SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Bartholin Kisti Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Vajinanın her iki tarafında yer alan kese şeklindeki bezelere Bartholin bezleri adı verilmektedir. Bu bezlerin iltihaplanması ve tıkanması ile beraber Bartholin apsesi olarak da bilinen Bartholin kisti rahatsızlığı meydana gelmektedir.

Yaklaşık olarak 2.5 cm uzunluğunda ve 0.5 cm büyüklüğünde olan bu bezeler vajina girişine doğru açılarak cinsel ilişkiyi kolaylaştırma görevi görürler. Cinsel ilişki sırasında ağrı oluşmasını önleyen ve vajinayı daha kaygan hale getiren salgılar salgılayan bu bezlerin büyüklüğü enfeksiyon ile tıkandığında 4-5 cm’ye erişebilmektedir. Tıkanıklık nedeniyle boşalamayan sıvılar zaman içerisinde birikerek Bartholin kistine dönüşmektedir. Bu rahatsızlığa tam olarak neyin neden olduğu bilinmemektedir.

Bartholin Kistinin Belirtileri

Bartholin kisti küçük olduğu durumlarda herhangi bir belirti göstermemektedir. Ancak kistin büyüdüğü durumlarda özellikle vajinada gözle görülür değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Vajina dudaklarının birinde veya her ikisinde şişme, kızarıklık, ödem, şiddetli ağrı, cinsel ilişki esnasında şiddetli ağrı, yanma ve kızarıklık gibi kolay fark edilebilir belirtiler kistin varlığına dair başlıca belirtilerden bazılarıdır. Ayrıca ateş, iltihaplı akıntı, halsizlik, yürüme ve oturma gibi günlük hareketlerde zorlanma da Bartholin kistinin belirtilerinden bazılarıdır. Kist çok büyük olmasa da bazı durumlarda bölgedeki sıcaklık hissi ve bezleri çevreleyen cildin hassaslaşması ve kızarması da kistin varlığına işaret eden belirtilerdendir.

Tedavi Yöntemi

Bartholin kistinden şüphelenen kadınların zaman kaybetmeden uzman bir doktora muayene olması gerekmektedir. Bölgede enfeksiyon oluşumu gözlendiğinde antibiyotik tedavisiyle rahatsızlığın giderilmesi sağlanabilmektedir. Ayrıca oluşan apsenin boşaltılması ve ağrı kesici kullanılması da tedavi yöntemleri arasında yer almaktadır. Marsupiyalizasyon yöntemi ile biriken mukusu dışarı çıkarmak başlangıç dönemindeki apsenin ortadan kaldırılması için etkili yöntemlerden biridir. Rahatsızlık ilerleyen evrelerde ve artık kiste dönüştü ise karbondioksit lazer tedavisi ya da gümüş nitrat tedavisi ile kist tahrip edilebilmektedir. Kistin en ileri seviyesinde ve büyüklüğün gözle görülebilir hale geldiği durumlarda, kist cerrahi müdahale ile olduğu yerden alınmaktadır. Yaklaşık 10 gün içerisinde bölge iyileşmektedir.

Ancak uygulanan yöntem ne kadar başarılı olursa olsun Bartholin kistinin tedaviden sonraki ilk 6 ay içerisinde yenileme olasılığı %25 ile %30 civarındadır.

Op. Dr. Seval Taşdemir

Kadın Hastalıkları, Doğum

ve Tüp Bebek Uzmanı

https://www.facebook.com/drsevaltasdemir

https://www.instagram.com/drsevaltasdemir

Yazının devamı...

Hamilelik Bulantılarına Engel Olabilirsiniz

Yapılan araştırmalara göre yaklaşık olarak her 100 kadından 50 ile 70’i hamilelik dönemlerinde bulantı ve kusma problemi yaşıyor. Ayrıca bu problemleri yaşayanlar arasında %5 - %10’luk kesimin bulantısı ve kusması çok şiddetli olduğu için hastaneye yatmak zorunda kalıyor. Bulantı ve kusma şikayetleri genellikle sabah saatlerinde görülmektedir. Emesis gravidarum adı verilen bu durum çok şiddetli olduğunda ise hiperemesis gravidarum adını alıyor. Genel olarak hamileliğin 6. haftası itibariyle ortaya çıkan şikayetler yaklaşık 10 hafta sürmektedir. 14 ve 16. haftalarda en az seviyeye inerek ortadan kaybolur. Ancak çok nadirde olsa hamileliğin 4. haftası ile ortaya çıkan bulantı ve kusma şikayetleri hamileliğin sonuna kadar sürmektedir.

Hangi Yiyecekler Bulantıya İyi Gelir?

Bulantı ve kusma şikayeti yaşayan anne adaylarının protein ve yağ yönünden zengin, hazmetmesi zor gıdalar yerine daha çok kompleks karbonhidratları tüketmesi önerilmektedir. Mide bulantısının günün sabah saatlerinde çok şiddetli olmasının sebeplerinden bir tanesi de sabah midenin boş olmasıdır. Bu nedenle anne adaylarının gece yatmadan önce hafif bir öğünde sindirimi uzun süren tahıllı ve lifli gıdaları tüketmeleri gerekmektedir. Bu şekilde sabah mide boş olmayacağından bulantının şiddeti de daha hafif olmaktadır. Gün içerisindeki öğün sayısını altıya çıkarmak, az az ancak sık aralıklarla yemek yemek şikayetlerin azaltır. Bulantı hissedildiğinde kraker gibi tuzlu gıdaların tüketilmesi bulantı hissinin kısa sürede geçmesine yardımcı olmaktadır.

Kimler Risk Altında?

İkiz ya da daha fazla bebek bekleyen annelerde bulantı ve kusmanın daha şiddetli olma riski tek çocuk bekleyen anne adaylarına göre daha fazladır. Ancak bu rahatsızlıkların hiç gerçekleştirmemesi gerçekleşmemesi gibi bir durum da bulunmaktadırsöz konusudur. Hamilelikten önce doğum kontrol hapı kullanmış ve kullandığında bulantı yaşamış kadınların hamilelik döneminde bu problemleri yaşaması olasıdır. Bu bulantıların nedeni östrojene olan duyarlılıktır. Yakın ailesinde benzer şikayetler olan kadınların bulantı yaşama olasılığı da diğer anne adaylarına göre daha yüksektir. Tüm bunların yanı sıra araç tutması yaşayanlar, migren hastalığı olanlar, ilk kez hamile kalanlar ve genç yaşta hamile kalanların bu rahatsızlıkları yaşaması oldukça normaldir.

Op. Dr. Seval Taşdemir

Kadın Hastalıkları, Doğum

ve Tüp Bebek Uzmanı

https://www.facebook.com/drsevaltasdemir

https://www.instagram.com/drsevaltasdemir

Yazının devamı...

Hamilelikte Oruç Tutmadan Önce İyi Düşünün

Ramazan ayı ile beraber gündeme gelen sorulardan bir tanesi de anne adayları için oruç tutmanın bebeğe ve annelere ne gibi etkisi olduğudur.

Normalde insan vücudu uzun süreli açlığa dayanabilirken hamilelikte durum çok daha farklı olmaktadır. Anne adaylarının hamilelik sürecinde ve sonrasındaki emzirme sürecinde bol sıvı tüketmesi gerekmektedir. Hamileliğin özellikle ilk üç ayında bebeğin organ gelişimi üst seviyede olduğu için hamileliğin en önemli zamanı olarak değerlendirilmektedir.

Ayrıca bulantı ve kusma gibi rahatsızlıklar da bu süreç içerisinde etkili olmaktadır. Kusmaların sık yaşandığı durumlarda vücuttaki elektrolit kaybının aşırı olmasından dolayı anne adaylarının bol bol su tüketmesi gerekmektedir. Bu nedenle hamileliğin ilk üç ayında oruç tutulması hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından zararlıdır.

Oruç Tutmak İsteyen Anneler Ne Yapmalı?

Hamileliğin üçüncü ve beşinci aylarındaki hamilelik süreci geri kalan aylara göre nispeten daha rahat geçmektedir. Bu nedenle oruç tutmak için en uygun aylar bu aylardır. Beşinci aydan sonra anne karnındaki bebeğin büyümesinin hızlandığı ve kilo kazanmaya başladığı aylar olduğu için oruç tutulması tavsiye edilmemektedir. Anne adaylarının iftardan sahura kadar 2-2.5 litre su içmesi ve bu süreçte kafeinden uzak durması gerekmektedir. Gün içerisinde vücudun kalori ihtiyacı da iftar ile sahur arasına dengeli bir şekilde dağıtılmalıdır. Gündüz saatlerinde sıcaktan ve aşırı hareketten uzak durarak terleme kaynaklı sıvı kaybının minimuma indirilmesi gerekmektedir. Anne adaylarının mevsime uygun olarak meyve ve sebze tüketmesi son derece önemlidir.

Hamilelikte Oruç Tutmanın Etkileri

Vücudun uzun süre susuz kalmasından dolayı rahim kasılmaları meydana gelebilmektedir. Rahim kasılmaları ile beraber erken doğum riski yükselmektedir. Ayrıca gebelik sürecinde idrar yolu enfeksiyonu riski de artmaktadır. Bol su tüketimi aynı zamanda bebeğin içerisinde bulunduğu kesenin suyunu etkilemektedir. Vücut susuz kaldığında bu kesenin yeterince dolu olmaması nedeniyle bebek hareketlerinde azalmalar gözlemlenmektedir. Bu riskin düşürülmesi için bol bol sıvı tüketilmesi gerekmektedir. Gebelik kaynaklı hamilelik şekeri ya da şeker hastalığı gibi durumlar görüldüğü takdirde az miktarda sık sık yemek yemek gerekmektedir. Böyle bir rahatsızlığa sahip olan hamilelerin hem kendileri hem de bebekleri için tehlikeli durumlar görülebilmektedir.

Op. Dr. Seval Taşdemir

Kadın Hastalıkları, Doğum

ve Tüp Bebek Uzmanı

https://www.facebook.com/drsevaltasdemir

https://www.instagram.com/drsevaltasdemir

Yazının devamı...

Besinler Sperm Kalitesini Etkiliyor

Spermlerin canlılığına ve hareketliliğine sperm kalitesi adı verilmektedir. Hamilelik için sperm kalitesi en az yumurtaların sağlıklı olması kadar önemlidir. Düşük sperm kalitesi uzun süre gebeliğin oluşmamasına neden olabilmektedir. Sağlıklı bir menideki sperm yoğunluğu bir mililitrede 15 milyon, toplamda da 40 milyon civarında olmalıdır. Daha düşük seviyelerde gebelik mümkün olamayabilir. Menideki sperm sayısı kadar bu spermlerin ne kadarının hareketli olduğu da önemlidir. Çok sayıda olan ancak hareketsiz olan spermler de hamileliğin oluşmasını sağlamamaktadır. Yapılan araştırmalar erkeklerin sperm sayısının son 50 yılda yaklaşık olarak yarı yarıya azaldığını göstermektedir. Yine aynı araştırmalara göre erkeklerde baba olma yaşı geciktikçe genetik problemlerin çocuğa aktarılma olasılığı daha fazla artmaktadır.

Sperm Kalitesini Artıran Besinler

Sperm kalitesi için yaşam biçimi kadar besinlerde önemli etki etmektedir. Bazı besinler içerdiklerinden dolayı sperm kalitesini artırmada önemli bir rol oynar. Ancak bu besinlerin işe yaraması için sürekli olarak değil düzenli olarak tüketilmesi gerekir. Muz, içeriğinde bulunan bromelain enzimi sayesinde sperm kalitesini olumlu yönde etkileyen meyvelerin başında gelmektedir. Omega-3 asitleri açısından zengin bir besin olan somon balığı da sperm kalitesini artıran besinler arasında yer almaktadır. Güçlü bir afrodizyak olan istiridye ve kırmızı et türevleri sperm kalitesini önemli ölçüde etkilemektedir. Kırmızı sebzeler, yumurta, mantar, kuşkonmaz, ıspanak, zencefil, keçi boynuzu, kuru yemişler içerdikleri besinler açısından hem sperm hareketliliğini artıran hem de sperm sağlığını geliştiren besinler arasında yer almaktadır. A, B1, C, D vitaminleri, çinko, arginin, selenyum gibi içerikler ve antioksidanlar spermin sağlıklı olmasını sağlamaktadır.

Sperm Kalitesini Olumsuz Yönde Etkileyen Faktörler

Sağlıksız beslenme ve düşük kaloriye sahip zayıflama diyetleri sperm kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Sağlıksız diyetler erkeklerde testosteron hormonunun kadınlarda ise östrojen hormonunun düşmesine neden olmaktadır. Tek çeşitli beslenmek sperm sağlığını kötü yönde etkilemektedir. Özellikle aşırı yağlı yiyecekler, fast food gibi yiyecekler damar tıkanıklarına neden oldukları için spermleri besleyen damarların ve dolaylı olarak spermlerin kötü yönde etkilenmesine neden olmaktadır. Son derece toksik özelliklere sahip alkol ve sigara tüketimi de tüm vücuda olduğu gibi sperm kalitesine ve hareketliliğine de zararlıdır.

Op. Dr. Seval Taşdemir

Kadın Hastalıkları, Doğum

ve Tüp Bebek Uzmanı

https://www.facebook.com/drsevaltasdemir

https://www.instagram.com/drsevaltasdemir

Yazının devamı...

Polikistik Overli Kadınlar Hamile Kalabilir mi?

Polikistik over sendromu yumurtalıklarda meydana gelen irileşme ve birçok küçük boyutlu kist oluşumu ile ortaya çıkmaktadır. Bu durum kadınlarda hormonal problemlere neden olmaktadır. Polikistik over sendromunun tam olarak hangi sebeplerle ortaya çıktığı henüz bilinmemektedir. Bu sendromun görülmesinde genetik faktörlerin sebep olduğu düşünülmektedir. Bu sendromdan muzdarip kadınların hamile kalma ihtimali diğer kadınlara göre daha düşüktür. Polikistik over sendromu yumurtlamayı engellediği ya da düzensiz hale getirdiği için hamile kalma olasılığını düşürmektedir.

Polikistik Over ve Hamilelik

Tüp bebek tedavisi gören hastaların yaklaşık %15-20’si polikistik over sendromuna sahip hastalardan oluşmaktadır. Bu sendroma sahip hastalar bazen tedavi olmadığından gebe kalabilmektedir. Ancak bu son derece nadir görülen bir durumdur. Polikistik over sendromu %100 kısırlığa sebep olmamaktadır ancak hamile kalma şansını önemli ölçüde düşürmektedir. Ancak tüp bebek tedavisinde polikistik over sendromuna sahip hastalar için gebe kalınabilirlik oldukça kolaydır. Bu sendromda yumurtalık uyarımı sonrasında ortaya çıkan yumurta sayısı oldukça iyidir. Bu sayede tüp bebek tedavisinin olumlu sonuçlanması mümkündür. Polikistik over sendromu hastalarında tüp bebek tedavisi ile hamile kalma şansı yaklaşık olarak %66’dır. Bu sendroma sahip olan hastalarda tüp bebek için uyarımlar oldukça dikkatli ve düşük dozda gerçekleştirilmektedir. Kontrolsüz yapılan uyarımlar aşırı uyarım sendromunun gelişmesine neden olabilmektedir.

Diğer Yöntemler

Polikistik over sendromu olan hastalar genellikle obez hastalardır. Bu yüzden tedaviye başlanmadan önce hastaların fazla kilolarını vermesi gerekmektedir. Bu durum hem yumurtlamayı düzenler hem de gebelik şansını önemli ölçüde arttırır. Polikistik over sendromuna sahip hastaların yumurtlamasını sağlamak için öncelikle insülin direncinin düşürülmesi gerekiyor. Bazı kadınlarda bu direnç haplarla düşürülerek yumurtlama elde edilebiliyor. İlaç tedavisi yaklaşık olarak altı ay kadar sürmektedir. Ancak bir kısım hasta için ilaç tedavisi de yeterli olmamaktadır. Bu durumda iğne ile tedavi yöntemi denenmektedir. 3 ile 6 ay arasında yapılan iğne tedavisi de etkili olmadığı durumlarda tüp bebek tedavisine başvurulması gerekmektedir. Tüp bebek tedavisi, polikistik over sendromu bulunan hastalarda yüz güldürücü sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır.

Op. Dr. Seval Taşdemir

Kadın Hastalıkları, Doğum

ve Tüp Bebek Uzmanı

https://www.facebook.com/drsevaltasdemir

https://www.instagram.com/drsevaltasdemir

Yazının devamı...

Kadınların En Sık Karşılaştıkları Vajinal Enfeksiyonlar

Kadınlarda sıklıkla meydana gelen vajinal enfeksiyonların birçok sebebi olabilir. Birçok kadının hayatlarının bir bölümünde en az bir kez karşılaştıkları vajinal akıntı, kaşıntı ve yanma gibi şikâyetlere genellikle genital bölgede meydana gelen bakteri, virüs ve mantar enfeksiyonlar sebep olmaktadır. Bu enfeksiyonlar tedavi edilmediğinde rahatsızlık verecek boyuta ulaşabilir ve tekrarlayabilir.

Vajinal enfeksiyonlar yaz aylarında kış aylarına nazaran daha fazla görülüyor. Yazın hava sıcaklığının artmasıyla birlikte genital bölgenin nemli kalmasına bağlı olarak vajinal mantar enfeksiyonu ortaya çıkar. Vajinada normal olarak bulunan mantarlar, vajen florasında oluşan değişiklikler nedeniyle aktifleşir ve enfeksiyonu tetikleyebilir.

Antibiyotik kullanımı, hamilelik, şeker hastalığı ve bağışıklık sisteminin baskılanmasına yol açan bir takım rahatsızlıklar risk oranını yükseltir.

Bu sebeple yaz aylarında genital bölgeyi nemli bırakmayacak iç çamaşırlarının giyilmesi oldukça önemlidir. Havuzdan çıktıktan sonra mantar görülme olasılığı artar. Bunun sebebi havuzun mantar yapması değil, havuz suyundaki klorun, vajen floasındaki yararlı bakterileri öldürmesi sonucu var olan mantar sporlarını aktifleştirmesidir.

Vajinal enfeksiyonların en yaygın görülen belirtisi kaşıntı ve yanma hissidir. Şiddetli kaşınma ve kızarıklıkların yanı sıra beyaz renkli, kokusuz, süt kesiği kıvamında akıntılar da görülebilir. İdrar yaparken yanma, idrarın değdiği bölgelerde sızlama ve cinsel ilişki sırasında ağrı da yaşanabilir.

Enfeksiyondan Korunma Yolları

Sentetik çamaşırlar, dar kıyafetler yerine pamuklu ve rahat iç çamaşırlarını tercih etmek, günde iki kez iç çamaşırı değiştirmek, çamaşırları deterjan yerine sabunla yıkamak, ütülemek, genital bölgeyi sabunla yıkamak, havuz sonrası klordan temizlenmek için duş almak enfeksiyonlardan korunmak için oldukça önemlidir.

Bakteriyel Vajinozis

Hamilelikte sıklıkla karşılaşılan enfeksiyon türüdür. . İnce kıvamda, gri, homojen, balık kokusunu andıran akıntıyla kendini gösterir. Cinsel ilişki ile bulaşmaz. Bebeğin suyunun erken gelmesi, erken doğum ve rahim içi enfeksiyon risklerini doğurabilir.

Mantar Enfeksiyonu

Hamilelik süresince vajen ph’ında değişikliklerin yaşanması mantar enfeksiyonlarına yol açar. Keskin şikayetler varsa anne adayları lokal fitil ve kremler kullanabilir. Genellikle doğum sonrası geçer.

Vajinit Nasıl Geçer?

Gebelerin yüzde 25’i bu enfeksiyonla karşılaşır. Bebeğin suyunun erken gelmesi ve erken doğum nedenleriyle ortaya çıkabilir. Vajinal fitiller, kremler ve ağızdan alınan ilaçlar tedavi için önemlidir. Bu enfeksiyonda kötü kokulu, bol köpüklü, sarı renkli akıntı görülür.

Op. Dr. Seval Taşdemir

Kadın Hastalıkları, Doğum

ve Tüp Bebek Uzmanı

https://www.facebook.com/drsevaltasdemir

https://www.instagram.com/drsevaltasdemir

Yazının devamı...

Doğum Çantanızı Hazırladınız mı?

Bebeğini kucağına almak için sabırsızlanan anne adayları, doğum hazırlıklarına başladı. Ancak doğum yaklaştıkça telaşların da artacağını unutmamak adına doğum çantasında bulunması gerekenleri önceden bilip ve ona göre hazırlık yapmak oldukça önemlidir.

Doğum çantasında olması gereken temel şeylerde fikir birliği kurulabilir ancak listeyi kendinize göre uzatıp kısaltabilirsiniz. Çantayı hazırlamadan önce doğum yapacağınız hastanenizin şartlarını önceden biliyor olmanızda fayda var.

Doğum çantasını hazırlamayı son ana bırakmanız, ihtiyacınız olan temel şeyleri unutmanıza sebep olabilir. İki elinizin bir pabuca girmemesi için çantanızı hamileliğinizin 32. haftasında hazırlamaya başlayabilirsiniz.

Doğum çantasında olması gerekenleri ‘kendiniz’ ve ‘bebeğiniz’ olmak üzere iki başlık altında topladık.

Kendiniz İçin;

- Hareket etmenizi kısıtlamayan, sizi terletmeyen, rahat ve bol kıyafetler

- 2 ya da 3 tane destekleyici sutyen (Hem normal hem de emzirme sutyeni). Burada dikkat edilmesi gereken nokta, göğüslerinizin doğumdan sonra daha da büyük olacağıdır.

- Süper emici pedler (Tek kullanımlık ve külot tarzında olanların kullanımı daha kolay ve daha hijyeniktir.)

- Emzirme yastığı

- Göğüs kalkanı ya da göğüs pedi (Göğüs pedi memeye yapıştığı için biraz daha can yakıcıdır)

- Diş fırçası, diş macunu, saç fırçası, sabun, deodorant ve diğer kişisel hijyen malzemeleri

- 5-6 adet külot: Pamuklu ve yüksek belli olanlardan…

- Havlu

- Daha rahat emzirebilmeniz için önden açılan 2 gecelik

- Sabahlık ve terlik

- Bir çift sıcak tutan çorap

- Eve giderken giymek için bol ve rahat bir dış kıyafet

Bebeğiniz İçin;

- 1 Paket yeni doğan çocuk bezi

- Islak mendil

- 3 adet önden açılan zıbın (Yeni doğan bebeklere uyumlu olmalı, paraben içermemeli)

- Birkaç adet çorap, eldiven, şapka

- 3 adet uzun kollu, bacaklı tulum veya pijama

- Mevsime uygun yelek ya da hırka

- Bebek battaniyesi

- 4-5 adet yumuşak küçük havlu

- 3-4 adet önlük

- Bebek mendilleri

Op. Dr. Seval Taşdemir

Kadın Hastalıkları, Doğum

ve Tüp Bebek Uzmanı

https://www.facebook.com/drsevaltasdemir

https://www.instagram.com/drsevaltasdemir

Yazının devamı...

Doğum Kontrol Haplarından Ne Kadar Süre Sonra Gebelik Oluşur?

Ülkemizde ve dünyada uzun yıllardır kullanılan doğum kontrol hapları östrojen ve progesteron hormonları içerir. Bu hormonlar kadınların yumurtalığını uyaran hormonları baskı altına alarak yumurta gelişimini engeller ve hamileliğin önüne geçer.

Doğum kontrol haplarından verim alınması için zamanında ve eksiksiz alınması gerekir. Hamile kalmaya karar verdikten sonra bu hapların kullanımı kesilir ve iki üç ay normal korunma yöntemleri ile korunmaya devam edilir. Bu süre içerisinde birkaç kez adet gördükten sonra hamilelik için hazır hale gelinir.

Hap kullanımı bırakıldıktan sonra genellikle kısa süre içinde doğurganlık geri döner. Ancak genellikle hap almayı bıraktıktan sonra vücudun eski haline dönmesi veya yapay hormonların vücuttan atılması için biraz zamana ihtiyaç vardır.

Doğum kontrol hapları bırakıldıktan sonra vücut bazı hormonlardan arınmaya başlar ve kısa süre sonra menstrual döngü yeniden normal haline döner. İlk menstrual döngüde gebelik oluşma ihtimali vardır. Yumurtlama genellikle doğum kontrol hapını bıraktıktan 2 hafta sonra başlar. Bu durumda 2 hafta ile 6 ay arasında hamile kalınması olasıdır. Her ay hamile kalma şansı yaklaşık olarak %20'dir. İleri yaşlarda ise hamile kalmak biraz daha zorlaşabilir.

Uzmanlar doğum kontrol hapını bıraktıktan hemen sonra hamile kalmayı tavsiye etmez. Genellikle hamile kalmak için 2-3 kez adet görmeyi beklemek tavsiye edilir. Bazı kadınlar çok kısa süre içinde hamile kalırken bazıları ise daha uzun bir aradan sonra hamile kalabilir. Gebelik kısa sürede gerçekleştiğinde ise endişe etmeye gerek yoktur.

Doğum kontrol hapları kullanımından hemen sonra hamile kalınırsa hamileliğin ikiz bebek ile sonuçlanma ihtimali yüksektir. Hapların bırakılmasından sonra bir yıl boyunca normal yollarla gebe kalınmaz ise doktora başvurulmalıdır.

Op. Dr. Seval Taşdemir

Kadın Hastalıkları, Doğum

ve Tüp Bebek Uzmanı

https://www.facebook.com/drsevaltasdemir

https://www.instagram.com/drsevaltasdemir

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.