilirsiniz.

Satürn öğretici bir gezegen olduğu için mutlaka size bir şeyler öğretmek ister ya bu yüzden kendinizi yeni bir şeyler öğrenmeye kanalize edebilirsiniz.

Meditasyon, dua zikir çalışmaları yapabilirsiniz.

Olumlama:

Benim için her şey tam zamanında ve mükemmel bir şekilde gerçekleşiyor.

Yazının devamı...

Kaçınma - Atlatma Sanatı?

"Eğer siz çok fazla kusursuz olmaya odaklanırsanız sizin "kusursuz" imajınızı bozmak için her zaman son dakikada bir aksaklık ortaya çıkar.

Bu evrenin ona hatalar yapmasının, insan olmasının ve kendisi olmasının pekâlâ olduğunu hatırlatmasıdır. "

Diyor "Ruhsal Astroloji" de..

Bazı insanlar için özür dilemek büyük bir sorun. Çünkü bu o insanın kusursuzluk imajını çiziyor. Onlar için hata yapmak kabul edilemez bir şey.

Bu durumda o insanın hayatında hangi dersin imtihanını vereceği çok açık!

Alçak gönüllüğü öğrenecek!

O kişi reddettikçe aptalca durumların içerisine çekilecektir.

“Sürekli her şeyin kontrolünü elinde tutmak isteyen insanlar eğer akışın frekansına kendini bırakıp bazı şeylerin kendiliğinden akmasına izin verdiklerinde evrenle senkronize olur.

Bunu başarabilmek için daha az plan program yapmak ve kendiliğinden bazı şeylerin gelişmesine izin vermek.

Çok istediğiniz halde gerçekleşmeyen sizi zorlayan bir durumla karşılaştığınızda, direnç oluştuğunu gördüğünüzde yapmanız gereken ilk şey yavaşlamak. Yaşam her zaman sizin planlandığınız gibi gitmez. O an olan biten her ne olursa olsun, olan her şeyin sizin yüzde yüz hayrınıza sonuçlanacağına güvenerek Yaradanın planına teslim edin.”

Yıllar önce Japonya'da 3 dövüş sanatının takipçileri arasında çıkan bir tartışmaya ilişkin bir öykü vardır.

Bu dövüş sanatları karate (saldırı ustalığı) judo (kendini savunma ustalığı) aikido (kaçınma ustalığı) idi. Hangi dövüş sanatının en etkili olduğunu görmek için her disiplinin en büyük ustası çağrılmıştı. Yarışmadan sonra ayakta kalan aikido ustası olmuştu.

Aikido kaçınma-atlatma sanatıdır: Siz yalnızca bir yana çekilirsiniz asla bir darbe indirmez ya da kendinizi savunmak için kollarınızı kaldırmazsınız; siz yalnızca bir yana çekilirsiniz hasmınızın saldırısının kuvveti onun yıkılmasına neden olur.

İşler sizin planladığınız şekilde gitmediğinde hemen modunuzu düşürmek yerine- geri çekilip kendinin o an farkında olmadığı daha yüksek bir planın gelişmekte olabileceğini kendine hatırlatmalı.

Kollarınızı açın “olan her şeyi tam olduğu haliyle kabul ediyorum. Her şey yolunda ve her şey olması gerektiği gibi gelişiyor” deyin!

İşte o zaman şifa enerjisi ortaya çıkar ve sihir kendini gösterir!

Siz bu şekilde gözü kapalı güvendiğinizde hayatınızdaki büyük tablonun da farkına varırsınız o zamana kadar yaşadığınız her şeyin nasıl yararına işlediğini görürsünüz. Kontrolü bırakmanın yolu budur.

Belki de tüm her şey sizi daha iyi bir sonuca götürmek için bozuluyor bilemezsiniz ki?

Yazının devamı...

Mistik Balık Dolunayı

14 Eylül Balık burcunda Neptünyen bir Dolunay gerçekleşecek.

Yine her zamanki gibi parlak ışığını görülmesi gereken şeyler üzerine yansıtıp görmeniz gereken gerçekleri size gösterecek özel Spiritüel bir Dolunay.

Balık burcu Zodyağın 12. Ve son Burcu ve Doğum haritasında ise 12. Ev

12. ev haritalarımızda bilinçaltı, rüyalar, hayaller, sırlar

Kendimizi iyileştirdiğimiz yerdir.

Bunu Dolunayın enerjisiyle birleştirin.

Su grubunda ve duyguları yöneten Balık burcu haliyle duyguları bi hayli coşturacak. Romantik daha duygusal ve birazda kendinize olan güveninizi eksik hissettiğiniz bir dönem olabilir.

Bu Dolunayın en büyük etkisi bu zamana kadar hayalini kurduğunuz şeyi ya size yaşatacak ya da o hayalden sizi uyandıracak!

Ayrıca bir ikinci baskısı arınma üzerine sizi zorlaması. Tüm temizlenmesi gerekenleri temizlemek ve hayatınızı düzenlemek için enerjisi ile sizi fazladan zorlayacak.

Balık dolunayı özellikle rüyalara dikkat diyor. Her zamankinden farklı rüyalar görerek size rehberlik edebilir.

Eğer rüya görme ile ilgili sıkıntınız varsa birde uyumadan önce göz bandı takarak deneyin.

Lavanta koklamakta rüyalarınızın daha berrak olmasını sağlar.

Doğum haritalarında Balık vurgusu yüksek kişiler asla plan yapmamalıdır. Çünkü ilahi sistem ona evrenin planının onunkinden iyi olduğunu göstermek için planını bozar! Yüce güce teslim olması ve güvenmesi gerektiğini ona hatırlatır.

Eğer mideden gelen bir takım sinyaller var ise kasılma, ağrı, ekşime, yanma vs gibi bu size artık her şeyi oluruna bırakmanız gereken önemli bir işarettir!

Çünkü siz gereğinden fazla endişeye kapılıp gerginlik yapmışsınızdır. Bu durumda sorunu Yüce güce teslim edip kendinizi akışa bırakmalısınız. İşte o zaman her şeyin nasılda yararınıza işlediği görebilirsiniz.

Bırakılması gereken şey: aşırı endişe, saplantılı kaygı

Elementi : Su

Bu dönemde suyu her zamankinden fazla tüketmelisiniz.

Suyu kodlayarak şifa özelliğini artırabilirsiniz.

Vücudunuzdaki suyu harekete geçirmek için dans edin mesela. Balık burcu hem ayaklarınızı yönetiyor hem de su demek. O halde Vücudunuzda hareketsiz duran suyu şöyle bir yerinden oynatın:) İçinde tortulanmış ne varsa yüzeye çıkarıp sonra da ter ve toksinler yoluyla vücudunuzdan atın. İçinizde sıkışmış kalmış duyguların akması için harika bir yoldur bu.

Bu dolunayda mavi enerjili su uygulamasını yapabilirsiniz.

Mavi cam bir şişeye su doldurun ve balkona veya cam önüne koyun dolunayın ışığı ile bu suyu deyim yerindeyse şarj ediyoruz. Birkaç saat yeterli, tüm gecede durabilir.

Neden mavi? Mavi renginin sakinleştirici bir enerjisi var bu bizim dengelenmemizi sağlıyor.

Bu Dolunaydan etkilenen organlar:

Ayaklar, hipofiz ve epifiz bezi

Bu organlar daha hassastır. Ve bununla ilgili şifa çalışmaları olumlu sonuç verir.

Dolunayın Olumlaması: ” Her şey yolunda ve her şey olması gerektiği gibi gelişiyor.”

Okunmasını önerdiğim Esma:

Ya Selam (131)

Selamete çıkaran, huzura kavuşturan

Yazının devamı...

Bakış Açını Değiştir

Derin bir vadide kurulmuş bir köyün sakinlerinin büyük sorunları varmış. Sık sık vadiyi basan seller evlerini ve sürülerini sürükleyip götürüyormuş. Dağ yamaçlarından düşen kayalar bahçelerini ve yollarını yıkıyormuş. Çocukları bataklıkta boğuluyormuş. Zor bir hayat yaşıyorlarmış ama bildikleri tek hayat da buymuş. Bir gün köylerine sağduyulu bir adam çıkagelmiş.

Sağduyulu adam köylülere, “Sorun seller, heyelanlar veya bataklık değil, sizsiniz. Fazlasıyla alçak bir noktada yaşıyorsunuz” demiş.

“Fazlasıyla alçak bir nokta mı?” diye sormuş köylüler.

“Evet anlamaya çalışın. Yaşadığınız alçak seviye yüzünden başınız bir türlü dertten kurtulmuyor. Burada yaşadığınız sürece bu dertler hiç peşinizi bırakmayacak. Kendinizi yükseltin. Böylelikle artık başınıza kazalar gelmeyecek.”

Köylüler hep bir ağızdan “Bize nasıl yapılacağınız göster!” diye yalvarmışlar.

Böylelikle sağduyulu adam onlara evlerini vadi seviyesinin üzerinde, dağın yamacına nasıl inşa edeceklerini göstermiş. Kimileri vadinin biraz üstünde yeni evler inşa etmiş. Daha bilge olanlar yeni evlerini dağın yüksek yamaçlarına kurmuşlar.

“Artık sorunlardan arınmış bir yaşama sahipsiniz. Yaşadığınız mekanın yerini değiştirerek sorunları ortadan kaldırdınız” demiş sağduyulu adam.

“Evet” demiş birisi. “Şu an her şey ne kadar da açık.”

“Merak ediyorum…” diye eklemiş bir başkası, “Acaba neden bunu daha önce düşünemedik?”

İşte aynen Albert Einstein'in dediği gibi

Çoğunlukla bana herhangi konuda danışan birine derim ki kendini yükseğe koy ve kuş bakışı bakmaya çalış... Ne görüyorsun?

Bazen soruna o kadar takılır kalırız ki basit bir çözümü vardır göremeyiz.

Bazen de gerçekten olaylar bizim kontrolümüzün dışındadır ve gereksiz bir çabayla sürekli onarmaya çalışır dururuz. Halbuki onarılacak hali kalmamışsa yıkıp bir başka yerde, yeniden başlayacak cesarettir bize lazım olan..

Ne diyordu Şems:

“Sen darda olduğun vakitlerde, sana bahşedilmiş olanlarla elinden geleni yaparsın, en güzel çareleri düşünürsün, uygularsın. Fakat yine bir şeyler olmuyorsa, kendini yerden yere vurman iyi bir durum değildir. Direnmekle, kendi iç huzurunu bozarsın. Sabırla uygula sana verilmiş olanları, o anki imkânlarınla. Teslim ol demek, elin kolun bağlı otur demek değildir, sadece her imkânlarını denediğin halde olmuyorsa, onda senin için belki daha değişik güzellikler olacaktır veya senin için hayırlısı neyse o olacaktır.

Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.

Düzenim bozulur, hayatımın alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.