SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Uyku Bozukluğunun Psikolojisi

Ortalama bir insan günde 7-8 saat arasında uyur ve bu nedenle yaklaşık olarak örümüzün üçte birlik gibi büyük bir kısmı uykuda geçer. Uyku, vücudun hem fizyolojik hem de psikolojik olarak ihtiyaç duyduğu bir süreçtir. Bu süreçte sanılan aksine vücut pasif değil aktif durumdadır.

Kaliteli ve yeterli miktarda uyku vücudun bir sonraki gün için ihtiyaç duyduğu enerjiyi toplamasına yardımcı olur. Ancak günümüzde birçok kişinin yaşadığı uyku bozuklukları kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler.

Günümüzde yaklaşık olarak 80’den fazla uyku bozukluğu olduğu bilinmektedir. Uyku bozukluğu çeşitli rahatsızlıkların belirtisi olarak ortaya çıkabildiği gibi aynı zamanda bazı hastalıklarında sonucu olduğu görülür.

Uykusuzluğun Nedeni

Uykuya dalmada zorluk ya da uykunun kısa sürede kesilmesi olarak kabul edilen insomnianın üç farklı çeşidi vardır. Bunlar geçici, kısa süreli ve kronik insomnia olarak adlandırılır.

Yaklaşık olarak bir haftadan daha kısa süren durumlar geçici insomnia, bir hafta ile dört hafta arasında değişen sürelerde görülen durumlar kısa süreli insomnia ve dört haftadan uzun süren durumlar ise kronik insomnia olarak değerlendirilir. Hemen hemen her yaş grubundan insanda görülebilen bu rahatsızlık genel olarak psikolojik temellidir.

Özellikle insomnianın ana nedenlerinden başında stres gelmektedir. Bunun yanı sıra jet lag, tekrar eden rahatsız edici gürültü, madde ve alkol bağımlılığı ve bazı fiziksel rahatsızlıklar da uyku bozukluğuna sebeptir.

Uykusuzluk Tedavisi

Her ne kadar hangi tür uyku bozukluğunun ortaya çıkacağı kişiden kişiye göre değişse de uyku bozukluğu bir rahatsızlığın sonucu olarak ortaya çıktığında, uykusuzluğa neden olan rahatsızlığın ortadan kalkması ile beraber kendiliğinden düzelebilir. Ancak psikolojik nedenler kaynaklı uykusuzlukta ise bu problemin çözülmesi gerekmektedir.

Geçmiş ya da yakın dönemde yaşanan travmatik olaylar ve olumsuz duygu yüklemesi genellikle birçok problem ile beraber uykusuzluğu da beraberinde getirebilir.

Terapiler, meditasyon, EMDR gibi yöntemler sayesinde düzenli bir travma çalışması ile beraber uyku bozukluğu aşılabilmekte ve kişinin tekrar sağlıklı bir uyku düzenine kavuşması sağlanabilir. Kişinin uyku bozukluğu yaşaması durumunda uzman bir danışmandan yardım olması gerekir.

Psikiyatrist Uzm. Dr. Burak Toprak

www.buraktoprak.com

Facebook: @psikiyatristburaktoprak

Instagram: @psikiyatristburaktoprak

YouTube – Psikiyatrist Dr. Burak Toprak

Yazının devamı...

Çiftler Arasındaki Çatışma Sebepleri

Yapılan pek çok araştırma evli çiftlerin aslında birbirlerini o kadar da iyi tanımadığını kanıtlıyor. Aslında pek çok insan karşısındaki kişiyi tanıdığını düşünse de bu düşünce büyük bir yanılsamadan ibaret.

Bir insanın doğum yerini, tarihini, burcunu, okuduğu okulları, maddi durumunu ve buna benzer bilgilerini biliyor olmak hiçbir zaman o insanı tanımak için yeterli değildir.

Zevklerini, hobilerini, korkularını, hayallerini ve tepkilerini bilmediğiniz bir insanı yeterince tanımıyorsunuz demektir. Evlilik gibi önemli bir kararı almadan önce karşınızdaki kişiyi ne kadar tanıdığınızı ölçmeli ve bu önemli kararı değerlendirmenizi yaptıktan sonra vermelisiniz.

Eşinizi Tanımadığınızı Fark Ederseniz Ne Olur?

Bir anda, aslında eşinizi hiç tanımadığınızı fark edebilirsiniz. En sevdiği rengi, favori yazarını ya da en sevdiği meyveyi bilmediğiniz fark ettiğiniz esnada onunla ilgili bilmediklerinizi sıralamaya başlarsınız. Eşiniz size kendisini farklı birisi olarak gösterdiyse de zamanla onun kim olduğunu keşfedebilirsiniz.

İlişkinin başlarında eşiniz aile yapısını size yansıtmazken evlilik sonrasında ailesi ile ilgili çok daha farklı bir insana dönüşebilir. Bu tür durumların tamamı çiftler arasında çatışmaya neden olabilir. Eşinizi yeterince tanımıyor olmanız tanıyamayacağınız anlamına gelmez.

Çiftler arasında çatışmaya neden olan pek çok sorun olduğu gibi bu sorunların bir çözümü olacağı da göz ardı edilmemeli. Eşinizi tanımadığınızı düşünmek ya da bununla yüzleşmek bir hayal kırıklığı yaşatsa da sevginin ve saygının korunduğu ilişkilerin sürekliliği her zaman mümkün.

Çiftler Arasında Çatışmaya Neden Olan Durumlar

İletişimsizlik çiftler arasındaki en temel problemlerden birisidir. Eşler sorunlarını paylaşmaktan, tartışmaktan ve konuşmaktan çekindikçe sorunların büyümesi kaçınılmazdır. Eşlerin birini tanımasının ve çatışmamasının en temel çözümü iletişim kurmadan geçer.

Çiftler arasındaki çatışmaların en temelinde ne yazık ki aileler yer alır. İki insan arasında sorun olmayan durumlar işin içerisinde aileler girdiği zaman sorun olmaya başlayabilir. Ailelerin çiftin ilişkisine müdahale etmesi, ilişkiden beklentileri olması ve anlayışsız davranması çatışmaya neden olan durumlar arasında yer alır.

Karşısındaki insanın değişeceğini umut ederek evlilik kararı alan insanlar genellikle hayal kırıklığı yaşarlar. Bu hayal kırıklığı karşı tarafın değişmeyi kabul etmemesinden ya da değiştiği zaman hayal edilenin gerçekleşmemesi sebebiyle yaşanabilir. Bu nedenle doğrudan değişim beklenen ilişkilerde çatışmaların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Çiftlerin değişim talebi yerine karşılıklı kırıcı olan özelliklerini törpülemeye çalışmaları çok daha yapıcı olacaktır.

Psikiyatrist Uzm. Dr. Burak Toprak

www.buraktoprak.com

https://www.facebook.com/psikiyatristdrburaktoprak/

https://www.instagram.com/psikiyatristburaktoprak/

https://www.youtube.com/channel/UCjUJsKTAJQVp8I8u_RDWzgg

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.